• Sonuç bulunamadı

ERZURUM’UN RUS İŞGALİNE DÜŞMESİ VE İLK İŞGAL GÜNLERİ

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. ERZURUM’UN RUS İŞGALİNE DÜŞMESİ VE İLK İŞGAL GÜNLERİ

170

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. ERZURUM’UN RUS İŞGALİNE DÜŞMESİ VE İLK İŞGAL GÜNLERİ

4. 1. II. Azap-Köprüköy Muharebeleri’nden Sonra 3. Ordu’nun Erzurum Müstahkem Mevkii’ne Çekilişi ve Tertiplenmesi

4. 1. 1. Erzurum’un coğrafi ve stratejik konumu

Erzurum, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğu kesiminde yer alan, Erzurum-Kars coğrafya bölgesinin batı yanında yer almaktadır.634 Aynı adı taşıyan, Çoban dede dağları altından Aşkale boğazına kadar uzanan genişliği 13 km uzunluğu ise yaklaşık 50 km yi bulan 520 km635 lik geniş bir ovanın güney kenarındaki Palandöken dağlarının eteklerinde kurulmuş olan Erzurum, oldukça yaygın bir şehirdir. Şehrin ovaya yakın kısımlarının deniz seviyesinden yüksekliği 1850 m civarında olduğu halde yukarı kısımlara doğru 1950–2000 m’ye kadar çıkar.636 Kuzeyinde Rize ve Artvin, batısında Bayburt ve Erzincan, güneyinde Bingöl ve Muş, doğusunda, Kars ve Ağrı, kuzeydoğusunda ise Ardahan illeri yer almaktadır.

Erzurum, coğrafi konumu itibariyle etrafının yüksek dağlarla çevrili olmasına rağmen tarih boyunca askeri ve ticari yönden önemini hiç kaybetmeyen doğudan batıya açılan iki önemli tabii yolun kavşak noktasında bulunmaktadır. Kuzeydoğu Anadolu’da dağlar birleşerek yoğunlaşması sebebiyle doğudan batıya açılan ve Erzurum’dan geçen iki önemli yol şunlardır:

I- Orta Asya’dan gelip Doğu Beyazid ve Ağrı tarikiyle Erzurum’a oradan da Erzincan’a bir dağ silsilesini aşarak Sivas ve Orta Anadolu’ya giren yol,

II- Urmiye gölü tarikiyle Erzurum bölgesindeki Kotur vadisine oradan da Güney’e doğru ilerleyerek bir kolu orta Anadolu’ya diğer kolu Akdeniz’e uzanan yol.637

634 Ahmet Necdet Sözer, “Erzurum Coğrafyası: Tabii ve Beşeri Özellikler”, 50. Yıl Armağanı Erzurum ve Çevresi, I, Erzurum, 1974, s.27.

635 Hüseyin Saraçoğlu, Doğu Anadolu Bölgesi, İstanbul, 1989, s.336.

636 Sırrı Erinç, Doğu Anadolu Coğrafyası, İstanbul, (Tarih yok), s.98–99; Besim Darkot, “Erzurum”, İA, İstanbul, IV, s.340; Abdurrahim Şerif Beygu, Erzurum Tarihi, İstanbul, 1936, s.6; İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi, İstanbul, 1960, s.9.

637 Hamit Zübeyir Koşay, “Erzurum ve Çevresinin Dip Tarihi Prehistor ve Prehistuarı”, 50.Yıl Armağanı Erzurum ve Çevresi, Erzurum, 1973, s.39; Erinç, Doğu Anadolu Coğrafyası, s.100.

