• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.10. Oryatiring’in Faydaları

1.10.3. Fiziksel Faydaları

Fiziksel açıdan Oryantiring’in faydalarından bazılarını ise şunlar oluşturur:

Oryantiring koşarak yapılır. Kardiovasküler dayanıklılık ve genel kondisyon arazide hızla ilerlemenin olumlu yan etkileridir.

Aktivitede başarılı olmak için hızlı, çevik ve kuvvetli olmak gerekir. Kişi sürekli bu yönlerde gelişme kaydeder.

Bu sporun temel özelliği, içerdiği mücadelenin hem fiziksel hem de zihinsel olmasıdır. İşin içinde harita okumak olduğunda çocuklar genellikle daha fazla antrenman yapmaya ve daha uzun koşmaya başlarlar (Özcan 2007).

47 1.10.4. Sosyal ve Bireysel Faydaları

Bu sporun bütün türlerinin kişilerin bireysel ve sosyal özelliklerini geliştirdiği uzun bir zamandır kabul edilmektedir. Aktivite ister yarışma sporu, ister eğlenceli vakit geçirme veya macera yoğunluğu yüksek bir etap seklinde düzenlensin, kişisel gelişim için çok değerlidir. Oryantiringin bu alandaki faydaları da söyle sıralanabilir:

Oryantiring bireyin kendine güvenini ve inancını besleyip büyütür. Çocuklar kendi kararlarının sorumluluğunu alırlar. Ormanlık bir alanda başarılı bir harita okumanın çocukta bıraktığı duygu “gerçekten” başardığıdır.

Minikler genelde spora birkaç kişilik gruplar halinde başlarlar ve beraber çalışmayı öğrenirler.

Gençler genellikle vücutlarının fiziksel ihtiyaçlarını karşılarlar. Oryantiringe genç yasta başlayanların çok azı sigara kullanır.

Genç oryantiringciler sürekli olarak hedef ve isteklerini net bir şekilde düşünmeye, bunlara ulaşmak için sistemli olarak çok çalışmaya, tas üstüne tas koymaya yönlendirilir.

Bu spor, özellikle büyük şehirde büyüyen çocukların doğayla tanışmasına vesile olur.

Ailece yapmaya çok uygun bir aktivitedir: Ailenin bütün bireyleri kendilerine uygun zorlukta parkurlara katılabilir. Aile içi iletişim ve paylaşımı destekler.

Sosyal bir spor olan oryantiringde insanlar yaş, cinsiyet, etnik, kültürel köken ve sosyal statüden bağımsız olarak birbirleriyle tanışıp kaynaşırlar. İletişim kurarlar ve beraberce hayattan zevk alırlar (Özcan 2007).

1.10.5. Eğitsel Faydaları

Harita bilgisi, ilköğretimden üniversiteye kadar çocuklarımıza öğretmeye çalıştığımız ve öğrettiklerimizin de beceriye dönüşmesini istediğimiz bir bilgi ve beceri alanıdır. Harita bilgisi ilköğretim düzeyinde sosyal bilgiler 4, 5, 6. sınıf derslerinde, ortaöğretim düzeyinde de 9. sınıf coğrafya dersinde öğretilirken

48

üniversitelerin coğrafya ve coğrafya öğretmenliği bölümlerinde ise matematik coğrafya, kartografya, harita bilgisi ya da coğrafi bilgi sistemleri derslerinde öğretilir (Tanrıkulu 2011).

Oryantiring oryantasyon yeterliliği, doğaya karşı hassasiyet, problem çözme kabiliyeti, kendi kendine inisiyatif alma ve iletişim becerileri, yaratıcılık, kendine güvenme, risk alma, karar alma yeteneği, koordinat yeteneği, farklı koşu teknikleri, tepki, dayanıklılık, hız, güç, koşma taktikleri, hareket etme isteği ve daha birçok zihinsel ve bedensel yetenek ve beceriler istemektedir.

