• Sonuç bulunamadı

BĠLGĠ YÖNETĠMĠ VE ÖRGÜTSEL PERFORMANS ĠLĠġKĠSĠ

2.3. ÖRGÜTSEL PERFORMANS KAVRAM

2.3.3. Örgütsel Performansın Ölçütler

2.3.3.1. Finansal Ölçütler

Finansal performans ölçütleri, bir iĢletme stratejisine yönelik yürütme ve uygulamaların, iĢletme karlılığına ne ölçüde katkıda bulunduğuna iliĢkin ölçütler olarak tanımlanabilir. Finansal ölçütler, sıklıkla, satıĢ tutarı, pazar payı, yeni müĢteriler, yeni

57

pazarlar, nakit akıĢı, sermaye getirisi, gelir, aktif kârlılığı ve özkaynak kârlılığı gibi gelirleri ve verimliliği arttırma stratejileri ile özdeĢleĢtirilebilecek ölçütlerdir (Dönmez vd., 2011:288).

Örgütsel performansı değerlendirmek amacıyla kullanılan finansal ölçütler, yararlı olmasına karĢın, örgütü tanımlayan ve gerçekleĢtirdiği farklı faaliyetlerine anlam kazandıran bazı yönetsel eylem ve yeniliklerin finansal kazançlar sağlamaması nedeniyle yeterli değildir (AltuntaĢ ve Dönmez, 2010:56).

2.3.3.1.1. Karlılık

Karlılık, örgütün doğru Ģeyleri yapıp yapmadığının bir göstergesi olup örgütsel performans ölçütü olarak kabul edilmektedir. Örgüt için karlılık bir amaç olarak değil bir sonuç olarak düĢünülürse örgütsel performansın bir parçası olarak görmek mümkündür. Bu Ģekilde düĢünmenin üç nedeni vardır. Birincisi, örgütün yaĢayabilmesi kar etmesine bağlıdır. Ġkincisi, günümüzde artık kar yalnızca geliĢmenin bir parçası değil sosyal geliĢmenin ve sorumluluğun da bir parçası olmaktadır. Sonuncusu ise kar örgütün üstlendiği riskin bir ödülü olarak görülmektedir (Akın, 2009:89).

Karlılığın önemi özellikle geliĢmekte olan pazarlarda daha fazladır. GeliĢmiĢ ekonomilerde karlılık hissedarların değerini maksimize etme amacını gerçekleĢtirdiği için önemlidir. Klasik yönetim teorisinde firmanın nihai amacı hissedarlarına en yüksek geri dönüĢü sağlamaktır ve en yüksek geri dönüĢün kaynağı kardır. Varlıkların geri dönüĢü ve kar marjinleri gibi göstergeler finansal raporlarda yer alır ve yatırımcılar bunları örgüt performansının anahtar göstergeleri olarak analiz eder. Bunlar ayrıca yönetimsel performansın da anahtar göstergeleridir. Bu nedenle yöneticiler varlıkların veya satıĢın geri dönüĢü üzerinden değerlendirilirler (Zhou vd., 2013:476-477).

Ġki farklı karlılık indeksi vardır. Bunlardan ilki iĢletim karlılığı oranı diğeri de toplam varlıkların geri dönüĢü oranıdır. ĠĢletim karlılık oranı iĢletim karları ile (herhangi bir finansal gelir olmadan) satıĢlar arasındaki orandır. Toplam varlıkların geri dönüĢü oranı ise vergi öncesi tüm karların (finansal gelirler dahil olmak üzere) toplam varlıklara oranıdır (Cozza vd., 2012:1967-1968).

58

Karlılık özellikle kısa dönemde karlarını maksimize etmekten çok pazar payını artırma veya yeni pazar niĢleri yaratma üzerine odaklanan firmalar için eksik bir gösterge olabilir (Cozza vd., 2012:1968).