171

İran Kafkasya ve Orta Asya’dan gelen ticaret yollarının Erzurum üzerinden muhtelif şehirleri ile bağlantıları ise şunlardır;

a) Erzurum-Sivas-Tokat-Amasya-Sinop

b) Erzurum-Erzincan-Sivas-Kayseri-Aksaray-Konya-Antalya-Alanya c) Erzurum-Erzincan-Sivas- Tokat-Amasya-Bursa-İstanbul

d) Erzurum-Trabzon638

Bu yollar sayesinde Erzurum daha ilk çağlardan itibaren önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Erzurum’un önemli bir ticaret merkezi olmasında Çin’den başlayarak Orta Asya’ya oradan Anadolu ve Akdenize ulaşan tarihi İpek yolu’nun da büyük bir katkısı bulunmaktadır.639

XI. yüzyılda Doğu Anadolu Bölgesi’nin Selçuklu hâkimiyeti altına girmesiyle, İpek yolu üzerinde kendisini belli eden ticari merkezler arasında Erzurum önemli bir merkez konumundaydı. İpek yolu ile Tebriz ve Kafkaslar uzantısıyla Anadolu’ya gelen tüccarlar Erzurum’a ulaştıktan sonra mallarını Trabzon üzerinden batıya taşımaktaydılar. XII. Yüzyılın sonlarına doğru Selahaddin Eyyübi tarafından Kudüs’ün fethedilmesi üzerine Latin tüccarlar, Doğu Akdeniz’den Asya içlerine gidecek alternatif yol arayışı içerine girmişlerdi. Tüccarların gayretleri sonucunda, Payas (Yumurtalık)-Sivas-Erzincan-Erzurum-Tebriz yolu keşfedilmiştir. Tüccarların bu yeni yolu kullanmaları ile Erzurum’un uluslararası ticaretteki önemi bir kat daha artmış oldu.640

Bu şekilde önemli yoların Avrasya’nın kilidi konumunda olan Erzurum’dan geçmesi bu bölgeyi tarihi süreç içerisinde önemli bir ticari merkez konumuna yükseltmiştir.641 Erzurum en parlak devrinde kuzey İran’dan gelen bir ticaret hareketinin, denize erişmek üzere Anadolu’nun iç kısımlarına, bilhassa güneyde Halep üzerinden Akdeniz’e ve kuzeyde Kop geçidi üzerinden Trabzon ve Karadeniz’e doğru çatallandığı bir mevkide çok mühim bir durak ve mübadele merkezi olmuştur. Aynı

638 Yusuf Halaçoğlu, Osmanlılarda Ulaşım ve Haberleşme (Menziller), Ankara, 2002, s.86–94.

639 Bilgehan Pamuk, “The Silk Road and Erzurum in The Ottoman Periods (16–17 th Centuries)” 1st International Silk Road Symposium, İzmir, 2004, s.172; Hans Wilhemn Haussing, İpek Yolu ve

Orta Asya Kültür Tarihi, (Çev: Müjdat Karayerli), İstanbul, 2000, s.92–100. 640 Pamuk, “The Silk Road and Erzurum in The Ottoman Periods, s.173.

641 Selami Kılıç, “Tarihi Süreç İçinde Erzurum’un Stratejik Önemi”, Beyaz Doğu, Sayı:2 (Nisan-Mayıs-Haziran 2005), Erzurum, s.31.

172

zamanda şehir bu dönemde dericilik, kürkçülük, dokumacılık gibi önemli sanayi kollarına da sahip bulunuyordu.642

Bu yollara hâkim vaziyette bulunması Erzurum’a yalnız ticareti değil aynı zamanda askeri ve siyasi yönden de önemli bir kale misyonu yüklemekteydi. Erzurum, Kafkasya ve İran’dan gelen yolların Anadolu’ya açılan yegâne giriş kapısını teşkil etmekte olduğundan, ilk ve orta çağlardan itibaren Anadolu’yu elde etmek isteyen istila ordularına karşı Anadolu müdafaasının mukadderatını tayin eden başlıca kale olmak bakımından, büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Roma-İran, daha sonra Bizans-Selçuklu İmparatorlukları’nın hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bununla birlikte Yeniçağ’ın mühim bir kısmında Osmanlı Devleti’nin İran ile yaptığı askeri faaliyetlerde bir üs görevi yapmıştır.643