Oryantiring bu bağlamda disiplinler arası ve eğitim alanları ağı birleştirici durumdadır:

Coğrafya : Harita bilgisi, Pusula Sanat, Geometri, Bilgisayar : Harita çizimi

Matematik : Ölçek hesaplama, Mesafeler

Biyoloji, Çevre : Doğa olayı

Spor : Koşu, yürüme, bisiklet sürme, paten, kayak

El işi, Dikiş : Kontrol noktaları ve şemsiye üretmek Çizim : Sınıfı ve okul basitçe haritalandırma

Ayrıca kontrol noktalarında değişik ödevlerin çözülmesi gerektiğinde (örneğin matematiksel işlemler, bitki isimlerini bilme, harflerle kelime oyunları) oryantiring her türlü öğrenme içeriği ile bağlantı kurulabilir (Pruss ve Tutzer).

1.11. LİDER VE LİDERLİK TANIMLARI

İnsanın kendi kendine liderlik etmesi, bireylerin davranışlarının ne anlama geldiğinin bilincinde olması, bir nevi oto kontrolü elinde tutması, sorumluluklarını,

49

görevlerini ve vazifelerini yerine getirerek yaptıkları ile kendi kendini etkileyip kontrollü bir süreç olarak tanımlanabilir.

Liderlik kavramı, üzerinde çok çalışılan ve değişik boyutlarıyla tartışılan bir kavramdır. Uzun yıllar boyunca, yönetim ve örgütsel davranış literatüründe liderlik çalışmaları önemli ve merkezi bir yer tutmuştur (Yukl 1989: 251). Genel olarak, liderlik, ortak bir amaca doğru grubun davranışlarını yönlendirmek için bireyin, grubun diğer üyelerini etkileme süreci olarak tanımlanmaktadır. Her ne kadar liderlik kavramının yapılmış olan tanımları farklı olsa da, bu tanımların ortak noktalarının

“etkileme” ve “yönlendirme” olduğu görülmektedir (House ve Aditya, 1997: 464;

Northouse, 2004: 3; Robbins ve Coulter, 2003: 458). Lider ise, başkalarını etkileme kapasitesine sahip olan kişidir.

Manz ve Sims (1991: 18) ise, günümüz örgütleri için en uygun liderlerin

“başkalarına kendi kendilerinin liderleri olmaları için liderlik eden kişiler” olduğunu belirtmektedirler. Sürekli olarak değişen ve gittikçe farklılaşan çevre şartlarına sahip günümüzün dinamik iş dünyası, esnek, çabuk, anında tepki veren insan / örgüt davranışlarını gerektirmektedir. Bu gereklilik, örgütsel yapıların gittikçe daha basık örgütlenecek şekilde değişmelerine de neden olmaktadır. Bu bağlamda, “yönetim ve liderlik nasıl olmalıdır?” sorusuna Manz ve Sims “süper liderlik (superleadership)”

olarak cevap vermektedirler. Süper liderlik olarak açıkladıkları bu liderlik modelinde vurgulanmak istenen esas konu, liderin, her insanın içinde var olan kendi kendine liderlik etme enerjisini ortaya çıkarmasını sağlamaktır (Doğan ve Şahin 2008).

Liderlik, toplumsal yaşamın her hangi bir kesitinde liderliğin olmadığı bir durum yoktur. Liderlik, din, kültür, coğrafya ayırt etmeksizin bütün toplumlarda görülmektedir. İnsanların grup, topluluk ya da örgüt olarak birlikte yaşadıkları, etkinlikte bulundukları tüm zaman ve yerlerde liderlik söz konusudur. Bu nedenle liderlik insani, toplumsal ve evrensel bir olgudur denilebilir. Ancak oldukça çok konuşulan, yazılan, araştırılan bir alan olmasına karşın hala üzerinde görüş birliğine varılamamıştır (Gündüz ve ark. 2011).

50

Liderliği, bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme, bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçirebilme bilgi ve yeteneklerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Lider ise, grup üyeleri tarafından hissedilen, ancak açıklığa kavuşmamış olan ortak düşünce ve arzuları, benimsenebilir bir amaç biçiminde ortaya koyan ve grup üyelerinin potansiyel güçlerini bu amaç doğrultusunda harekete geçiren kimsedir (Eren 1984).

