• Sonuç bulunamadı

E) İşleme Eserler:

4- ESER SAHİPLİĞİ ve HAKLARI

Yaratıcı fikri çalışmasının özelliğini yansıtarak bir fikir ve sanat eserini meydana getiren şahsın eser sahibi sayılması en doğal durumdur. Yaratıcı eser sahipliği hukuki işlemle değil, yaratma olgusundan ibaret hukuki eylemle kazanılan bir statüdür. Bu yüzden bir hukuki işlem türü olan temsil münasebeti, temsilcinin yarattığı eser üzerinde temsil olunana eser sahipliği statüsü sağlamaz. Diğer taraftan bir eserin yaratılmasına kendi kişisel özelliklerini yansıtmadan yardımcı olanlar da eser sahibi değildirler.70

Türkiye, Almanya, İsviçre gibi bazı ülkeler “eserin sahibi onu meydana getirendir.” ilkesini istisnasız uygular. Yapımcıların, yayıncıların ve tüzel kişilerin

69 Tekinalp sf. 132-135.

70 Arslanlı sf 63.

eser sahipliğini red eder onlara durumun haklı göstereceği istisnai durumlarda kanuni mali haklar tanır71.

Eser üzerindeki hakların doğumu ve eser sahibi saymak için hiçbir hukuki işleme hatta bu yolda bir iradenin varlığına dair gerek yoktur. Bu yüzden küçükler ve mümeyyiz olmayanlar bile sırf özellik taşıyan bir eserin yaratılmış olması sebebiyle

“İpso Jure” eser sahibi sayılırlar. Diğer taraftan eser sahipliği statüsünün kazanılması için ihtira (patent) haklarında olduğu gibi fikir ürününün herhangi bir makama sunulmasına, resmi bir mercide kayıt ve tesciline yahut bir berat veya lisans alınmasına gerek yoktur72. Ancak 4630 sayılı kanunun 7. Maddesi ile 5846 sayılı kanunun 13. maddesine eklemede bulunulmuş ve “sinema ve müzik eseri sahipleri, yapımcılar hak ihdas etmek amacı taşımaksızın sahip oldukları mali ve manevi hakların ihlal edilmemesi, sahiplerinin belirlenmesinde ispat kolaylığı sağlanması ve mali haklara ilişkin yararlanma yetkilerinin takip edilmesi maksadıyla eserlerin kayıt ve tescilini yaptırırlar. Aynı maksatla diğer eser gruplarında da eser sahibinin talebi üzerine eserler ve mali haklara ilişkin yararlanma yetkileri kayıt altına alınabilir.

Kayıt ve tescil üsul ve esasları Kültür Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” denilmiştir.

Eser sahibinin o eseri yaratan ve bireysel özelliklerini yansıtan tek bir kişi olması durumunda sorun yoktur. Ancak eser birden çok kişi tarafından oluşturulmuşsa ne olacaktır? Ulusal hukuk düzenlerinde birden çok kişi tarafından meydana getirilen eserler üzerindeki hak sahipliğinin toplu mülkiyet rejimine benzetilerek düzenlendiği görülmektedir. Bu tür eserlerin ayrılmaz bir bütün teşkil etmesi halinde, başka bir ifade ile bunları meydana getiren kişilerin bireysel katkılarının ayrıt edilmesi imkansız olduğu taktirde, iştirak halinde mülkiyete benzeyen bir tür iştirak halinde eser sahipliği söz konusu olmaktadır. Buna göre eser üzerindeki tasarruflar esas olarak bütün eser sahiplerinin katılımıyla gerçekleşebilir.

Tek başına değerlendirilmesi mümkün olan kısımlara ayrılabilecek bir eser, başka bir deyişle tek bir eser halinde birleştirilmiş bağımsız eserler üzerinde ise müşterek eser sahipliği kurulmakta, bu suretle herkes kendi vücuda getirdiği kısım üzerinde hak sahibi sayılmakta ve serbestçe tasarrufta bulunabilmektedir. Ortak eserin tamamı

71 Tekinalp sf. 137.

72 Ayiler sf. 90, Erel sf. 69.

üzerindeki tasarruflar ise tüm eser sahiplerinin buna muvafakat etmesine ihtiyaç gösterir.73

