• Sonuç bulunamadı

3.2 ÖDEME GÜCÜNÜ KAVRAMA YÖNTEMİ AÇISINDAN TEMEL VERGİLERİN ANALİZİ

3.2.3. Emlak Vergisinin Ödeme Gücü Açısından Değerlendirilmesi

Bakanlar Kurulu’na, ödenecek emlak vergisi miktarını ilgili belediye meclislerinin kararı ve belediye başkanının teklifi üzerine, mahalleler, köyler veya cadde, sokak yahut farklı bölgeler itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere 1986 yılı için % 40’tan, 1987 yılı için %20’den fazla olmamak üzere indirebilme yetkisini veren EVK’nun geçici 14 üncü maddesini incelemiş ve bu hükmü Anayasaya aykırı bulmadığı gibi, farklı yerlerde oluşacak değer farklılıklarına göre emlak vergisi miktarlarının ayarlanabilmesi imkanının getirilmesini mali güce göre vergilendirme ve eşitlik ilkelerinin uygulanabilmesi için gerekli görmüştür.209

EVK’nin muafiyetlerine gelince; kamu menfaatlerine yararlı derneklere ait binalar, köylere ve köy birliklerine ait soğuk hava depoları, içmeler, kaplıcalar, kazanç amacıyla işletilmeyen hastane, dispanser, sağlık, teşhis ve tedavi merkezleri, öğrenci yurtları, düşkünler evi, yetimhaneler, revirler ve kreşler şeklindedir. İlaveten belediye ve mücavir alan Emlak vergisi servet üzerinden alınan bir vergi olup bu verginin mükellefi tapuda üzerine bina, arazi veya arsa kayıtlı olan gerçek veya tüzel kişilerdir. Bununla birlikte uygulamada önemli bir sorun olan ev sahibi kiracı ilişkisinde ise kiracıların emlak vergisi ile ilgili sorumlulukları yoktur.

207ÖNCEL,KUMRULU,ÇAĞAN,s.329;TUNCER,Selahattin Vergi Uygulamaları,Okan

Yayıncılık,İstanbul,1984,s.267,Şerafettin AKSOY ,Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, Filiz Kitabevi,İstanbul,1999,s.280.

208 BUDAK, s.227.

sınırları dışında bulunan, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmayan arsa ve araziler ile basit usulde vergilendirilen mükelleflerin işyeri olarak kullandıkları arsa ve araziler için Emlak vergisi ödenmez. Sit alanı ve doğal Sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmazlar için de emlak vergisi söz konusu değildir.210

Bina vergisine yönelik daimi muafiyetler topluca değerlendirildiğinde kurum ve kuruluşların bina, eklenti ve diğer yapılara yönelik sağlanan muafiyetlerden hiç biri mali güce göre vergilendirmeyi esas alınarak yapılmamıştır. Bu muafiyetlerden bir kısmı askeri, bir kısmı siyasi ve diğerlerinin ise politik amaçlı olduğu görülmektedir.

211

EVK’da bina vergisine yönelik istisna düzenlenmemiş iken, arazi vergisine yönelik düzenlenen tek istisna EVK m.16 ile yapılmıştır. Buna göre, mükelleflerin bir belediye ve bu belediyenin mücavir alan sınırları içinde bulunan arazisinin(arsalar hariç) toplam vergi değerinin 10000 TL’si Arazi Vergisinden istisnadır.212

Emlak vergisinde ikili vergi oranı uygulanması, aslında bir ayrım olarak nitelendirilebilir. Nitekim ikametgah olarak kullanılan meskenler ile diğer binaların vergi oranı farklılaştırılmış, mükelleflerin yaşamlarını idame ettirdikleri meskenlerin bina vergisi oranı düşük tutulmuştur. Aynı şekilde ağırlıklı olarak emek faktörünü kullanarak arazisinden gelir elde eden mükelleflerin ödeyeceği arazi vergisi oranı, daha ziyade sermaye unsurunu yansıtan arsalara göre nispeten düşük tutulmuştur. Dolayısıyla emlak vergisi uygulamasında hukuksal olarak bir ayırma ilkesinin mevcudiyetinden söz edilebilir.213

3.2.4. Motorlu Taşıtlar Vergisinin Ödeme Gücü Açısından Değerlendirilmesi

Ayırma ilkesi vergi ödeme gücünün göstergelerinden sayıldığına göre emlak vergisinin bu yönü itibariyle vergi ödeme gücüne uygun olduğu söylenebilir.

