• Sonuç bulunamadı

Kaynak: URL 14

Litolojik yapı hava ulaĢımında, havalimanlarının yer seçimi açısından önem arz eder. Amik ovasına kurulan Hatay Havalimanı‟nın kuruluĢ yeri seçiminin hatalı olduğu yükselti faktöründe ele alınmıĢtı. Litolojik açıdan ise eski göl çökelleri ve akarsu alüvyonlarıyla kaplanan saha killi ve mil karakterindeki yapının meydana getirdiği geçirimsizlik havalimanının sular altında kalmasına yol açmaktadır.

Trabzon havalimanı ise 10-12 metre yükseltide bir kıyı taraçası üzerine inĢa edilmiĢtir. Taraça; tabakalı kum taĢı, kil taĢı ile lav, tüf ve aglomeradan meydana gelen volkanik kayaçlardan oluĢur. Böylece bünyesinde litolojik yapısı farklı katmanların yer aldığı bir yapıyı meydana getirir.Tabaka içerisinde bazen 40-50 cm boyutunda bloklara rastlanır. Kuru ve sert toprak Ģeklinde olan bu seviye, nemli sahalarda plastik kil görünümündedir. Alt kısımda tipik taraça görünümündeki yuvarlak çakıllı bir seviye baĢlar. Çakılların arasını kum ve silt boyutundaki malzeme doldurur. Taraçayı oluĢturan

farklı boyuttaki dasit, andezit, bazalt ve tüf gibi volkanik kayaçlar ile kireç taĢları kolayca dağılabilecek özelliktedir (Ardel, 1943: 72). Uçakların pist üzerine yaptığı basınç ve zemindeki nem taraça içindeki söz konusu taĢları ayrıĢtırarak yüzeyde esnemelere yol açar. Bunun sonucunda pist üzerinde hafif ve orta büyüklükte çatlaklar oluĢur. Çatlaklardan sızan yüzey suları ayrıĢmayı hızlandırarak tahribatı artırır. Ġri elemanların arasını dolduran ince malzeme ise yer yer tamamen ayrıĢmıĢ, plastik kile dönüĢmüĢtür (Kadıoğlu, 2007: 177).

Jeomorfolojik yapıda olduğu gibi Türkiye farklı litolojik özellikleri bünyesinde barındıran bir coğrafi mekân üzerinde yer alır. Litolojideki çeĢitlilik ve klimajeomorfolojik faktörler yol güzergâh seçimlerinde iyi analiz edilmesi gereken konulardır. Yol sistemlerinin sağlam zeminler üzerinden geçirilmesi, yolun kullanım süresini ve güvenliğini artırır. Yol, gevĢek ve plastisitesi yüksek alanlar üzerinden geçirilmiĢ ise kullanım süresi kısalmıĢ ve bozulma derecesi ise artmıĢ olur. Litolojik yapı eğim ve iklim koĢullarıyla da iliĢkilendirilip analiz edildiğinde daha doğru sonuçlar verebilir. Çünkü litolojik yapısı uygun olmasa bile eğim derecesi düĢük alanlar ile kurak iklimlerde problemler görülmeyebilir. Bunun aksine litolojik yapı uygun olsa bile eğimin yüksek ve iklimin nemli olması kütle hareketlerinin artmasına sebep olabilir. Bu nedenle Türkiye‟de Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi‟nin dağlık ve engebeli alanları, Ege‟nin horstları ve Doğu Anadolu‟nun yüksek kısımlarında litolojik yapı kaynaklı problemler görülebilmektedir. Bu problemlerin azaltılabilmesi için eğim değerlerini düĢürücü tüneller yapmak gerekir. Ayrıca zemini problemli olan kısımlarda sağlam ve iyi sıkıĢtırılmıĢ dolgular yapılarak bu problemlerler azaltılabilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. ULAġIM SĠSTEMLERĠNDE KLĠMATĠK VE KLĠMAJEOMORFOLOJĠK ĠLĠġKĠLER

Ġklim elemanları ve jeomorfolojik özelliklerden kaynaklanan iklimsel değiĢimler ulaĢım sistemleri üzerinde etkili olan faktörlerdir. Günümüz teknolojik imkânları ile bu iki faktörün olumsuz etkileri ortadan kaldırılmaya çalıĢılıyorsa da tamamen baĢarının sağlandığından söz edilemez. Bu durumda dönemsel trafik değiĢimlerinin yaĢanabildiği güzergâh ve ulaĢım sistemleri karĢımıza çıkar.

