• Sonuç bulunamadı

Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olmaktadır (Anıl, 2009, s.89). Eğitimle sağlanacak bu değişim ise; öğretim programlarında yapılacak gerekli düzenlemeler yoluyla, eğitim sistemindeki mevcut aksaklık ve eksikliklerin giderilmesi ve çağın gerisinde kalmayan çağın gereklerini yakalayabilen eğitim-öğretim programları yoluyla sağlanabilir. Bu nedenlerle eğitim ve öğretim programlarının sürekli değişmeye ve gelişmeye ihtiyacı vardır. Eğitimde program geliştirmeyle sağlanan bu değişiklikler de geçmişten günümüze eğitim sistemimize yansımış ve Fen dersi öğretim programları değişiklikler göstermiştir. Bu noktada geçmişten günümüze Fen programlarını temel özellikleri ile incelemek ve özetlemek yararlı olacaktır.

2.2.1. Cumhuriyet Döneminden 1970’li Yıllara Kadar Olan Dönem

Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılmış ve tüm öğretim kurumları Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde toplanarak, programlar üzerinde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Program geliştirme çalışmalarının Türkiye’de 1924 yılından itibaren daha çok ilköğretim alanında başlatıldığı ve bu çalışmaların daha sonra ortaöğretim düzeyindeki çalışmalara ışık tuttuğu görülmektedir (Gözütok, 2003). 1924 yılında II. Heyet-i İlmiye tarafından hazırlanan 1924 ilkokul Programı’nın genel ve tek tek derslere göre belirlenmiş özel amaçları yoktur. Program daha çok dersler ve derslere göre konuların dağılımından ibarettir ve dersler arasında ilişki kurulmamıştır. 1924 programlarının cumhuriyet öncesi son programlardan başlıca farkı az sayıda derslerin konulması, değiştirilmesi ve ders konularının cumhuriyet yönetimine uyarlanmasıdır. Ders konularında cumhuriyetin anlam ve önemine ve yakın tarihte olup bitenlere ağırlık verilmiştir (Çelenk, Kalaycı, Tertemiz, 2000).

Cumhuriyetten günümüze kadar gelen fen öğretim programları incelendiğinde, fen derslerinin farklı isimler altında yer aldığı görülmektedir (Aykaç, Küçük, Kartal, Tilkibaş, Keskin, 2011). Cumhuriyet döneminin ilk programı olan 1924 yılı İlk Mektepler Müfredat Programında fen bilgisi konuları “Tabiat Tetkiki, Ziraat, Hıfzısıhha“ adı altında, birinci ve ikinci sınıflarda üçer saat, üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıflarda ise ikişer saat olarak okutulmuştur (Aslan, 2011).

1926 “İlkmektepler Müfredat Programı” esasını Dewey’in “Hayat Bilgisi, Toplu Tedris ve İş okulu” kavramlarından almıştır (Çepni ve Çil, 2012). Eski ilkokul programlarında dersler ayrı ayrı ele alındığı için aralarındaki bağlantı ve ilişkilere dikkat edilmemiştir. Bu programda özellikle ilk üç sınıftaki derslerin hayat ve toplum ekseni çerçevesinde ‘toplu’ olarak okutulması öngörülmüştür. Bu program çocuğun gelişim evreleri de göz önüne alınarak beş yıllık öğretim süresi iki devreye ayrılmıştır (Cicioğlu, 1985). 1926 programının amaçları hazırlanırken, öncelikli olarak öğrencilerin dönemin koşullarına uyum sağlamaları ve doğadan en iyi şekilde yararlanmaları göz önüne alınmıştır (Aykaç ve diğerleri, 2011). 1926 programıyla ilk kez derslerin özel amaçlarına her dersin girişinde “dersin hedefleri“ başlığında yer verilmiştir. Ayrıca hedeflerin gerçekleştirilmesine katkı sağlayacağı umulan, öğrenme-öğretme teknik ve

yöntemlerine ilişkin açıklamalara ve ders araç gereçlerine ilişkin bilgilere yer verilmiştir (Çelenk ve diğerleri, 2000, s.40).