Liderlik etkileyici bir sosyal fenomen olarak, coğrafya, kültür ve milliyete bakmaksızın tüm toplumlarda ortaya çıkmış ve tarih genellikle ünlü liderlerin yaşamları yoluyla kaydedilmiştir (Howell ve Costley 2006). Niçin birtakım liderlerin çevrelerine büyük bir istek ve şevk yayabildiği ve neden bazı liderlerin oldukça sıradan insanları büyük bir güçle harekete geçirebildiği soruları uzunca bir süre spekülasyon konusu olmuş, fakat yirminci yüzyılla birlikte liderlik bilimsel araştırmalara konu olmaya başlamıştır. Pek çok araştırmanın odağında liderin etkililiğinin belirleyicileri yer almıştır. Sosyal bilimciler bir liderin, izleyenleri ve ulaşılması hedeflenen grup amaçları üzerinde nasıl etkili olacağını belirleyen özellikler, yetenekler, davranışlar, güç kaynakları ve durumsal koşulları keşfetmeye çabalamışlardır (Yukl 2002).

Liderliği tanımlamanın güçlüğü kabul edilerek tanımların ortak ve farklı yönlerinden hareketle şu yargılara ulaşılabilir (Erçetin 2000):

Liderlikle yöneticilik birbirinden farklıdır.

Liderlik, biçimsel bir konuma bağlı değildir.

Liderlik, politiktir.

Liderlik, kültüreldir.

Liderlik; kararlılık, risk alma, kendine güven, etik değerlere önem verme, uz görüşlü olabilme, vizyon geliştirebilme gibi bazı tinsel süreçlerin öne çıktığı bir olgudur (Gündüz ve ark. 2011).

Bir lider, olaylar esnasında orada ne olduğuyla ilgilenmez, orada olması gerekenle ilgilenir. Lider, bir işin yapılması gerekli yolları bulur, lider de bir takım

51

oyuncusudur. Hem kişisel hem de profesyonel anlamda ekibini hem yönlendirir, hem de yönelir. Liderler bilgiyi bulur ve paylaşır.

Lider, yöneticinin tanımlanan görev için atama ile ortaya çıktığı gibi değil, bireyin bağlı olduğu grup içerisinde bazı özellikleri taşımanın sonucu ortaya çıkar.

Bu özelliklerinden başlıcalar şu şekildedir:

1. Lider, grup üyelerinin duygusal olarak da kabul ettiği kişidir.

2. Lider grup üyelerince izlenen kişidir.

3. Lider, grup üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayan kişidir (Gökçe 2005).

Günümüz koşullarına en uygun lider, başkalarına kendi kendilerine liderlik edebilmeleri için liderlik eden kişidir. Manz ve Sims’in (1991) adına süper liderlik (superleadership) dediği bu güçlü liderlik biçiminin temelinde, bireyin içerisindeki kendi kendine liderlik enerjisinin açığa çıkarılması yatmaktadır. Süper liderliğin odağında kendi kendilerinin lideri olan izleyenler yer alır ve güç, lider ve izleyenler tarafından paylaşılır. Liderin görevi, iş için gerekli olan beceriler ve kendi kendine liderliğin geliştirilmesi için izleyenlere yardım etmektedir. Bu nedenle kendi kendine liderlik, 21. yüzyılın örgütsel güçlükleriyle başa çıkabilmek için gerekli olan yeni liderlik biçiminin odağında yer almaktadır (Manz ve Sims 1991; Pearce ve Manz 2005).

1.11.1. Liderlik Türleri

Görevi, sorumluluğu ve işlevi açısından birçok liderlik türü bulunmaktadır.

Burada sadece başlıklar halinde liderlik türlerini belirteceğiz. Liderlik türleri işlevlerine göre daha da çoğaltılabilinir.

1. Genel Lider 2. Teknik Lider 3. Bürokratik Lider

52 4. Siyasi Lider

5. Askeri Lider 6. Dini Lider 7. Sosyal Lider 8. Doğal Lider 9. Karizmatik Lider 10. Grup Lideri

Günümüzde lider ve liderlik çok önemli iki kavram olup bir zincirin halkaları gibi birbirlerine bağlıdırlar. İki veya daha fazla bireyin bir araya geldiği her yerde daima bir lider ve liderlik vardır (Can 2002).

