• Sonuç bulunamadı

Epistemoloji ve Bilgi Sosyolojisi:

Durkheim’ın epistemolojisini ortaya koymadan önce son olarak bilgi sosyolojisi ile Epistemoloji arasındaki bağa değinmek yararlı olacaktır çünkü bu iki alan arasında netameli bir ilişki söz konusudur ve Durkheim’ın bu ilişkideki tutumunu göstermesi ve ortaya koyduğu epistemolojinin onun bilgi sosyolojisi açısından ehemmiyetini anlamamıza yardımcı olacaktır. Bilgi sosyolojisi ile epistemoloji arasındaki ilişki, temel olarak alanların sınırlarını belirleme konusundaki bir anlaşmazlık şeklinde tezahür etmektedir. Bu anlamda Durkheim’ın kritik bir rol oynadığı göz ardı edilemez ise de temel tartışma Mannheim etrafında dönmektedir. Denilebilir ki bütün bu anlaşmazlık Mannheim’ın İdeoloji Ve Ütopya’sının İngilizceye tercüme edilmesiyle gün yüzüne çıkmıştır. Çünkü Mannheim’ın bilgi sosyolojisi pozitivist sosyologların bilgi anlayışının tersine felsefe-epistemoloji yüklüdür. Bu yüzden de tartışma büyük oranda Mannheim’a itiraz ve Mannheim’a destek şeklinde sürmüştür. Yine bu yüzden çalışmanın bu bölümünde Mannheim’ı merkeze alarak diğer sosyologların bakış açısıyla epistemoloji ile bilgi sosyolojisi arasındaki bağ ortaya konmaya çalışılacaktır.

Durkheim’ın sosyolojinin bilimsel bir disiplin olduğu tezi birçok Amerikan ve İngiliz bilgi sosyoloğu tarafından da benimsenmiştir. Fakat bu benimseme Durkheim’ın felsefi yanı göz ardı edilerek gerçekleşmiştir. Merton ve Bottomore gibi sosyologlar da bunlar arasında sayılabilir.15Ve bu bilgi sosyologları bilgi sosyolojisi ile epistemolojik argümanlar arasındaki ilişkinin önemine inanmalarına rağmen bilgi sosyolojisi

14 Çüçen, a.g.e, s. 32.

15 Ali-Akbar Mahdi, “Sociology of Knowledge and Epistemology”, Michigan Sociological Association, Michigan Sociological Review, No.3 (Fall, 1989), http://www.jstor.org/stable/40968928 (06.05.2015), ss.21-33, s.21.

36

araştırmalarını pozitif sosyolojik araştırmaya dönüştürmüşler ve felsefi-epistemolojik argümanları bilgi sosyolojisi alanından ayıklamışlardır.

Epistemolojik soruların bilgi sosyolojisi açısından önemini kabul eden Berger ve Luckmann epistemolojik soruların bilgi sosyolojisinin önemini belirsizleştireceğini tanımı itibariyle bilgi sosyolojisinin empirik bir disiplin iken epistemolojik soruların da felsefeye ait olduğunu ifade etmişlerdir. Epistemolojik soruları bilgi sosyolojisinin alanına dâhil etmeyi otobüste yolculuk yaparken otobüsü itmeye benzeterek bu konudaki tutumlarını özetlemişlerdir.16 Her ne kadar ortaya çıkışını felsefi sorgulamaya borçlu olsa da birçok sosyoloğa göre bilgi sosyolojisi, felsefi problemlerden bağımsız bilimsel sosyolojinin bir alt dalıdır. Barber’a göre bu epistemolojik meselelerden bağımsız olma durumunun pozitif bilgi sosyolojisinin sine qua non’ u olarak görülmektedir.17 Bilgi sosyolojisinin teorik etkilerini tartışan Walter’a göre Mannheim’ın epistemolojik iddialarının bir dereceye kadar doğrulanabilse bile pozitif bir araştırma yapan bir bilgi sosyoloğu ile ilgisi yoktur. Mannheim’ın epistemolojik ilkeleri sadece empirik bilgi sosyolojisini değil bütün pozitif bilimleri imkânsız kılmaktadır.18 Mannheim’dan sonra bilgi sosyolojisinin sınırlarını onun ötesine taşıma becerisi gösterebilmiş olan Werner Stark da bu konuda Mannheim’ın karşısında yer almaktadır. Ona göre bilgi sosyolojisinin birincil amacı fikirlerin ortaya çıkış şartlarını ve kaynağını ortaya koymaktır yoksa geçerliliğini yahut doğruluğunu değil. Bilgi sosyolojisi felsefi, epistemolojik bir alan olmaktan çok pozitif, tanımlayıcı ve tarihle ilgili bir alandır.19 Speier, bilgi sosyolojisinin epistemolojik bir temele dayanması gerektiğini iddia eden sosyologların zayıf mantıkçılar olduğunu çünkü bir yargının geçerliliğinin onun oluşumuna dayanmadığını öne sürer.20Sorun bir anlamda geçerliliğin (validity) epistemolojinin, oluşumun (genesis) bilgi sosyolojisinin çalışma alanı olduğu örtülü kabulünden kaynaklanmaktadır. Bu geçerlilik sorununun bilgi sosyolojisinin dışında epistemolojik bir sorun olduğu genel bir kabul haline gelmiştir. Öyle ki bilgi sosyolojisi ve felsefe arasında bir işbirliğini savunan

