• Sonuç bulunamadı

Göçmen Kaçakçılığının Görünmeyen Sosyal Boyutları

4.3. GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞININ GÖRÜNMEYEN BOYUTLARI

4.3.1. Göçmen Kaçakçılığının Görünmeyen Sosyal Boyutları

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı (KOMDB) tarafından hazırlanan 2005 raporu'na göre; mağdurların temel özgürlüklerinin ellerinden alınarak bir eşya gibi satılmaları ve seks köleleri olarak ya da diğer işlerde zorla çalıştırılarak gerçekleştirilen insan ticareti faaliyetleri, Türkiye'de, Sovyetler Birliği'nin dağılması ardından yaşanan ekonomik kriz sonrasında tehlikeli bir seviyeye ulaşmış durumdadır.

Şiddet, zorlama ve kandırma yollarını kullanan insan tacirlerinin amacı, mağdurları cinsel yönden suistimal etmek, zorla çalıştırmak, köle olarak kullanmak,

246 Erder, S. ve Kaşka, S., “Usulsüz Göç ve Kadın Ticareti: Türkiye Örneği”, IOM İçin Yapılan Araştırma, http://www.un.org.tr/unfpa_tur/3rdcountryprogramme4otherprojects.asp#b7, Erişim:

10.10.2005.

247 Fırat, A., “Uluslararası Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti”,

http://www.taa.gov.tr/dersnotlari/GocmenKacakciligiveInsanTicareti.doc, Erişim: 12.11.2005.

diğer her türlü hizmetleri vermeye zorlamak veya organlarını çalıştırmaktır. Çoğunlukla kadın-kız ve erkek çocuklarından oluşan insan ticareti mağdurları, aslında tacirler tarafından esir alınan birer köledir, diğer bir ifade ile “Modern Çağın Köleleri”dir.

Uluslararası suç örgütleri tarafından kontrol edilen insan ticareti faaliyetleri, mağdurların hizmetçilik, tezgahtarlık gibi sahte iş teklifleri ve daha iyi yaşam vaadiyle kandırılarak ya da fuhuş maksatlı gelenlerin veya yönlendirilenlerin konu olduğu olaylar olarak ülkemizde özellikle eğlence yerlerinin, turizmin ve nüfusun yoğun olduğu yerlerde daha çok görülmektedir.248

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC)’nin raporuna göre de, dünya genelinde insan tacirlerinin asıl mağdurlarının kadınlar olduğu, insan tacirleri tarafından mağdur edilen her 100 kişiden 77’sinin kadın, 14'ünün çocuk ve 9’unun erkek olduğu, ellerinde bulunan her 100 kişiden 87’sinin seks kölesi, 28’inin ise zorunlu işçi olarak kullanıldığı bildirilmektedir.

UNODC’nin yayınladığı raporda; Türkiye’nin insan kaçakçılığı ve seks kölesi ticaretinde "yüksek seviyede geçiş ülkesi" olduğu (hedef ülke konumunda bulunan 10 ülkeden biri olduğu), ayrıca kaynak ülke olarak "orta seviyede" olduğu ifade edilmektedir. Rapora göre Türkiye’ye, en çok Bulgaristan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya Federasyonu ve Ukrayna’dan kaçak insan getirilmektedir.

İnsan kaçakçılarının Türkiye’ye getirdikleri kişilerin profilini de inceleyen UNODC’ye göre, insan ticareti mağduru yetişkin erkeklerin ve erkek çocukların oranının düşük olduğu, insan tacirlerinin kurbanlarının büyük oranda kadınlar olduğu, ayrıca, reşit olmamış küçük kızların da Türkiye’ye kaçırıldığı vurgulanmaktadır.

Raporda ayrıca, insan tacirlerinin kurbanlarını çoğunlukla seks kölesi olarak çalıştırdığı, zorla işgücü olarak kullanma da görülmesine rağmen bu sayının seks kölelerine göre çok daha düşük olduğunun altı çizilerek, Türkiye’de 2005 yılı içinde

248 EGM-KOMDB, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele 2005 Raporu, EGM Yayınları, Ankara, 2006, s.114.

http://www.kom.gov.tr/turkce/konu_detay.aspx?uid=277&sm=comp12, Erişim: 10.05.2006.

360 kişinin insan ticareti suçu işledikleri gerekçesiyle yargılandığı249 da belirtilmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı'nın istatistiklerine göre; 1996 yılında 3 bin 69, 1997'de 4 bin 83, 1998'de 4 bin 920, 1999'da 3 bin 643, 2000'de 3 bin 529, 2001'de 3 bin 504, 2002'de 2 bin 559, 2003'te 1775, 2004'te 1990 ve 2005 yılı ortalarında ise 1001 yabancı uyruklu kadın fuhuş yaparken yakalanarak sınırdışı edilmiştir. Ve son on yıl içinde fuhuş yaparken yakalanan yabancı uyruklu kadınların toplamı 30 bin 73 olmuştur.250

Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nin Türkiye Misyon Şefi Marielle Lindstrom’un beyanlarına göre, genelde ülkelerinde baskı altında, ölüm tehdidi ya da silahların gölgesinde yaşamak zorunda kalmış kadınlar, çoğu zaman çıkış yolu bulamamakta ve göçmen kaçakçılığı veya insan ticareti mağduru olmaktadırlar.