1926 programına bakıldığında, fen dersleri Tabiat Tetkiki ve Eşya dersleri olarak verilmiş ve bu dersler Tabiat dersleri adı altında toplanmıştır. Tabiat Tetkiki dördüncü ve beşinci sınıfta, haftada iki ders saati; eşya dersleri ise yalnız beşinci sınıfta iki ders saati okutulmuştur (MEB, 1926; akt: Aykaç ve diğerleri, 2011). Bu program 10 yıl süreyle yürürlükte kalmıştır.

1936 yılında program, 1926 “İlkmektepler Müfredat Programı”nda gerekli değişikliklerin yapılmasıyla “Yeni İlkokul Müfredat Programı” adıyla yürürlüğe girmiştir (Cicioğlu, 1985, s. 97). 1936 yılında hazırlanan programda genel amaçlar 1926 programına göre geniş yer tutmuştur (Çelenk ve diğerleri, 2000). Programda her dersle ilgili bölümün başında dersin özel amaçlarına dersin hedefleri başlığı altında yer verilmiştir ve dersin hedefleriyle cumhuriyet arasında bağ kurulmuştur (Çelenk ve diğerleri, 2000). 1936 yılında yazı dersi Türkçe dersinden ayrılmıştır ve içerik ise dersler ve konuların dağılımından oluşmaktadır (Çelenk ve diğerleri, 2000). 1936 programında öğrencilerin gelişim özelliklerinin göz önünde bulundurulması esas alınmıştır. Ayrıca ‘yakın çevre’den hareket ederek ‘uzak çevre’yi kavratma ilkesi benimsenmiştir. ‘Toplu öğretim’ ilkokulun öğretim yöntemi olarak belirlenmiştir. Ancak öğrencilerin olayları ve cisimleri bilimsel kurallara göre inceleme yeteneklerinin arttırılması amacıyla ”Hayat Bilgisi” dersinin üçüncü sınıfın sonuna doğru gruplara ve dallara ayrılması istenmiştir (Cicioğlu, 1985). Ayrıca her dersle ilgili programın sonunda, öğretim vasıtaları adı altında derste kullanılacak araç gereçlerle, bu araç- gereçlerden nasıl yararlanılacağı belirtilmiştir (Çelenk ve diğerleri, 2000, s., 46).

1936 fen programında fen dersleri, birinci kademede hayat bilgisi olarak birinci sınıfta beş saat, ikinci sınıfta altı saat, üçüncü sınıfta yedi saat olarak okutulmuştur. İkinci kademede ise tabiat bilgisi olarak dördüncü ve beşinci sınıflarda üçer saat olarak düzenlenmiştir(Çepni ve Çil, 2012 s.17).

1936 programının günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesiyle 1948 ilkokul programı hazırlanmıştır (Cicioğlu, 1985, s. 99). 1948 programında Milli Eğitimin amaçları “toplumsal, kişisel, insanlık münasebetleri ve ekonomik hayat“ başlıkları altında ele alınmıştır (Çelenk ve diğerleri, 2000, s.60). Programda yer alan

eğitim ve öğretim ilkeleriyle ilgili açıklamalar derslerin nasıl işleneceği konusuna ışık tutmaktadır (Çelenk ve diğerleri, 2000, s. 65).

1948 programında fen dersleri Tabiat Bilgisi adı altında sunulmuştur. Ders saatleri dördüncü ve beşinci sınıfta olmak üzere üçer saat olarak belirlenmiştir. Ayrıca köy ilkokulları için ayrı bir ders dağılımı uygulanmış, bu ilkokullarda Tabiat Bilgisi dersleri ikişer saate düşürülmüş ve Tarım-İş dersine eklenmiştir (Aykaç ve diğerleri, 2011). 1948 programı 20 yıl süreyle yürürlükte kalmıştır.

