• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV. ARAP BAHARI VE SURİYE; BAŞLANGICI, AKTÖRLERİ VE

4.3. Suriye’deki Arap Baharı: Başlangıcı ve Gelişimi

4.3.1. Suriye’deki krizin yerel aktörleri: Rejim muhalifi hareketler ve

4.3.1.2. Arap Baharı Sonrası Muhalif Yapılanmalar

4.3.1.2.4. Etnik Kökenli Oluşumlar

4.3.1.2.4.1. Suriye Kürtlerinin Kurduğu Oluşumlar

Suriye Kürtlerinin ülke nüfusunun % 8-9’unu oluşturduğu, nüfusun genel olarak Suriye’nin kuzeyinde yer aldığı ve 1925-1938 yılları arasında Türkiye’den Suriye’ye göç eden Kürtlerin ülkedeki Kürt nüfusunun önemli bir kısmını oluşturduğu ifade edilmektedir (Ertuğrul, 2014: 12). Baas rejimi, Suriye Kürlerinin coğrafi ve siyasi olarak örgütlenmesini engellenmek adına çeşitli politikalar izlemiş ve bu politikalar görece başarılı olmuştur. Bu sebeple, Suriye’deki Kürt siyasi hareketinin parçalı bir yapı gösterdiği ifade edilebilecektir. Arap Baharı öncesi Suriye’deki Kürt siyasi hareketlerinin genel söylemi, Kürtlere yönelik ayrımcılığın engellenmesi, Kürtçe eğitim hakkının verilmesi, Rejim tarafından Arap kuşağı politikaları kapsamında el konulan arazilerin iadesi ve 1962 seçimlerinde getirilen bir kanun ile, 1925’ten itibaren Suriye’de yaşadığını ispat edemeyenlerin vatandaşlıktan çıkarılması yönündeki karar

86

bağlamında “Maktumin-Yabancı” olarak anılan Kürtlere vatandaşlık verilmesi söylemlerini içermektedir (Ertuğrul, 2014: 36).

Arap Baharı sonrası ortaya çıkan çerçevesinde incelendiğinde, Suriye’deki Kürt siyasi hareketlerinin iki ana blok altında faaliyet gösterdiği ifade edilebilecektir. Bunlardan ilki terör örgütü KONGRA-GEL(PKK)/KCK’nın Suriye uzantısı PYD (Partîya Yekîtî ya Demokratîk- Demokratik Birlik Partisi) ve buna müzahir oluşumların yer aldığı “Batı Kürdistan Halk Meclis”, diğeri ise Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde görece hakim hareket olan Mesut Barzani liderliğindeki KDP ve buna yakın partilerden oluşan “Suriye Kürt Ulusal Konseyi”dir. Söz konusu oluşumların, Suriye’deki Kürtlerin hamiliğine oynayarak Suriye’de nüfuz alanlarını geliştirme çabası içinde oldukları, bu bağlamda her iki hareketin mensupları arasında zaman zaman kanlı sonuçlar ortaya çıkarın gerginliklerin yaşandığı kaydedilmektedir (Ertuğrul, 2014: 78-79).

4.3.1.2.4.2. PYD ve Batı Kürdistan Halk Meclisi

PKK terör örgütünün bilindiği üzere, Türkiye’de ayrılıkçı amaçları doğrultusunda silahlı olarak faaliyet gösteren ve bu bağlamda terör eylemleri düzenleyen bir yapıdır. Örgütün genel amacının “Dört Parçada Büyük Kürdistan” ülküsü olduğu, dört parça olarak atıfta bulunulan ülkelerin örgüt tarafından Doğu Kürdistan olarak adlandırılan İran, Batı Kürdistan olarak adlandırılan Suriye, Güney Kürdistan olarak adlandırılan Irak ve Kuzey Kürdistan olarak anılan Türkiye olduğu belirtilmektedir (Öğün, 2010). Örgütün sözde lideri konumundaki Abdullah Öcalan’ın talimatı ile yukarıda ifade edilen dört ülkede, siyasi alanda faaliyet göstermek üzere siyasi partiler kurulması kararlaştırılmış, bu bağlamda 2002-2003 yılları arsında, Irak’ta PÇDK (Kürdistan Demoktratik Çözüm Partisi), İran’da PJAK (Kurdistan Özgür Yaşam Partisi) ve Suriye’de de PYD (Demokratik Birlik Partisi) kurulmuştur. PYD’nin, PKK’ya müzahir diğer siyasi oluşumlar gibi eş başkanlık sistemi bulunmakta olup, eş başkanlardan biri Salih Müslim Muhammed diğeri ise Asya Abdullah’tır (Ertuğrul, 2014: 84).

PYD’nin, kuruluşunun ilk yıllarında görece aktif olmadığı, esas faal dönemine Arap Baharı sonrası rejim ile geliştirdiği yakın ilişkiler sonucunda girdiği, bu yeni ilişkiler çerçevesinde oluşturduğu yeni bir vizyon edinen partinin Suriye’deki Kürtler üzerinde görece