Asya Türkiyesi’nin başkenti olan Erzurum,644 XIX. Yüzyıldan itibaren bu yüksek yaylaya hâkim olarak bütün Anadolu’ya hâkim olmak siyaseti güden645 Rus Taarruzlarına doğrudan göğüs geren bir serhat şehri olmuştur. Gerçekten de Doğu Anadolu’nun merkezi olan Erzurum, Batı Asya’nın stratejik düğüm noktası durumundaydı. Erzurum ve Kars gibi bölgelere Halep’e oradan da Akdeniz’e ulaşabilirdi.646

Anadolu’yu bilen bölgenin tarih ve coğrafyası üzerine araştırma ve inceleme yapanların saptadıkları bir gerçek vardır: “Erzurum ve çevresine egemen olan milletler bütün Anadolu’ya egemen olurlar, bölgeyi ellerinden çıkaran milletler ise, er veya geç Anadolu’nun öteki kısımlarındaki egemenliklerini de kaybederler. Bu gerçek, Doğu Anadolu ve Erzurum coğrafyasının stratejik öneminden kaynaklanmaktadır.”647 Bu

642 Erinç, Doğu Anadolu Coğrafyası, s.101.

643 Darkot, “Erzurum”, İA, s.340.

644 Aleksander Sergeyeviç Puşkin, Erzurum Yolculuğu, (Çev: Z. Baştımar), Ankara, 1961, s.61.

645 Edgar Granville, Çarlık Rusyasının Türkiye’deki Oyunları,(Çev: Orhan Arıman), Ankara, 1967, s.58.

646 Süleyman Hatipoğlu, “Rusya’nın Bağdat Demiryolu ve Doğu Anadolu Siyaseti” Yakın Tarihimizde Kars ve Doğu Anadolu Sempozyumu, Ankara, 1992, s.245.

647 Kılıç, “Erzurum’un Stratejik Önemi”, s.31; Erzurum’un doğu-batı kuzey güney bölgeleri ile bağlantısını sağlayarak stratejik açıdan önemini ön plana çıkaran yollar Rusların da gözünden kaçmamıştır. Özellikle I. Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu’daki askeri faaliyetler için kullanmak amacıyla bu yolların güzergâhlarının tanıtımını yapan önemli çalışmalar yapmış ve savaş esnasında

173

konumundan dolayı Erzurum, Çarlık Rusya’nın Kafkasya ve Doğu Anadolu politikasının olmazsa olmazı olmuştur.

Rusya’nın bu politikalarından dolayı Osmanlı’nın Kafkasya’daki nüfuz ve hâkimiyet bekçisi olan Erzurum648 Aynı zamanda Almanların dikkatinden de kaçmamış ve Almanya’nın Doğudaki yayılmacı politikasının önemli merkezlerinden biri olmuştur. Berlin’de tasarlanan ancak İstanbul’dan eyleme sokulacak olan “Büyük Oyun” un Doğu’daki uzantılarından birisi de Erzurum’daki Alman Konsolosluğu idi. Bu nedenle Erzurum’a gönderilen Alman diplomatları özenle seçiliyor bölgedeki Alman çıkarları doğrultusunda neyi niçin nasıl yapacağının bilincinde olan çok yönlü, üstün nitelikli kişiler olmasına dikkat ediliyordu.649

Erzurum’un stratejik açıdan önemli oluşunun bir değer sebebi de yüksek dağlarla çevrili oluşundan dolayı müstahkem bir konuma sahip oluşu ve gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı koyabilecek, Anadolu’nun giriş kapısını müdafaa edebilecek bir durumda oluşudur.650 Son derece sarp, sağlam ve kuvvetli bir üs olan Erzurum’un iç kalesi de aynı sağlamlıkta tahkim edilmiştir.651