Erkeklerin de göç ve insan kaçakçılığı mağduru olmasına rağmen, Moldova, Romanya, Ukrayna, Rusya, Özbekistan ve Kırgızistan’dan gelen kurbanların yüzde 90’ı kadınlardan oluşmaktadır. 251

Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nin Türkiye'deki ofisinin 2006 raporuna göre de, kimliği belirlenen insan ticareti kurbanlarının yüzde 60’ı Ukrayna ve Moldova’dan;

diğerlerinin ise Doğu Avrupa’dan ve eski Sovyetler Birliği’nden geldiği252 belirtilmektedir.

Karadeniz ve eski Sovyet ülkelerinden gelen iki göç yolu üstünde bulunan Türkiye’de, İçişleri Bakanlığı ve IOM istatistiklerine göre, Türkiye’ye girerek insan tacirlerinin eline düşen yasadışı göçmenlerin yüzde 99’u turist vizesiyle gelmektedir.

Kadınların çoğunluğu çocuk bakıcılığı, aşçılık gibi işler bulma amacıyla girdikleri gümrük kapılarından geçmeleriyle birlikte insan ticareti yapan oluşumların eline

249 Anka, A.A., Tarih: 24.04.2006

http://www.hurriyetusa.com/haber/haber_detay.asp?id=8489, Erişim: 15.07.2006.

250 Radikal Gazetesi, 29 Temmuz 2005.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=159982, Erişim: 09.07.2006.

251 Uğur, F., “Alo 157, Bu Bataklıktan Kurtarın Beni”, Aksiyon Dergisi, Sayı: 563 , 19.09.2005 http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=22532, Erişim: 11.12.2005.

252 Radikal Gazetesi, 29 Temmuz 2005.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=159982, Erişim: 09.07.2006.

düşmektedirler. Erkekler ise daha çok inşaat ve tarım sektörlerinde ucuz işçi olarak çalışmaktadırlar. IOM yetkililerinin tespitlerine göre, vize kalpazanları, sahte iş acenteleri, şoförler, kadın tacirleri ve genelev sahiplerini kapsayan organize bir suç ağı, insan ticaretinden menfaat sağlamaktadır.253

Diğer taraftan, göçmen kaçakçıları tarafından mal veya hayvan gibi gemi, tır ya da kamyonlara yüklenerek gerçekleştirilen bu çileli yolculuğu kadınlar ve çocuklar genelde tamamlayamamakta ve yolda ölmektedirler.254

Mağdur göçmenler üzerinde olduğu gibi, göçle gidilen toplumsal yapıda da önemli değişimlere neden olan göçmen kaçakçılığı ve özellikle insan ticareti, her şeyden önce insan haklarının en ağır bir şekilde ihlalidir. İnsan ticaretine konu olan göçmenlerin ilk olarak aile bağları koparılmaktadır. Yapılan baskı, yıldırma ve istismar sonucunda mağdurlar ahlaki çöküntüye uğramakta, uyuşturucu vb. gibi maddeleri kullanma alışkanlığı edinmekte, AİDS vs. gibi çeşitli bulaşıcı hastalıklara yakalanmakta, bunların gittikleri yerlerde yayılmasına sebep olmakta, istenmeyen gebelikler sonucu sorunlar yaşamaktadırlar.

Yaşanan fiziki ve ahlaki çöküntüyle birlikte, mağdurları kontrol altında tutmak isteyen insan tacirlerinin uyguladıkları psikolojik baskı sonucu, mağdurların psikolojik durumları bozulmakta, yaşadığı olumsuzluklar sebebiyle suç işleme eğilimleri de artmaktadır.

Sonuçta, beşeri ilişkilerde meydana gelen bozulmalar, toplum içerisinde çöküntülere sebep olabilmekte255, meydana gelen bu sosyal çöküntüyle birlikte fert, aile ve akabinde toplumun ahlaki yapısı olumsuz yönde etkilenmektedir.

253 Uğur, F., “Alo 157, Bu Bataklıktan Kurtarın Beni”, Aksiyon Dergisi, Sayı: 563 , 19.09.2005 http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=22532, Erişim: 11.12.2005.

254 Şanlı, U., Gün, E., “Mülteci Mafyası 7 Milyar Dolar Kazanıyor”, Aksiyon Dergisi, Sayı: 559, 22.08.2005.

http://www.aksiyon.com.tr/yazdir.php?id=22384, Erişim: 06.10.2005.

255 Fırat, A., “Uluslararası Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti”,

http://www.taa.gov.tr/dersnotlari/GocmenKacakciligiveInsanTicareti.doc, Erişim: 12.11.2005.

BM’nin 2005 yılı İnsan Ticareti Raporu’nda net bir şekilde belirtildiği üzere, hemen hemen bütün ülkelerde her yıl milyonlarca insan cinsel sömürü ve köle işgücü olarak kullanılmak üzere başka ülkelere götürülmek suretiyle insan kaçakçılığı suçu işlenmektedir ve bunun en büyük kurbanlarını kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır.

Göçmenlerin kaçırıldığı ve istismar edildiği ülkeler arasında, Türkiye’de bulunmaktadır.256

Yukarıda da açıkça ortaya konulduğu üzere, Türkiye, özellikle cinsel istismar ve onun kadar olmasa da zorla çalıştırmak üzere kadın ve çocuk ticaretinin yapıldığı önemli bir hedef ve geçiş ülke konumunda bulunmaktadır.

Tüm bu yönleriyle insan kaçakçılarıyla etkin bir mücadelenin ancak, uluslararası işbirliğiyle ve "Modern Çağın Köleleri" tarafından üretilen hizmetlere olan talebin azaltılmasıyla mümkün olabileceği anlaşılmaktadır.