Lider; kendini izleyenlerin kendine yaptığı etkiden daha çoğunu onlara yapabilen kişidir (Başaran 1982).

Lider; ait olduğu grubun amaçlarını belirleyen ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde gruba en etkili biçimde yön veren kişidir (Dereli 1985).

Liderlik; kişisel bir nitelik olmaktan çok, sabırla yürünen bir yol, derinleştirilmiş bir yaşam faaliyeti, bedeli ödenmiş bir süreçtir (Sadler 1997).

Liderlik; kavram olarak, örgütü önceden belirlenmiş bir amacı gerçekleştirmek için örgüt elemanlarının davranışlarını yönlendirebilme yeteneği ve gücüdür (Bursalıoğlu 1987).

1.11.2. Liderlik Yaklaşımları

İnsanların zihnini meşgul eden en eski kavramlardan biri olarak nitelendirilebilecek “liderlik” araştırmacılar tarafından üzerinde tartışılan ve açıklık kazandırılmaya çalışılan önemli bir konudur. Liderlik kavramını anlamak karmaşık hatta duygusal bir süreç içerdiğinden liderliğe ilişkin çalışmaları sayısında azalış

53

yerine zaman geçtikçe artış gözlemlenmektedir. Bu artışın diğer bir nedeni yazındaki kuramların irdelenmesi sonucunda başarılı bir lidere ilişkin tutarlı ve net bir tanımın ortaya konamamasıdır. Liderliğin merak edilen bir konu olmasının diğer bir nedeni ise liderleri hâlâ daha etkin kılabilmek için değerlendirilebilecek ve geliştirilebilecek unsurların var olmasıdır. Bunlar liderlik etkinliği açısından karşılaşılan bireysel farklılıklardır. Nitekim bilim adamları bu farklılıkları ve kaynaklarını ortaya koymaya yönelik birçok çalışma gerçekleştirmektedir (Horner 1997).

Daha önce birçok liderlik tanımlaması yapılmıştı. Bu tanımlamalar liderlik ile ilgili teorilerin geçirdiği evrime göre değişmektedir. Liderlik teorileri gelişim sırasına göre literatürde; özellikler teorileri, davranışının teoriler, durumsallık teorileri ve yeni teoriler olarak sınıflanmaktadır (Brestrich Topçu 2000; Çelik 1999; Erçetin 2000; Hoy ve Miskel, 2010; Şişman 2002b). Liderliğin gösterdiği bu gelişim dönemlerine göre liderlik tanımları da farklılaşmaktadır (Brestrich Topçu 2000), bu nedenle liderlik tanımları, teorilerin egemen oldukları yıllara göre sınıflandırılarak da tanımlanabilmektedir (Brestrich Topçu 2000; Erçetin 2000) . Buna göre 1940’lara kadar olan dönem, liderliğin doğuştan geldiği anlayışına dayalı özellikler yaklaşımlarının egemen olduğu dönemdir. 1940-1960 yılları arası “liderin etkinliği liderin nasıl davrandığı ile ilgilidir” anlayışına dayalı davranışçı yaklaşımların egemen olduğu dönemdir. 1960-1980 yılları arası “etkin lider durumlardan etkilenir”

anlayışına dayalı durumsallık yaklaşımlarının egemen olduğu dönemdir. 1980 sonrası dönem ise yeni liderlik yaklaşımlarının egemen olduğu dönem olarak sınıflanabilir (Brestrich Topçu 2000).

Yeni teoriler (Türkçe literatürde en çok bilinen isimleriyle) etik liderlik, kültürel liderlik, öğretim liderliği, vizyoner liderlik, dönüşümcü ve sürdürümcü liderlik, kuantum liderlik, kendi kendine liderlik, paylaşımcı liderlik, dağıtılmış (distributed) liderlik, karizmatik liderlik, hizmetçi liderlik, interaktif liderlik, otantik liderlik, ruhsal liderlik, uyum sağlayıcı (adaptive) liderlik, karmaşık sistemlerde liderlik (complexity leadership) olarak sayılabilir (Gündüz ve ark. 2011).