Erzurum yerleşme ve özellikle de tarım açısından önemli olan Akarsu yatakları açısından da oldukça zengindir. Şehir Çoruh, Aras ve Fırat havzalarının birleşme alanındadır. Üç havza, ana akarsu kaynaklarını Erzurum dağlarından alır. Fırat ırmağının önemli bir kolu olan Oltu çayı ve Mescit dağlarından doğan Tortum çayı Erzurum ve çevresine hayat vermektedir.652 Görüldüğü gibi tarih en eski dönemlerinden beri gerek jeostratejik gerekse jeopolitik açıdan önemli bir konuma sahip olan bu stratejik konumunu asla yitirmeyen Erzurum, Avrasya’nın önde gelen merkezlerinden birisi olmuştur. Oldukça yüksek rakımlı ve önemli yolların kesişme noktasında bulunan bu coğrafya, tarih süreç içerisinde sürekli olarak Anadolu’ya hâkim olmak isteyen milletlerin mücadele sahası olmuş müstahkem bir mevkidir. Erzurum

bu yoları kullanmışlardır. Bkz. Askeri Coğrafya Kafkaslar Ötesinin Batı Kısmının Harp Sahnesi (Rusçadan Çevrilmiştir) Genelkurmay Başkanlığı, Basımevi, İstanbul, 1947, s.234–257.

648 Halil İnalcık, “Osmanlı Devleti’nin Erzurum Beylerbeyliği”, İA, İstanbul, IV, s.355.

649 Kılıç, “Erzurum’un Stratejik Önemi”, s.32.

650 İsmail Kayabalı-Cemender Arslanoğlu, “Kuzey Doğu Anadolu ve Çevresinin Stratejik Önemi”, Türk Kültürü (TK) S:126, (Nisan 1973), s.324.

651 Evliya Çelebi Seyahatnamesi, II, İstanbul, 1315, s.205.

174

stratejik konumunun bölgesine önemli oluşundan dolayı tarihte başta Rusya olmak üzere çok çeşitli milletlerin dikkatlerini çeken ve onlar tarafından işgale, mezalime uğramış bir şehrimizdir. Anadolu üzerinde emelleri bulunan bu milletlerin Erzurum ve Doğu Anadolu coğrafyası için izledikleri siyasetler dün olduğu gibi bu günde aynıdır. Bununla birlikte Erzurum güneşin doğduğu yerden Anadolu içlerine uzanan bütün hareketlenmelere ev sahipliği yapmış ve yapmaktadır.

Görüldüğü gibi tarih en eski dönemlerinden beri gerek jeostratejik gerekse jeopolitik açıdan önemli bir konuma sahip olan bu stratejik konumunu asla yitirmeyen Erzurum, Avrasya’nın önde gelen merkezlerinden birisi olmuştur. Oldukça yüksek rakımlı ve önemli yolların kesişme noktasında bulunan bu coğrafya, tarih süreç içerisinde sürekli olarak Anadolu’ya hâkim olmak isteyen milletlerin mücadele sahası olmuş müstahkem bir mevkidir. Erzurum stratejik konumunun bölgesine önemli oluşundan dolayı tarihte başta Rusya olmak üzere çok çeşitli milletlerin dikkatlerini çeken ve onlar tarafından işgale, mezalime uğramış bir şehirdir. Anadolu üzerinde emelleri bulunan bu milletlerin Erzurum ve Doğu Anadolu coğrafyası için izledikleri siyasetler dün olduğu gibi bu günde aynıdır. Bununla birlikte Erzurum güneşin doğduğu yerden Anadolu içlerine uzanan bütün hareketlenmelere ev sahipliği yapmış ve yapmaktadır.

