• Sonuç bulunamadı

2. KUSUR SORUMLULUĞU

2.2. KUSUR

3.1.6. Farazi İşleten

KTK’nda birtakım kişiler, gerçek işleten sıfatını haiz olmadıkları halde meydana gelen zararlardan gerçek işletenmiş gibi sorumlu tutulmuşlardır. Bu kişiler, motorlu araçla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahipleri, yarış düzenleyicileri ve gerçek işletenin işleten sıfatını kaybetmediği durumlarda aracı çalan veya gasbeden kişilerdir.125

Yukarıda sayılı bu kişiler, gerçek işletene ilişkin fiili ve ekonomik koşulları sağlamamalarına rağmen, aracın gerçek işleteni gibi onun yerine veya onunla birlikte sorumlu tutuldukları için, doktrinde bu kişiler, farazi işleten olarak adlandırılmıştır.126 Ayrıca, araç üzerindeki zilyetliğin kesilmesi durumunda, gerçek işleteni sorumlu tutmanın hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı düşüncesiyle, KTK uyarınca farazi işleten kavramının kabul edildiğine dair bir görüş de bulunmaktadır.127

121 Havutçu, Gökyayla, s. 47.

122 Aşçıoğlu, s. 53 dn. 51.

123 Karacan Çetin, s. 97 dn. 188.

124 Oğuzman, Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. II, s. 207; Karacan Çetin, s. 97. “Teşebbüs sahibi, üçüncü maddedeki tanımlamaya göre “işleten” değildir; fakat gerek motorlu araç sahibi ve gerekse araç işleticisiyle birlikte müteselsilen zarar görene karşı sorumludur. Başka bir söyleyişle teşebbüsün sorumlu olması gereken durumlarda işletenin sorumluluğu kalkmış olmaz”, YHGK., T. 24.06.1998, 19-468/529, Gökcan, Kaymaz, s. 49, Akt: Karacan Çetin, s. 97 dn. 189.

125 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 708; Bolatoğlu, s.79; Karacan Çetin, s. 100.

126 Kılıçoğlu, BATİDER, s. 11; Nomer, “KTK’na Göre Motorlu Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu”, s. 56;

Karacan Çetin, s. 100.

127 Demet Çeliktaş, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda İşletenin Hukuki Sorumluluğu, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, 1987, s. 75.

36

Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, KTK m. 106 gereği, sahip oldukları motorlu araçların neden olduğu zararlardan dolayı sorumlu tutulduklarından, farazi işleten olarak kabul edilmiştir.128

3.1.6.1. Motorlu Araçla İlgili Mesleki Faaliyette Bulunan Kişiler

Motorlu araçla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişilerin sorumluluğu, KTK m.

104/1’de, “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım - satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı;

işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükümle, garaj, tamirhane, otopark yeri, galeri vs. gibi, motorlu araç bakım, onarım, alış, satış yeri işleten ve bu şekilde mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahiplerinin sorumluluğunun düzenlenmesi amaçlanmıştır.129

Motorlu araç sahipleri, araçlarını, mesleki faaliyette bulunan kişilere bırakmakla işleten sıfatını kaybetmezler. Ancak araç, mesleki faaliyette bulunan bir kişiye bırakıldığında araç sahibi, aracın neden olduğu zararlardan sorumlu tutulmamaktadır. Bu durumda, mesleki teşebbüs sahibi, aracın neden olduğu zararlardan sorumlu tutulmaktadır.130 Mesleki teşebbüs sahibinin, aracın neden olduğu zararlardan sorumlu tutulmasının nedeni, bir görüşe göre, bu kişilerin aracı ekonomik bir amaçla ellerinde tutmalarıdır.131 Bir başka görüşe göre ise, Yargıtay’ın da benimsediği şekliyle, mesleki teşebbüs sahibinin, aracın neden olduğu zararlardan sorumlu tutulmasının nedeni, bu kişilerin araç üzerinde fiili hâkimiyete sahip olmalarından ileri gelmektedir.132

128 Hüseyin Ateş, “2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Uyarınca Farazi İşleten Kavramı”, Legal Hukuk Dergisi, (Haziran 2011), s. 2350; Çeliktaş, s. 76; Aras, “KTK’na Göre İşletenin Kusur Sorumluluğu”, s.

