• Sonuç bulunamadı

Fıkıh Açısından el-Muktataf min Uyûni’t-Tefâsîr

II. ARAŞTIRMANIN METODU VE KAYNAKLARI

2.5. DİĞER İLİMLER AÇISINDAN el-MUKTATAF MİN UYÛNİ’T-

2.5.1. Fıkıh Açısından el-Muktataf min Uyûni’t-Tefâsîr

Mustafâ Hayrî Efendi, ahkâm âyetlerini tefsir ederken fıkhî konulara da değinmiştir. Bazı yerlerde ihtilaflı olan hükümleri mezhep sahiplerine isnat etmiş, bazı yerlerde ise; “Cumhur böyle diyor, falan âlim de şöyle demiştir.” diye isnatta bulunmuştur. Âyetlerin bir kısmını tefsir ederken de, fıkhî ihtilafı beyan ettikten sonra tercihte bulunmuştur. Bir kısmında ise fıkhî konuyu mezheplere veya âlimlere isnat etmeden kendisi beyan etmiştir.

2.5.1.1. Fıkhî Bir Mevzûda Mezhep İmamlarının ve Âlimlerin Görüşüne Yer Vererek Âyetleri İzah Etmesi

Örnek

Müfessirimiz, Besmele’nin fıkhî boyutuyla ilgili şu bilgileri aktarmıştır:

لصف : زنأ ،نآرقلا نم ةيآ ةلمسبلا مرّحف ،ةئارب ادع ام ةروس لك نم ةيآ يعفاشلا لاقو ،روسلا نيب لصفلل تل زجت ملو ،نآرقلا نم اهنا روهمجلا بهذمو ،ةولاتلا دصق ول اذهو ،ءاسفنلاو ،ضئاحلاو ،بنجلا يلع اهتئارق ًانآرق اهنوك رتاوت مدع يعدا هنلا ،كلام فلاخ ةهبش يلا ارظن اهب ةلاصلا . بلا ةئارقب رملاا درو هناحبس هلوقك ،نآرقلا نم عضاوم يف ةلمس ( كبر مساب أرقا ) ،حبذلا دنع بجت ةلمسبلاو حبذلا نلا ،حبذلا دنع ميحرلا نمحرلاب يتأيلاو ،صلاخ ركذ لك اهماقم موقي نكلو ،هيلا لاسرلااو ،ديصلا يمرو ةرهوجلا يف نكل ،ةمحرلل مئلامب سيل 261 لاق ول : و ،نسح وهف الله الرحمن الرحيم مسب لك يف ةحتافلا ءادتبا يف هركتو ،لاب يذ رما لك يفو ،لكلااو ،ءوضولا ءادتبا يف ّنسيو ،ةنس اهنا حصلاا ّنكل اهتئارق بجت ليق ،ةعكر ينعمف ،هوحنو ناخدلا برش دنعو ،ةساجنلا لحم يف وا ،ةروعلا فشك دنع ( لاب يذ ) هب متهي فيرش يا .

Müfessir, Besmele’nin Kur’ân’dan bir sûre olduğunu beyan ettikten sonra fıkhî ihtilafı şöyle açıklamıştır: “Şafiî’ye göre (Besmele), her sûreden bir âyettir. Bundan dolayı cünup olan kişiye, hayız veya nifas halinde olan kadınlara, tilâvet niyetiyle Besmele okumak haram kılınmıştır.

261 Molla Hüsrev, el-Cevheretü’n-Neyyire; Şerh-u Mühtasarü’l-Kudûrî, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye,

Cumhûra göre (Besmele), Kur’ân’dan bir parçadır. Namazda Kırâat yerine geçmez, çünkü İmam Malik, Besmelenin tevâtür yoluyla Kur’ân’ın bir âyeti olduğu hususunu kabul etmemiştir. Hayvanı boğazlarken, av hayvanına ok atarken, avcı hayvanı salarken, Besmele çekmek vaciptir.

Besmele yerine her türlü zikir geçerlidir. Rahmân ve Rahîm, hayvan boğazlanırken okunmamalı; zira boğazlamak rahmete uygun değildir. Fakat Cevhere’de: “Şâyet ‘Bismillahirrahmanirrahim’ derse güzel olur.’262

Şeklinde ifade etmiştir.