4. 1. 2. Erzurum müstahkem mevkii savunma hatları

II. Azap-Köprüköy Muharebesi’nin son günlerinde özellikle 11. Kolordu başta olmak üzere Türk Birlikleri’nin Rus kuvvetleri karşısında güç bir durumda kalması üzerine 3. Ordu Komutanı Abdülkerim Paşa, 16 Ocak 1916’da tüm ordu birliklerinin Erzurum müstahkem mevkiine çekilmesi emrini vermiştir.653 Bu emir üzerine 3. Ordu tüm birlikleriyle Ruslar tarafından daha fazla zayiata uğramamak için derhal Erzurum Müstahkem Mevkii (hazırlanmış mevkii) önlerine doğru çekilmeye başladı. Bu sırada Rus kuvvetleri ise 19 Ocak 1916’da Hasankale’yi, 20 Ocak’ta Hasankale’nin batı ve

653 ATASE, BDH, Kls. 2841, Dos. 154, F. 002- 008. Müstahkem, etrafı kale, siper gibi savunmaya

yönelik yapılarla donatılmış, sağlamlaştırılmış, Hazırlanmış, istihkâm edilmiş yer, mevzii anlamına gelmektedir. Erzurum’un Müstahkem Mevkii olarak adlandırılmasının sebebi, etrafında çok sayıda savunma amaçlı Tabyanın bulunuyor olmasıdır.

175

kuzeyindeki Korucuk ve Ezirmik gibi bölgeleri işgal etmiş ve takip hareketini kısmen yavaşlatarak tahkimata başlamıştır.654

3. Ordu Erzurum Hazırlanmış Mevkii’ne çekildikten sonra 4 savunma bölgesi belirlenmiş ve ordu birlikleri, bu savunma hatları üzerinde tertiplenmiştir. Erzurum Müstahkem Mevkii’nin müdafaası için belirlenen savunma hatları şu şekildeydi;

1. Savunma Hattı: Palandöken-Çeperlihöyük tepesi Güllü dağ-Höyükler-Uzun Ahmet Dolangez Tabyası-Küçük Tuy köyü kuzey batısındaki kale-Kargapazarı güney yamaçları, 2132 m rakımlı Güllük tepe–2301 m rakımlı yaylanın gediği, 2576 m rakımlı Mahoğlu tepe-Kargapazarı batı yamacında Taşlıgüney tepeleri-Çatal deresi güney sırtları-Karagöbek-Gâvur dağları hattı.

2. Savunma Hattı: Palandöken Dağı–3076 rakımlı Kân başı–2733 m rakımlı tepe–2584 m rakımlı Gezginci tepesi–2566 rakımlı Karakayalar-Toparlakdere Mezarlığı-Hamza çayırı–2094 m rakımlı Kurtlukaya-Çilligöl-Çobandede Tabya-Köse Mehmet gediği kuzeyindeki tepeler-Köşk köyü-Tafta Tabya Akdağ köyü–2963 m rakımlı Dumlu tepe-Gavur dağları hattı.

3. Savunma Hattı: 2436 m rakımlı Kavaklık (Eğerli dağ’ın yaklaşık 2 km kadar kuzeybatısında)-2794 m rakımlı Gölcükgöz tepesi–2742 m rakımlı Namlıkar tepesi (Gez Tabyanın 2 km kadar güneybatısında)-Gez Tabya-Toparlak Tabya-Ağzıaçık Tabya-Sivişli-Vank–1896 m rakımlı Dolamaç bayırı (Soğuk Çermik’in 2 km kadar güneyinde). Bu savunma hattında 10. Kolordu ise; cephe doğuya karşı, kuzeyden güneye doğru, 3963 m rakımlı Dumlu tepe-Harapköy-Umudum-Karaz köyü hattını tutacaktır. Müdürge ile Tufanç arasında bir bataklığın bulunması nedeni ile 3. savunma hattında 11. Kolordu ile 10. Kolordu arasında bir açıklık bulunmaktadır.