Bu bölümde konu sistematiği olarak iki faktör üzerinde durulmuĢtur. Bunlar: 1. Ġklim elemanlarının ulaĢım sistemleri üzerindeki (doğrudan) etkisi

2. Klimajeomorfolojik boyutların (dolaylı) ulaĢım sistemleri üzerine etkileri. Ġklim elemanları olarak; sıcaklık, hava basıncı ve rüzgârlar, hava nemliliği ve yağıĢların ulaĢım sistemlerine etkileri söz konusudur. Bu iklim elemanları ulaĢım sistemleri üzerine doğrudan etkiler yapar. Burada vurgulanması gereken nokta ise iklim elemanlarının olağan seyrinden çok ekstrem durumlarda ulaĢım faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemesidir. Bir yerin iklimini uzun yıllık hava olaylarının ortalaması oluĢturmaktadır. Ġklime bakarak bir yerdeki ulaĢım ağlarını planlamak çokta zor değildir. Fakat ekstrem durumların sıklıkla yaĢandığı alanlarda ulaĢım planlaması yapmak hayli zordur. Çünkü felaketin boyutunu kestirmek mümkün değildir. Dolayısıyla bu çalıĢmada Türkiye üzerinden örneklem alınırken ekstrem durumların fazlaca yaĢandığı alanlar dikkate alınmıĢtır.

Klimajeomorfolojide ise yükselti, eğim, bakı ve jeomorfolojik birimlerin iklim elemanlarını etkilemesiyle bir yerin çevresine göre farklı özellikler göstermesi söz konusudur. Bu durumda iklim elemanlarını değiĢtiren güç jeomorfolojik faktörler olduğundan ulaĢım üzerinde dolaylı etkiye sahiptirler. Heyelan, toprak kayması, çığ, kaya düĢmeleri gibi doğal afetler jeomorfoloji ve iklim birlikteliğinden meydana gelmiĢ klimajeomorfolojik oluĢumlardır. Türkiye jeomorfolojik açıdan çok farklı bölge, bölüm

ve yörelerden meydana gelmesi klimajeomorfolojinin ulaĢım üzerinde etkisini artırmıĢtır.

Olaya sistematik açıdan iki farklı Ģekilde daha bakılabilir. Bunlar ise,

1. Ġklim elemanlarının yol sistemleri üzerine etkileri (karayolu, demiryolu, havalimanları, limanlar, boru hatları)

2. Ġklim elemanlarının ulaĢım araçlarına etkileri (karayolu araçları, demiryolu araçları, hava araçları ve deniz araçları)

Günümüzde ulaĢılmayan alan neredeyse kalmamıĢtır. Çok uzak topraklara bile, hatta kutuplara kadar, ulaĢım söz konusudur. O zaman ulaĢım üzerinde birçok etkiye sahip olan iklime rağmen çeĢitli zor bölgelere ulaĢmak mümkündür. Kutup bölgelerindeki araĢtırma istasyonlarında çalıĢan kiĢilerin taĢınması ve ihtiyaçlarının temini için yılın belirli dönemlerinde de olsa iklim açısından uygun olmayan kutup bölgelerine ulaĢım mümkündür. Fakat iklimsel ve klimajeomorfolojik olaylar ulaĢım sistemlerinin; trafik hacmi, yönü, frekansı, yol güvenliği ve ulaĢılabilirliğini etkilediğinden dolayı tüm coğrafi mekânlarda ulaĢım aynı Ģartlarda ve yoğunlukta görülmemektedir.

Ġklimin ulaĢım üzerindeki belirleyiciliğinin diğer önemli tarafı ise tüm sektörler üzerinde ulaĢım faaliyetinin baĢlangıcından bitimine kadar olan tüm süreç üzerinde etkisini hissettirmesidir. Yukarıda ifade edildiği gibi topografyadan etkilenme kara ve demiryollarında tüm yolculuk süresi boyunca etkiliyken, deniz ve hava yollarında kalkıĢ ve varıĢlarda etkili olmaktaydı. Fakat iklim koĢulları tüm ulaĢım sistemleri için baĢlangıçtan bitiĢe kadar etkili olmaktadır.