Her rekâtta Fatiha başında Besmele çekmek, bazı âlimler vaciptir demiştir, fakat kuvvetli görüşe göre sünnettir. Abdest almaya başlarken, yemekten önce ve kıymet şâyân bir işe başlarken Besmele çekmek sünnettir. Avret açarken, necis bir yerde iken, sigara içerken, vs. gibi durumlarda ise Besmele çekmek mekruhtur”.263

İhtilafı beyân ederken müellif, ilk önce cumhûrun görüşüne yer vermiştir. Daha sonra İmam Şafiî’nin görüşünü aktarmış ve Besmelenin fıkhî hükmüne değinmiştir.

2.5.1.2. Fıkhî Hüküm İhtiva Eden Bir Âyeti Âlimlerin ve Mezhep İmamlarının Görüşlerine Yer Vermeden Bizzat Kendisinin Tefsir Etmesi

Örnek 1

Mustafâ Hayrî Efendi’nin mezhep imamlarının görüşlerine yer vermeden bizzat kendisinin tefsir ettiği ayetlere şu örneği verebiliriz:

" َرْمُعْلا َو َّجَحْلا اوُّمِتَأ َو َم ُيْدَهْلا َغُلْبَي َٰىَّتَح ْمُكَسوُء ُر اوُقِلْحَت َلا َو ۖ ِيْدَهْلا َنِم َرَسْيَتْسا اَمَف ْمُت ْر ِصْحُأ ْنِإَف ۚ ِ َّ ِللَّ َة نَمَف ۚ ُهَّل ِح اَذِإَف ۚ ٍكُسُن ْوَأ ٍةَقَدَص ْوَأ ٍماَي ِص نِّم ٌةَيْدِفَف ِهِسْأ َّر نِّم ىًذَأ ِهِب ْوَأ اًضي ِرَّم مُكنِم َناَك ِّجَحْلا ىَلِإ ِة َرْمُعْلاِب َعَّتَمَت نَمَف ْمُتنِمَأ ۗ ْمُتْعَج َر اَذِإ ٍةَعْبَس َو ِّجَحْلا يِف ٍماَّيَأ ِةَث َلاَث ُماَي ِصَف ْد ِجَي ْمَّل نَمَف ۚ ِيْدَهْلا َنِم َرَسْيَتْسا اَمَف ْمَّل نَمِل َكِلََٰذ ۗ ٌةَلِماَك ٌة َرَشَع َكْلِت ْلا ي ِر ِضاَح ُهُلْهَأ ْنُكَي ِباَقِعْلا ُديِدَش َ َّللَّا َّنَأ اوُمَلْعا َو َ َّللَّا اوُقَّتا َو ۚ ِما َرَحْلا ِد ِجْسَم

" /“Hacc’ı da, Umre’yi de

Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur

262 Molla Hüsrev, el-Cevheretü’n-neyyire; Şerh-u mühtasarü’l-Kudûrî, c.2, s.437. 263 Hısnımansûri, el-Müktataf min Uyûni’t-Tefâsîr, c.1, s.12.

(da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.”264

... ملسو هيلع الله يلص هلوقل حجارلا يلع ةنس ةرمعلا (( عوطت ةرمعلاو ، داهج جحلا )) امهؤادأ امهمامتإو يلع ليلد وهف ، ناصقنلاو ناوت لاب ، امهطئارشب امهمامتإ همزل امهيف عرش نم ّنأ . /…Kuvvetli görüşe

göre umre, sünnettir. Bunun delili şu hadistir: “ Hac cihattır. Umre ise tatavvü’tur (sünettir)265. Onları tamamlamak ise, şartlarını yerine getirerek, tembellik etmeden ve noksansız bir şekilde, edâ etmektir. O halde bu hadis, hac ve umreye başlayan kişi üzerine, onları tamamlamanın farz olduğuna delildir.”266

Müellif, bu konuda Ebu Hanife’nin görüşünü desteklemiştir. Zaten tezimizin başında müellifin ilmî kişiliğini açıklarken, müellifin Hanefî mezhebine mensup olduğunu ve bu konuda bir imihal yazmış olduğunu belirtmiştik.

Örnek 2

Müellif, yine birinci örnekte verilen âyette geçen: “Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız” hükmünü aynı yöntemle beyan etmiştir. Şöyleki: ( مترصحأ نإف ... ) ص يبنلا نع يور امل ، راصحإ وهف امهريغ وأ ضرم وأ ودع نم عنم لكو الله يل لاق هنأ ملسو هيلع (( : يرخأ ةجح هيلعو ، ّلح دقف َج ِرَع وأ رسك نم )) /(Şâyet engellenirseniz) …

Düşman, hastalık, vs. bütün engeller ihsârdır; çünkü Peygamber’den (s.a.s.) rivâyet edilmiştir ki, ayağı kırılan ve sakatlanan kişi (ihramdan) çıkmıştır. (O’na) başka bir hac yapmak farzdır.267

264

Bakara, 2/196

265 İbni Mace, Menasik, 3023.