4. Savunma Hattı: Erzurum şehrinin çevre savunmasıdır. Büyük ve Küçük Kiremitlik- Ahali Tabya-Top dağı (Aziziye ve Mecidiye Tabyaları ) hattıdır.655

4. 1. 2. Erzurum mevkii müstahkem mevkiinin durumu

3. Ordu Erzurum Müstahkem Mevkiinin müdafaası için belirlediği savunma mevziilerinin genel olarak durumu şu şekildeydi:

654 ATASE, BDH, Kls. 514, Dos. 2006, F.13.

655 Genel Kurmay Başkanlığı, Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Kafkas Cephesi 3. Ordu

176

1. (Asıl) savunma hattında bir metre kar ile örtülmüş boy siperleri ile bu hatta mevzilendirilmiş kale toplarından başka bir şey yoktur. Bunlar da Palandöken Tabyaları’nda 10 adet 8,7 cm’lik mantelli,12 adet 8 cm’lik mantelli 6 adet 7,5 cm’lik mantelli; Höyükler mıntıkasında 16 adet 8,7 cm’lik mantelli, 4 adet 12 cm’lik mantelli; Uzun Ahmet mıntıkasında 12 adet 8,7 cm’lik mantelli, 6 adet 12 cm’lik mantelli ; Karagöbek’te: 12 adet 9 cm’lik mantelli , 4 adet 8,7 cm’lik mantelli top vardır.

Ordu çekilme kararı verdikten sonra siperleri temizleme faaliyeti, kuvvet azlığından yeterli düzeye getirilememiştir.

2. ve 3. savunma hatlarında hazırlanmış siperler yoktur. 1. savunma hattı üzerindeki barınaklar yetersizdir. Malzeme yokluğundan tel engeller de yapılamamıştır. Gece ısı -25C’ye kadar düşmektedir.

Köse Mehmet gediğinden Karagöbek kadarki kısımda ve Kargapazarı dağında tahkimat yoktur. Sadece Karagöbek civarında toprak tahkimat vardır.

Karakayalar civarında mevzilendirilmiş 4 adet 8,7 cm’lik mantelli top ile Toparlakdere Mezarlığı civarındaki 12 adet 15 cm’lik kısa sehpalı toplar, 1. savunma hattı muharebesini destekleyebilirler.

2. savunma hattı üzerinde, Kavaktepe ve Çobandede mıntıkasında; 36 adet 8,7 cm’lik, 8 adet 12 cm’lik sehpalı, 8 adet 15 cm’lik kısa, sehpalı top vardır. Bu toplardan dördü 12 cm’lik olmak üzere 16 top hem Gürcü Boğazı’na hem de doğuya, cepheye ateş edebilecek şekilde mevzilendirilmiştir.

Tafta Tabya’da ise 8 cm’lik 6 ve 8,7 cm’lik 10 top mevziidedir.

2. savunma hattı üzerindeki Toparlak, Ağzıaçık, Sivişli Tabyaları’ndaki topların da ateş edebilir hale getirilmesini 3. ordu Komutanlığı gerekli görmekte ise de bu tabyalardaki topların mürettebatı yoktur.

Ateş faaliyetlerini sekteye uğratmayacak şekilde 1. savunma hattı üzerindeki bataryalardan alınacak erlere 2. savunma hattı üzerindeki Toparlak, Ağzıaçık, Sivişli, Tabyalarındaki topların, ateş edebilir hale getirilmesi çaresine başvurulmasını Ordu Komutanlığı istedi.

3. savunma hattı üzerinde, Toparlak, Ağzıaçık mıntıkaları ile Sivişli Tabya ve civarında, 12 adet 7,5 cm’lik 16 adet 8 cm’lik, 27 adet 9 cm’lik kızaklı uzun top bulunmaktadır.

