• Sonuç bulunamadı

Erol Güngör’de Eğitim Hedefleri

4.8.1.Öğretmene Yönelik Hedefler

Öğretmen, eğitme ve öğretme eylemini kendisine meslek edinen ve bu amaçla eğitim almış kişilerdir (Güngör,1993a: 56). Gelecek nesillerin şekillenmesinde öğretmenin etkinliğini bilen Erol Güngör, öğretmenlerde olması gereken bazı özelliklere değinmiştir: Öğretmenlik mesleği ekonomik şartlar başta olmak üzere toplum nezdinde itibarlı bir hale getirilmeli, bu mesleği seçenlerin zeki ve başarılı kişiler olması, üniversite seviyesinde iyi eğitim almaları ve gerektiğinde hizmet içi eğitimlerin öğretmenlerin birçoğunu kapsayacak şekilde etkin ve verimli şekilde yapılması sağlanmalıdır. Güngör, pedagojik formasyon bilgisine sahip olmaları ve bu işi severek yapmalarının da önemli olduğunu, bunun yanında meslek dışından kişilerin öğretmen olarak atanmalarının da yanlış olduğunu belirtir (Güngör, 1993a:57-64).

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte halkın okuma yazma bilmesine öncelik verilmiş fakat eğitim programında bir değişiklik yapılmamıştır. Hedeflenen durum halkın okuma yazma bilmesi olduğu için öğretmenlerde niteliğe bakılmamıştır (Güngör,1993a: 60).

Öğretmenin asli görevi, öğrencide var olan yetenekleri fark etmek ve öğrencinin de farkına varmasını sağlayarak onu işlemektir. Bunu bir öğretmenin yapabilmesi için de öncelikle öğretmenin kendisinin yetenekli ve kabiliyetli olması lazım gelir. Öğretmen yetiştirirken sadece belli bilgileri aktaran kişiler yetiştirmek, bir öğretmende olması gereken yeni şeyler ortaya koyma düşüncesinin ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Eğer öğretmen kendisi sahip olduğu bilgilere emek sarf ederek, araştırarak ulaşmamışsa öğrenciye sadece bilgileri aktaran bir spiker görevi yapmış olacaktır (Güngör, 1993a: 63).

106 Öğrenci, yeni şeyler öğrenmek amacıyla ders alan kişi, okula giden çocuk, talebe gibi anlamlara gelmektedir (TDK, 2011: 1839). Güngör, yeni şeyler öğrenmek için okula gelen çocuğa kalıcı ve etkili bir öğrenme ortamının sağlanmasının toplumun istediği insan tipini yetiştirmesindeki önemine değinir.

Güngör’e göre eğitimin amacı daha önceden belirlenmiş değerler ve bu değerlere bağlı bilgi ve yaşantıların insana benimsetilmesidir. Eğitim toplumun sahip olduğu milli varlığın temelini oluşturan kültürel değerlerin nesilden nesle aktarılmasında bir araçtır. İstenilen özelliklere sahip bir toplum olmak amaç, bu amacı gerçekleştirmek isteyen eğitim ise bir araçtır. İnsanlar sahip oldukları kültürü temsil ettiği oranda kişiliğini geliştirir ve sahip olduğu bilgi ve tecrübeleri nerede ve ne zaman kullanacağını bilir (Şenozan, 1999: 25-26).

Yabancı ve emperyalist kültürler karşısında özgüveni yerinde bağımsız ve saygın kişiler yetiştirebilmenin en önemli kıstası, sahip olunan milli kültürümüzü onlar karşısında değerlendirebilecek kişilerden oluşan araştırma ve eğitim kurumları kurup, bu kurumlara her türlü desteği sağlamak ve tüm bunlar yapılırken de çağın gerektirdiği ihtiyaçlar da göz ardı edilmemelidir (Güngör, 1993a:158)

Ülkenin aydın kesimini oluşturacak üniversite öğrencilerinin sorumluluklarını layıkıyla yapabilmesi için, iyi bir eğitim almalarının yanında sorumluluk sahibi olmaları da sağlanmalıdır (Güngör,1993b: 289). Gelenekçi ve modern tartışmalarından uzak dini ve milli ahlaka sahip geçmişi ile barışık gençlerin yetiştirilmesi hedeflenmelidir (Güngör,1999: 89-96).

