• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.4. Benlik ve Benlik Saygısı

1.4.1. Ergenlik ve Benlik

Benlik bir kerede oluşmaz. Benlik ergenlik ve ilk yetişkinlik dönemlerinde dinamik ve yaşam boyu devam eden bir süreçte oluşmaktadır. Kişilerarası etkileşimler veya kişinin kendi duygularından ve düşüncelerinden iç konuşmalarından oluşur (Gander ve Gardıner, 2007: 492). Ergenlerde benlik saygısı üzerinde yapılan çalışmalarda ergenliğin çok kırılgan bir süreç oluşturduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalar sonucunda kızlarda benlik saygısının erkeklere göre daha fazla kırılgan olduğu soncuna ulaşılmıştır. Özellik le ergenliğin ilk dönemlerinde kızlarda bu kırılma daha belirgin olmaktadır. Bazı bilim insanları ise ergenlerin benlik saygısının kırılganlık gösterme eğiliminin abartıldığını, bu durumun bireysel farklılıklardan kaynaklanabileceğini belirtmektedirler (Özdemir, 2018:70).

Ergenlik, psikolojik, bilişsel, sosyal ve ahlaki yönden bir gelişimin olduğu, çocukluk döneminden erişkinliğe geçme ve hazırlanma süreci olduğu için, benlik saygısı bu dönemde çok önemlidir. Genç, nasıl bir insan olduğu, pozitif ve negatif yönleri ne olmayı

ve ne yapmayı istediği, çevresinin kendisini nasıl gördüğüne ilişkin bilgi edinmeye çalışacaktır (Duyan, Yolcuoğlu ve Artan,2014:218). Ergenlik dönemi; anne-babadan ayrışma, kendine yeterli hale gelmeye başlama ve bireyin kendi kişisel bağımsız benliğini tanımlama zamanıdır (Myers, 2015:42).

Ergenlikte bireylerin kendilerini algılama ve kendileri hakkında düşünme süreçlerinde önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Bu bilişsel değişim, bireylerin kendilerini algılama biçimlerini etkilemektedir. Kendilerini göreli olarak basit, somut kavramlarla tanımlayan çocuklara göre, ergenler kendilerini karmaşık, soyut ve psikolojik öz-nitelendirmelerle tanımlarlar (Akt., Steinberg, 2007: 296).

Benlik tanımındaki daha fazla soyutlama eğilimi, ergenlik döneminde de devam eder ve benlik kavramı daha olgun kimlik duygusu olarak ortaya çıkar (Bee ve Boyd,2009:532). Ergenliğin ilk yıllarından başlayarak ergenler bilişsel gelişimlerinin de etkisiyle kendilerini daha soyut kavramlarla tanımlamaya başlamaktadırlar ve ergenlik dönemi boyunca da kendilerini tanımlamalarında değişimler meydana gelmektedir. Öncelikle ergenlik dönemi itibariyle ergenler kendilerini daha ayırt edici biçimde tanımla ma ya çalışmaktadırlar (Akt., Siyez, 2009: 34).

Ergenlik döneminin başlarında benliği meydana getiren kavramlar arasındaki çelişki ve zıtlıklar en alt seviyededir. Orta ergenlik döneminde çelişki ve ayrılıklar en yüksek seviyeye çıkar, sonraki dönemlerde azalma gösterir. Orta ergenlik döneminde ergenler benlik kavramlarındaki ayrılıkları karşılaştırabilmekte, sonraki yıllarda ise bu ayrılık la rı çözümleyerek tutarlı duruma getirme potansiyellerini arttırarak ulaşmak istedikleri benlik kavramını daha net bir şekilde belirleyebilmektedirler (İnanç, Yazgan ve Atıcı, 2010: 260-261). Ergenlik döneminde gençler soyut düşünebilirler ve bunun etkisiyle kendiler ini farklı özelliklerini bir araya getirerek daha soyut nitelikleri çerçevesinde tanımlayabilirler. Ergenlik döneminin ilerleyen yıllarında ise gençler duruma göre bazen içedönük, bazen de dışadönük olabileceklerini, bu karşıt özelliklerin benliklerinde bir arada olabileceğini anlarlar. Ergenlik döneminde sosyalleşmenin artmasıyla ergen çoklu benlikler geliştirmektedir (Akt., Demir, 2010: 183).

Ergenler soyut düşünebildikleri için, kendilerini farklı özelliklerini bir araya getirerek soyut nitelikleri çerçevesinde tanımlayabilirler. Ergenlik döneminin ilerleyen yıllarında

kişiler duruma göre bazen dışadönük, bazen de içedönük olabildiklerini, bu karşıt özelliklerin benliklerinde bir arada bulunabildiğini fark etmeye başlarlar. Bu dönemde sosyalleşmenin artmasıyla gençler çoklu benlikler geliştirmektedirler (Akt. Demir, 2010:183).

Benlik ve benlik saygısı, insan hayatında büyük öneme sahip olan kavramlardır. İnsanın kendisi hakkındaki düşünceleri, algıları, görüşleri, fikirlerinin bir toplamı olan benlik kavramı ile kısaca bireyin kendisine verdiği değer olarak tanımlanabilecek olan benlik saygısı, bireyin çevresiyle olan ilişkileri sonucunda şekillenmektedir. Bunun sonucu olarak bireyin hayatında önemli bir yeri olan bireylerin, özellikle anne-baba ve öğretmenlerin bu konuda bilinçli olmaları ve konunun öneminin farkında olmaları gereklidir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocukların doğru ve gerçekçi bir benlik algısı oluşturmalarına yardımcı olmaları gerekmektedir. Bir bireyin olmak istediği, ulaşmak istediği benlik olan ideal benliğini oluşturmaları sürecinde de çocuğun sosyal çevresinde en önemli olan insanlar olan anne-baba ve öğretmenlerin davranışları, tutumları ve yol gösterici olmaları önem kazanmaktadır. Bireylerin ideal benliklerini oluştururke n gerçekçi, kendi yetenek, kapasite ve özelliklerine uygun, gerçekçi bir ideal benlik kavramı oluşturmaları gerekmektedir. Benlik ile ideal benlik arasındaki fark, kişinin benlik saygısını oluşturmaktadır. Gerçekçi bir ideal benlik kavramına sahip olmayan bireylerde, var olan durum ile istenilen, arzu edilen durum arasındaki fark fazla olacağından benlik saygıları da düşük olacaktır. Bu yüzden bireylerin ideal benlik kavramını geliştirirken gerçekçi olmaları konusunda, rehberlik yapma görevi anne-baba ve öğretmenlere düşmektedir. Ebeveynler ve öğretmenler ise bu rehberlik görevlerini ancak konu hakkında bilgi sahibi olarak ve konuya gereken özeni, önemi göstererek etkili bir biçimde yerine getirebilirler. Düşük benlik saygısı, akademik başarısızlıkta n, saldırganlık ve şiddete, suça yönelme, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi birçok sorunla ilişkili olabilmektedir. Bu tür istenmeyen davranışların ortaya çıkmadan önlenmesi, sorunlar yaşandıktan ve bireyler zarar gördükten sonra durumun düzeltilme ye çalışılmasından daha kolaydır. Bir bireyin hayatında önemli kişiler olarak anne-babalara ve öğretmenlere bu konuda büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir.