• Sonuç bulunamadı

Erkek İş ve Sorumluluk Sahibi Olmalı

Ataerkil toplum yapısında, evin geçimini sağlamak erkeğin sorumluluğundadır. Bu kısımda toplum tarafından erkeklere atfedilmiş en temel ödev ve sorumluluk olan ‘eve ekmek getirmek’ konusu, iki alt başlık altında analiz edilmiştir. Birinci başlıkta, erkeğin çalışma ve para kazanma sorumluluğu ele alınmıştır. Toplum tarafından erkeğe atfedilen ve erkeğin tüm hayatı boyunca yerine getirmesi gereken bir sorumluluk olan ‘iş sahibi olma’ konusu, bu başlık altında incelenmiştir. İkinci başlıkta ise, erkeğin kazandığı para ile ev geçindirme sorumluluğu ele alınmıştır. Erkeğe atfedilen önemli bir başka sorumluluk olan ‘huzurlu bir yuva kurmak ve evin geçimini sağlamak’ konusu, bu başlık altında incelenmiştir.

5.4.1.‘Erkek Para Kazanmalı’

Toplumda, erkeğin çalışıp para kazanmak zorunda olduğuna dair bir algı vardır.

Toplum, bu yüzden erkeklere genç yaştan itibaren bu bilinci aşılar. Üzerlerinde iş bulma ve para kazanma konusunda baskı hisseden erkek katılımcılar, erkeğin tek sorumluluğunun para kazanmakmış gibi hissettiklerini belirtmiştir. Katılımcıların bu konudaki anlatısı aşağıda belirtilmiştir.

“Erkeklerin hem evlenene kadar hem de evlendikten sonra tek sorumlulukları bir iş sahibi olmaktır. Bunun yanında ailesindeki ve çevredeki bireylere sahip çıkmak ve onları kollamaktır” “Erkek olmanın günümüzdeki tek zorluğu iş bulamamanız durumunda yüzleşeceğiniz toplum baskısı ve toplumun sizi kınamasıdır” (E3)

“Kültürümüzde gelenekselleşen bir organizma sorumlulukları maalesef vardır. Mutlaka iyi işe sahip olmak, iyi para kazanmak, iyi çevre edinmek, tek başına ayakta kalabilecek güce sahip oldurulmak, evliyse evini tek başına geçindirmek gibi. Bu sadece 18 yaş üzerine çıkıldığında gerçekleşen durumlarla sınırlı değil. Erkek 18 yaşının altında iken de aynı organizmalar sabitçe baş üzerinde tutuluyor.” (E7)

Bir katılımcı daha çok para kazanabilmek ve daha kolay iş bulabilmek için kendi hayallerinden vazgeçtiğini; baskı yüzünden ailelerinin onlar için uygun gördüğü mesleği seçmek zorunda kaldığını belirtmiştir. Katılımcının bu konudaki anlatısı aşağıda belirtilmiştir.

“Okulumu 4 senede bitirme zorunluluğum var yani baskı olarak ama okuduğum bölüm zor ve aslında ben bilgisayar mühendisliği istiyordum fakat ailem iş bulamayacağımı düşünerek beni elektrik elektronik mühendisliğine yönlendirdiler. Bir an önce evi geçindirmem gerek iş bulmam askere gitmem evlenmem gerek.” (E16)

Yapılan görüşmelerin analizi sonucunda, katılımcıların erkeğin iş sahibi olması ve para kazanması konusunda benzer düşüncelere sahip olduğu fakat para kazanmanın sadece erkeğin ödevi olması konusunda farklı düşüncelere sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Erkeğin mutlaka bir iş sahibi olması, para kazanması, huzurlu bir yuva kurması ve aileye bakması ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır. Özellikle bir erkeğin yuva kurabilmek, ailesine bakabilmek ve saygınlık kazanabilmesi için kazandığı paranın miktarı önemlidir. Çünkü Türk toplumunda insanların beyin yapılarına kalitelerine çok fazla bakılmaz. İşine, iş derken cüzdanına bakılır (Yavuz, 2014). Erkeğe duyulan saygı, kazandığı para ile doğru orantılıdır. Bir erkek, ne kadar zengin ise, o kadar çok saygı görür.

