• Sonuç bulunamadı

Çalışmanın giriş bölümünde de bahsedildiği gibi, Şihabuddin Mercani’nin sırf din eğitimini inceleyen bir eseri bulunmamaktadır. İlk bakışta bu gerçek, okuyucu için garip gelebilir. Çünkü ömrü boyuncu ilim ve eğitim işleriyle uğraşan ve eğitim alanında yenilikler getirmeyi amaçlayan din adamının, eğitimle ilgili en azından bir tane olsa bile       

64 Bkz: Maraş, Türk Dünyasında Dini Yenileşme, s. 41.

65 Bu belgeler Ekler bölümünde (Ek-7) verilmektedir.

66 Kemper, a.g.e., s. 584.

eserinin bulunması gerekmektedir. Mercani’nin neden eğitimle ilgili eserler yazmakla meşgul olmayıp bu alanın daha çok pratik yönü üzerine yoğunlaşmayı tercih ettiğini anlamak mümkündür.

Mercani, Orta Asya’da ilim tahsil edip vatanına geri döndükten sonra, Kazan bölgesinin din eğitimi sisteminde bazı reformlar yapmayı istemiştir. Fakat Mercani’nin eğitim alanındaki bu reformcu görüşleri halk tarafından destek görememiştir. Çünkü eğitim hayatında gelişmeler yaşanması talep edilse de, halk bu tür yeni görüşleri kabul etmeye hazır olmamıştır. Bu yüzden Mercani, bu görüşleri hayata geçirebilecek yeni nesil – öğrencilerini yetiştirmeye daha çok önem vermiştir. Mercani onlara kendi örneğinde din eğitimcisinin nasıl bir düşünce tarzına sahip kişi olması gerektiğini göstermiştir. Böylece Mercani, yaşadığı dönem şartlarına göre eğitimle ilgili görüşlerini yazıya geçirmekten çok, öğrencilerinin düşünce tarzlarını etkilemeye yönelik uygulamalar yapmayı daha uygun görmüştür. Bu yüzden eğitimin daha çok pratik yönüyle meşgul olan Mercani’nin sırf eğitim alanıyla ilgili eserlerinin bulunduğu söylenilebilir.

Burada belirtmek istediğimiz diğer bir husus da, Mercani’nin eserlerinin yeterince incelenmemiş, hatta çoğu eserinin yazma halinde kalmış olmasıdır. Mercani’nin eserlerinin incelenmemiş olmasının bazı sebepleri vardır. Bunlardan biri, Mercani’nin yaşadığı dönemde Kazan Ruhani Akademisinin Müslümanlar üzerinde olan etkisidir. Bu Akademi daha çok Hıristiyan misyonerlerinin faaliyetleri ile ilgilendiği için Müslüman yazarların eserlerini öğrenme ve yayınlama gibi çalışmalara pek önem vermemiştir. Şunu da belirtmek gerekecek ki, Kazan Ruhani Akademisi bu dönemde Kazan bölgesinde ilmi çalışmalar ve onların yayınları ile ilgilenen tek kurum olmuştur. Müslüman toplumunun dini işlerini yürüten Diniye Nezareti’nin ise böyle bir yetkisi olmamıştır.

Mercani eserlerinden sadece ikisini Tatar dilinde, diğerlerini ise Arap dilinde yazmıştır. XIX. yüzyılda bu durum gayet doğal olarak kabul ediliyordu. Çünkü orta çağlardan beri Arap dili sadece Orta Doğu halkları için değil Rusya Müslümanları için de uluslararası bir dil mahiyetindeydi.67 Bu yüzden bu dönemde yaşayan din âlimlerinin neredeyse hepsi onun yazdığı eserleri anlayabilecek seviyede eğitim almışlardı. Ancak günümüze doğru ilerledikçe Arap dilini bilen âlimlerin sayısı da azalmaya başlamıştır. Bu

      

67 Kudaynetov, a.g.tz., s. 41.

yüzden âlimlerimiz de Mercani’nin eserlerinin ancak tercüme halinde olanlarına ulaşabilmektedirler.

Mercani’nin asıl büyük eserleri ölümünden sonra yayınlanmış ve kendinden sonra gelen pek çok yazar ve düşünürü derinden etkilemiştir.

Mercani’nin bu eserleri ve kısaca içeriği şunlardır:

-“Nazuretü’l-Hakk fi Fardıyyeti’l-Işa ve in lam Yağabi’ş-Şafak” (Kazan 1870).

Tataristan gibi kuzey ülkelerinde Fıkıh meselelerine yönelik Arapça bir kitaptır.