1948 programı; derslerin çok oluğu, işlenmesi gereken konu ve ünitelerin fazla olduğu, öğrencilerin zihin düzeylerinin üzerinde olduğu, dersler arasında bağlantıların kurulmadığı, konular için yeterli zamanın ayrılmadığı, esnek olmadığı ve bireysel ayrılıklara yer vermediği şeklinde eleştirilmiştir. 1948 programına yöneltilen eleştiriler sonrasında, programının uygulanmasında karşılaşılan güçlükleri saptamak ve bu programı geliştirmek amacı ile Amerika’dan Prof. Dr. Kate Wofford 1952 yılında ülkemize davet edilmiştir. Wafford, dört ay sonra 1948 programının yeniden ele alınıp geliştirilmesi konusunda bir rapor hazırlamıştır. (Çepni ve Çil, 2012; Cicioğlu, 1958)

Milli Eğitim Bakanlığı illere gönderdiği genelge ile 1948 programı ile ilgili eleştirileri almış, 1962 Şubatında, köy ve şehir okullarında çalışan öğretmen, ilkokul müdürü, milli eğitim müdürü, ilköğretim müfettişi, ortaokul ve öğretmen okulu öğretmenleri okul- aile birliği temsilcilerinden ve uzmanlardan kurulan bir komisyonla ön program taslağı hazırlanmıştır. Bu taslak program uzamanlar tarafından incelenerek son şeklini almış ve 5 yıl süreyle bir kısım okullarda denenerek geliştirilmiştir. Bu taslak program üzerinde bir takım değişiklikler yapıldıktan sonra 1968 ilkokul programı uygulama koyulmuştur (Tekışık, 1992, Cicioğlu, 1985)

1968 programı; ortak bir anlayışa varmak, kullanılacak yöntem ve tekniklerde görüş birliğini sağlamak, uygulamaları kolaylaştırmak ve böylece verimi arttırmak amacıyla hazırlanmıştır. 1968 programında “Türk Milli Eğitiminin Amaçları“ başlığı altında kısa bir açıklamadan sonra amaçlar; toplumsal, kişisel, ve ekonomik hayat yönlerinden ele alınmıştır. Bu programda ilköğretim ve derslerin amaçları davranışlara çevrilebilecek şekilde tanımlanmış ve ‘Yakın Çevre’, ‘Öğretimde Toplulaştırma’, ‘Konular ve Üniteler’ başlıkları altında programın esasları belirtilmiştir. Bu programda birinci devrede yapılan toplulaştırma ikinci devrede de yapılmış; tabiat bilgisi, aile

bilgisi ve tarım iş dersleri “ Fen ve Tabiat bilgileri “ adı altında birleştirilmiştir (Çelenk ve diğerleri, 2000;Cicioğlu, 1985). Bu programda ayrıca planlama üzerinde durulmuş günlük, yıllık plan uygulamasına geçilmiştir. Bununla birlikte ünitelerin işlenişinde ihtiyaca göre anlatma, soru cevap, araştırma, inceleme, deney, problem çözme vs. gibi farklı yöntem ve tekniklerin kullanılabileceği belirtilmiştir (Çelenk ve diğerleri, 2000).

2.2.2. 1970’li Yıllarda İlkokul Fen Programı

1968 programı uygulama konulduktan sonra, bakanlık ilk ve ortaokul programlarıyla gerektiği şekilde ilgilenememiştir. Böylelikle öğrenciyi merkeze alan, ünite ve konuların işlenmesinde hazırlık, planlama, ünite ve küme çalışması, araştırma, inceleme, kendi kendine öğrenme, tartışma ve değerlendirme gibi yenilikler gerektiği gibi uygulanamamış ve kağıt üzerinde kalmıştır (Tekışık, 1992). 1968 yılında ilkokulda yer alan Fen ve Tabiat Bilgileri programı 1974 ve 1977 yıllarında iki değişiklik geçirmiştir (Gücüm ve Kaptan, 1992, s. 254).

