• Sonuç bulunamadı

Erken Bizans Dönemi Kiliselerinde İkincil Yapılar

Martyrion, bir mezar yapısı olarak, bir martyr, Mesih’in veya bir azizin hayatıyla bağlantılı veya öldüğü bir yere inşa edilmiştir123. Erken dönem martyrionları, pagan dönemde yaşamış Hristiyan şehitlerin veya azizlerin mezarlarına inşa edilen anı yapılarıdır. İlk örneği Vatikan Tepesi’nde Aziz Petrus’un mezarının yer aldığı düşünülen alana inşa edilen martyriondur. 312 yılından sonra çok sayıda martyrion, Hristiyan şehitlerinin mezarları üzerine inşa edilmiştir. Grabar, martyrion formunun, Roma mezar yapılarından etkilendiğini söylemektedir. Çoğu martyrion, dairesel planlı, sekizgen veya haç planlı olarak tasarlanmıştır. Ancak martyrionlar Kudüs’teki Kutsal Mezar Kilisesi’nde olduğu gibi bazilika içerisinde ya da Roma Aziz Petrus Bazilikası’nda olduğu gibi transept içerisinde de yer alabilmektedir124.

3.3.2. Mausoleion

Mausoleionlar anıtsal mezar yapısıdır. Ziyaret ve anma işlevlerine hizmet eden merkezi planlı ve kubbeli yapılardır125. Geç antik dönemde Split’teki Diocletianus ve Roma’daki Helena mausoleionu bunlara örnektir. Roma İmparatorluk döneminde önemli bir devlet insanının mezarı için inşa edilen bağımsız yapılardır. Fakat Hristiyanlıkta önemli devlet insanlarının mezarlarını içeren mausoleionlar genellikle bir kiliseye bağlı olarak inşa edilirler. Bu yapıların inşası Bizans döneminde 7. yüzyıla kadar devam etmektedir. Bizans dünyasındaki en önemli mausoleionlar, İstanbul’daki Kutsal Havariler Kilisesi’ne bağlı olarak inşa edilen imparator mausoleionlarıdır. I. Constantinus’un kubbeli rotundası, I. Iustinianus’un haç planlı mausoleionu, kuzey ve güney stoa’da planı anlaşılamayan iki küçük mausoleionunu içeren dört imparatorluk mezarı kiliseye bitişik olarak bulunmaktadır. Gömü geleneğinin değişmesi nedeniyle 6. yüzyıldan sonra mausoleion yapılarının inşası durmuştur. Bu dönemden sonra kilisede gömüler nartheks veya parekklesionlarda yapılmıştır.

122 R. F. Taft, W. Loerke, M. J. Johnson, “Pastophoria”, ODB, III, New York 1991, s.1594

123 Martyr terimi için ayrıca bkz. Alexander Kazhdan, Nancy P. Ševčenko, “Martyr”, ODB, II, New York 1991, s.1308

124 Mark J. Johnson, “Martyrion”, ODB, II, New York 1991, s.1308-1309.

101 3.3.3. Şapel

Şapel, Bizans mimarisinde özel bir ayin işlevine hizmet eden bir mekân olarak tanımlanmaktadır126. Genellikle içerisinde kutsanmış bir altar bulunur ve ayin töreni için kullanılan bir mekândır. Şapeller genellikle bir saray, kilise veya parekklesiona bağlı olarak inşa edilmektedir. Mekân boyutu olarak çoğunlukla küçük boyuttadır fakat büyük boyutlu örnekleri de bulunmaktadır.

Şapelleri işlevlerine göre; mezar şapeli, bir azizin veya havarinin röliğini barındıran ve anma işlevi gören rölik şapeli, özel ibadet şapeli olmak üzere üçe ayırmak mümkündür. Şapeller kiliselerde, kilisenin nartheksinde, naosta veya naosa bağlı bir ikincil mekânda yer alabilmektedir. Plan tipinde, dikdörtgen, çokgen, üç yapraklı yonca, dört yapraklı yonca, haç planlı veya kapalı haç plan tipinde inşa edilebilmektedir. Plan tipine göre de örtü sistemi ahşap iskeletli çatı, tonozlu veya kubbeli olabilmektedir.

3.3.4. Vaftizhane

Pagan dönemlerde, termal banyolarda ve piscinalarda suya girmeye karşılık gelen vaftiz terimi, Hristiyanlıkta ise özel bir litürji şeklini almıştır. Bu nedenle vaftiz litürjisini yerine getirebilmek için vaftizhane (baptisterion) mekânlarına veya yapılarına ihtiyaç duyulmuştur127.

