• Sonuç bulunamadı

5. TARTIŞMA

5.2. Futbolcuların Besin Gücü Ölçeği(BGÖ) ile Hedonik Açlık

Futbol; her yaştan ve cinsiyetten kişinin farklı uzmanlık seviyelerinde oynadığı, tekrarlı yüksek şiddet koşular, hafif tempo koşular ve yürüme ile fiziksel kontağı içeren dünyanın en popüler takım sporudur (116). Profesyonel bir futbolcunun bir müsabakasını düşündüğümüzde 90 dakikalık bir oyunda anaerobik eşiğe(en fazla kalp atışının %80-90’ı) yakın orta şiddette yaklaşık 10 km koştuğu bilinmektedir. Bu dayanıklılık bağlamında futbol; zıplama, topa vurma, ikili mücadele, ani dönüşler, yüksek şiddet koşu, hız temposunda değişiklikler, dengeyi sağlamak için güçlü kasılmaları içeren sayısız patlayıcı faaliyeti gerektirir. Bu süre boyunca her sporcu her 4-6 saniyede bir olacak şekilde müsabaka boyunca yaklaşık

67

1000-1400 kısa süreli aktivite yapmaktadır. Tüm bu bilgiler ışığında egzersizin çeşitli vücut sistemleri üzerinde fizyolojik etkileri bildirilmiştir (117).

Egzersiz yapma ve besin alımının ödül duyarlılığı ile ilişkili olabileceği ve yoğun egzersiz uygulamalarının ödül ve bağımlılık ile ilişkili beyin subsratlarını uyarabildiği düşünülmektedir. Besinlere verilen hedonik yanıtın egzersize bağlı değişiklik göstermesi, egzersizin ağırlık kaybı için bir araç olarak düşünülmesinden kaynaklanmaktadır (10). Ancak bu konuda birbiriyle çelişkili bilgiler ve araştırmalar yer almaktadır. Egzersiz sonrası enerji yoğunluğu yüksek besinlerin tüketimindeki artış, telafi edici yeme ile bağlantıları bulunurken; bazı araştırmalarda bu görüşün tersine, egzersizin iştah kontrolünün geliştirilmesini ve besin tüketiminin azalmasını sağladığı rapor edilmiştir (86-89). Ancak bu çelişkili bulgular, yapılan egzersizin akut ya da kronik etkisinden dolayı kaynaklanmış olabilir. Bu nedenle çalışmaları kendi içerisinde değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olabilir.

Bu çalışmada futbolcuların BGÖ’den aldıkları toplam puan ortalamaları aktif dönemde 3.0±0.6 puan olarak saptanmıştır. Aktif dönem için besin bulunabilirliği alt grubu puanı 2.4±0.6, besin mevcudiyeti alt grubu puanı 3.0±0.9 ve besinin tadına bakılması alt grubu puanı 3.7±0.6 olarak saptanmıştır. Futbolcuların inaktif dönemdeki BGÖ toplam puan ortalaması 2.5±0.5 olarak saptanırken; alt grup puanları sırasıyla 1.9±0.6, 2.6±0.8 ve 3.3±0.6 olarak saptanmıştır. Sedanter bireylerin ise; ölçek toplam puan ortalaması 2.4±0.5 olarak hesaplanırken alt gruplar sırasıyla 1.7±0.5, 2.8±0.9 ve 2.8±0.6 puan olarak saptanmıştır. Besin Gücü Ölçeği ortalama puanının 2.5’in üzerine çıkması, hedonik açlığın varlığını ve besinden etkilenildiğini ifade etmektedir (12). Bu sonuçlara göre; hem aktif hem de inaktif dönemde, futbolcularda hedonik açlığın ve besinden etkilenmenin sedanter bireylere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. BGÖ alt grup puanları değerlendirildiğinde; tüm alt grup puanları, toplam puana benzer şekilde futbolcularda sedanterlere kıyasla yüksek bulunmuştur. Besin bulunabilirliği ile besinin tadına bakılması alt grupları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.05). Futbolcuları aktif ve inaktif dönemlerinde değerlendirdiğimizde ise BGÖ toplam puanı ve alt grup puanlarının tamamında aktif dönem puanları inaktif dönem puanlarından yüksek saptanmıştır.