Motorlu Taşıtlar Vergisinin spesifik olarak alınması nedeniyle aynı güce, lükse, yaşa ve hatta değere sahip olmayan ama aynı ağırlığa sahip araçların aynı ölçüde vergilendirilmesine neden olabilmektedir. Varsayımsal olarak, 500 bin TL değerindeki bir

210 ÇOMAKLI, s.273-274.

211 BUDAK,s.239.

212 BUDAK,s.238. 213 BUDAK,s.239.

otomobilin vergisi, 50 bin TL değerindeki otomobilin vergisinden(motor silindir hacminin düşük olması nedeniyle) daha az olabilmektedir.214

Ödenen ÖTV’ de vergi değerine eklenir ve bu değer KDV matrahı olarak kabul edilir. Böylece KDV matrahına dahil edilen ÖTV nedeni ile ÖTV’nin de katma değer vergisi alınmış olur. Bu durum otomobil üzerindeki vergi yükünün ağırlaşmasına neden olmaktadır. Örneğin motor silindir hacmi 2000 cc olan bir aracın değeri 20.000 TL varsayalım, bu araç için ÖTVK’nın II Sayılı Ek cetveline göre değeri üzerinden % 84 ÖTV ödemesi gerekir, ayrıca %18’de KDV ödenir. Aracın toplam maliyeti 20.000 TL bir araç için 23.424 TL ÖTV ve KDV ödenir, toplam vergi yükü %117.1’dir.215

Sorunun çözümü olarak araç alımına uygulanan ÖTV indirilerek AB seviyesine çekilmesi ve araç alımı üzerinden alınan KDV’nin matrahına ÖTV’nin dahil edilmemesi ödeme gücü ilkesine daha uygun olur.216

Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. Maddesine göre Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları, gider olarak kabul edilmez.

Motorlu taşıtlar üzerindeki vergilemede motorlu taşıtın lüks bir mal sayılması görüşü güdülmüştür ve ancak maddi olarak yukarı seviyedeki vatandaşların taşıt alabileceği düşünülmüştür. Ancak 2000’li yıllarla birlikte taşıtlar lüks olmaktan çıkmış, ihtiyaç maddesine dönüşmüştür. Artık orta ve alt kesimdeki vatandaşlar taşıt alabilmektedir. Bu nedenle taşıtların vergilemesi kuralları tekrar ele alınırsa ödeme gücü ilkesine daha uygun hale getirilebilir.

217

Ayrıca MTVK’nın 14. Maddesinde218

214Şükrü, KIZILOT,’Otomobillerle ilgili vergilendirme ve sorunlar’Yaklaşım Dergisi,Kasım 2008,Sayı

191,http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/makaleler/20081113157.htm(02.04.2011).

215 KIZILOT,(02.04.2011).

216 KIZILOT, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/makaleler/20081113157.htm(05.04.2011). 217 GVK.md.41,Gider Kabul Edilmeyen Giderler,EK:24/6/1994-4008/25 md.

218 GVK.md.14, Gider Kaydedilmeme Hali,Değişik:29/11/1984-3088/9 md.

‘Bu Kan u n’a b ağlı (I), (III) ve (IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmemektedir. Kısaca bilançoda yer alan bir otomobil ya da uçak işle ilgili ticari araç değilse ödenen MTV’si gider kabul edilmiyor.

