• Sonuç bulunamadı

4. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4.1.10. Fakirlik ve Zenginlik Temaları

Kırgızların Sovyet Rusya baskısı ve iĢgali altında kaldıklarından dolayı halk yaĢamını fakir olarak idame ettirmiĢtir. Bu fakirlikten dolayı da çocuklarına para verip okula gönderememiĢlerdir. Eğitim alamayan çocuklar da aydınların ortaya çıkardıkları ürünleri okuyamamıĢlar ve cehaletin eĢiğinde yöneticilerin emirleri karĢısında sürüklenmiĢlerdir. Böyle bir zamanda Talas‟ta fakir bir ailede dünyaya gelen Ģair, annesini ve babasını erken yaĢta kaybederek yokluğun zorluklarına boyun eğmiĢ, geçim sıkıntısı erken yaĢta küçücük omuzlarına yüklenmiĢtir. ġair hayatın onun karĢısına koyduğu engelleri aĢıp, almıĢ olduğu eğitim sayesinde kendini geliĢtirerek bir aydın haline gelmiĢtir. Zengin yöneticilerin fakir halkı ezip parçaladığı, haksızlıkların boy gösterdiği dönemin içerisinde kendi de bulunan Ģair bu durumdan duyduğu üzüntüyü ve acıyı her seferinde gerek sözlerinde gerek Ģiirlerinde dile getirmiĢtir. DüĢüncelerini geniĢ kapsamda ele alan Ģair halkına yararlı olabilmek adına manevi olarak elindeki tüm imkânları kullanıp sesini duyurmuĢ ve zengin tecrübeleriyle halkı aydınlatmaya çalıĢmıĢtır. Böylece fakir ve cahil olan halkın uyanmasını sağlamıĢ onlara kendisi öldükten sonra bile kulaklarında çınlayacak altın değerindeki sözlerini yansıtan Ģiirlerini bırakmıĢtır.

ġair, dile getirdiği öğretici mahiyetteki Ģiirleriyle gerçekleri bir nevi insana hatırlatma gayretinde bulunmuĢtur. Zenginin para karĢılığında köle gibi kullanıp hizmetini yaptığı kiĢi zenginin verdiği paraya muhtaç olduğundan dolayı o ne derse yapmaya çalıĢır. Yapamadığında azar iĢitir, fakat karĢısındaki sırf zengin olduğundan dolayı onu her Ģekilde ezeceğini bildiği için ses çıkaramaz. Bu dünyada fakir olan hizmetçinin kendi duygu ve düĢüncelerini; kırgınlığını veya kızgınlığını belirtmeye hakkı olmadığını belirten Ģair, hayatın insanları bir yanılgı içine soktuğunu dile getirmiĢtir.

Taz başına cün çıkpayt. Kel baĢına saç çıkmaz.

Balık suuda tumçukpayt, Balık suda boğulmaz,

Manapka malay unçukpayt. Zengine hizmetçi ses çıkarmaz.

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 96)

ġair, paranın güç olarak kullanıldığı dünyada bunun büyük bir yanlıĢ olduğunu, en büyük zenginliğin insanın sağlığında olduğunu dile getirmiĢtir. Çünkü nice insanlar vardır; parası bulunur fakat bunu kullanacak gücü ve sağlığı bulunmaz. Bu nedenle insanların beden ve akıl sağlığı yerindeyse bunu kullanarak iradeleri dâhilinde tüm imkânları önlerine serebilir. Hasta olan bir birey sürekli baĢkasının yardımına ihtiyaç duyacağından ona bakan kiĢinin bıkkın söz ve davranıĢları karĢısında gururu kırılır, ona yük olduğunu fark eder ama dile getiremez. Ama sağlıklı insan hayatını sürdürmek için sürekli elinden tutup kaldıracak bir insana ihtiyaç duymaz, düĢündüğü davranıĢı gösterilen yol ile kendisinin de yapabileceğini bilir. Paranın hâkimiyetinin sürdüğü dönemde Ötö gibi aydınlar sayesinde asıl ve en büyük varlığın sağlıkta olduğunu insanlar öğrenmiĢlerdir.

