• Sonuç bulunamadı

4. MEHMET DUMLU HAKKINDA YAPILAN GÖRÜŞMELER…

4.1. FİKRET ERKAYA İLE YAPILAN GÖRÜŞME

F.E. Efendim bendeniz Fikret Erkaya, 1961 yılında Erzurum’un Uzundere Kasabasında doğdum. Memleketim Erzurum. Annem Fatma Hanım babam ise Mehmet Bey, sekiz kardeşiz. Bir kızım bir torunum var. Maltepe Mûsikî Eğitim Vakfı kurucu başkanıyım ve mûsikî hocalığı yapmaktayım. Aynı zamanda vakfın konserlerinde Klasik koroları yönetiyorum.

A.G. Mehmet Dumlu ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?

58

F.E. Tanışmamıza vesile olan kişi Emekli Albay İbrahim İşkan beyefendi idi. Azizim çocukluk arkadaşıymış. Kendisi Mevlevi’ydi ve çokta iyi bir kudümzen’di. O günlerde toplanır meşk ederdik. İbrahim Bey de kudüm vururdu.

1983 yılının başlarında Askerliğim Kütahya’ya çıkmıştı. İbrahim Bey “seni Kütahya’da bir mürşide gönderiyorum, benim çocukluk arkadaşım bu mektubu da ona verirsin” dedi. Kütahya’ya vardığımda ilk işim İbrahim beyin vermiş olduğu mektubu Efendime teslim etmek üzere yeşil caminin karşısındaki çinici dükkânına gitmek oldu. Kendisi dükkânda yoktu oğlu Kamuran beye mektubu bıraktım.

Efendimi zahiren göremediğim için içim buruk bir şekilde birliğime teslim oldum.

1988 yılında Mehmet Dumlu’nun İstanbul’daki dervişlerinden sarraf Erol Öngüç beyle tanıştım. Dostluğumuz devam ederken 1990 senesinde Erol beyin Mehmet Dumlu’nun müridi olduğunu öğrendim. Erol Bey kendi aralarında yaptıkları İstanbul’daki toplantılarında, mûsikî dersleri vermemi rica etti. Büyük bir şevkle kabul ettim. Evlerde meşke başladık. Hazretin resmini gördüm fakat kendisiyle henüz tanışmamıştım.

18 Mayıs 1991 ilk defa Mehmet Dumlu Efendi ihvanıyla beraber Kastamonu’ya gidiyordu. Biz de İstanbul’dan yola koyulduk. Kütahya’dan gelen ihvan ve Efendimle, Bolu’da Hayrettin Tokadi hazretlerinin türbesinde buluştuk.

İlk defa Sultanımı orada gördüm. Yıllardır aradığım sevgiliyi bulmuştum. Orada dergâhın kapısında beni yanına çağırdı. “Hizmetlerini duydum, emeklerin mübarek olsun evladım.” dedi. Himmetiniz var olsun efendim, dedim. Elini öptüm sonra yola koyulduk, yollarda hep meşk ettik. Yolumuzun üzerindeki Âşık Dertli’ye ve Geredeli Aziz Halil Efendiye uğradık. Akşama Kastamonu’ya vardık.19 Mayıs sabah namazına müteakip Hz. Pir dergâhında Sultanıma intisap ederek içinde var olduğum mana yolculuğuma başladım.

A.G. Şeyh Şabani Veli ve Kastamonu Evliyalarını Anma haftasına Mehmet Dumlu her yıl katılım gösteriyor muydu?

F.E. Evet, 1991 yılından itibaren yirmi yıl boyunca Sultanım, fî sebîlillâh hizmet etmiştir. Azizim, Hakka yürüdükten sonrada bu hizmetimizi sürdürmeye özen gösteriyoruz. Azizimin himmeti Pir ’anın şefaati ile her sene anma haftalarına itina eder, konserler veririz, Sempozyumlar yapılır.

59

A.G. Konserlere hazırlıklar nasıl yapılıyordu?

F.E. Efendimin emri ile repertuarı oluşturduktan sonra, Sultanımın huzurunda orada geçilecek eserleri meşk eder prova alırdık. Daha sonra bu fakirin şefliğinde, Konya’dan, Kütahya’dan, İzmir’den, İstanbul’dan, Erzurum’dan, Ankara’dan, Bursa’dan çeşitli illerden gelen ihvanımızla konserlerimizi yapıyorduk. Dergâhta tıpkı Zâkir başı gibi hizmet ederdim, ama sahnede koro şefiyim, mesleğimin gerekliliği neyse o şekilde koroyu yönetirdim ve konseri tamamlardık.

A.G. Dergâhta da Zâkir başı olarak hizmetlerinizi sürdürmüşsünüz orada hangi formda eserler okunuyordu?

F.E. Türk müziğine gösterilen hassasiyetin temelinde mûsikînin manasındaki zenginlik vardı. Türk müziğinin pek çok formu icra edilirdi. Fakat okunan eserlerin, sözlerindeki yani güftelerindeki mananın uygun olması şarttı.