MTV mükellefin niteliğini göz önünde tutmadığından, vergilendirmeye yönelik maktu değerler araçların yaşına ve motor hacmine bağlı olarak değişmesinden dolayı MTV uygulamasında ayırma ilkesi söz konusu değildir. Nitekim aynı yaş ve motor gücüne sahip aracı satın alan mali gücü üst düzeydeki A kişisi ile mali gücü çok alt düzeyde olan B kişisi MTVK karşısında aynı vergiye tabi tutulmaktadır. Her ne kadar motor gücü yüksek, yaşı düşük araçları daha ziyade mali gücü üst seviyede olanlar alıyor gibi görünse de bu kişiler kendileri eşleri ve aile fertleri için motor gücü daha düşük araçları satın almaları olasıdır.219

MTVK’nın 5. maddesindeki 1. Sayılı tarifede sayılan araçlar için yıllar itibariyle uygulanacak olan MTV tutarları Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından her yılın ocak ayında ilan edilen kasko sigortası değerlerinin % 6’sını aşması halinde, aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait vergi tutarlarını, bir alt kademedeki taşıtlara isabet eden vergi tutarları olarak belirlemeye, bu oranı %4’e kadar indirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ödeme gücü ilkesine daha uygun bir vergileme kasko değerinin matrah olarak alınması ile gerçekleşebilir. Piyasada her mal ve hizmet mübadele değeri ile ölçülür. Buna en yakın değer kasko değeridir.

220

Bununla birlikte Danıştay

Halen yürüklükte olan ve MTV indirimi olarak uygulamaya geçen bu BKK ile yapılan kabulünü yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu uygulamaya geçiş devlet için bir fikir değişikliğine gidildiği anlamına gelmeyeceği gibi mevcut uygulamayı da kolaylaştıracaktır. Değer olarak alınan tutarın esas alınması birden çok tarafın vergilemeye katılımını sağlayacağından uygulamaya geçiş ve vergilemeye uyum kolaylaşacaktır. Değer üzerinden vergileme yapıldığı zaman oranlarda belirlenmelidir. MTV’de ödeme gücü de dikkate alınarak gerekli hallerde oran farklılaştırması yapılabilmelidir.

221 LPG yakıtı kullanan taşıtlardan, diğer yakıt kullanan

taşıtlara göre farklı oranlarda ek motorlu taşıtlar vergisi alınmasının eşitlik ve vergilemede adalet ilkesine aykırı olduğu konusunda verdiği kararda vergi konusu olan unsurun kullanım alanlarına göre ayırıma tabi tutulabilmesini ve bu yönde vergilendirilmesini Anayasa’nın 73 maddesi hükümlerine aykırı bir uygulama olmadığını değerlendirmiştir.222

ÖTVK’nın 9. Maddesine göre, Özel tüketim vergisine tabi malların, yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen vergi, Maliye Bakanlığı’nca

219 BUDAK,s.233.

220 MTVK.md.5, Vergileme Ölçü ve Hadleri (Değişik:25/12/2003-5035/23 md). 221Danıştay 7.D.,11.06.2001,E.2001/1,K.2001/2124.www.danistay.gov.tr. 222 BUDAK,s.233.

belirlenen esaslara göre ödenecek vergiden indirilir. Ancak aynı listede yer almayan malların birbirinin imali için kullanılması halinde ödenen ÖTV, tahsil edilen ÖTV’den indirilemez. Kısacası, örneğin araca konan müzik seti için ödenen ÖTV, aracın satılması sonucu tahsil edilecek ÖTV’den düşülemiyor. Çünkü müzik seti IV sayılı cetvelde, otomobil II sayılı cetvelde, aynı cetvelde yer almayan ve birbirinin üretiminde kullanılan mallar için ödenen ÖTV indirim konusu yapılamaz. Bu durum otomotiv sektöründe bir sıkıntı, üretimde kullanılan ağır yağ, müzik seti vb. donanım eğer başka bir firmadan alınıyorsa ödenen ÖTV indirim konusu yapılamıyor.223

Benzer Belgeler