Baylıktın çonu- den sooluk, Zenginliğin en büyüğü-sağlıktır,

Baarınan kesel kor bolot. Her Ģeyden hasta olan hor olur.

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 98)

Ceñicok, insanların sahip oldukları mal varlığına çok fazla sevinmemelerini fani olan bu dünyada hiçbir Ģeyin bize ait olmadığını belirtmiĢtir. Bu nedenle kiĢinin elinde bulunan ihtiyaç fazlası parası veya malının ortaya çıkardığı zenginlikten; çevresinde ihtiyacı olan ailesi veya akrabalarına pay etmesi gerektiğini dile getirmiĢtir.

Aydagan malga kubanba, Elindeki mala sevinme.

Paydasın tiygiz paylıktın, Faydasını dokundur zenginliğin,

Aga-ini tuuganga! Ağa kardeĢ akrabaya!

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 117) ġair, bu Ģiirinde öğretici yönünü harekete geçirerek fakir kiĢilerin çektiği zorluğun somut olarak yapmak istediği iĢlere karĢılık o iĢi baĢarabilecek sağlıkta olmasına rağmen elinde malzeme olmadığı için yapamadığından bahsetmiĢtir.

Kedeydi meenet çırmasa, Fakiri zorluklar yakalasa,

Ürönü cetpeyt cerine. Tohumu yetmez tarlasına.

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 110) ġair, fakirlerin daima zengin olan kiĢilerin parasına ihtiyaç duyduğundan dolayı zengin olan yöneticilerin boyunduruğu altında yaĢadıklarını, hep ezilmeye mahkûm olduklarını eleĢtirmiĢtir. Bu durumda olan halk, yöneticilerin onlara karĢı yaptıkları haksız tutumlar karĢısında hep üzülmüĢlerdir. ġair burada tüm yaĢanılan kötü durumlara haykırmıĢ, aynı zaman diliminde yaĢayan insanlara yaĢamından hareketle eĢit davranılmadığından bahsetmiĢtir.

Kolunda cok kedeyge, Elinde olmayan fakire,

Pul surattın, zamana. Para istettin zamane.

Karışkırdı koylorgo, Kurtları koyunlara,

Irkırattın, zamana. Saldırttın zamane.

Tuş-tarapka bölüntüp, Her tarafa böldürüp,

Dırkırattın, zamana! Dağıttırdın, zamane!

Alduularga, alsızdı, Güçlülere güçsüzü,

Çırkırattın zamana!.. Ağlattırdın zamane!..

Biröögö ken, biröögö Birine bol, birine

Tar äkensin, zamana! Dar imiĢsin, zamane!

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 140) ġair burada, yalan yanlıĢ sözlerle görmeden bilmeden insanlara bilmiĢ gibi konuĢan kiĢiyi eleĢtirmiĢtir. Bu kiĢi Aksı‟da yaĢayan halkın fakir olduğunu biliyormuĢ gibi ona inanan halka aktaran kiĢiye dersini vererek asıl zenginlerin Aksı‟da bulunduğunu belirtmiĢtir. Halk da bu kiĢinin yalancı olduğunu öğrenmiĢtir. YaĢanan bu çağda halkı kendine inandırıp onların duygularını sömüren cahil aydınların da bulunduğu, Ötö gibi gerçek aydınların bu insanların yalanlarını ortaya çıkardığı dile getirilmiĢtir.

İçkeni kuru çay dedin. Ġçtiği kuru çay dedin.

Altın kazık Aksı- deyt, Altın kazık Aksı- derler,

Arkıtı menen cakşı- deyt. Tulumu ile iyi- derler.

Alcıganın zmesin, BunamıĢsın galiba,

Altaar sözün bilbetin! Diyecek sözünü bilmedin!

(Akmataliev - Mukasov, 2015: 239)

Benzer Belgeler