• Sonuç bulunamadı

III. Rus Oryantalizmi

3.7. Eleştirileri

Tarih anlayışına farklı bir bakış açısı getiren Barthold hayatı boyunca yapılan hiçbir hataya göz yummamış ve yapılan hataları makalelerinde acımasız bir dille eleştirmiştir. Barthold’un yaptığı bu eleştiriler Soçineniya adlı külliyatta mevcuttur. En çok kalem kavgasına girdiği şahıslar arasında G.Y. Grumm-Grjimaylo, S.P. Tolstov ve Aristov olmuştur.

Grumm-Grjimaylov’un en önemli eseri “Западная Монголия и Урянхайский Край” (Batı Moğolistan ve Uranha Bölgesi) adlı eseridir. Yazar bu esere yıllarını vermiş ve devletin maddi yardımlarıyla Orta Asya ve Moğolistan’a geziler yapmıştır. Hatta yazarın bu eseri ülkemizde Zeki Velidi Togan tarafından incelenmesi gereken bir eser olarak tavsiye edilmesine rağmen Barthold yazarın eserini “gerçek bir tarihi ve filolojik çalışma” olmamakla suçlamış ve şöyle demiştir:

“Aşağı yukarı bütün seyyahlardan benzeri coğrafi ve etnografik sonuçlar ve hatta aynı şekilde arkeolojik bilgiler bekleriz. Ama biz, yazarımızın Asya tarihi literatürünün incelenmesinde çok fazla minnetle karşılayamayacağımız problemler ortaya çıkarmasını saygıyla karşılayamayız.”372

. Bu eleştiri üzerine Grumm-

Grjimaylo yazdığı cevap makalesinde Barthold’u yumuşatsa da Barthold yazarın çözdüğü onomastik problemlerle ilgili filolojik çalışmaları acı bir dille tenkide devam etti. Sonuç olarak Barthold yazara yazdığı şahsi mektupta önceki fikirlerinden vazgeçtiğini belirtse de daha sonra Yakubovsky’nin Barthold’un yanında yer alarak eseri tenkit etmesi Grumm-Grjimaylo’nun bu eserine olan ilgiyi azalttı.

372

Barthold’un eleştirdiği eserlerden bir diğeri de Miss Ella Sykes ve Brigadier- General Sir Percy Sykes’ın yazdığı Through deserts and oasis of Central Asia (Orta Asya Çölleri ve Vahaları) adlı eseridir. Burada yazar İslamiyet hakkında yanlış düşünceler sergilediği gibi Sarıkul dağında Hüsrev Perviz’le ilgili bir efsane olan Ferhad ve Şirin hikâyesinden bahsetmiştir.373

Barthold bu efsanenin Hüsrev Perviz’le değil Afrasyab’la ilgili olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca yazar X. yüzyılda Kaşgar halkının zorla Müslüman yapıldığını, önce Buhara Hanlığına ve daha sonra Osmanlı devletine bağlandığını söylemiştir. Bu yanlışını devam ettiren yazar yine sünnet olmanın İslam’ın beş şartından biri olduğu gibi tuhaf bir iddiada bulunmuştur ki bu görüş elbette yanlıştır ve sünnet olmak İslam dininde sadece “sünnet” olarak geçmektedir ve İslamın şartlarından değildir. Bunun dışında yazarın bir hatası da yine Kaşgarlı bir tacirin yaptıklarıyla ilgilidir. Eserde Kaşgarlı bir tüccarın pazara at satmaya götürdüğünü, günün sonunda atı satamadığı için nazar değmesin diye kuyruğunu boyamasını Hrıstiyanlıkla ilişkilendirmiştir. Oysa bu görüş tamamen yanlıştır.

Barthold’un eleştiri oklarının hedefi olan bir diğer tarihçi ise Leon Cahun olmuştur. Leon Cahun yazdığı Introduction à l'histoire de l'Asie (Asya Tarihine

Giriş) adlı eserinde Timur’un lakabındaki Köregen (damat) kelimesini Köreken diye

bir kabileye (Orta Asya’da bu adlı bir kabile yoktur) ve onu da Kurıkanlara bağlaması Barthold’a göre tarihçilik adına yapılmış çok büyük bir hatadır.