5.4.2.Erkek Evin Geçimini Sağlamalı

Türk toplumunda, erkeğin daha çok ev dışı işler ile meşgul olduğu; kadının ise ev içi ile ilgilendiği bir yapı vardır. Eski zamanlarda toplum, kadının iş hayatında olmasına tamamen karşı iken evi geçindirme sorumluluğu tamamen erkeğe yüklenmiştir. Günümüzde ise kadınlar da para kazanıp evin geçimini sağlamaktadırlar. Kadınların çalışmasının kötü olduğu algısı ortadan kalkmış olsa da evin geçimini sağlama konusunda erkeğin üzerindeki toplum baskısı hala devam etmektedir. Katılımcılar, bu durum hakkında şunları söylemiştir:

“Ataerkil toplumlarda erkek para kazansın evi idare ettirsin ve tüm dışarıyla bağlantılı işleri yapsın diye beklenir ancak erkeğin çalışması kadar kadınında çalışması normaldir. Çünkü kadın ve erkek birbirinden ne kadar uzaklaştırılırsa ne yazık ki toplumsal düzen aynı ölçüde bozulmaktadır”

(E2)

“Aileni geçindirmek için çalışmak zorundasın. Erkek çalışıp karısı çalışmadığı zaman kimse bu duruma bir şey demezken bu durum tam tersine döndüğünde kadın çalışıp kocası çalışmazsa insanlar erkeği işe yaramaz bir baltaya sap olamamış eve karısı bakıyor durumu oluyor. Ne olursa olsun erkeğin çalışması gerek.” (E6)

“Aile içi geçimde illa erkek eve para getirip evi geçindirecek diye bir kaide yok. Kadın ve erkek birlikte çalışıp evin giderlerine ortak olmalıdırlar. Evin temizliği, yemek yapma gibi ev işlerini kadın yaptığı gibi erkek de yapmalıdır. Evde iki kişide gün boyu çalışıp yoruluyorsa evin tüm işini kadın yüklenmemeli. Hane içerisinde ortak yapılmalı, kadın yemeği pişiriyorsa erkek sofrayı hazırlamalı ya da biri bulaşıklarla uğraşıyorsa öbürü evi süpürmeli gibi görev dağılımları olmalıdır.” (K10)

Yapılan görüşmelerin analizi sonucunda, katılımcıların evi geçindirme ve aile kurma sorumluluğunun erkeğe verilmesi konusunda katılımcıların farklı düşüncelere sahip olduğu saptanmıştır. Bazı katılımcılar, erkeklerin evlenmeden önce de evlenip aile kurduktan sonra da evin geçimini sağlaması gerektiğini düşünürken; bazı katılımcılar ise kadının da evi geçindirmek için çalışmasının ve para kazanmasının normal bir şey olduğu görüşündedir.

Ailenin tüm bireyleri, evin geçimini kazanma konusunda sorumludurlar.

Araştırmanın sonucunda, erkeklerin üzerlerinde hissettikleri iş bulma ve çalışma baskısı devam etse de kadınların iş yaşamında olmasının yanlış olduğu algısının ortadan kalktığı tespit edilmiştir. Ataerkil toplum yapısında erkeklere çocuk yaştan itibaren para kazanma sorumluluğu yüklendiği; erkek çocuklarının evi geçindirme ve para kazanma bilinciyle yetiştirildiği tespit edilmiştir.

5.5.‘Evin Direği Erkek’!

Ataerkil toplumlarda erkekler aile kurumu kurulurken açıkça konuşulmasa, dillendirilmese de yönetici, çekip çevirici rollerini üstlenmektedir. Bu başlığımızda erkeklerin aile ve ev yapısında bulunan ve karşılamaları beklenen hususlar incelenmiş ve üç başlık şeklinde kategorize edilmiştir.

Birinci başlıkta erkeğin evlilik sonucu edindiği sıfatlar üzerinedir. Erkeğin sahip olduğu sıfatlar neticesinde, erkekten göstermesi beklenen tutum ve davranışlar “iyi bir ‘baba’ ve ‘eş’

olmalı” başlığına konu olmuştur.

İkinci başlık, ailenin yapısı, ailedeki düzen, alışılmış atmosfer ve aile düzenindeki denge üzerinedir.

Üçüncü başlık ise aile kurucusu, aile yöneticisi ve ailenin, evin direği olan erkeğin, evdeki pozitif atmosferi, huzuru oluşturması ile ilişkilidir.