87

etkili olduğu belirtilen hususlardandır. Türkiye’nin muhaliflere olan desteğini kesebilmek ve Türkiye’ye karşı PKK kartını oynamak isteyen Esad rejiminin, 19/07/2012 tarihinden itibaren kısa bir süre içinde, güvenlik güçlerini PYD’nin etkin olarak kabul edildiği bölgelerden çekmesi dikkat çekici bir hamle olarak görülmüş ve PYD’ye meşruiyet anlamında büyük bir koz sağlamıştır (Ertuğrul, 2014: 88 ). Bunun yanında, PYD, resmi kuruluşunu 2012 yılında ilan ettiği silahlı kanadı YPG sayesinde ve Rejimin de bölgeden kasten çekilmesiyle, 2012 sonu itibariyle Suriye’nin kuzeyinde birçok alanda faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu anlamda, basına yansıyan demeçlerinde sürekli olarak muhalif çizgide yer aldığını ifade eden PYD yöneticilerinin, bu söylemelerinde samimi olmadığı ifade edilebilecektir. PYD’nin PKK ile olan bağı dolayısıyla kötü bir imaja sahip olan adını uluslararası arenada kullanmamak, PKK’nın genel olarak savunduğu “Demokratik Konfederalazim” modelini hayata geçirmeye çalışmak, Suriye’nin kuzeyinde ileriki dönemlerde ilan etmeyi planladığı sözde özerklik çerçevesinde alt yapı oluşturmak ve rejimin çekilmesiyle oluşan otorite boşluğunu bahane ederek Kürt bölgelerindeki yasama ve idari faaliyetleri yürüttüğünü iddia ederek de facto bir yapı kurmak amacıyla, 2011 yılında PYD başta olmak üzere, Suriye’de faaliyet gösteren PKK’ya yakın çevreler “Batı Kürdistan Halk Meclisi” adı altında bir oluşum kurmuşlardır (Ertuğrul, 2014). Söz konusu oluşumu hayata geçirmekte amacın sözde Kürt parlamentosunu hayata geçirerek, uluslararası camiada meşruiyet kazanmak olduğu ifade edilebilecektir.

Üyelerinin tümü PKK/PYD üyesi olan ve PYD’nin izlediği politika ve strateji dışında hiçbir politikası olmayan, söz konusu meclisin faaliyetleri, PYD başlığı altında değerlendirilecektir.

4.3.1.2.4.3. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SKUK)

Bahse konu oluşum, Ekim 2011’de Suriye/Kamışlı’da kurulmuştur. Konseyin başkanı dönemsel olarak seçilmekte olup, 2011-2013 dönemi içerisinde Başkanlık, ‘Kürt Reform Hareketi Partisi’ Başkanı Faysa Yusuf tarafından yürütülmüştür (O’Bagy, 2012: 15). KONGRA-GEL(PKK) onun Suriye’deki uzantısı olan PYD dışında kalan, Suriyeli Kürt oluşumları bir araya getiren en geniş katılımlı çatı oluşumdur. Bünyesinde Suriye’de o dönemde aktif olarak faaliyet gösteren 11 Kürt siyasi partisini barındırmaktadır. Bunlar; Kürt Demokratik

88

Partisi, Kürt Demokratik İlerici Partisi, Kürt Demokratik Eşitlik Partisi, Kürt Demokratik Ulusal Partisi, Kürt Demokratik Birlik Partisi, Suriye Kürt Demokratik Partisi, Kürt Sol Partisi, Kürt Yekiti Partisi, Suriye Kürt Özgürlük Partisi, Kürt Reform Partisi, Suriye Kürt Uzlaşı Partisi’dir (Ertuğrul, 2014:68).

SKUK’un Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ve Irak Kürt Demokratik Partisi (KDP) ile yakın ilişki içinde olduğu, Suriye’de demokratik, çoğulcu, parlamenter ve ademi merkeziyetçi bir yapının kurulmasını istediği, bu amaçla PYD’nin aksine Suriye muhalefetinin diğer oluşumları ile yakın ilişkileri bulunduğu ifade edilmektedir (Ertuğrul, 2014:69). Bu bağlamda, SUK ve SUKO olmak üzere, bağımsız Suriye muhalefeti ile temaslarında Kürt Kimliğini ve Kürt toplumunun haklarını ön plana çıkarmaya gözlenen SKUK, özellikle Kürt halkının ve ulusal kimliğinin anayasa tarafından tanınmasını ve ademi merkeziyetçi yönetim altında otonomi verilmesini talep etmektedir. Her ne kadar, SUK ile olumlu ilişkileri bulunsa da, SKUK SUK’a tam olarak dahil olamamıştır (Ulutaş ve Bölme, 2012: 93). Öte yandan, SKUK yetkilileri, 26-27 Mart 2012 tarihlerinde, İstanbul’da düzenlenen muhalefet toplantısını da taleplerinin dikkate alınmadığını iddia ederek terk etmiştir. Ancak SKUK, SUKO çatısı altında yer almayı başarmıştır. SUKO’da, üç temsilci (Abdulhakim Beşar, Mustafa Kheder Ossso ve Muhammed Abdo Keddo) bulunduran SKUK, burada Kürtlerin hakları konusunda söz sahibi olmuştur (Suriye Ulusal Koordinasyonu, 10.10.2014).

Diğer muhalif oluşumlar gibi rejimle diyaloğu reddeden SKUK’un, Suriye’deki krizin mevcut rejimin değişmesiyle mümkün olabileceğini dile getirmektedir. Her ne kadar geniş katılımlı bir çatı örgüt yapısına sahip olsa da, PKK’nın Suriye’deki Kürtler üzerindeki etkisi, PYD’nin silahlı bir güç olması ve kendi dışındaki Kürtçü oluşumlara baskıcı politikalar izlemesi nedeniyle, yeterince etkin olamamaktadır.

4.3.2. Suriye Krizinin Yabancı Aktörleri: Arap Baharı Sürecinde Yaşanan