16 Peter L. BERGER, Thomas LUCKMANN, The Social Construction of Reality: A Treatise in the Sociology of Knowledge (Gerçekliğin Sosyal İnşası: Bir Bilgi Sosyolojisi İncelemesi), 1.B, Vefa Saygın Öğütle, Paradigma Yayıncılık, İstanbul, 2008, ss. 13-14.

17 Bernard Barber,” Toward a New View of the Sociology of Knowledge”, The idea of Social Structure, (ed) Lewis Coser, New York, 1975, ss.103-116,s.104)

18 Benjamin Walter, “ The Sociology of Knowledge and the Proplem of Objectivity,” Sociological Theory:

Inquiries and Paradigms, Llewellyn Gross (ed), Harper&Row, New York, 1967, s. 342.

19 Werner Stark, The Sociology of Knowledge, Routledge&Kegan Paul, London, 1971,s152.

20 Hans Speier, “Book Review,” American Sociological Review, Vol.1,No.4, August, s.682.

37

Gurvitch, bilgi sosyologlarının sosyal gerçeklik içinde karşılaştıkları işaret, sembol, kavram, fikir ve yargıların geçerlilik (validity) ve değerlerini (value) bir problem olarak inceleyemeyeceğini sadece bu unsurların varlıklarının etkisini, birbirleri ile olan ilişkilerini ve işlevlerini inceleyebileceğini öne sürer.21

Bir diğer problem ise rölativite problemidir ki Mannheim, bilgi sosyolojisine tanıtmıştır. Bu konuda da Mannheim’ın karşısında yer tutmaktadırlar. Mahdi’nin ifadesiyle rölativite sorununun bilginin sosyal araştırmasının mantığı ile ilgili olduğu yoksa metodolojisi ile ilgili olmadığını ve bu meselenin mantıkçılar ve felsefecilere bırakılması gerektiğini düşünürler.22 Barnes ise Mannheim’a rağmen rölativitenin bilgi sosyolojisinin bir meselesi olmadığını ifade eder.23Bilginin epistemolojik sorgulanmasını dikkate almayan bir bilgi sosyolojisi için tabii olarak rölativite bir sorun olmayacaktır.

Mahdi’nin ifadesine göre bilgi sosyolojisinin epistemolojik meselelere olan yabancılığı Pozitivist bilgi teorisyenlerinin bilgi anlayışlarından kaynaklanmaktadır.24 Bilginin objektivist teoriye göre tanımını değerlendiren Ensland’a göre bireysel bilinç obje’yi orada olan, zorunlu ve dışsal bir gerçeklik olarak kavrar. Bilgi bu yolla içerisinde şekillendiği insan sübjektivitesinden bağımsız hale gelir.25 Pozitivistler için obje, süjeden bağımsızdır. Obje, süjenin zihninden bağımsız somut ve kavranabilir bir gerçeklik olduğundan onun bilgisi süje’nin obje ile karşılaşmasından doğar.26 Özetle söyleyecek olursak epistemolojik sorunları bilgi sosyolojisinin dışında tutanlar bilgide rölativitenin incelenmesinin bilgi sosyolojisinin alanında olmadığı, objektif bilginin mümkün olduğunu kabul etmeleri ve bilginin tanımındaki farklılıkları sebebiyle Mannheim’ın bilgi sosyolojisi anlayışından ayrılmaktadırlar.

Özellikle pozitivist sosyologlarca bilimsel bilginin bir dalı olarak görülen bilgi sosyolojisinin kendisini epistemolojiden ayrı görmesi ile pozitivist bilimin kendisini felsefeden ayrı görme sebebi aynıdır. Pozitivistler kendi bilimsel seçim, varsayım ve

21 Georges Gurvitch, The Social Frameworks of Knowledge, Harper Torchbooks, New York, 1971, s. 10.

22 Mahdi, a.g.m, s. 25.

23 S.B. Barnes, Scientific Knowledge and Sociological Theory, Routledge&Kegan Paul, London, 1974, s.180.

24 Mahdi, a.g.m, s. 25.

25 G.M. Ensland, “Teaching and Learning as the Organization of Knowledge,” Knowledge and Control, M.F.D. Young (ed), Collier-Macmillan,1971, s.75.