1974 ilkokul programında dersin adı “Fen Bilgisi” olarak değiştirilmiş ve ünitelerin kapsamında bazı değişiklikler yapılmıştır. İlkokulların ilk üç yılında bağımsız bir fen dersi bulunmamaktadır. Fen dersi konuları Hayat Bilgisi dersinin içerisinde yer almaktadır. Hayat Bilgisi programlarında da Fen konularının işlenmesinde bilimsel süreçlerden yararlanılmamış, sosyal yarar ön planda tutulmuştur. Bu durum, öğrencilerin dördüncü ve beşinci sınıfta bilimsel süreçleri kullanan Fen Bilgisi derslerine hazırlamamaktadır (Gücüm ve Kaptan, 1992).

1977 yılında değiştirilen Fen Bilgisi programı 1974 yılında uygulanan programla karşılaştırılmış, bazı ünitelerin yerlerinin değiştirildiği ancak kapsamın aynı kaldığı görülmüştür (Gücüm ve Kaptan, 1992).

2.2.3. 1970’li Yıllarda Ortaokul Fen Programı

Ortaokullarda ise Fen Bilgisi dersi 1969/1970 yılına kadar Tabiat Bilgisi, Fizik, Kimya derslerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Ortaokullarda modern fen

programlarının, Fen Bilgisi ve Toplu Fen programları olmak üzere iki uygulaması vardır (Çepni ve Çil, 2012).

2.2.3.1. Fen Bilgisi Programı

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, lise düzeyinde deneme çalışmaları yapılan modern fen öğretim programlarının, lise öncesinde ve sonrasında uygulanmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektiği ortaya konulmuştur. İlköğretim kademesindeki fen öğretim programları zenginleştirilerek, 1968 yılında üniversite öğretim üyeleri ve modern fen öğretim programlarının lise düzeyinde uygulama yapıldığı fen lisesi öğretmenlerinin yer aldığı Ortaokul Fen Müfredatını Geliştirme Grubu (FMGG) oluşturulmuştur. 1968 yılında başlatılan çalışmalarda, Fen Bilgisi Öğretim Programının içeriği belirlenmiş ve 1970/1971 yılından itibaren aşamalı bir biçimde uygulamaya geçirilmiştir. Ancak programın uygulanması sürecinde, amaçların ve öğrencilerde gözlenmek istenen davranışların analizine yer verilmemiştir (Çepni ve Çil, 2012, Demirbaş ve Yağıbasan, 2005). Uygulamaları yapılan ilköğretim ikinci kademe fen bilgisi programının değerlendirilmesi yoluna gidilmiş ve aşağıdaki sonuçlar ortaya konulmuştur (Demirbaş ve Yağıbasan, 2005, s.58):

İlkokullarda yer alan sağlık ve bazı fen konuları, ortaokullarda tekrar ele alınarak ayrıntıları ile işlenmiştir. Bu yüzden programın yüklü olduğu belirtilmiştir.

Konuların işlenmesi için ele alınan açıklama ve yöntemler, fen bilimlerinin gerçek yapısına uygun olarak ele alınmıştır.

Öğretmenler yeterince yetiştirilemediği için, programda ön görülen konular yaparak, yaşayarak öğrenme yöntemleri ile öğretilememiştir.

Her okulda bakanlıkça hazırlanan araçlar hazır bulundurulamadığı için, istenilen seviyede deneyle öğretim anlayışı gerçekleştirilememiştir.

2.2.3.2. Toplu Fen Programı

Ön çalışmaları yapılan ilköğretim ikinci kademe Fen Bilgisi Programı tüm okullarda uygulamaya konulmuştur ancak modern fen öğretimi anlayışı içermediğinden,