537; Karacan Çetin, s. 100.

129 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 709; Gökcan, Kaymaz, s. 46, Çeliktaş, s. 76.

130 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 709.

131 Nomer, “KTK’na Göre Motorlu Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu”, s. 57.

132 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 709. “Motorlu araçla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahibinin sorumlu tutulmasının sebebi, bunların motorlu araç üzerindeki eylemli hâkimiyet sahibi olmalarından ileri gelmektedir. Teşebbüs sahibi araç üzerindeki hâkimiyeti her türlü tartışmanın dışında kesin bir biçimde elde etmiş olmalıdır… akü tamir ve kontrol işi genelde kısa sürede yapılacak işlerdendir.

Kaldı ki davacının eylemlerinden sorumlu olduğu kişi olan oğlunun olay sırasında aracın başında olduğu da anlaşılmaktadır. O halde KTK m. 104’te açıklanan farazi işleten kavramının olayımızda gerçekleşmesi söz konusu değildir. Bu nedenle mahkemenin kazaya neden olan motorlu aracın sahibi gerçek işleteni sorumlu tutması sonuçta doğru olmuştur”, Yarg. 4. HD., T. 09.02.1989, E. 1988/7742, K. 1988/1055,

37

Dolayısıyla KTK’nda her ne kadar, “kendisine bırakılan bir motorlu araç” ifadesi kullanılmış olsa da, doktrinde, teşebbüs sahibi veya istihdam ettiği bir kişi tarafından motorlu aracın bulunduğu yerden alınması durumunda, bu andan itibaren sorumluluğun motorlu araçla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahibine geçtiği kabul edilmektedir.133 Bir başka deyişle, sorumluluk, motorlu araç bu kişilerin hâkimiyet alanına girdiği anda başlar ve iade edildiği anda sona erer.134

3.1.6.2. Yarış Düzenleyicileri

Yarış düzenleyicilerinin farazi işleten sayılması, KTK m. 105’te, “Yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların veya onlara eşlik edenlerin araçları ile gösteride kullanılan diğer araçların sebep olacakları zararlardan dolayı motorlu araç işleteninin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca sorumludurlar. Yarışçıların veya onlarla birlikte araçta bulunanların uğrayacakları zararlarla, gösteride kullanılan araçların uğradıkları zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir. Yarış düzenleyicilerinin, yarışa katılanların ve yardımcı kişilerin yarış esnasında üçüncü kişilere karşı olan sorumluluklarını karşılamak üzere bir sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Bu gibi yarışlara izin vermeye yetkili olan makamın talebi üzerine Ticaret Bakanlığı durum ve şartlara göre en az sigorta tutarlarını belirlemekle görevlidir. Motorlu araçlar için yapılacak sigortalarda en az sigorta tutarları zorunlu mali sorumluluk sigortasındaki tutarlardan az olamaz. Bu Kanunun zarar görenin doğrudan doğruya sigortacıyı dava edebilmesine ilişkin 97 nci maddesi hükümleri ile zarar görenlerin birden çok olması haline ilişkin 96 ncı maddesi hükümleri burada da uygulanır. Yetkili makamdan izin alınmaksızın düzenlenen bir yarışta vukubulan zararlar, zarara sebep olan motorlu aracın sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanır.

Böyle bir durumda, sigortacı, yarış için özel bir sigortanın yapılmamış olduğunu bilen veya gerekli özenin gösterilmesi halinde bilebilecek olan işleten veya işletenlere rücu edebilir. Bu madde hükümleri ortalama hızı saatte en az elli kilometrenin üstünde olan veya ulaşılacak hıza göre değerlendirme yapılması öngörülen motorlu araç veya bisiklet sporu gösterilerinde uygulanır. Bu hükümler, yarış güzergahının diğer trafiğe

Mustafa Kılıçoğlu, Sorumluluk Hukuku, C. I, Sözleşme Dışı Sorumluluk, Ankara: Turhan Kitabevi, 2002, s. 486 vd., Akt: Karacan Çetin, s. 101 dn. 203.

133 Havutçu, Gökyayla, s. 106; Karacan Çetin, s. 101.

134 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 709.