‘Erkek küçük yaşta evin neşesi, çocuk yaşta yaramazı, ergen yaşta belası, genç yaşta ise akıllısıdır. Olgun yaşta ise direği.’ (E7)

5.5.1. İyi Bir ‘Baba’ ve ‘Eş’ Olmalı

Görüşmelerden elde edilen sonuç doğrultusunda erkeklerin, aile kuruluşuyla yeni edindikleri sıfatlarda muhakkak iyi olması beklendiği görülmüştür. Farklı ağızdan, farklı cümleler üzerinden edindiğimiz ortak payda ‘iyi olma durumu’ dur. Aldığımız cevaplara göre erkeğin aile içerisinde ailesini maddi ve manevi olarak ayakta tutma, aileyi koruyabilme, geçimi sağlayabilme, güçlü olma, sorun çözebilme gibi görevi bulunmaktadır. Bu görevler yerine getirildiğinde iyi olma durumuna ulaşıldığı algısı gözlemlenmektedir. Bu algının kaynağı niteliğindeki konuşma kesitleri şu şekildedir;

‘…vicdanlı olmak… ailesini tehlikeye sokmama, koruma ve bir arada tutma temenni ve davranışları…’ (E7)

‘…geçimi üstlenmek, aileyi aile olarak koruyabilmek ve değerlerinden saptırmamak. O sırada tabii ki bireyleri hapsetmek değil de daha hür ve vicdanlı bir şekilde eğitip akli bir biçimde yönlendirmek.’ (E8)

‘…iş sahibi olmak ve aileyi yönetmek, eşine ve çocuklarına yetebilmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak, ailede güven ve refah temeline katkıda bulunmak, ailenin sorunlarını maddi ve manevi çözmek. En nihayetinde iş bitirici, yıkılmaz ve sorun çözücü olmalıdır.’ (E9)

5.5.2.Aile Yapısına Uygun Davranmalı

Görüşmelerden bir sonuç çıkaracak olursak erkeğin ailedeki yeri çok önemli. Erkek ataerkil toplumda ailenin temeli şeklinde görülüyor. Bu noktada erkeğe aileye karşı koruyucu kolaycılık, evi geçindirme gibi daha dik ve sert duruş gerektiren bir tavır gerektiriyor. Ama bu dik duruş, bu yıkılmazlık ve sertlik ailenin yapısına zarar vermemek üzere şekillenmelidir.

Görüşmelerden, erkek tek başına bir birey olarak değil, aile ile beraber yaşama fikrini her düşüncesine işlemeli ve aileye karşı bir sorumluluk içinde olmalı fikrini çıkarımda bulunabiliriz. Bu konu hakkında görüşmelerden elde edilen bilgiler ise şu şekildedir;

‘Evlilik öncesi dönemde aile yapısına uygun şekilde davranışlar sergileyip ve geçimini sağlayıp, evlilik sonrasında ise kendi ailesinin geçimi ile ilgili tüm sorumlulukları üzerine alması ve güçlü olması gerektiğini düşünüyorum.’ (E1)

‘Mesela evde baba yoksa onun yerini alıyor olmaları beklenir, sadece şakayla bile olsa bu düşünce onlara aktarılır, kaç yaşında oldukları çok fark etmez. Bazı kesimlerde oku işe gir de bize bak denilir. Özetle ailenin geçimini sağlamak, huzursuz oldukları bir durumu ortadan kaldırmak veya yardımcı olmak ailesi tarafından erkeklerden beklenen şeylerdir.’ (E3)

‘…bir erkeğe de kadına da düşen sorumluluk ailesine layık bir evlat olmaktır iyi güzel ahlaklı biri olmaktır. Erkeğin tek sorumluluğu budur yani.’ (E16)

5.5.3.Evde Huzuru Sağlamalı

Elde ettiğimiz verilere göre erkek ne kadar evi geçindirmekle mükellef ise evin huzurundan da bir o kadar sorumludur. Huzur olmayan bir aile problemli bireylere sebebiyet verir ve görüşme yaptığımız katılımcıların ortak bir fikri varsa bu da erkeğin huzur bozmaması ve huzuru oluşturması gerektiği fikridir. Bu fikre kaynak göstereceğimiz cümleler şu şekildedir;

‘Erkeğin en temel görevi bana göre mutlu ve huzurlu bir aile ortamı sağlamaktır.’ (Erkek 2)

‘…mutluluk dengesini korumak, ailede huzur ortamını korumak…’ (K10)

‘...huzursuz oldukları bir durumu ortadan kaldırmak veya yardımcı olmak ailesi tarafından erkeklerden beklenen şeylerdir.’ (E3)

Benzer Belgeler