1973 yılında ilköğretim ikinci kademe için yeni bir Fen Bilgisi Öğretim Programı geliştirme çalışmalarına başlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından BAYG-E-33 (Bilim Adamı Yetiştirme Grubu E-33) projesi TÜBİTAK’ın da finansal desteğiyle yürütülmüş ve modern fen öğretim programlarının ilköğretim ikinci kademe için uygulamaların olan Toplu Fen Programları hazırlanarak 01.06.1976-31.05.1980 tarihleri arasında uygulamaya koyulmuştur (Çepni ve Çil, 2012; Demirbaş ve Yağıbasan, 2005; Yılmaz ve Morgil, 1992). Program öğretmen ve öğrenci için birer kılavuz önermektedir. Öğrenci kılavuzu, öğrencinin yapacağı etkinlikler için yol göstermekte, düşünmeye yöneltmektedir. Ders kitaplarının yerine okunması önerilen kitaplar vardır. Öğrenci sınıf içi çalışmalara özendirilerek sınıfta tartışma ve yorumlar yapılmaktadır. Ezber gerektiren bilgilere ve matematiksel formüllere olabildiğince az yer verilmiştir (Gücüm ve Kaptan, 1992). Toplu Fen Programları Ülke genelinde Uygulamaya geçirilememiştir. Milli Eğitim Bakanlığı 1980 yılında durum değerlendirmesi yapmış ve bu değerlendirme sonucunda Toplu Fen Programları Uygulamadan tamamen kaldırılarak 1974 yılında hazırlanan programa geri dönülmüştür (Çepni ve Çil, 2012; Demirbaş ve Yağıbasan, 2005).

2.2.4. 1992 Yılı Fen Programı

1992 yılı Fen Programının amaçları incelendiğinde yaparak yaşayarak öğrenmenin ön plana alındığı görülmektedir. Programın üniteleri; konular, amaçlar ve davranışları içerecek biçimde oluşturulmuştur. Dersin işlenişi çok detaylı açıklanmasa da yapılacak etkinliklere genel hatlarıyla yer verilmiştir. Programda öğrencilerin yaşlarına göre öğrenme düzeyleri göz önüne alınmış ve programda konular buna göre düzenlenmiştir (Demirbaş ve Yağıbasan, 2005). Ayrıca fen bilgisi konuları işlenirken laboratuar yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu değişiklikle öğrencilerin derste işlenilen konu ve kavramları deneysel boyutuyla da görebilmeleri hedeflenmiştir. Öğrencilerin etkinlikleri laboratuar ortamında, aşamaları ile görmeleri öğrencilerin bu dersi anlamalarında ve öğrenmelerinde kolaylık sağlamıştır (Dindar ve Taneri, 2011).

Milli Eğitimin bu programda belirttiği amaçlar incelendiğinde yaparak, yaşayarak öğrenme ön plana çıkmaktadır. Ancak dersin işlenişinde, öğretmenin fazlaca ön plana çıkarılmış olması, programda öğretmen merkezli yaklaşımın ortaya çıkmasına

neden olmuştur (Çepni ve Çil, 2012, s.21). Ayrıca bu programda 1924, 1926, 1936, 1948 ve 1968 programlarının aksine değerlendirme boyutuna yer verilmiştir. Bu programda her bölümün bazı alt amaçlarına yönelik değerlendirme başlıkları bulunmaktadır fakat bu başlıkların ölçme ve değerlendirme tekniklerine yönelik başlıklar değil, sadece konulara ilişkin sorular içeren başlıklar olduğu görülmektedir (Aykaç ve diğerleri, 2011).

2.2.5. 2000 Yılı Fen Bilgisi Programı

Eğitimde çağı yakalama 2000 projesi ile öğrencilerin ezberden uzaklaştıkları, öğrenme ortamında aktif katılımcı oldukları ortamlar yaratmak için yeni bir program uygulamaya hazırlanmıştır. Program ilköğretim 4., 5., 6., 7., ve 8. Sınıflar düzeyinde geliştirilmiş ve 2001 yılından itibaren bütün ülkede uygulamaya koyulmuştur (Çepni ve Çil, 2012, s.22). Haftalık ders saati dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda üçer ders saati olarak yapılandırılmıştır (MEB, 2000). Fen Bilgisi dersi, öğrencilerin etkinlikler yoluyla bilgiyi kendilerinin elde etmelerini, edindikleri bilgileri analiz edebilmelerini, bu bilgiler yoluyla yaratıcı yönlerini geliştirerek yararlanabilmelerini ve doğru kararlar vermelerini, bilimsel gelişmelerin önemini anlayan, bu gelişmelerin teknolojiye, topluma ve çevreye etkilerini fark edip değerlendirebilen bireyler hâline gelmelerini amaçlamaktadır (Aykaç ve diğerleri, 2011). Programda portfolyo değerlendirmesinden bahsedilmiş ancak uygulamalara yansımamıştır. Hazırlanan kitaplarda, öğrencinin ilgisini çekebilecek görsel unsurlara yer verilmiştir. Kitaplar deneyler açısından da zenginleştirilmiş, bazı konuların günlük hayatla ilişkisi kurulmuştur (Çepni ve Çil, 2012, s. 22). Bu programın değerlendirme boyutu açısından 1992 programına göre daha iyi hazırlandığı görülmektedir. Bu programda küme değerlendirme, öğrenci gözlemi ve kişisel değerlendirme gibi farklı değerlendirme teknikleri yer almaktadır (Aykaç ve diğerleri, 2011).