Yukarıdaki sistematiğe göre alt baĢlıklar halinde ele alınacak konunun iki önemli ayağı vardır. Bunlardan birincisi iklim elemanlarının doğrudan etkileri; ikincisi ise klimajeomorfolojik boyutların dolaylı etkileridir. Ġki husus üzerinde öncelikle sistematik bir çerçeve oluĢturulup daha sonra belirlenen örnek alanlardaki merkezler meteoroloji istatistiklerinden de yararlanılarak analiz edilmeye çalıĢılacaktır. Bazı rotaların kıĢ mevsiminde kullanılmaması veya az tercih edilmesi, bunun yanında iklimi elveriĢli rotaların uzak olsalar bile tercih edilmesi, Türkiye ulaĢımı açısından önemli bir durumdur.

3.1 Ġklim Elemanlarının UlaĢım Sistemlerine Doğrudan Etkileri

Montesquieu‟nun sözüyle baĢlamak gerekirse „iklim dünyanın en büyük

imparatorluğudur‟. Bu söz iklimin aslında insanoğlunun tüm aktivitelerinde rol

oynadığını anlatmaya yetecektir. KuĢkusuz ulaĢım faaliyetleri üzerinde de iklimin belirleyiciliği söz konusudur. Ġklim, tüm ulaĢım ağları ve sektörleri üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Bu etkinin ise iki yönü vardır. Birinci yön; ulaĢım tesisleri ve yapıları üzerine etkileri, ikincisi ise ulaĢım araçları üzerinde olan etkileridir. Ġklim elemanlarının ulaĢım sistemleri üzerindeki etkileri doğrudan etki olarak ifade edilir. Ġklim elemanları olarak;

 Sıcaklık,

 Hava Basıncı ve Rüzgârlar

 Nemlilik ve YoğunlaĢma (Bulutluluk ve Sis)

 YağıĢlar (Yağmur, Kar, Dolu,) ulaĢım sistemleri üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.

Genellikle tüm ulaĢım sistemleri yer aldıkları alanda hüküm süren iklim Ģartlarına uygun Ģekilde inĢa edilirler. UlaĢım sistemleri üzerinde asıl etki ise ekstrem hava olayları sonucunda görülür. Yüksek ve düĢük sıcaklıklar, Ģiddetli rüzgârlar, aĢırı sis, sağanak yağıĢlar, yoğun kar yağıĢları ve dolu ulaĢım üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bu iklim elemanlarının ulaĢım sistemleri üzerindeki etkileri öncelikle sistematik hale getirilerek, Türkiye‟den örneklerle açıklanması gerekir. Bu nedenle iklim elemanları merkeze alınarak ulaĢım sistemleri üzerindeki etkiler değerlendirilecektir.

3.1.1 Sıcaklık-UlaĢım

Sıcaklık, iklimin ana elemanlarından birisini meydana getirir. Sıcaklık kendi

baĢına ulaĢım sistemlerini etkilediği gibi diğer iklim elemanlarını da etkilemesi yönünden önem arz eder. Sıcaklık ele alınırken üzerinde durulması gereken nokta yüksek sıcaklık ve düĢük sıcaklıklardır. Bu iki belirleyici unsur ulaĢım yapılarına ve ulaĢım araçlarına olan etkisi ile değerlendirmeye alınmıĢtır.

Yüksek ve düĢük sıcaklık değerlerinin görüldüğü alanlarda ulaĢım yapıları üzerinde çeĢitli problemler görülmektedir.

Karayolu ulaĢımında yüksek sıcaklıkların yol yapılarına ve ulaĢım araçlarına

etkileri Ģu Ģekildedir.