266 Hısnımansûri, el-Müktataf min Uyûni’t-Tefâsîr, c.1, s.214. 267 Hısnımansûri, el-Müktataf min Uyûni’t-Tefâsîr, c.1, s.214.

Müellif, bu konuda yine Ebu Hanife’nin görüşünü desteklemiş ve Şafiî mezhebinin görüşünü reddetmiştir. Zira Şafiî mezhebine göre İhsar, ancak düşmanın engellemesiyle olur.

2.5.1.3. Âyette Bulunan Fıkhî Bir Mevzû İle İlgili Görüşleri Zikrettikten Sonra, Delil Getirerek Bir Görüşü Tercihte Bulunması

Örnek

" نيِعِكا َّرلا َعَم اوُعَك ْرا َو َةاَك َّزلا اوُتآ َو َة َلاَّصلا اوُميِقَأ َو

" / “Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû

edenlerle birlikte siz de rükû edin.268”

ا ضعب لدتساو ةيلآا نم ءاملعل ( : نيعكارلا عم اوعكراو ) لدت ةيعرشلا ماكحلْا اذكو ، ةعامجلا بوجو يلع ةنس يه ةدكؤملا ننسلا يوقأو ، ةدكؤم ةنس اهنأ مهضعب يريو ، هتاهش ُّد َرُت رذع ريغل اهكرات نأ نم ، هيلع مظعأ ةعامجلا باوث ّنلآ ، ةعامجلا كاردلإ اهكرت يف صِّخ ُر كلاذ عمو ، رجفلا رجفلا يتعكر كاردا ةليضف نم اهنم ادحاو افعض رجفلا اتعكر غلبت لا ، افعض نيرشعو عبسب ادرفنم ضرفلا لضفت اهنلْ ، .

Mustafâ Hayrî Efendi, yukarıdaki âyeti tefsir ettikten sonra, fıkhî hükmündeki ihtilafı açıklamaya başlar ve der ki, “ Bazı âlimler, bu âyetten hareketle, namazda cemâatin vacip olduğunu dile getirmişler. Şer’î hükümler de buna delâlet eder; çünkü özrü olmadan cemâati terk edenin şehadeti merduttur. Bazıları da müekket sünnet olduğu görüşündedirler.”

Müellif, bu görüşleri serd ettikten sonra kendi görüşünü ileri sürer ve delil getirir. Şöyle ki, “Hal bu ki, müekket sünnetlerin en kuvvetlisi fecrin iki rekâtıdır, böyle olduğu halde cemâate yetişmek için terklerine cevaz verilmiş; zira cemâatin sevabı fecrin iki rekâtından fazladır. Cemâatle namaz münferidin yirmi yedi katıdır. Fecrin iki rekâtı ise cemâatin bir katına da yetişmez.”269

Dört mezhebin bu konudaki görüşleri lu lekildedir: Hanefî, Malikî ve bazı Şafiî âlimlerine göre, cemaatle namaz kılmak “müekket sünnettir”. Çünkü, eğer cemaatle namaz kılmak farz olsaydı, tek başına namaz kılmanın caiz olmaması gerekirdi.

268 Bakara, 2/43

Bu alimlerin delili şu hadis-i şeriftir: “Cemaatle namaz kılmak tek başına namaz kılmaktan yirmi yedi (bir rivayette yürmü beş) derece afdaldir.”270

Şafii alimlerinin büyük bir kısmına göre, cemaatle namaz kılmak “farz-ı kifayedir”.

Hanbelİ mezhebine göre, cematle namaz kılmak "farz-ı ayın"dır. Bu görüşe göre mazeretsiz cemaate gitmeyen günahkar olur. Bununla beraber, tek başına namaz kılanın namazı da geçerlidir. 271

Bu ihtilaf göz önünde bulundurulduğunda Müellif, bu konuda yine mensubu olduğu mezhebininde içinde bulunduğu Cumhûrun, görüşünü desteklemiştir. Reddetmiş olduğu görüş ise Hanbelî mezhebî ve Şafiî mezhebinin çoğunluk görüşüdür.