54

Zaman ilerledikçe, kavramlar değiştikçe, insan ihtiyaç ve beklentileri farklılaştıkça ve liderlik kavramı üzerinde yapılan çalışmaların sayısı arttıkça, liderlikle ilgili farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Liderlik üzerine yapılan araştırmalar, genel şekliyle üç başlık altında toplanabilir. Bu araştırmalarda, bir kısım araştırmacı, liderin bireysel özellikleri üzerinde dururken, bir kısmı, liderin davranışları ve bir kısmı da liderlik yapılan ortamın değişkenliği üzerinde odaklanmıştır. Özetle söylemek gerekirse, yapılan araştırmaların yoğunluğu bakımından, 1940’lara kadar özellik kuramına bağlı olarak açıklanan liderlik modelleri, 1950-65 arasında yapılan araştırmalardan sonra liderlik davranış kuramına göre şekillenmiştir. 1965’lardan sonra günümüze kadar olan dönemde ‘durumsallık’

kuramıyla açıklanır (Dinç 2006).

Yönetici ile lider kavramını aynı gören klasik yönetim anlayışında, liderlik tanımlarında genellikle gücün merkezileşmesi ve kontrol üzerinde durulmaktaydı.

Yaşadıkları döneme damgasını vuran liderlerin kişisel özellikleri araştırılarak liderlik için gereken bireysel ve toplumsal özellikler belirlenmeye çalışılmıştır (Wexley 1984). Bu yaklaşımla yapılan çalışmalar, liderliğin anlaşılası sürecinde, belirlenen amaçlara ulaşılabilmesi için liderin bireysel özellik, güdü ve karakter yapılarının anlaşılması gereğine bel bağlamışlardır. Aynı zamanda bu kişisel nitelikler etkili liderlikle ilişkilendirilmiştir (Dikson 2000). Liderlikte özellikler yaklaşımı paralelinde yapılan çalışmalarda ister lideri tanımlarken gücü ve kontrolü vurgulasın, ister grubu ön plana çıkarsın, varılmak istenen nokta; bazı insanların doğal liderler olduğu ve bu doğal liderleri başkalarından ayıran fiziksel karakteristiklere ve yeteneklere sahip oldukları düşüncesidir (Yukl 1981).

Etkili liderlik süreciyle ilişkilendirilen özellikler arasında kendine güven, problem çözme becerileri, yetenek, dürüstlük ve içtenlik, kendini öne çıkaran, bireysel farkındalığı yüksek, baskın karaktere sahip, nesnel, duygusal kontrolü sağlama biçiminde dikkat çekici öğelere yer vermiştir Buna ek olarak esnek olmak, teşvik vermek, empati kurmak, içsel atfetmeyi kullanmak gibi örgütsel görevlerle ilişkili özellikler, güçlü güdüleri olmak, kuvvetli çalışma etiği taşımak, azimli olmak gibi güdülenmeye yönelik nitelikler, kıvrak bir zekaya sahip olmak, deneyime

55

açıklık, yaratıcılık, insan ve durumları idrak etmek gibi bilişsel ve zihinsel özellikler, boy, iyi görünüm, iyi bir özgeçmiş (eğitim, deneyim, uzmanlık vb.) gibi fiziksel ve özgeçmiş değişkenleri üzerinde çalışılmıştır (Dinç 2006).