Yüksek sıcaklık değerlerinin etkisi ile yol kaplamalarında birtakım değiĢimler meydana gelir. Ġlk etki yüksek sıcaklık değerlerinin mekanik çözülmedeki rolüyle açıklanabilir. Ekstrem yüksek sıcaklık değerlerinin yaĢanması günlük ve yıllık sıcaklık amplitüdlerinin artıĢına sebep olur. Bu durumda artan amplitüd mekanik çözülmenin Ģiddetinin artmasına sebep olur. Dolayısıyla yol kaplamalarında bu etkiden kaynaklanan parçalanma, çatlaklar ve oyuntular meydana gelir. Yol yamaçlarındaki ana materyalin ise mekanik çözülme ile yol üzerinde kaya dökülmeleri gibi problemlere yol açması muhtemeldir. Bu durumun önlenebilmesi için mekanik çözülmeye karĢı dayanıklı asfalt kaplamaların kullanılması gerekir. Yamaçlarda ise tel kafeslerle ya da duvarlarla yola düĢme ihtimali olan malzemelerin ıslah edilmesi gerekir (Fotoğraf 18).

Yüksek sıcaklıklar yol kaplamalarında da kendini gösterir. Asfalt kaplama, koyu renkli olmasından dolayı güneĢ ıĢınlarını absorbe ederek yüzey sıcaklıklarının artmasına sebep olur. Yüzey sıcaklığının etkisi ile asfalt kaplamalarda erime, akma ve çökme problemlerine rastlanır (Fotoğraf 19). Bu problemler yol ağlarında zaman zaman kazaların yaĢanmasına sebep olur. Özellikle ağır tonajlı araçların yoğunluğuna bağlı olarak bu yol sistemlerinde bozulmalar daha fazla gerçekleĢir. Yolun bozulması da karayollarında kazaların yaĢanmasına sebep olmaktadır. Bu durumun önlenebilmesi için iklim bölgelerine göre asfalt bileĢiminin ayarlanması gerekir. Yolun geçtiği bölgede ekstrem yüksek sıcaklıklar görülüyorsa daha açık tonlu asfalt kaplamaların kullanılması problemin etkisini azaltacaktır.

Yüksek sıcaklıkların etkisi en çok lastikler üzerinde hissedilir. Asfalt sıcaklığının yüksek olması araç lastiklerinde genleĢmeye sebep olur. Ayrıca asfaltın eriyik hale geçiĢi durma mesafesini de yükseltmiĢ olur. Diğer taraftan araçların aĢırı sıcaklıklar sebebiyle hararet yapması araçlar üzerindeki olumsuz etkilerdendir. Yüksek sıcaklıklarda araç klima sistemlerine ihtiyaç duyulduğundan yakıt sarfiyatının artıĢı da ekonomik boyutunu meydana getirir. Sürücüler üzerinde ise aĢırı sıcaklıkların dikkat kaybına yol açması zaman zaman kazaların yaĢanmasına sebep olmaktadır.

Türkiye‟de yüksek sıcaklıkların görüldüğü coğrafi alanlar yükseltinin az olduğu güney enlemlerde ve karasal iklim bölgelerinde yer alır. Özellikle Akdeniz Bölgesi kıyı kesimleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi, Ġç Anadolu

Bölgesi, Karadeniz Bölgesi alçak kesimlerinde ve Doğu Anadolu Bölgesi depresyonlarında (Bazı illerin en yüksek sıcaklıkları için bakınız Tablo 6) bu problemler sıklıkla görülebilmektedir. Tabloya göre tüm bölgelerde sıcaklıkların 40 ºC üzerine çıkabilmesi bu problemin tüm bölgelerde yaĢanabileceğinin göstergesidir.

Tablo 6: Türkiye‟de Bazı Ġllerde Ölçülen En Yüksek Sıcaklıklar (1970-2017 Yıl Aralığı)

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri kullanılmıĢtır.

Kilis-Gaziantep karayolunun Zeytinli mevkii civarındaki sol Ģerit üzerinde yüksek sıcaklık değerlerinin etkisi ile asfalt kaplamada deformasyonlar ve oluklar oluĢmuĢtu. Bu oluklar ve deformasyonlar trafik güvenliğini tehlikeye sokmuĢtu. Problem görülmüĢ olmalı ki yeni yapılan bu güzergâhtaki asfalt yollar daha açık renkte, bölge iklimine daha uygun, albedo seviyesi daha yüksek olan malzemelerle inĢa edilmiĢtir.