Barthold’un yaptığı eleştiriler bunlarla da bitmiyor. G. Le Strange’nin The

Lands of the Eastern Caliphate, Mesopotamiya, Persia and Central Asia from the Moslem Concuest to the time of Timur (İslam fetihlerinden Timur zamanına kadar

Doğu Halifeliği, Mezopotamya, İran ve Orta Asya Toprakları) adlı eseri de Barthold tarafından eleştiriye maruz kalmıştır.374 Barthold, yazarın Doğu Hilafet tarih, coğrafya ve edebiyat yazarlarının eserlerini bırakın, Rus tarihçiler olan Tomaschek ve Markvart’ın eserlerinden habersiz olduğunu söylemektedir. Yazar yukarı Berhsan şehrini Hoten’e birleştirmiştir. Oysa bu şehir Issık-Göl’ün yakınlarında

373

Barthold, 2010: 14. 374

bulunmaktadır. Şehirlerin harabelikleriyle ilişkili bilgiler verirken yazar kaynaklardan eksik faydalanmış ve Buhara şehrini anlatırken herkes tarafından bilinen Tarih-i Narşahi’nden yararlanmamıştır. Yazar tarihi kaynakların değerlendirilmesi konusunda dönemin yazarlarını ele almış ve kendisinden önce bu bölgelerle ilgili bilgi veren yazarları değerlendirmediği için şehir isimleri ve anlamları yanlış verilmiş ve değiştirilmiştir.

Barthold’un bir diğer eleştirisi ise Reçenziya na Kniqu Spravochnaya knijka

Samarkandskoy Oblast375 (Semerkand Bolgesinin Tarihi Adlı Kitaba Eleştiri)’dir. Bu makalede Barthold 151 numaralı vakıf ve diğer evrakların kronolojik sırasını vermiş ve yazarın eserinde belirtmiş olduğu listeyi eleştirmiştir. Sonra ise bu listeye dayanarak Kabud ve Yaryaylağı bölgesi hakkında kısa bilgi vermesini eleştirmiştir. Yazarın bu bölgelerle ilgili olarak göstermiş olduğu kaynakların hiç birisinde bu bölgeler hakkında bilgi verilmediğini belirten Barthold eleştiride çok haklıydı. Yazar eserinde tarihi bölgelerin adlarını verirken onların ne en eski Türk adlarını ne de daha sonra değişen Fars isimlerini vermemiştir. Oysa vakıf evrakları bu bölgedeki şehirlerin isimlerinden en azından birisini kayıt altına almış olması gerekirdi.

Kitabın eksiklerinden birisi de Semerkant şehri hakkında bilgi verilirken şehrin plan ve haritasının eksik olmasıdır. En azından yazar bunlardan birisini vermiş olsaydı eseri okumak biraz daha kolay olurdu. Bir başka konu da yine her bir şehir veya bölge adının hangi evraktan alındığını belirtmemiş olmasıdır. Bu durumda yazarın vermiş olduğu kaynağa güvenip şehrin veya bölgenin adını onun okuduğu gibi okumak hatasına düşülecektir.

Barthold’un bir diğer eleştirisi yine yanlış okunan bölge isimleri ve eksik gösterilen kaynaklar üzerine yazmış olduğu Reçenziya na Kniqu İTORQO376 (Nikolay Fedoroviç Sitnyakovskoqo, İTORQO, 1899, kitabına Eleştiri) adlı makalesidir. Bu makalede Barthold, yazarın Karakul-Derya kanalının bir zamanlar Farab’a kadar gittiğine ve Amu-Derya’ya dökülmesine dair verdiği bilgiyi eleştirmiştir. 375 Barthold, 1977: 268. 376 Barthold, 1965: 244.

Bu eleştirinin yanı sıra Barthold yazarın hangi Arap abidelerinden ve Araplara kadarki hangi kalıntılardan söz ettiğinin belli olmadığını ve Buhara’da Araplara, hatta Moğol dönemine ait hiçbir yapıtın kalmadığını söylüyor.

Görüldüğü gibi Barthold’un yapmış olduğu eleştiriler hiç de haksız ve gaddarca değildir. Zaten Orta Asya tarihini çok iyi bilen bir akademisyenin bu tür hatalar karşısında sessiz kalması da beklenemezdi.