• Sonuç bulunamadı

Evlilik ile İlgili İnanış ve Uygulamalar

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 79-83)

2. ARAŞTIRMA ALANI

4.3. Battalgazi Halkının Hayatın Geçiş Dönemlerindeki Popüler Dini İnanış ve

4.3.5. Evlilik ile İlgili İnanış ve Uygulamalar

Evlilik, toplumun en temel kurumunu oluşturmak için bir erkekle bir kadının hayatlarını hukuki açıdan resmen ve alenen birleştirmelerini ifade eden bir kavramdır. Birçok dinde ve inanç sisteminde aile kurumu ve bu kurumun meşru yollardan oluşması için evlilik kurumu teşvik edilmiştir. Başlangıçta dini ve toplumsal bir özellik arz ederken tarihi süreç içerisinde değişerek hukuki ve bireysel bir boyut kazanmıştır (Kirman, 2011: 109). Aileyi toplumun temeli olarak gören İslamiyet evlenmeyi teşvik etmekte ve şartlar elverdiği takdirde mutlaka evlenilmesini istemektedir.

Toplumların tarihsel, ekonomik yapıları, yerleşim düzenleri, üretim ilişkileri, gelenekleri, inançları evlenme biçimlerini ve adetlerini belirlemektedir (Örnek, 2000: 190). Battalgazi İlçesinde evlenme ile ilgili inanç ve uygulamalar yerleşim düzeninden, üretim ilişkilerinden etkilenmektedir. Örneğin ilçede yaz aylarında yapılan düğünler genellikle harman döneminden sonra ve kayısı işi bittikten sonra yapılmaktadır. Çünkü insanlar maddi açıdan bu zamanlarda müsait olmaktadır.

4.3.5.1. Evlilik Yaşı

Battalgazi ve çevresinde kız ve oğlanın evlilik yaşları farklılık arz etmektedir. Mülakat yaptığımız kişilerden edindiğimiz bilgilere göre daha önceki yıllarda kızların evlenme yaşı 17-20 yaş arasındayken günümüzde özellikle eğitimden dolayı kızların evlilik yaşları 20-25 yaşları arasında değişmektedir.

Erkeklerde ise üniversite okumuş olanların evlilik yaşları genellikle 25-30 arası değişmekte olup, liseyi bitirip eğitimine devam etmeyenler ise 18-25 yaş arasında evlendirilmektedirler.33

33 Emine BAYDOS 1976 doğumlu, Selma DELİBAŞ 1959 doğumlu, Kudret YAŞAR 1960 doğumlu, Güldane ZABUN 1958 doğumlu.

İlçede geçmişten günümüze kadar uygulanan en yaygın evlilik biçimi görücü usulüdür. Görücü usulü evliliklerde, evlenecek çocuğu olan anneler kız aramaya başlarlar. Kız aramanın en güzel yolu, çevrede yapılan düğünlere gitmek, eş, dost akrabalarla yapılan aile toplantılarında ya da hamamda kız beğenmektir.

Damat adayının annesi kızı beğendikten sonra çevreden kız soruşturulur. Kız hakkında çevreden olumlu bir havanın olması durumunda, kız kardeşleri, teyzeleri kızı görmeye giderler.34 Kızı istemeye bir engel yoksa bir bahane ile kız ve oğlan güvenilir bir akraba tarafından görüştürülür. Birbirlerini beğenmeleri durumunda, kız isteme süreci başlar.

4.3.5.2. Kız İsteme

Erkek tarafı kızı istemeye gideceklerini bir haberci ile bildiriler. Belirlenen zamanda erkek tarafı, ailenin en yaşlı kişisi nezaretinde, anne ve babayla birlikte kızı istemeye giderler. Belli bir süre oturduktan sonra sözü geçen büyük, kızın babasına

‘‘Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istemeye geldik’’ der. Kızın babası ‘‘Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, başımın üstünde yeriniz var’’ derse ailenin görüşünün olumlu olduğu, kızın da evlenmek istediği anlaşılır. Aksi takdirde biraz zaman isteriz veya sonra haber veririz gibi şeyler söylenmektedir.

Kız evinin cevabı olumlu ise bir haberci ile haber gönderilir ve nişan töreni için belli bir zaman belirlenir. Belirlenen zamanda erkek tarafı baklava, içecek, çerez vb. şeyler götürür. Kadın ve erkekler ayrı odada otururlar. Kız ve oğlana nişan yüzüğü takılır. Nişan yüzüklerini birbirine bağlayan kurdeleyi yakın akrabalardan biri keser. Kesilen kurdelen bekâr kızlar almak isterler çünkü kesilen kurdeleden bir parça alan bekar kızın o yıl evleneceğine inanılmaktadır.35

34 Songül AZKUL 1978 doğumlu, Şerife BÜYÜKKAYA 1967 doğumlu.

35 Melahat GÜLER 1971 doğ, Selma ÖZBAŞ 1977 doğumlu, Türkan KARAKAYA 1990 doğumlu.

4.3.5.3. Düğün

Düğün, evlilik dolayısıyla yapılan törene denilmektedir. Araştırma alanımızda düğünler cuma gününden başlar, pazar günü gelinin damat evine getirilip yemek yenmesinin akabinde takı merasimi ile son bulur. Cuma akşamı gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır. Sağ avucunun içine çeyrek altın koyulur. Bu şekilde davranıldığında gelinin maddi açıdan sıkıntı çekmeyeceğine inanılır. Kına yakma geleneği Eski Türk düğünlerinde de görülmektedir. Bu uygulama gelinin damada kurban olduğunun temsili bir anlam taşımaktadır (Kalafat, 1995: 91).