Yapılan araştırmalarda liderin sadece belirli özelliklere sahip olmasının yeterli olamayacağı, etkili ve başarılı lideri diğerlerinden ayıran davranışların da liderlik sürecinde etkin olduğu açıklanmıştır. Bireysel özelliklerin etkili bir liderde tamamlayıcı öğeler olarak algılanmasına karşın, lider olarak başarı kazanmak aynı zamanda bir takım becerileri içeren doğru tutum ve davranışların sergilenmesine de dayanmaktadır. Davranışsal yaklaşımları incelemek üzere kavramsal çerçeveye geçmeden önce davranışları oluşturan etmenlere bakmak faydalı olacaktır. Tutum, yaşantı ve deneyimler sonucu oluşan, ilgili olduğu bütün nesne ve durumlara karşı bireyin davranışları üzerinde yönlendirici ya da dinamik bir etkiye sahip ruhsal ve sinirsel bir hazırlık durumudur. Yani bilişsel ve duyuşsal öğeleri bulunan ve davranışsal öğeleri içeren oldukça kalıcı bir sistemdir. Varsayıma ilişkin kuşkuların ortaya çıkmasına rağmen, tutumların davranışlarımızı etkilediği ve tutarlı davranma yönünde baskı yaptığı söylenebilir. Tutumlar özellikle çarpıcı kılındığında, özgül ölçüldüğünde ve ölçülen davranışla doğrudan ilintili olduğu zaman davranışlarla daha tutarlı hale gelebilmektedir. Ancak bazı dış baskı ve ilişkisiz nedenler insanların tutarsız davranışlar göstermesine neden olabilmektedir (Freedman 1989).

1.11.3. Liderliğin Kuramsal Çerçevesi

Liderlik çalışmalarında 1970’li yıllarla birlikte birbirinden farklı durumların etkilediği birey veya gruplara karşı gösterilen liderlik yaklaşımlarının farklılaşabileceği düşüncesi ile ortaya konan durumsal liderlik kuramları, günümüze kadar farklı alanlarda 3000’in üzerinde araştırmaya konu olmuştur (Bass 1985; Slack 1997). Davranışsal liderlik yaklaşımlarıyla ortaya konulan iki lider davranışından hangisinin daha etkili sonuç doğurduğu konusunda yürütülen çalışmalar, etkili liderlik tarzının durumdan duruma değiştiği şeklindeki bulgular ile sonuçlanmıştır.

Yani etkili lider davranışı değişik durumsal etmenlere bağlı olarak ortaya

56

çıkmaktadır. Böylece yaklaşım bazı durumlarda etkili olan davranış boyutunun başka durumlarda neden etkili olamadığının açıklanmasına yardımcı olmaktadır (Dressler 1998).

Özellik Kuramları

Tarihsel süreç içerisinde “Özellik Kuramları” kapsamındaki çalışmaların ilkinin Thomas Carlyle (1795-1881) tarafından yapıldığı söylenebilir. Daha sonraki yıllarda yapılan bazı çalışmalar, Özellik Kuramları’nın gelişmesine katkıda bulunmuştur. Stogolill tarafından ilki 1948’de yapılan araştırmalarda, daha evvel belirlenen yaklaşık 300 özellik yeniden gözden geçirilmiş, gruplanmış ve sınanmıştır.

Liderlik konusundaki ilk çalışmalar zamanın askeri ve siyasi yöneticilerin liderlik özellikleri incelenmesiyle başlanmıştır. Yaşadıkları döneme damgasını vuran Napolyon, Gandi, Lincoln, Martin Luther King ve Atatürk gibi liderlerin kişilik özellikleri araştırılarak, liderlik için gerekli olan bireysel ve toplumsal özellikler saptanmaya çalışılmıştır. Liderlerin ortaya çıkışları ve etkileri araştırma konusu olmuş, bunların liderlik özellikleri araştırılmıştır.

Özellik kuramları hakkında özetle aşağıdakiler söylenebilir:

- Bazı kişilik özellikleri ile kişilerin lider olarak algılanmaları arasında bir ilişki söz konusudur. Ancak bu ilişki, durum, görev, zaman ve benzeri değişkenler göz önüne alınarak dikkatle değerlendirilmeli ve sadece özelliklere dayalı olarak liderlik gibi karmaşık bir sürecin açıklanamayacağı bilinmelidir.