177

Ordu Komutanlığı, depolarda mevcut 24 adet 8 cm’lik, 24 adet 8 cm’lik, 24 adet 9 cm’lik adi ve 6 adet çemberli, 12 adet 7,5 cm’lik topu 2. savunma hattına mevziilendirmiştir.656

Erzurum Müstahkem Mevkii savunma hatlarında doğuya ve kuzeye yönelik olarak gelişebilecek bir muharebeyi ateşleriyle destekleyebilecek toplam 4 adet 15 cm’lik uzun, 20 adet 15 cm’lik kısa top bulunmaktaydı. Fakat bu toplar eski olup ateş tesiri ve menzil açısından oldukça yetersiz durumdaydılar. Bu yüzden savunma hatlarından ve Rusların kuzey ve doğu istikametindeki mevziiler zayıf bir durumdaydı.

4. 1. 3. 3. Ordu’nun Erzurum müstahkem mevkii mevziilerini işgali ve tertiplenmesi

3. Ordu Komutanlığı emrine göre, 1. (asıl ) savunma hatlarının, Korucuk-Erzurum şosesı (dâhil)-Deveboynu-Paşapınarı-Kars Kapısı hattının güneyini (sağını) 9. Kolordu; 9. Kolordu’nun solunda (Kuzeyinde Kargapazarı dağı- Mahoğlu tepe-Hins (Dumlu) köyü) hattına kadar olan kısmı 11. Kolordu; 11. Kolordu’nun solunu, 1. (asıl) savunma hattının kuzey kısmını, Kargapazarı-Karagöbek-Gâvur Dağı kısmını 10. Kolordu işgal ve tahkim ederek savunacaktır.657

3. Ordu bu emir üzerine, Rus birliklerinin Hasankale ile Korucuk arasındaki hatta yerleştiği ve cephelerdeki taarruzların sükûnete uğradığı 20 Ocak 1916’dan itibaren Erzurum Müstahkem Mevkisindeki belirlenmiş olan savunma mevziilerine yerleşmeye başlayıp kıtaatını tanzim ederek hazırlamaya başlamıştır.658

Ayrıca 9. ve 11. Kolorduların Erzurum Müstahkem Mevkii mevziilerine emniyetle çekilerek tertiplenmesi için 10. Kolordu’ya 19 Ocak 1916 günü Kızılkilise ve civarını tutarak Gürcü Boğazı mıntıkasından muhtemel bir Rus girişini durdurma görevi verilmiştir. Bu görev üzerine hareket eden 10. Kolordu 20 Ocak’ta Erzurum Müstahkem Mevkii cephesinin kuzeydoğusundaki Karakoyun ve Gürcü Boğazı kuzeyini işgal ve tahkim etmiştir. Bu sırada Ruslar Korucuk’un batısındaki Hins köyünü işgal etmiş ve Korucuk’a yeni bir kısım ordu birliklerini yerleştirerek tahkimata başlamıştı.659 Bu yüzden 19 Ocak’ta harekete geçerek Erzurum Müstahkem Mevkii yönünde ilerleyen 9.

656 Genel Kurmay Başkanlığı, 3. Ordu Harekâtı, II, s. 55–57

657 Genel Kurmay Başkanlığı, 3. Ordu Harekâtı, II, s. 57

658 ATASE, BDH, Kls. 514, Dos.2006, F. 13–01

178

ve 10. Kolordular herhangi bir Rus taarruzu ile karşılaşmadan ileri karakollarını Gerdekkaya-Karaveled-Korucuk köyü batısı-Pertek hattında bırakarak çekilebilmişlerdir.

3. Ordu Komutanı, giyim ve beslenmelerinin mükemmel oluşu, taarruz kollarını her gün değiştirebilme olanağına sahip olmaları nedeni ile, bütün şiddetiyle devam eden bu kış mevsiminde Rusların, Kargapazarı gibi çetin bir arazi kesiminden taarruzla, tarihi bir olayı tekrarlama cesaretini göstererek, mevziin derinliği en az olan kısımdan, Köse Mehmet gediği kuzeyinden, yarılması olasılığını önlemek için, 11. Kolordu’nun Kargapazarı dağına(dahil) kadar olan 1. (asıl) savunma mevziini işgal ve tahkim ederek, savunmakla beraber, mevziye derinlik vermek için Çobandede Tabyası ve Köse Mehmet gediği kuzeyini, Güney tepeye (dahil) kadar kısmını da işgal ve tahkim ederek avunmasını, Kargapazarı dağı üzerinden Köse Mehmet gediği kuzeyinden bir Rus yarmasına karşı kuzey yandan etki yapması için de 10. Kolordu’nun sağ yanını, Sarp tepe ile 3034 rakımlı Havuzlar başı sırtını işgal ve tahkim edip savunmasını emretti.660