2.2.6. 2005 Yılı Fen ve Teknoloji Programı

Fen dersinin içinde yer aldığı programlar incelendiğinde geçmişten günümüze fen derslerinin programdaki isimleri ve ders saatleri de dahil olmak üzere programda pek çok değişikliğin yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında hayatı kolaylaştıracak etkinlilikler olarak algılanan fen dersleri, yeniliklerle birlikte değişim ve gelişimlere maruz kalmıştır. Programlarda fen derslerinin amacıyla birlikte öğrenci ve öğretmenin konumu da değişmiştir. Zaman içinde öğretmen merkezli bir anlayıştan öğrenci merkezli bir anlayışa geçilmeye çalışıldığı görülmektedir. Ancak bu durum bir çabanın ötesinde geçememiş programlar öğretmen merkezli anlayıştan kurtulamamıştır. Modern anlayışla denemesi yapılarak hazırlanan programlar, programa verilen desteğin çekilmesiyle uygulanamamış fen eğitiminde klasik anlayışa geri dönülmüştür. Ancak 2000 yılında hazırlanan son programdan sonra bazı ihtiyaçlar neticesinde programda köklü değişiklikler yapılmıştır. Yeni hazırlanan programda fen dersleri Fen ve Teknoloji dersi adıyla anılmış ve bu programa duyulan ihtiyacın gerekçeleri şöyle sıralanmıştır (MEB, 2005a; akt: Çepni ve Çil, 2012, s. 28):

Bilimsel ve teknolojik gelişmeler

Eğitim bilimlerinde öğretme/öğrenme anlayışında gelişmeler Eğitimde kaliteyi ve eşitliği artırma ihtiyacı

Ekonomiye ve demokrasiye duyarlı bir eğitim ihtiyacı

Bireysel ve ulusal değerlerin küresel değerler içinde geliştirilmesi ihtiyacı

Sekiz yıllık temel eğitim için program bütünlüğünün sağlanması ihtiyacı Yatay eksende dersler arası ve dikey eksende her bir dersin kendi içinde kavramsal bütünlük sağlaması zorunluluğu

Ülkemizin PISA, TIMMS, PIRLS vb. araştırmalarda istenen başarıyı gösterememesi

Bu nedenlerden dolayı Fen ve Teknoloji dersi öğretim programı Fen Bilgisi programı hakkındaki görüşler değerlendirilerek, gelişmiş ülkelerde yürürlükte olan çok sayıda fen dersi programı incelenerek, uluslararası fen eğitimi literatürü izlenerek ve

Türkiye’deki koşul ve olanaklar dikkate alınarak hazırlanmış bir programdır (MEB, 2005).

Bu program hazırlanırken Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından kurulan komisyonlarda 2000 yılı Fen Bilgisi Dersi Öğretim Programına ilişkin 79 ilden gelen müfettiş ve öğretmen raporları ile sivil toplum kuruşlarının görüşleri incelenerek program değerlendirilmiştir (MEB, 2005). İncelenen raporlarla birlikte programda ne gibi değişikliklerin yapılması gerektiğine karar verilmiştir. Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 2004 yılı öğretim programı reformu çerçevesinde “ Fen Bilgisi Dersi Özel İhtisas Komisyonu” tarafından ilköğretim 6, 7 ve 8. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı olarak hazırlanmış 2005- 2006 öğretim yılında uygulamaya konulmuştur (MEB, 2005).