FSEK 10/1 md. hükmüne göre “birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa eserin sahibi onu vücuda getirenlerin birliğidir.” Bu tür eserlerde muhtelif yaratıcıların sarf ettikleri fikri emek aynı nitelikte yahut aynı yoğunlukta olmayabilir. Bu durum yaratıcıların iştirak halinde eser sahibi olmalarına engel değildir. Yeterki sarf edilen fikri emek eserde yaratıcının özelliğini yansıtabilsin. Ancak bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar iştirake esas teşkil etmez. ( FSEK 10/3 md. )

İştirak halinde eser sahiplerinin teşkil ettiği birliğe Borçlar Kanunun adi şirket hakkındaki hükümleri kıyasen uygulanır. ( FSEK 10/2 md ) Bu atıf ortakların adi şirket malları üzerinde kural olarak iştirak halinde malik olmalarından ileri gelmektedir ve iştirak halinde mülkiyet rejimi eser sahipleri birliğinin hukuki yapısına uygun bir çözümdür74.

İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin birlikte eser üzerinde uygulanmasının en doğal sonucu birlikte eser üzerindeki hakların kullanımının tüm eser sahiplerinin muvafakatı ile gerçekleşebilmesidir. Ancak kanunda muhik sebep olmaksızın eser sahiplerinden birisi ortak muameleye muvafakat etmezse bu müsaadenin mahkemeden verilebileceği düzenlenmiş ise de ticari hayatın reel hızlılığı, mahkemelerden karar alınma sürecinin uzun olması vb. ihtiyaçlar nedeniyle uygulamada birlikte eser üzerindeki hakların kullanımının daha süratlice temini için 4630 sayılı yasanın 6. Maddesi ile 5846 sayılı yasanın 10. maddesine eklemede bulunulmuş ve “sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği taktirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerinin bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır, sinema eseri ile ilgili haklar saklıdır.” denilmiştir.

Tek başlarına değerlendirilmeleri ve telif haklarına konu olmaları mümkün bulunan birden çok bağımsız eser, eser sahiplerinin rızalarıyla tek bir eser halinde birleştirilmiş olabilir. Böyle bir eser üzerinde müşterek eser sahipliği doğar.75 Ortak

73 Dardağan sf. 65.

74 Erel sf. 72-73.

75 Erel sf 75.

eser sahiplerinin arasında ortaklık bozulana kadar hüküm ifade eden sözleşmesel tek sahiplik vardır. Ortak eser sahipleri istedikleri an ortaklığa son verip eserlerini bağımsız olarak değerlendirebilirler.76 Müşterek eserlerde önemli olan nokta bütünü oluşturan kısımların bazen kendi başlarına telif haklarına konu olabilme ve iktisaden değerlendirilebilme imkanının bulunmasıdır. Bu imkanın fiilen kullanılmış olup olmaması yahut bağımsız kısımların eserin bütününe olan katkılarının nitelik ve yoğunluğu veya bazı kısımlar ayrıldıktan sonra eserin bütününün değer kaydedip etmemesi önem taşımaz77.

Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar; eseri vücuda getiren kişinin (eser sahibinin) kişilik haklarıyla ilişki içinde bulunan manevi haklardan ve onun mal varlığına dahil bulunan mali haklardan ibarettir. FSEK de eser sahibinin mali ve manevi yetkileri ayrı ayrı gruplar halinde ve sınırlayıcı yönteme uygun olarak sayılmıştır. Buna göre manevi haklar:

1) Eseri kamuya sunma hakkı

2) Eser sahibinin adını belirtme ( veya belirtmeme ) hakkı

3) Eserde değişiklik yapılmasını yasaklama veya eserin bütünlüğünü koruma hakkı

4) Diğer manevi haklar ( eseri piyasadan çekme hakkı eser kamuya sunulduktan sonra üzerinde düzeltme yapma hakkı, yani eser sahibinin zilyed ve malike karşı hakları)

Mali Haklar ( FSEK 21,22,23,24,25 ve 43. md. ):

1) İşleme hakkı 2) Çoğaltma hakkı 3) Yayma hakkı

4) Kiralama ve kamuya ödünç verme hakkı 5) Temsil hakkı

6) Radyo ile yayma hakkı

76 Tekinalp sf. 141.

77 Ayiter sf. 99.

7) TRT den ücret isteme hakkı

5) HAKLARIN İHLALİ VE CEZAİ YAPTIRIMLARI