• Sonuç bulunamadı

2. Araştırmanın Kuramsal Ve Kavramsal Temeli

2.1. Beslenmenin Tanımı ve Önemi

2.1.9. Emzirme Döneminde Karşılaşılabilen Problem Durumları

Annelerin erken dönemde ek gıdaya geçmelerinde veya emzirme sürelerinin kısa olmasında emzirme döneminde yaşadıkları pek çok problem durumu etkili olmaktadır. Bu nedenle anne sütü ile beslenmenin devam edilebilmesi için, emzirme problemi olan her anneye ve emme problemi olan her bebeğe yardım edilmesi

gerekmektedir. Emzirme problemi olan annenin öncelikle özgüvene ihtiyacı olmakta, bu süreçte annenin emzirme çabalarının övülerek desteklenmesi gerekmektedir (Bostancı, 2013). Ayrıca meme başında oluşan sorunların en aza indirilmesinde doğum sonu verilecek meme bakımı eğitimi önem arz etmektedir (Akkuzu ve Taşkın, 2001).

Memelerdeki Şekil Bozukluğu: Anne adayının hamileliğinin üçüncü trimesterinde meme uçlarının muayene edilmesi gerekmektedir. Normal meme uçları düz gibi görünmelerine rağmen başparmak ve işaret parmağı arasına alındığında öne doğru çıkmakta; ancak çökük meme uçları ise, aynı şekilde tutulduğunda öne doğru çıkmamakta ve areolanın (kahverengi kısım) altındaki oluğun içine çekildiği görülmektedir (Bağ vd., 2006). Meme uçlarının çökük olması durumu, emzirmeye engel olmamakla birlikte, böyle bir durumda, doğumdan önce başlanarak meme başına masaj yapılması gerekmektedir. Ayrıca meme uçlarının çıkmasında bebeğin emmesi etkili olmakta, ilk günlerde bebeğin emmede zorlanması durumunda, memeye adapte edilen plastik cihazlar aracılığıyla bebeğin emmesi sağlanabilmektedir (Çankırılı ve Aydın, 2014; Mocan, 2016).

Memelerde Ağrı ve Çatlaklar: Memelerdeki ağrı ve çatlaklar bebeğin memeye uygun bir şekilde yerleştirilmemesi durumunda ortaya çıkmakta, bu nedenle annenin emzirme pozisyonunu ve tekniğini uygun şekilde seçmesi son derece önemlidir. Memelerdeki ağrı ve çatlaklar emzirmeyi bırakma nedenleri arasında yer almakta, ayrıca meme başı çatlakları zamanla bakterilerin meme dokusuna ulaşmasını kolaylaştırarak mastit oluşumuna neden olmaktadır (Demirtaş, 2005). Emzirme öncesinde ve sonrasında memenin temizlenmesi gerekmemekte, annedeki ağrı çok fazla ise memedeki sütün sağılıp boşaltılması gerekmektedir. Bu şekilde süt üretimi devam etmekte ancak bu süreçte bebeğe biberon veya emzik verilmemesi gerekmektedir (Kültürsay vd., 2014; Ünlü, 2017). Bebeğin sık sık emzirilmesi, emzirmeye daha az ağrıyan memeden başlanması, emzirirken bebeğin memeyi iyi kavramasının sağlanması, emzirdikten sonra meme uçlarına anne sütü sürülüp kuruması için açık bırakılması, meme ucuna iyice kuruduktan sonra krem sürülmesi, annenin önerilen ilaçları kullanması, farklı pozisyonlarda emzirme sağlanması, giyilen iç çamaşırının pamuklu kumaştan olması ve dar olmaması gibi faktörler meme ucu

çatlak ve ağrılarının önlemesi açısından oldukça önemlidir (Demirtaş, 2005; Eskibozkurt, 2008).

Bebeğin Memeyi Almaması: Emzirme sürecinde bazı durumlarda bebek isteksiz emmekte, memeye yerleşememekte bu nedenle de, memeden kısa zamanda ayrılmakta, sinirlenmekte ve ağlayarak emmeyi reddetmektedir. Bu gibi süreçler, bebeğin tok olması, bebeğin emzik veya biberona alışmış olması, bebeğin burnunun tıkanık olması, üşümüş, hasta veya erken doğmuş bebek olması, annenin kokusunda değişiklik olması, memeye yerleşmede sorunlar olması (annenin tutuşu, memeyi veya bebeği sallaması, memede tıkanıklık), sütün çok olması ya da az olması durumlarında yaşanabilmektedir. Bu tür durumlarda etkili olan nedenlerin ortadan kaldırılıp, emmeye devam edilmesi gerekmektedir. Bebek huzursuz veya sinirli bir bebek ise, sakinken anneyle ten teması kurmasının sağlanması, bebek ağlarken emmesi için zorlanmaması, çok uyuyan bir bebek ise, üzerindeki örtünün alınıp, kalın giysilerinin çıkarılması, masaj yaparak ve konuşarak uyandırılmaya çalışılması gerekmektedir (Kültürsay vd., 2014).