38

kapatılması halinde de geçerlidir. İçişleri Bakanlığı bu madde hükümlerinin, başka yarışlar bakımından da uygulanmasına karar verebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Yarış düzenleyicilerinin KTK uyarınca işleten sayılarak sorumlu tutulmalarının sebebi, yarış nedeniyle araçların özellikle karayolunda ulaşacağı hıza bağlı olarak işletme tehlikesinin artmış olması söylenebilir.135 Yarış düzenleyicilerinin sorumlu tutulmasının benzer nitelikte bir başka sebebi olarak ise, yarışın, yarışa katılmayan üçüncü kişiler açısından taşıdığı tehlike belirtilebilir.136

Yarış düzenleyicilerinin sorumluluğu, yarışla ilgili olduğu için, yarış tamamlandıktan sonra aracın dönüşü esnasında oluşan zararlardan yarış düzenleyicileri sorumlu değildir.137

3.1.6.3. Motorlu Aracı Çalan veya Gasbeden Kişiler

KTK m. 107’de, “Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir. Aracın çalındığını veya gasbedildiğini bilerek binen yolculara karşı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” şeklinde motorlu aracı çalan veya gasbeden kişilerin, farazi işleten sayılarak, sorumlulukları ağırlaştırılmış bir şekilde düzenlenmiştir. Motorlu aracı çalan veya gasbeden kişiler, hukuk düzeni tarafından suç sayılan bir fiil nedeniyle araç üzerinde fiili hâkimiyet kurduklarından, bu kişiler KTK uyarınca sorumlu tutulmuşlardır.138

Motorlu aracı çalan veya gasbeden kişinin ayırt etme gücüne sahip olup olmaması sorumluluk açısından mühim değildir. Ayrıca failin amacı da çalma ve gasp fiillerinin

135 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 709; Bolatoğlu, s. 79.

136 Nomer, “KTK’na Göre Motorlu Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu”, s. 58; Karacan Çetin, s. 105.

137 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 710; Oğuzman, Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. II, s. 205; Karacan Çetin, s. 105.

138 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 710.

39

niteliğini değiştirmeyecektir. Fail, aracı zorunluluk halinde çalmış veya gasbetmiş olsa dahi sorumluluğu KTK m. 107’ye tabi olacaktır.139

KTK, aracın çalınması veya gasbedilmesi hallerinde işletenin kusurunu karine olarak kabul etmiş, burada sorumluluk, “ispat yükü ters çevrilmiş (kusur karinesine dayanan) kusur sorumluluğu” olarak nitelendirilmiştir. Buna göre işleten, sorumluluktan kurtulmak için, aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu ispat etmekle birlikte bu olayda kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun var olmadığını da ispat etmek zorundadır.140 Aracı çalınan veya gasbedilen işleten açısından bu ispat,

“özel kurtuluş sebebi (kanıtı)” olarak nitelendirilmektedir.141

Motorlu aracın gerçek işleteninin kusurlu sayılabilmesi için, aracın gözetimi yönünden zorunlu sayılabilecek önlemlerin alınmasında, yeterli özeni göstermemiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla işleten, aracın kapı ve camlarını kapattığını, kontak anahtarını araç üzerinde ya da kolayca ele geçirilecek başka bir yerde bırakmadığını, sürücü ve diğer yardımcıları seçmede, talimat vermede ve denetlemede mümkün olan bütün özeni gösterdiğini ispatlayabilirse, aleyhine olan kanuni karineyi çürütmüş olacaktır.142

3.1.6.4. Devlet ve Diğer Kamu Tüzel Kişileri

KTK m. 106’da, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin farazi işleten olarak sorumlulukları şu şekilde düzenlenmiştir: “Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101 inci maddedeki şartları haiz milli sigorta şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler.”

139 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 710; Oğuzman, Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. II, s. 206.

140 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 711; Bolatoğlu, s. 94; Karacan Çetin, s. 118; Sermet Akman,

“2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa Göre Motorlu Araç İşletenin Sorumluluğunun Hukuki Mahiyeti”, İstanbul Barosu Dergisi, C. LXIII, S. 7-8-9, (1989), ss. 363, 364.

141 Ergun Özsunay, “Trafik Hukukunda Araç Sahibinin Fiil ve Davranışlarından Sorumlu Olduğu Şahıslar”, BATİDER, C. IV, S. I, (1967), s. 20; Karacan Çetin, s. 118.

142 Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 711.

40

Benzer Belgeler