- Özellikler kuramlarını zenginleştiren, geliştiren, araştırmaların vurgularında liderlik eğitiminde, durum, görev, zaman vb. değişkenler göz önüne alınarak yaralanmak olasıdır (Erçetin 1998)

Özellik Kuramına ilişkin yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sınırlılıklar ve bu kuramın etkili lider davranışını açıklamadı yetersizliği, araştırmacıları liderlik

57

konusunda başka boyutları araştırmaya yöneltmiştir. Özellik kuramının izleyenlerin ihtiyaçlarını göz ardı etmesi, çeşitli özelliklerin göreli önemini açıklığa kavuşturması ve durumsal faktörleri dikkate almaması, önemli sınırlılıklarını oluşturur (Çelik 1999)

Davranışsal Kuramlar

Davranışsal kuramlar kapsamında yer alan çalışmalar, daha çok liderin davranışları, davranışlarının bir örüntüsü olarak liderlik biçimleri ve bunların grup üzerindeki olası etkileri üzerinde yoğunlaşmışlardır.

Davranışçı kuramlar liderlerin davranışlarını analiz etmiş, lider davranışlarının temel yönelimini belirlemeye çalışmıştır. Davranışsal kuramlar, lider davranışının iki önemli boyutu üzerinde durmuştur. Bunlar görev yönelimli ve ilişki yönelimli liderlik davranışlarıdır (Çelik 1999).

Davranışçı kuramlar lider davranışını analiz ederken grubun yapı ve işlevini de araştırmışlardır. Davranışçı kuramlara göre etkili lider bireysel ya da grupsal hedeflere ulaşmayı sağlamada iki yol izler:

a) Görev yönelimli liderlik davranışı sergileyerek iş görenleri daha kaliteli iş yapmaya yöneltir.

b) Grup üyelerine destek sağlayarak iş görenlerin bireysel hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur (Hellriegel ve ark. 1986).

Davranışsal kuram sadece liderliğin yapısı hakkında araştırma yapmayı amaçlamamıştır. Eğer özellik yaklaşımı başarılı olsaydı, liderlik gerektiren örgütlerde ve gruplarda formal makamları dolduracak doğru kişilerin seçilmesi için bir temel sağlayacaktı. Aksine davranışsal kuramlar liderliğin önemli davranışsal belirleyicilerini ortaya çıkarırsa, insanları lider olarak eğitebiliriz. Uygulama açısından özellik kuramı ile davranışsal kuram arasındaki fark, kuramların varsayımlarından doğmaktadır. Davranışsal kuramı yönlendiren iki önemli çalışma

58

vardır: Bunlar Ohio State Üniversitesi ile Michigan Üniversitesi çalışmalarıdır (Robbins 1994).

Durumsal Lider Kuramı

Kuramının önemli bir yönü, durumsal koşullarla liderlik davranışlarını entegre edebilmesidir. Kuramın temel varsayımı ise lider davranışlarının değiştirilememesi nedeniyle yöneticiyi sergilediği davranışa uygun koşullarda çalıştırmanın gerekli olduğunu savunmasıdır (Dessler 1998). Kuram ayrıca lider kişiliği, grup ve durumsal faktörler arasında bir etkileşim olduğunu öne sürerek değişik kişilik ve davranıştaki liderlerin farklı durumlarda başarılı olabileceğini savunmuştur (Hortaçsu 1997).

Durumsal liderlik kuramı, lideri izleyen iş görenlere ağırlık vermektedir.

Liderlerin özellikleri, göreve ya da iş görene yönelimi, erkini kullanmada güçlülüğü bundan önceki kuramların ana konusuydu. Durumsal liderlik kuramına göre, lidere ortam hazırlayan değişken onu izleyenlerin özellikleridir. Durumsal lider kuramına göre lideri lider yapan temel değişkenler onu izleyenlerin olgunluk düzeyidir. Lider kendini izleyenleri olgunlaştırarak üzerindeki etkinliğini yükseltebilmektedir. (Can 2002)

Fiedler’in Durumallık Kuramı

Fieldler (54) tarafından önerilen “Durumsal Liderlik Modeli”nde lider, yapılacak işin gerektirdiği farklı durumlara göre çeşitli davranışlar sergileyerek beraberindekileri güdülemeye ve başarı olmaya yönlendir. Yazara göre, lider

Fieldler (54) tarafından önerilen “Durumsal Liderlik Modeli”nde lider, yapılacak işin gerektirdiği farklı durumlara göre çeşitli davranışlar sergileyerek beraberindekileri güdülemeye ve başarı olmaya yönlendir. Yazara göre, lider