Meme Tıkanıklıkları: Bazı durumlarda süt kanalları tıkanıp süt geride birikmekte; meme sütle dolmakta, meme parlak kırmızı renkte, gergin ve meme başı düz bir görünüm almaktadır. Bu süreçte anne genel olarak bir gün süreli olmak üzere ateşlenmekte, bu nedenle gecikmeden tedavi edilmesi gerekmektedir. Sütün iyi boşalmamasından kaynaklı tıkanıklık meydana gelebilmekte, bu sorunun çözümü için, bebeği her emzirmede, sorunlu memedeki sütün olabildiğince sonuna kadar emzirilmesi gerekmektedir. Ya da emzirmeden sonra elle ya da süt pompasıyla sütün tamamının boşaltılması, ayrıca ılık duş, memeye ılık pansuman, sırt ve omuz masajı gibi uygulamalar sütün akmasına yardımcı olmaktadır (Bağ, 2006; Mocan, 2016; Tatar Çiçek, 2009).

Memelerde Süt Toplanması: Doğumdan hemen sonra bebeğin emzirilmemesi, bebeğin memeyi iyi boşaltamaması veya sık sık emzirilmemesi gibi nedenlerden dolayı memelerde süt toplanabilmektedir. Bu durumda memeler çok fazla gergin ve ağrılı olup, bebek meme ucunu kavramakta zorlanabilmektedir. Bu durumda memelerin süt pompası veya el ile boşaltılması gerekmektedir. Böylece meme uçları belirginleşmekte ve bebeğin meme ucunu kavraması kolaylaşmaktadır. Eğer bu durum

önlenmezse memede tıkanıklık oluşumu meydana gelebilmektedir (Bostancı, 2013; Karayağız Muslu, 2011).

Memelerden Süt Akması: Memelerden süt akması durumu, boşalma refleksinin iyi çalıştığının bir göstergesi olup, bu durumda sızan sütün emilmesi için göğüs pedlerinin kullanılması tavsiye edilmektedir. Ancak enfeksiyon riski açısından göğüs pedlerinin düzenli olarak değiştirilmesi gerekmektedir. Memelerden süt boşalacağının hissedildiği durumlarda kollarla göğse baskı yapılarak boşalma durdurulabilmektedir (Tatar Çiçek, 2009).

Mastit: Mastit, yetersiz emme sonucu veya emzirmede güçlük yaşanması durumunda meydana gelmektedir. Süt birikmesi ve enfeksiyon mastitin iki ana nedeni olup, annede ateş, halsizlik, grip, başağrısı gibi sistemik hastalık bulguları görülmektedir. Ayrıca annede meme ağrısı, meme ucu ağrısı ve meme üzerinde belirli bir bölgede yerleşmiş kızarıklık, hassasiyet, sıcaklık artışı ve şişlik görülmektedir. Süt akışı sağlanabilmesi için emzirmeye devam edilmesi gerekmekte, sütün boşaltılmaması durumunda ise, apse oluşmaktadır. Bu süreçte anneye yatak istirahatı yapması ve bol sıvı tüketmesi önerilmekte, %95 oranında iyileşme sağlansa da, 24 saat içinde iyileşmeyen hastaya en az 10 gün antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır (Erözgen, Kızılkaya ve Çıtlak, 2014; Johnston, Landers, Noble, Szucs ve Viehmann, 2012).

Meme Apsesi: Mastitin iyi tedavi edilmediği durumlarda meme apsesi meydana gelmekte; memede bölgesel sertlik, kızarıklık, şiddetli ağrı ve yüksek ateş olmaktadır. Bu durumda süt akışı sağlanamamakta ve 24 saat sonra iyileşme olmazsa muhakkak doktora başvurulması gerekmektedir. Bu süreçte annenin antibiyotik ve ağrı kesici kullanması, bol istirahat etmesi gerekmektedir (Kirlek ve Akdolun Balkaya, 2013; Mocan, 2016).