Vaftiz işlemi suyun olduğu herhangi bir noktada, evde, su deposunda, su kaynağında veya bir nehirde gerçekleştirilebilmektedir. Fakat Hristiyanlıkta bu amaç için yapılmış özel yerler bulunmaktadır. Bilinen en eski vaftizhane Dura Europos’taki ev kilisesinde yer almaktadır. Hristiyanlığın resmi din ilan edilmesinden sonra, vaftiz edileceklerin sayısındaki artış nedeniyle geniş vaftizhanelere ihtiyaç duyulmuştur. Vaftiz, önce yetişkinlerde sonra çocuklarda uygulandığı bilinmektedir. Bazı dönem kaynaklarına göre vaftiz töreni üç aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamaları, üç kez suya dalıp çıkmak, kutsal yağ ile yağlanmak ve konfirmasyon bölümleri oluşturmaktadır128.

Bir vaftizhanenin tanımlanmasındaki en büyük kanıt bir vaftiz teknesinin veya bir yazıtın bulunmasıdır. Bunlarla birlikte, bilinen planlara benzerlik ve kiliseyle ilgili konumu dikkate alındığında, bugün vaftiz teknesi olmayan yapılar da vaftizhane olarak

126 Slobdan Ćurčić, William Loerke, “Chapel”, ODB, I, New York 1991, s.409-410.

127 Mark J. Johnson, “Baptistery”, ODB, I, New York 1991, s.252. Charles Delvoye, “Baptisterium”, RBK, Band I, Stuttgart 1966, s.460-496.

128 Selda Uygun Yazıcı, Anadolu’da Erken Hristiyanlık Dönemi Vaftizhaneleri: Kilikia, Pamphylia, Lykia Örnekleri, (Basılmamış Doktora Tezi), Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir 2019, s.23.

tanımlanmaktadır. Vaftizhaneler sadece piskoposluk kiliselerinde değil, diğer kiliselerde de görülebilmektedir. Aynı şehirde birkaç tane vaftizhane olabilmektedir. Aynı zamanda manastır komplekslerinde de vaftizhaneler bulunmaktadır129.

Vaftizhanelerin dairesel, altıgen, sekizgen, üç yapraklı yonca, dört yapraklı yonca, haç biçimli, kare, dikdörtgen, sıralı odalı ve bazilikal planlı olarak çeşitli planlarda inşa edildiği görülmektedir. Aynı zamanda vaftiz mekânlarının, atriuma, kilisenin içerisine ve mağara içerisine yapılan örnekleri de mevcuttur. Kiliseden bağımsız veya yan mekân olarak inşa edilen vaftizhanelerin yapının her hangi bir yerinde bulunabilmektedir. Vaftizhaneler kilisenin ana yönlerine inşa edilebildiği gibi ara yönlerine de inşa edilebilmektedir130.

3.3.5. Ayazma

Rum Orthodoks inancına göre, şifalı ve kutsal olduğu kabul edilen su kaynaklarının olduğu yere inşa edilen yapılara ayazma denmektedir. Ayazma kelimesi, Yunanca’da kutsal yer anlamına gelen hagiasma kelimesinden gelmektedir. Ayazmalar, bir aziz veya azizeye adanmaktadır ve onların manevi koruyuculuğuna inanılmaktadır. Bu kutsal su yapılarında, hastaların şifa bulduğuna, kötülüklerin bedenlerden çıkarıldığına inanılmaktadır. Su kaynaklarının, Hristiyanlık öncesi dönemlerde de kutsallığına inanılmaktaydı. Pagan dönemlerde Nymphaionlar (anıtsal su yapıları) nymphelerle ilişkilendirilip kutsal kabul edilmekteydi. Vaftizhane ve ayazmalardaki suyun insanı kötülüklerden arındırması yönüyle ikisi arasında ortak nokta bulunmaktadır. Bu nedenle ayazmalar vaftizhanelerle ilişkilendirilen yapılardandır131. Ayazmalar bağımsız bir su yapısı şeklinde yapılabilirken kilisenin bir birimi şeklinde de inşa edilebilmektedirler.

3.4. Olympos’taki Erken Bizans Dönemi Kiliselerindeki İkincil Mekânlar ve