Tablo 26’da gelin eve girerken Kur’an-ı Kerim’in altında geçirilirse doğacak çocuklar dindar olur inanışına örneklem grubunun katılıp katılmadığı ile ilgili verilere yer verilmiştir.

Tablo 26: Örneklem Grubunun ‘‘Gelin Eve Girerken Kur’an-ı Kerim’in Altında Geçirilirse Doğacak Çocuklar Dindar Olur’’ İfadesine Katılımına Göre

Dağılımı

Gelin eve girerken Kur’an-ı Kerim’in altında geçirilirse

doğacak çocuklar dindar olur. N %

Hiç katılmıyorum 99 27,0

Katılmıyorum 156 42,6

Katılıyorum 81 22,1

Kesinlikle katılıyorum 30 8,2

Toplam 366 100,0

Araştırmaya katılan örneklem gurubunun “gelin eve girerken kuranın altında geçirilirse doğacak çocuklar dindar olur.” ifadesine katılma durumları tablo 26’da incelendiğinde, %27’si hiç katılmıyorum, %42,6’sı katılmıyorum, %22,1’i katılıyorum, %8,2’si kesinlikle katılıyorum cevabını verdiği görülmektedir.

Gelin damat evine getirildiği zaman kaynanası şeker, para veya çerezi gelinin başından aşağıya saçar ki gelinin eve bereket, huzur getirsin. Bütün bunların

yanında, düğün günü gelin damat evine girerken başlarının üstüne Kur’an-ı Kerim tutulur ki gelin ve damat dinine bağlı olsun ayrıca cam sürahi geline kırdırılır ki evliliklerine nazar değmesin.36

Battalgazi merkezde yaşları ilerlemiş bayan ve erkeğin kısmetinin bağlı olduğuna inanılmakta, kısmetlerinin açılması için türbelere gidilmekte, muska yazdırılmakta, düğünlerde gelin gideceği gün giyeceği ayakkabının altına bekâr kızların isimleri yazılmakta, gelin damat evine ulaştığında ayakkabısının altına bakılır kimin ismi silinmişse onun erken evleneceğine inanılmaktadır.

Kısmet açma ile ilgili olarak Anadolu’nun birçok yerinde farklı inanç ve uygulamalara rastlanılmaktadır. Örneğin, Eyüp Sultan Türbesi’nde Cuma salası verilirken kısmet açmak isteyen kızlar iç avludaki büyük çınarları çevreleyen demir parmaklıkların dört köşesinde bulunan muslukları açmakta, böylelikle kızların kısmetinin açılacağına inanılmaktadır (Köse, Ayten, 2010: 28).

4.3.5.4. Nikâh

Araştırma alanımız Battalgazi merkezde dini nikâh, genellikle resmi nikâhtan önce yapılmaktadır. Mülakat yaptığımız kişiler, dini nikâhı resmi nikâhtan önce yapmalarını; damat ile gelin evlilikten önce alış verişe çıkmakta, beraber ev eşyası almaya gittiklerinden dolayı dini nikâhı kıydıklarını belirttiler. Ayrıca dini nikâh kıyılmadan gerçekleştirilecek bir evlilik sıhhatli görülmemekte çünkü evliliğin dini nikâh ile meşrulaşacağı ve karı ile kocanın birbirlerine helal olabilecekleri kabul edilmektedir.

Dini nikâh kıyılırken, belli bir miktar mehr belirlenir. Mehr, müslüman bir erkeğin, evleneceği bayana vereceği mal ve paraya denilmektedir.37 Mehr, Mehr-i muaccel ve Mehr-i Müeccel olmak üzere iki kısımdır. Mehr-i Muaccel acele verilmesi gereken mehr demektir. Mehr-i Müeccel ise hemen verilmeyip daha sonra

36 Sevgi SAYIN 1950 doğumlu, Cemal ÖZBAŞ 1966 doğumlu, Nurettin DEMİREL 1943 doğumlu.

37 Abdulbaki ALPKILIÇ 1947 doğumlu.

verilmesi gereken mehre denilmektedir. Mehr’e, halk arasında mihir, mehir de denilmektedir. Özellikle geleneksel ailelerde bazı durumlarda resmi nikah kıymanın evlilikten çok sonraya bırakıldığı halde dini nikahın kesinlikle yapılması, toplumda dini nikahın sahip olduğu önemi anlatmaktadır (Günay, 1999: 201). Ancak günümüzde resmi nikâhta düğünden bir hafta önce yapılmakta, sonraya bırakılmamaktadır.

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 79-83)