• Sonuç bulunamadı

II. Eşbütünleşme Analizi

1. FİNANSAL ENTEGRASYON VE FİNANSAL BULAŞMA

1.3. Finansal Bulaşma

1.3.2. Finansal Bulaşma Temelli Yaklaşımlar

Kriz koşullu bulaşma teorileri, krizlerin yayılmasında yatırımcı davranışlarını değiştirmek suretiyle işleyen çoklu denge mekanizması, portföylerin yeniden düzenlenmesine sebep olan likidite mekanizması ve döviz krizi sistemlerini etkileyerek yayılan politik bulaşma mekanizması şeklinde üç grupta incelenmektedir (Forbes ve Rigobon, 1999, s. 15). Mevcut bu üç mekanizmaya ek olarak artan farkındalık yaklaşımı ve ahlaki riziko kavramlarına da yer verilmiştir.

1.3.2.1. Çoklu Denge Mekanizması

Finansal krizlerin bulaşma etkisini açıklamaya yönelik birçoğu birbiri ile bağlantılı yaklaşım önerilmiştir. Bu önerilerden ilki; “çoklu denge” yaklaşımına dayanmaktadır. Yatırımcıların bir ülke veya sektör hakkındaki algıları oraya yapılan yatırımları doğrudan etkiler. Bir ülkenin durumunun iyi (ya da kötü) olarak değerlendirilmesiyle ülkenin sermaye girişleri (ya da çıkışları) artar. Bir ülkeye ilişkin iyi ve kötü denge ihtimalinin aynı arada bulunduğu çoklu denge ortamında ise, dış etmenler ülke ekonomisinde denge değişimine neden olabilir (Budak, 2017, s. 465).

41

Çoklu denge kavramı ile ekonomide iki denge durumunun olduğu ifade edilmektedir. Bu dengelerden ilki; ekonomideki karar birimlerinin sabit kur rejiminin sürekli devam ederken, spekülatif atağın ve ekonominin yapısal temellerinde değişimin olmaması beklentisidir. İkincisiyse; spekülatörlerin beklediği ortamın oluşmasıyla birlikte meydana gelen para hareketlerinin, dönem sonunda yine spekülatörlerin olmasını beklediği döviz kuru değişimini geçerli kılacağı denge durumu kastedilmektedir. Yani spekülatif para hareketlerinin olması veya olmaması olasılığına bağlı olarak iki denge hali vardır (Kıraç, 2015, s. 60).

Çoklu denge mekanizması, finansal marjinalliklerin ülkelerarası etkileşim göstermelerinin yanı sıra spekülatif hareketleri de açıklamaktadır. Çoklu denge söz konusu olan bir ülkede reel ekonomideki veriler önemsenmeksizin, spekülatif saldırı beklentileri kendi kendini besleyen bir süreç doğurarak krize sebep olabilir (Budak, 2017, s. 465). Krizin başladığı ülkenin ardından yatırımcılar krizi diğer ülkelere taşıyacak ve kriz öncesinde var olmayan kriz aktarım kanalı oluşacaktır (Forbes ve Rigobon, 1999, s. 6).

1.3.2.2. Portföy Düzeltme Mekanizması

Portföy düzeltme mekanizmasına göre likidite sorunu yaşayan yatırımcılar, finansal kriz yaşayan piyasadaki varlıklarını muhafaza edebilmek için portföylerindeki diğer piyasalardaki finansal araçları tasfiye ederek kaynak oluşturma yoluna gidebilmektedirler. Yani bazı gelişmekte olan ülkelerdeki krizlerin ardından bu piyasalarda maruz kaldıkları zararları nedeniyle aynı risk sınıfında olduklarını düşündükleri ülkelerdeki yatırımlarını elden çıkarma kararı alabilirler. Bu yatırımcı davranışı nedeniyle, ekonomisi istikrarlı seyreden ve başlangıçta krizden etkilenmemiş olan ülkelerin varlık fiyatlarında önemli düşüşler yaşanarak finansal piyasalardaki şokların transferi gerçekleşir (Korkmaz, 2011, s. 61). Bu piyasalar arasındaki transferin politik benzerlik, coğrafi yakınlık veya benzer iktisadi koşullara sahip olan ülkeler arasında yaşanma ihtimali yüksektir (Lowell vd., 1998).