Fen ve Teknoloji dersi öğretim programı temelde iki ana bölümden oluşmaktadır. Şekil 2.1, programın bu bölümlerini göstermektedir.

Şekil 2.1’den görüldüğü gibi programın temellerinde programın vizyonu, teknoloji boyutu, öğrenme, öğretme ve değerlendirme ile ilgili temel felsefesi ve bunların öğretim programlarına en etkin şekilde yansıması için öğretim programlarının düzenlenmesindeki ilkeler ortaya konulmuştur. Öğrenme alanı ve üniteler kapsamında ise 6, 7 ve 8. Sınıf Fen ve Teknoloji kazanımları, öğrenme- öğretme- değerlendirme için etkinlik önerileri ve açıklamalar yer almaktadır (MEB, 2006).

Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı’nın vizyonu; bireysel farklılıkları ne olursa olsun bütün öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetişmesidir (MEB, 2006). Genel tanımıyla, bireylerin araştırma- sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları, etraflarındaki dünya hakkındaki merak duygularını sürdürmeleri için gerekli olan fenle ilgili bilgi, beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin birleşimidir (MEB,2006) .

Öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetiştirilebilmeleri için MEB (2006) dikkat edilmesi gereken yedi boyutu şöyle sıralamaktadır;

1) Fen bilimleri ve teknolojinin doğası 2) Anahtar fen kavramları

3) Bilimsel Süreç Becerileri (BSB)

4) Fen-Teknoloji-Toplum-Çevre (FTTÇ) ilişkileri 5) Bilimsel ve teknik psikomotor beceriler

6) Bilimin özünü oluşturan değerler 7) Fen’e ilişkin tutum ve değerler (TD)

Görüldüğü üzere fen ve teknoloji okuryazarı bireyler yetiştirebilmek için sadece geleneksel yöntemlerin yeterli olmadığı açıktır. Fen ve teknoloji okuryazarı bireyleri yetiştirmek, olumlu bir sınıf atmosferi oluşturma, öğrencilerin ilgi ve isteklerini arttırıcı etkinlikler düzenleme, öğrencilerin kendi öğrenmelerini düzenlemesi, öğrenme çabası ve isteği göstermeleri gibi pek stratejinin bir arada dikkate alındığı öğrenme ortamlarını gerektirmektedir.

2.2.6.1. Fen ve Teknoloji Öğretim Programının Temel Yapısı

Fen ve Teknoloji dersinde, yedi ayrı öğrenme alanı öngörülmüştür (MEB, 2006): Canlılar ve Hayat

Madde ve Değişim Fiziksel Olaylar

Dünya ve Evren

Fen-Teknoloji-Toplum-Çevre ilişkileri (FTTÇ) Bilimsel Süreç Becerileri (BSB)

Tutum ve Değerler (TD)

Şekil 2.2: Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programında Yer Alan Öğrenme Alanları (MEB, 2005)

Şekil 2.2‘de de görüldüğü gibi Fen ve Teknoloji dersinin üniteleri yedi öğrenme alanından ilk dördü üzerine yapılandırılmış olup diğer üç öğrenme alanı her bir ünitenin içinde kazandırılması öngörülen temel anlayış, beceri, tutum ve değerleri içerdiği için FTTÇ, BSB ve TD alanlarına dayalı olarak ünitelendirme yapılmamıştır (MEB, 2006). FTTÇ, BSB ve TD alanlarındaki kazanımlar Fen ve Teknolojinin bütünüyle ilgili olmakla birlikte kazandırılması uzun zaman alan deneyimlerdir. Bu nedenle program

içerisinde ayrı bir ünite olarak değil, üniteler içinde diğer kazanımlarla ilişkilendirilerek verilmiştir. Şekil 2.3, bunu görsel olarak sunmaktadır.

Şekil 2.3: Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programının organizasyon yapısı

Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi Fen ve Teknoloji dersi öğretim Programı dört temel alana ayrılmaktadır. Bunlardan ilki olan ünite organizasyonu başlığında ‘Canlılar

Benzer Belgeler