Günümüzde Tarih Enstitüsü tarafından bu kitabın tercümesi yapılmaktadır.

-“el-Hikmetü’l-Baliğatü’l-Cenniyye fi Şerhi’l-‘Akaid el-Hanefiyye” (Kazan 1888).

Arapça eserde Selef âlimlerinin usulü ortaya konmaya çalışılmakta ve Akaid konusundaki nakli ve akli deliller incelenmektedir. Günümüzde Şagaviyev Damir tarafından bu eserin Rusça’ya tercümesi de yapılmıştır (Tatar Kitap Yayınevi, Kazan, 2008).

-“Gılaletü’z-Zaman fi Tarihi’l- Bulgar ve Kazan” (Kazan 1878). İdil Bulgarları ve Kazan hanlarının tarihi ile ilgili bir eserdir. Friedrich Wilhelm Radloff’un Rusça’ya tercüme ederek 1877 yılında Kazan’da toplanan IV. Arkeoloji Kongresinde sunduğu bu risale, daha sonra Tatarca aslı ve Rusça çevirisiyle birlikte 1884 yılında basılmıştır.

-“Gurfetü’l-Havakin li-Urfeti’l-Havakin” (Kazan 1864). X – XII. yüzyıllar Orta Asya tarihiyle ilgili otuz altı sayfalık Arapça bir risale olup Karahanlılara dair önemli bilgiler içermektedir. Tercümesi yapılmamıştır.

-“Vafiyatü’l-Aslaf ve Tahiyatü’l-Ahlaf”. İslam tarihini, 6057 meşhur şahsiyetin hayat hikâyesini ve eserlerini içeren kronolojik sıraya göre düzenlenmiş yedi ciltlik Arapça bir eserdir. Tercümesi yapılmamıştır.

- “Risaletü’l - Mercani” (Kazan 1898). Mercani’nin Hac seferi yaparken ziyaret ettiği ülkeler ve görüştüğü âlimler hakkında bilgiler içermektedir. 1898 yılında öğrencisi Rizaeddin Fahreddin tarafından yayınlanmıştır. Günümüzde bu eserin Tatarca ve Rusça tercümeleri bulunmaktadır.

- Mustefadü’l-Ahbar fi Ahval-i Kazan ve Bulgar (Kazan 1897, 1900) Kazan ve Bulgar hanlıkları hakkında tarihi bir kitaptır. Günümüzde Adıgamov Ramil tarafından bu eserin Rusça’ya (Akademiya Nauk RT, Kazan, 2005) ve Mustafa Kalkan tarafından Türkçe’ye (Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2008) tercümeleri yapılmıştır.

-“el-Fevaid el-Muhimme”. Rusya’da Kur’an’ın basım tarihi ve baskı hataları ile ilgili bir çalışmadır. Tercümesi yapılmamıştır.

- Hakk el-Magrifa Husnu’l-İdrak bima Yalzamu fi Vucubi’l-Fitrive’l-Amsaki. İslam Hukuku üzerine yazılan broşür şeklindeki bu kitap sadece 9 sayfadan oluşmaktadır. Bir önceki kitap gibi bu eserin de tercümesi yapılmamıştır. Mercani’nin bu son iki eseri onun öğrencisi ve aynı zamanda sekreter görevini de yapan Burhanuddin b. Abdurrafik eş-Şabkavi tarafından yayımlanmıştır.

Bunlarla birlikte Mercani’nin çok sayıda Fıkıh ve Tarih üzerine yazılmış eserlerinin bulunduğu da ifade edilmektedir.68 Fakat günümüzde bu eserler daha incelenmemiş ve

tercüme edilmemiştir.

      

68 Bkz: Yusupov, a.g.e., ss. 257-259; Burada Yusupov, Mercani’nin yayınlanmış ve henüz hazırlanmakta olan eserlerinin bir listesini vermiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

ŞİHABUDDİN MERCANİ’NİN DİN EĞİTİMİ GÖRÜŞLERİ

 

I. KAZAN BÖLGESİNİN EĞİTİM – ÖĞRETİM TARİHİ

Kazan bölgesinin eğitim-öğretim tarihinde Mercani’nin eğitim görüşleri önemli yer tutmaktadır. Çünkü bu bölgenin eğitim alanında yaşanılan değişmelerin çoğunluğu Şihabuddin Mercani’nin yapmış olduğu çalışmalar ve faaliyetlerle ilgilidir. Günümüz eğitimcileri hatta Mercani’nin eğitim alanındaki bu katkılarının Kazan bölgesinin eğitim-öğretim tarihinin doruk noktasını oluşturduğunu da ifade etmektedir.1