68

Futbolcuların genellikle haftada 6 gün yaklaşık 90 dakika orta ve yüksek şiddette tekrarlı egzersiz ve antrenman yaptıkları ve haftada 1-2 kez en üst düzey performans gerektiren müsabakaya çıktıkları düşünüldüğünde bu araştırma sonuçları, uzun süreli ve yoğun kronik egzersizin hedonik süreçler üzerinde etkili olabileceğinin bir göstergesi olabilir.

Hayzaran’ın (12) üniversite öğrencileri ile yaptığı çalışmada, öğrencilerin BGÖ puanları ile haftalık fiziksel aktivite yapma düzeyleri arasında bu çalışmanın aksine negatif korelasyon görülmüş, fiziksel aktivite düzeyi arttıkça, BGÖ ve LBTMS puanları azalmıştır (p>0.05). Ancak bu ilişki, örneklem grubunun üniversite öğrencisi olması ve beden imgesinin bu grupta etkili olarak yanıtları değiştirebileceği görüşü ile ilişkilendirilebilir. Aynı çalışmada, BGÖ alt boyutlarından besin bulunabilirliği ve besinin tadına bakılması ile fiziksel aktivite yapma düzeyleri arasında bu araştırmaya benzer şekilde pozitif korelasyon görülürken, besin mevcudiyeti puanı ile negatif korelasyon bildirilmiştir (p>0.05).

Finlayson ve arkadaşlarının (10) çalışmasında, sağlıklı kadınlarda bisiklet egzersizini takiben telafi edici yeme davranışında iki yönlü bir yanıt bildirilmiştir. Bizim çalışmamızdaki bulgulara benzer şekilde; daha az tüketen gruba kıyasla, egzersizin enerji maliyetine göre fazla tüketen, telafi edici özellik sergileyen, duyarlı bir grup tanımlanmıştır. Egzersiz sonrası, daha fazla tüketen duyarlı grupta bu araştırmadaki bulgulara benzer şekilde özellikle yüksek yağlı ve şekerli besinler için artmış istek bildirilmiştir. Ayrıca besinler bu grupta, daha az tüketen gruba kıyasla daha lezzetli olarak değerlendirilmiştir.

Blundell ve arkadaşlarının (64) araştırmasında, fazla kilolu ve obez bireylerde 12 haftalık egzersiz programı ile akut egzersizin, besinler için istek ve zevk etkileri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, bu araştırmadaki bulgulara benzer yorumlanabilecek şekilde, egzersiz sonrasında besin için zevk çıktılarında artış gösterilmiştir.

69

Finlayson ve arkadaşlarının (117) yaptığı başka bir çalışmada, aşırı kilolu ve obez bireylerde 12 haftalık egzersiz programından önce ve sonra, akut egzersizin besinlere karşı isteme ve sevme üzerindeki etkilerine bakılmıştır. Çalışma sonucunda, bu çalışma ile benzer şekilde egzersiz sonrası besine karşı sevme çıktılarında artış bildirilmiştir.

Gustafson ve arkadaşlarının (83) çalışmasında ise, bireylere egzersiz öncesi ve egzersiz tamamlandıktan sonra tüketim için elma ve kakaolu ıslak kek sunulmuş ve tüketimleri gözlemlenmiştir. Araştırmanın sonucunda, elma tercihinin egzersiz sonrasında, öncesine göre düştüğü (%73.7 ve %54.6); kakaolu ıslak kek tercihinin (%13.9 ve %20.2) ve her ikisini de tercih etmeyenlerin (%12.4 ve %25.2) egzersiz sonrasında, öncesine göre arttığı bildirilmiştir. Bu durum araştırmamızdaki bulguları destekler nitelikte olup, egzersizin ödüllendirici potansiyeli ve mezolimbik yolak üzerindeki uyarıcı etkileri ile hedonik açlık belirteçlerine benzer etkiler göstermesi şeklinde yorumlanabilir.