4.8.3.Okula Yönelik Hedefler

Eğitim ve öğretimin faaliyetlerinin her çeşidinin toplu olarak yapıldığı yerlere okul denilmektedir. Güngör de okulların öğrenci ilgi, istek ve gelişim evrelerine göre düzenlenmesi, topluma ortak değerler kazandırmayı hedeflemesi, milli ve manevi değerlere önem vermesi gerektiği üzerinde durur.

107 İlk ve ortaöğretimin asıl amacı yeni yetişen nesillere ortak davranış ve değerler kazandırmak, ülkesine ve milletine faydalı iyi bireyler ve vatandaşlar yetiştirmektir. Yeni nesillerin sosyalleşmesi sağlanırken verilen kültürel değerler tarihi süreç içerisinde incelenmeli ve değişen toplumsal yaşantıya fırsat vermeden yeniden düzenlenmelidir. Bununla birlikte eğitim, ulusal birlik ve beraberliğin ideolojik temelleri ile birlik bilincini işlemeli, aynı zamanda kuvvetlendirmelidir (Güngör, 1993 a: 142). Eğitimin diğer bir amacı da öğrencideki ilgi ve yetenekleri keşfederek onları işlemek ve öğrencileri bilgi ile donatmaktır (Güngör, 2006: 193).

İnsanın gelişim evrelerine göre çok önemli bir evreyi oluşturan ilkokul dönemi çok iyi değerlendirilmeli, çocukların gelişim seviyelerine göre çevresine uyum sağlayacak kadar bilgi verilmeli, gereksiz bilgiler ile çocuk yorulmamalıdır (Güngör,1993a: 68).

Çağın gerektirdiği yeterli imkân, donanım ve öğretim elemanına sahip olmayan yeni açılan üniversiteler kapatılarak, eski üniversitelerin çağın gerektirdiği şartlara göre yenilenmesi hedeflenmelidir (Güngör, 1993b: 68).

4.8.4.Müfredata Yönelik Hedefler

Günümüz Türkçesinde öğretim programı olarak ifade edilen müfredat, öğrencinin okul içi ve dışında davranış haline getirmesi istenen kazanımların, planlanan bir dersle öğrenciye verilme sistemidir. Erol Güngör de öğrenci yetiştirirken Türkçeye, şahsiyet eğitimine, milli değerlere, tarihe ve İslam dininin temel değerlerine önem verilmesi gerektiği üzerinde durur.

Yeni nesillerin yetiştirilmesinde şahsiyet gelişimine büyük önem verilmeli, yeni nesiller tarihini ve kültürünü iyi bilmeli, kendi değer ve ideallerinden uzaklaştıracak zararlı etkilere karşı korunmalıdır. Geçmişini bilen geleceğe güvenle bakan bir toplum yetiştirebilmek için verilen eğitimde sosyalleşme, kişiliğin ve ruhi terbiyenin oluşmasında metafizik boyutu göz ardı edilmemelidir (Güngör, 1997: 13-28). Çocuklara vatan ve millet sevgisi verecek ve milli duyguları uyandıracak düzeyde tarih öğretimi verilmelidir (Güngör, 1997: 168). Türk dilinin doğru bir şekilde öğretilmesi sağlanmalı, Türk edebiyatında önemli yeri olan Mehmet Akif, Ömer Seyfettin, Peyami

108 Safa gibi yazarların kullandıkları edebi dil seviyesinde Türkçe okullarımızda öğretilmelidir (Güngör,1997:168-169).

Müslüman öğrencilerin, misyonerlik faaliyetlerine karşı devlet tarafından korunması gerekir. Öğrencilere millî ve dinî bilgiler verilmelidir. Devlet tarafından verilen dinî bilgiler ile dinin yanlış anlaşılması ve yorumlanmasının da önüne geçilecektir (Güngör,1999: 87).