42

1.3.2.3. Politik Bulaşma

Sabit döviz kurunun sürdürülebilirliği ifade edilirken, Avrupa Para Birliği gibi topluluklar örnek gösterilerek, ülkelerin kendi iç ekonomi politikalarının dışında uluslararası politik ve ekonomik iş birliği yapan piyasaların uyum içerisinde bulundukları ülke paralarının hareketlerine de bağlı olduğu görülmüştür. Bu nedenle politik bulaşma, benzer topluluktaki ülkelerin, dahil oldukları topluluğun politikaları doğrultusunda, döviz kuru rejimlerini revize etmeleri sonucunda meydana gelmektedir (Drazen, 1999, s. 10).

Drazen (1999) tarafından herhangi bir parasal topluluğun üyesinde meydana gelen spekülatif parasal hareketler sonucu meydana gelen dalgalanmanın, diğer potansiyel üyelerin de saldırıya maruz kalma ihtimallerini artıracağı fikrine dayanan süreç, politik süreç olarak adlandırılmıştır. Yunanistan’da yaşanan para krizi bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Bir ülkenin sabit döviz kuru rejiminden vazgeçmesi, diğer ülkeler için sabit döviz kuru rejimini terk etmenin politik maliyetlerini azaltacak ve dolayısıyla esnek döviz kuru rejimine yönelimi arttıracaktır. Böylece spekülatif atakların ülkeden ülkeye yayılması kolaylaşacaktır (Forbes ve Rigobon, 2000, s. 17).

1.3.2.4. Artan Farkındalık Yaklaşımı

Lowell vd. (1998) artan farkındalık yaklaşımında, bir piyasaya ait iktisadi parametreler zayıfsa, o piyasadaki verilere sağlıklı ulaşma ve bilgi sahibi olma yönünden de zayıf olduğunu ifade etmişlerdir. Gelişmekte olan ekonomilere dair analizler ve veri setleri ya kalitesiz ya da çok maliyetlidir. Bu tarz ülkelere ait literatürdeki yazarlar çalışmalarına ait sonuçların hassasiyetinin düşüklüğünü veri setlerinin ya düşük kalitede ya da yüksek maliyette olmasına bağlarlar. Bu çalışmaların sonuçlarının yeterince net olmaması, yatırımcıların bu piyasalara yönelik portföylerinde yer alan varlıklarına ait tam bilgiye sahip olmamalarından kaynaklı davranışlarını yakından etkiler. Bu durum verilerine sağlıklı ulaşılamayan piyasalara ait varlıkların elden çıkartılması ile sonuçlanabilir.

43

1.3.2.5. Ahlaki Riziko

Ahlaki riziko kavramı ile gelişmekte olan ekonomilerdeki yatırım patlaması ve borçlanmayla krizin meydana getirdiği sonuçlar açıklanmaktadır (Masson, 1999b, s. 13). Gelişmekte olan ekonomilerde uygulanan sermayenin serbest dolaşımına yönelik uygulama ve politikaların sonucunda ülkelere sermaye girişlerinde artış meydana gelebilir, sermaye girişlerinin denetimi yapılmadığı takdirde ekonomik aktörler ahlaki tehlike ile sonuçlanabilecek riskler almaları doğaldır. Sermaye girişlerinin herhangi bir sebeple durması veya yön değiştirmesi halindeyse tıpkı 1997 Doğu Asya Krizi’nde de yaşandığı gibi birden fazla ülkede eş zamanlı finansal krizler meydana gelebilir. Bu nedenle özellikle liberalizasyonun ilk aşamasında sermaye girişlerinin kontrol altına alınarak düzenlenmesini önermektedir (Kıraç, 2015, s. 63).