Devran edilirken sadece dini mûsikî formu ile Sultanımın ya da ihvanın okuduğu kasideler, enstrümanların yaptığı taksimler olurdu. Diğer formdaki eserler devranın sonunda sohbet aralarında ya da huzurda okunurlardı.

Azizimin, mûsikî zevki çok yüksekti. Birlikte icrası çok güç formdaki eserleri ve ayinleri meşk etmişizdir. Bütün mânâ zevkini bize veren efendimdir.

Seçtiğimiz repertuarları da hep onun bilgisi dâhilinde hazırlar konserlerde ya da dergâhta icra ederdik. 1991 yılında Maltepe Mûsikî Eğitim Vakfının kurulması içinde bizi teşvik etmiştir.

A.G. Devran ilahilerini huzurda okunan ilahilerden ayıran farklar nelerdir?

F.E. Tekke mûsikî disiplin içerisinde icra edilir. Okunan ilahilerin, zikrin temposuna uyması, güfte ve bestenin bir bütünlük arz etmesi gerekir. Devranda okunan ilahilerin zikri kesmemesi, sürüklemesi önemlidir. Devranda okunan ilahilerin yapısı ritmiktir. Seçilen ilahilerin usulleri nim sofyan, sofyan, düyek vs gibi olur. Bunun sebebi en az dört darbı vurmasıdır. Yani la-ilahe- illal-lah veya hu-hu-hu-hu, 2’lik 4’lük 8’lik gibi. Zikrin temposu, Efendimin yönlendirdiği ölçüye göre hızlanır veya biraz daha ağırlaştırılabilirdi. Huzurda okunan ilahiler ise daha serbest olabilir. Sultanımızın huzurunda, bir sohbet deminde bu sohbetin getirdiği mana gereği, ihvan içerisinden bir canın Efendimizin desturu ile okuduğu ilahilere

60

huzur ilahileri denilir. Huzur ilahilerinde önemli olan güftedeki mananın, sözlerin derinliğidir. Yani devran ilahilerinde güftede önemlidir ama ritmik yapısı önde tutulur. Çünkü zikri sürükleyip şevki ve coşkuyu düşürmemesi gerekir. Huzur ilahilerinde ise tüm önem güftenin zenginliğinde toplanır. Huzurda okunmak üzere seçilen farklı formlardaki eserler; şarkılar, besteler, kasideler, ilahiler, halk müziğinden türküler, nefesler, deyişler de olabilir. O anki sohbete bağlıdır. Burada meydan açılmamıştır zikir yoktur. Bir sohbet ortamı vardır.

A.G. Mehmet Dumlu için güftelerdeki mana neden önemliydi?

F.E. Azizim güftelerdeki yani Nutk-ı Şeriflerdeki manaya çok önem verirdi.

Güftelerdeki mana, zihinde tefekkür oluşturup daha da derinleştirmektedir.

Güftedeki mana zenginleştikçe güftenin değeri artar o güfteyi taşıyacak bestenin de kalitesi değişir. Güfte yücelince bestede yücelir. Yani sevdiğiniz bir insana hediye sunarsanız, elbette hediyenin kabı da kendisi de yüksek manada olur. Çok kıymetli bir hediyeyi gazete parçasına sarıp vermezsiniz. Güfteler, süzülür süzülüp gönülden gelen öz düşüncedir. Pir’ânın fem-i muhsinlerinden gelen sözler, Nutk-ı Şerifler ise manevi bir gıdadır, berekettir.

Fikret Erkaya ile yapılan görüşmeden elde edilen bulgular şöyle özetlenebilir: Mehmet Dumlu’nun sadece Kütahya da değil Kastamonu’da da hizmetlerini vefatına kadar düzenli olarak sürdürmüştür. Şeyh Şabani Veli Anma etkinliklerine çeşitli şehirlerden gelen müritleri katılım göstermektedir.

Kastamonu’da konferanslar verildiği, konserler düzenlendiği ve bu yapılan hizmeti karşılık beklemeden yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Konserde ya da dergâhta okunacak repertuvar belirlenirken ve müritlerinin konsere çıkmadan önce yapılan son provalarını Şeyh Efendileriyle birlikte yapmaları Mehmet Dumlu’nun mûsikî bilgisinin oldukça iyi olduğu bulgusunu oluşturmaktadır. Müritlerinin de mûsikî ile ilgilenmesini istediği ve müridlerine verdiği bu eğitimi çevrelerine aktarmaları için teşvik ettiği bulgusuna ulaşılmıştır.

Mehmet Dumlu Sohbetlerinde, mûsikînin sanatsal yapısının ötesinde, mûsikî sözlerindeki derin manalar ile müritlerinin manevi yolda ilerlemelerini sağlamış olduğu bulgusu elde edilmiştir.

61

4.2. AYŞE KESİCİLER İLE YAPILAN GÖRÜŞME(23.01.2015)