2.3.3.1.2. SatıĢların ArtıĢı

SatıĢların artıĢı zaman içerisinde satıĢlarda meydana gelen değiĢimdir (Richard vd., 2009:29). SatıĢlar iĢletmeye gelir getiren kalemlerin en önemlilerinden biri olmasının yanı sıra iĢletmenin üretim hacmini de etkileyerek maliyetler üzerinde önemli rol oynamaktadır. SatıĢlardaki artıĢla iĢletme atıl kapasitesinden kurtulmakta ve verimlilik artıĢı sağlayabilmektedir. Verimlilikteki artıĢın ürün maliyetlerine yansıtılabilmesiyle de iĢletme rekabet avantajı elde edecektir. SatıĢları arttırmak önemli ölçüde mevcut müĢterilerin ihtiyaçlarını karĢılayıp, müĢteri tatmin düzeyini yükselterek onların satın alımlarında iĢletmeyi tercih etmelerini sağlamakla yani müĢteri sadakatini arttırmakla mümkün olacaktır (Güner, 2006:110).

SatıĢların artıĢı iĢletmelerin sürdürülebilirliğini sağlaması açısından avantaj sağlayan bir ölçüt olarak görülmektedir. SatıĢları daha fazla olan iĢletmelerin daha fazla finansal kaynaklara sahip olacağı ve bu durumdaki iĢletmelerin örgütsel performanslarının daha yüksek olacağı düĢünülür (Ferlic, 2008:6).

SatıĢların artıĢı tüm endüstrilerde performans ölçütlerinin anahtar unsurlarından biri olarak kabul edilir. SatıĢların artıĢı özellikle küçük ve orta boy iĢletmelerin değerlemelerinde anahtar kriter olarak da kullanılır. Sürdürülebilir olarak satıĢların artıĢı en önemli ve en güvenilir baĢarı kriteridir ve modern toplumda baĢarının temel unsurudur. SatıĢların artıĢının iĢletmelerde performans ölçütü olarak kullanılmasının üç nedeni vardır. Birinci neden satıĢların artıĢı ile ilintili ölçütlerin çoğu iĢletmenin stratejik hedefleri ile bağlantılı olmasıdır. Ġkincisi, yeni iĢ ve refah oluĢturma için ekonomik stratejilerin en önemli unsurudur. Son olarak özellikle küçük ve orta boy iĢletmelerde satıĢların artıĢı en güvenilir ölçüt olarak düĢünülmektedir (Salojärvi vd., 2005:4).

59

2.3.3.1.3. Pazar Payı

Pazar payı iĢletmenin belirli bir dönem içerisindeki satıĢlarının aynı dönemdeki endüstrinin toplam satıĢlarına oranıdır. Bir baĢka ifade ile iĢletmenin hedef pazarındaki gücünün göstergesidir (Richard vd, 2009:35).

Pazar payı sektörlerde genellikle bir iĢletmenin pozisyonunu (konumunu) ve baĢarısını tanımlamak üzere kullanılır. Pazar payının genel olarak kabul edilmiĢ tanımına göre, pazar payı iĢletme performansının ve ele alınan endüstrinin toplam performansının arasındaki iliĢkiyi gösterir (Pervan ve Kramaric, 2012:957).

Pazar payı ve performans arasında nedensel bir iliĢkinin varlığı söz konusudur. Pazar payı ve performans arasındaki korelasyonların araĢtırıldığı çeĢitli çalıĢmalar mevcuttur. Kaynak temelli bakıĢ açısından ele alındığında rakiplere göre daha iyi kaynaklara sahip iĢletmeler yüksek karlara sahip oldukça genellikle yüksek pazar paylarına da sahip olurlar. Daha iyi kaynaklar iĢletmenin daha rekabetçi bir avantaj elde etmesine yol açar ve eĢit maliyette rakiplerin rekabetçiliğini azaltır. Eğer kaynaklar değiĢirse pazar payları da değiĢecektir. Örneğin bir firma bir patent alırsa ve pazarlamasını etkin bir Ģekilde yaparsa temel bir rekabetçi avantaj elde edecek ve bu da onun pazar payını artıracak, sonuç olarak iĢletmenin performansı artacaktır (Montgomery ve Wernerfelt, 1991:954).

Performans değerlemede kullanılan önemli bir kriter pazar payındaki geliĢmelerdir. Her örgütün kendi sektörü içinde sahip olduğu bir pazar payı bulunmaktadır. ĠĢletmelerin en önemli hedefi ise bu paylarını koruyarak geliĢtirmek, bir anlamda ayakta kalabilmektir. Bu temel hedefe ulaĢma düzeyi, performans değerleme ölçütü olarak kullanılabilir (Fındıkçı, 1999:311).