• Sonuç bulunamadı

3. SUÇ SİYASETİ AÇISINDAN UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU VE UNSURLAR

3.7. Etkin Pişmanlık

5237 sayılı TCK‟nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünün 192. maddesinde “Etkin pişmanlık” hükümleri düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK‟nın 192. maddesinin 4. fıkrasındaki, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kimse hakkında herhangi bir soruşturma olmadan madde kullandığını yetkili makamlara bildirerek tedavi ettirilmesini isterse, kendisi hakkında ceza verilmeyeceğine ilişkin hüküm, 765 sayılı TCK‟nın 404. maddesinin 3. fıkrasına karşılık oluşturmaktadır. Burada yasa hükmü şahsın suç ortaklarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi nasıl temin ettiğini bildirmesine gerek görmemektedir. Çünkü bu hüküm, kullanan şahsın tedavi ettirilmesini amaç edinmiştir.235

233 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku 665, 666.

234 Tezcan, Erdem, Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku 666.

235 Erkan Canak, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçlarında Etkin Pişmanlık, (İstanbul: Kazancı Hukuk

102

Etkin pişmanlık genel olarak suç işlendikten sonra söz konusu olmaktadır. Fail suç tamamlanıp bittikten sonra pişman olmaktadır. Eğer suç tamamlanmadan fail eyleminden gönüllü olarak vazgeçerse veya sonuçlarının gerçekleşmesini önlerse o zaman etkin pişmanlık değil TCK‟nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçmeden söz edilecektir. Gönüllü vazgeçmede suç teşkil eden fiil işlenirken, failin cezalandırılmasını engelleyen bir durum yoktur. Ancak suç tamamlandıktan sonra etkin pişmanlık gösterilebilir. Etkin pişmanlık hükmü ile güdülen amaç, suç işlendikten ve fiil tamamlandıktan sonra bile pişmanlık duyan kişinin ve suçun maddi delillerini gösteren kişinin ödüllendirilmesi ve ayrıca bu gibi hareketlerin özendirilmesi şeklindedir.236

Etkin pişmanlık halinde suç oluşturan eylem tamamlandığından, fiil suç olmaktan çıkmaz. Failin duyduğu pişmanlık ile eylemin sonuçlarının bir kısmı bertaraf edilmektedir. Bu nedenle etkin pişmanlık hali cezayı kaldıran veya azaltan bir durumdur. Bu şekilde fail ve diğer kişiler açısından bir caydırıcılık sağlanmaktadır. Ceza siyaseti açısından etkin pişmanlığın değerlendirilmesinde toplumsal yarar görülmüştür.237

Diğer taraftan cezayı kaldıran nitelikte bir özelliği olduğu için de etkin pişmanlığın bir cezasızlık hali olduğunu söylemek mümkündür.

TCK‟nın 192. maddesinin 4. fıkrasına göre:

“Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.”

Bu hüküm ile amaçlanan, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananların sayısını azaltmak, tedavilerini ve topluma kazandırılmalarını sağlamaktır. Ancak bu maddenin fail

236Canak, 15.

103

hakkında uygulanabilmesi için TCK‟nın 191.maddesinin 1. fıkrasındaki fiillerden birinin işlenmesi gerekmektedir. Yani, kullanmak amacı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satın alması, kabul etmesi ve bulundurması şarttır. Belirtilen bu suçları işlemeden tedavi olmak istemesi durumunda ortada bir suç olmayacağından bu madde kapsamında değerlendirilemez. Fail, 5271 sayılı CMK‟nın 2. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanmış olan “soruşturma” evresi başlamadan evvel resmi makamlara yani Cumhuriyet Savcılıkları, Valilikler, Kaymakamlıklar, Emniyet ve Jandarma birimlerine başvurarak tedavi ettirilmeyi istemesi gerekmektedir.238

Failin tedaviye ihtiyacı olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan failin tedavi olmak istemesidir. Fail tedavi isteminde bulunduğunda Cumhuriyet Başsavcılığı bu kişiyi sağlık kurumuna sevk edecektir. 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden evvel, Sağlık kurumunca buna ilişkin düzenlenen raporda eğer failin tedaviye ihtiyacı olduğu anlaşılırsa Cumhuriyet Başsavcılığı‟nca mahkemeden TCK‟nın 191. maddesi (2, 3, 4, 5. fıkralar) uyarınca tedaviye hükmolunması istenmekte idi. Bu işlemler yapılırken fail hakkında bir dava açılmayacak, mahkeme tarafından da denetimli serbestlik kararı verilmeyecektir. Yapılan tedavi programına kişi uyarsa, tedavi sonucunda tam bir iyileşme sağlanamasa bile kişi etkin pişmanlıktan yararlanacak ve ceza verilmeyecektir. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir. Görüldüğü üzere failin yalnızca tedavi olmak istemesi etkin pişmanlık hükümlerinin devreye girmesi için yeterli değildir. Kişinin, belirlenen tedavinin koşullarına tam olarak uyması da beklenmektedir. Fail ancak bu şekilde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmektedir. Failin belirlenen tedavinin hükümlerine aykırı hareket etmesi halinde ise TCK‟nın 191. maddesinin 4. fıkrası gereğince Cumhuriyet Başsavcılığı fail hakkında kamu davası açmaktadır. Bu durumda failin artık etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması da mümkün olmayacaktır.239

6545 sayılı Kanundan evvel olan 5237 sayılı TCK‟nın 192. maddesinin 4. fıkrası 765 sayılı TCK‟nın 404. maddesinin 3. fıkrasına karşılık gelmektedir. Her iki hükümde de başvurunun soruşturma başlamadan önce gerçekleşmesi koşulu aranmıştır. Hükmün amacı,

238Canak, 22.

104

uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişileri tedavi olmaya teşvik etmek ve böylelikle kullanıcıların sayısını azaltmaktır. Bu fıkra yalnızca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçunu işleyenler için öngörülmüş bir hükümdür.240

Yukarıdaki açıklamalar ışığında bir örnek vermek gerekirse, bir başka suçtan hakkında soruşturma yapılan sanığın esrar içtiğini söylemesi ve bunun için yapılan idrar tahlilinde esrar etken maddesinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında görevlilerin bilgili olmadığı aşamada ikrarıyla uyuşturucu madde kullanma suçunu ortaya çıkardığından sanık Etkin Pişmanlıktan yararlanabilmektedir.241