26 Mahdi, a.g.m, s. 25.

38

teorilerinin tarihsel yanlarını göz ardı ederler.27 Çünkü objektif, tarafsız bir bilimsel bilginin mümkün olduğu varsayımıyla hareket ederler. Bilginin doğruluğunun, içinde doğduğu kontekstten ayrı tutulması pozitivistlerin temel yaklaşımıdır fakat bu suni bir ayrılmadır. Eğer bilgi sosyolojisi bu suni ayrılmanın ötesine geçebilme çabası gösterirse bu çaba, bilginin doğruluğu ve geçerliliği sorunuyla dolayısıyla epistemolojik sorgulamayla sonuçlanacaktır. Mannheim’a göre bilginin sosyal ve varoluşsal belirlenimi onun sadece ortaya çıkmasına değil içeriğini ve geçerliliğini belirleme şartına bağlı olduğu varsayımına dayanır. Eğer farklı düşünce formları farklı sosyal kontekstlerde ortaya çıkıyorsa ve eğer bu farklı düşünce formları belirli sosyal ortamları gerektiriyorsa o zaman düşünce ve fikir üzerine olan çalışmaların göz ardı edemeyeceği belirli bir epistemoloji gereklidir.28 Bilgi sosyolojisi kendisini epistemolojiden soyutlayamaz çünkü felsefi bir bilgi teorisi olmadan bilgi sosyolojisi kendi iddialarını temellendiremez. Böyle bir soyutlamayı suni olarak gören ve fikir ile onu karşılayan varoluşsal durum arasında ilişki kurmak için sadece ampirik verilere dayanamayacağımızı hatırlatan29 Mannheim, ampirik araştırmalarda bile sosyoloğun hipotezini meta-empirik, ontolojik, metafiziksel yargı ve beklentilere dayandırdığını iddia eder.30 Bu minvalde Mannheim da sosyal ve tarihsel faktörlerin bir fikrin sadece oluşumu için değil aynı zamanda onun içerik ve formuna da nüfuz etmekte olduğunu ifade eder. Bu anlamda rölativite bir yönüyle tarihselcilik yani herhangi bir beşeri olgunun oluştuğu konteksti, belirli tarihi ve sosyolojik olmanın yanında felsefi karakterde bir yere yerleştirmek bilgi sosyolojisinin köşe taşı konumuna gelmiştir.31

Mannheim ve pozitivistlerin temel ayrılma noktaları süje ve obje arasındaki ilişkinin bir ürünü olarak kabul edilen felsefi önermedeki unsurlara olan yaklaşım farklılıklarıdır. Mannheim, Marx’ı takip ederek süje ve objenin varoluşsal olarak birbirlerine bağlı olduğunu ve aralarında var olan ilişkinin de diyalektik bir ilişki olduğunu kabul eder. Bilginin süjesi objeden ayrı değildir. Objenin süje tarafından elde edilen bilgisi her ikisinin de içinde birleştikleri bütünlüğün bir ifadesidir. Bilgi obje ile süje arasındaki bir aracıdır bir çeşit pratiktir.32Israel’in belirttiği gibi süje ile objeyi

27 Mahdi, a.g.m, s. 26.

28 Karl Mannheim, Ideology and Utopia, Brace & World, New York, 1936,s. 225.

29 Mannheim, a.g.e, s. 286.

30 Mannheim, a.g.e, s. 89.

31 Karl Mannheim, Essays on the Sociology of Kmowledge, Routledge and Kegan Paul, London,1952, s. …

32 Mahdi, a.g.m, s.26.

39

birbirine bağlamak temel bir epistemolojik aktivitedir. Objenin ne olduğunu anlamak için onun süje tarafından anlaşılma sürecine bakmak gerek.33 Felsefe ve sosyoloji tam olarak bilginin üretildiği bu yerde buluşur. Bilgi birçok süreç sonunda üretilen üründür. Bu süreçlerden iki tanesi felsefi ve sosyolojik süreçlerdir. Bilgi felsefidir çünkü kavramsallaştırmayı içerir; sosyolojiktir çünkü özne bilginin içeriğini toplumdan çıkarmaktadır.34 Bu anlamda Gurvitch, bilgi sosyolojisini felsefe ve sosyolojinin buluştuğu ortak alan olarak değerlendirmektedir.35(Gurvitch,1971:10).

Özet olarak söyleyecek olursak asıl sorun özne nötr olabilir mi yani solipsizm sorunudur. Epistemolojinin öznesi objektiftir. Oysa bilgi sosyologlarına göre özne daima sosyaldir. Dolayısıyla nötr öbjektif özne olamaz. Daima bakış açıları vardır. Çünkü özne daima bir yerden bakar ve bilgisi rölatiftir. Bundan dolayı Kuhn bilimsel bilginin doğruluğu ile onu oluşturan bilim adamlarının içinde bulundukları toplulukların hiçbir bağı olmadığı geleneksel epistemolojimizi değiştirmemiz gerektiğini teklif etmektedir.36 Berger ve Luckmann’ın otobüs metaforunu bir anlamda tersine çevirerek ve metaforu buraya kadar gerçekleştirdiğimiz epistemolojik araştırma doğrultusunda kullanırsak epistemolojik araştırmaya dayanmayan bir bilgi sosyolojisinin gitmeyen bir otobüsün direksiyonunu sağa sola çevirmeye benzediğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Benzer Belgeler