20 Ocak 1916 günü 9. Kolordu, 28. Tümeni ile Palandöken sırtları-Oyuk tepe-Güllü dağ güney kısmını; 17. Piyade Tümeni ile tepe-Güllü dağ-Höyükler-Korucuk-Erzurum yolu (dâhil) hattını işgal etti. Palandöken dağına 83. Piyade Alayı’nın 2. Taburu görevlendirildi. Palandöken Müfreze Komutanı, Kurmay Binbaşı Vasıf Bey’dir. 9. Kolordu’ya uzaklığı nedeni ile Palandöken Müfrezesi Ordu Komutanlığı’na bağlandı.

9. Kolordu Karargâhı Toparlak’ta, 28. Piyade Tümeni Karargâhı Yıkılan ve 17. Piyade Tümen Karargâhı Höyüklerdedir.

11. Kolordu, mevziinin Uzun Ahmet’e (dâhil) kadar olan kısmını 33. Piyade Tümeni ile diğer kısmını da 34. Piyade Tümeni ile işgal ve tahkim ederek savunma için

660 Yaklaşık 17–18 km’lik alana yayılan Köse Mehmet Gediği, kuzeyindeki 4 km kadar uzayan tepeler hattında hiç tahkimat yoktu ve bu hat, 11. Kolordunun asıl savunma mevziini teşkil etmekteydi. Buranın müdafaası 34. Tümen’e verilmiş olmasına rağmen Tümen önceki muharebelerde oldukça yorgun düşmüş, silah, teçhizat ve mevcudu da oldukça azalmıştı. Bu yüzden kolordu komutanı bu durumdaki bir tümenin Köse Mehmet Gediğinde bulunmasından endişeyle 34. Tümen ile 29. Tümen’i değiştirme kararı almış ve bu yönde emir vermiştir. Fakat esasında tabur mevcudu 80–90 kişiye düşen ve Erzurum’un 6 km kadar kuzeydoğusundaki Soğukçermik mıntıkasında olduğu tahmin edilen 29. Piyade Tümeni’nin de durumu 34.Tümen’den farklı değildi, Genel Kurmay Başkanlığı, 3. Ordu Harekâtı, II, s.59

179

tertiplenmiş, 18. Piyade Tümeni Kolordu ihtiyatı olarak Çilligöl civarında bulunmaktadır.661

10. Kolordu, 19. Süvari Alayı ile toplam muharip mevcudu 130 nefer olan iki piyade taburu ve bir makineli tüfek takımını, Gürcü Boğazını ileriden kapamak üzere Kızıl kilise civarında bırakarak, 20 Ocak 1916 günü 31. Piyade Tümeni ile Kargapazarı dağı ve Gürcü Boğazı deresi (hariç) arasında olmak üzere, Köşk deresi iki tarafından; 32. Piyade Tümeni ile Gürcü Boğazı deresiyle (dâhil) Karagöbek-Tafta yolu arasında; 30. Piyade Tümeni ile de 32. Piyade Tümeni’nin solunda Güngörmez köyü kuzeyindeki Gâvur dağına kadar olan 1. (asıl) savunma hattını işgal etti. 10. Kolordu muharebe ileri kolları, Kargapazarı dağında 3030 rakımlı tepe, Havuzlarbaşı (2766)-Abdullah Efendi