McNeil ve arkadaşlarının (89) çalışmasında, 16 erkek ve kadın katılımcı aerobik egzersiz, direnç egzersizi sedanter kontrol olmak üzere 3 aşamalı olacak şekilde çalışmaya alınmış ve bu aşamaların akut besin ödülü üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, bu araştırmadaki bulguların tersi sayılabilecek şekilde, türünden bağımsız olarak egzersiz sonrası, yüksek ve düşük yağlı besinler için göreceli tercihte sedanter döneme göre düşüş gözlemlenmiştir. Ayrıca yağlı besinler için istek çıktılarında direnç egzersizi sonrası kontrol dönemine göre düşüş bildirilmiştir. Türünden bağımsız olarak egzersizin, düşük yağlı besinlere kıyasla yüksek yağlı besinler için göreceli tercihte düşüşe neden olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, direnç egzersizini takiben yüksek yağlı besinlerin hedonik olarak sevme çıktılarındaki düşüş egzersiz türünün akut besin hedoniği tepkilerini etkileyebileceği vurgulanmıştır.

Cornier ve arkadaşlarının (68) çalışmasında 12 fazla kilolu ve obez bireyin sedanter döneminde ve arkasından 6 ay egzersiz yaptırıldıktan sonraki dönemde beslenme davranışları ve iştah çıktılarına bakılmıştır. Çalışma sonucunda 6 aylık

70

kronik egzersiz sonrasında Power of Food Scale (PFS) puanının, bu araştırmadaki bulguların tersi olacak şekilde sedanter döneme göre daha düşük olduğu bildirilmiştir. Ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ayrıca kronik egzersiz, besine verilen nöral cevabın azalması ile ilişkili bulunmuştur. Sonuç olarak, egzersizin iştahla alakalı davranış ölçülerinin hiçbirini etkilemediği bildirilmiştir. Horner ve arkadaşlarının (90) çalışmasında ise bu çalışmadaki hipotezin tersi olabilecek bir görüş olarak, genel olarak besinler için sevme çıktıları aktif bireylerde sedanter bireylere göre düşük bulunmuştur.

Tüm bu çıktılar değerlendirildiğinde, bu zamana kadar yeme davranışının düzenlenmesinde rol alan hedonik süreçler ve ilişkili bulgular ile egzersiz arasındaki ilişki üzerine çelişkili sonuçlar bildirilmiştir. Bazı çalışmalarda bu çalışmamızdaki bulgulara benzer şekilde sonuçlar bildirilirken (64,83,118), bazı çalışmalarda tersi sonuçlar bildirilmiştir (68,89,113). Cinsiyet farklılıkları, bireylerin fiziksel aktivite durumları, yapılan egzersizin türü-süresi, kullanılan ölçeklerin farklılıkları göz önüne alındığında değişik sonuçların bildirilmesi beklenen bir sonuç olarak düşünülmektedir. Potansiyel cinsiyet farklılıklarının yan sıra, egzersizin türüne göre değişik sonuçlar bildirilmiştir. Örneğin direnç egzersizi yüksek yağlı besinlere karşı ‘’sevme’’ yanıtında azalma ile ilişkilendirilirken, aerobik egzersiz için tersi etkiler bildirilmiştir (58). Bu nedenle egzersiz ve besin hedonikleri arasındaki olası etkileşimi anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

5.3. Futbolcuların Besin Gücü Ölçeği (BGÖ) ile Beslenme Alışkanlıkları

Benzer Belgeler