• Sonuç bulunamadı

2. Bölüm, Kuramsal Çerçeve ve İlgili Araştırmalar

2.4. Ekrandan Okuma Sürecinin Bileşenleri

2.4.2 Ekran

“Bilgisayar teknolojisi ve yazılımının gelişmesi, yazılı ders notlarını, makaleleri ve ders kitaplarını bir kâğıt sayfadan bir bilgisayar ekranına taşımayı mümkün kılmıştır” (Spencer 2006: 33). Basılı materyallerin bilgisayar ekranına taşınması internetin de yardımıyla bilgisayar ekranını, günümüzün en önemli bilgi sunucusu ve paylaşıcısı durumuna getirmiştir. “Bu değişimde en görünür durumlardan biri, basılı sayfadan ekran çevrelerine ve metin gösterim araçlarına doğru ilerleyen genişlemedir” (Bachfischer ve diğerleri, 2006a: 595). İnsanlar artık bilgiyi bilgisayar ekranlarından okuyarak edinmekte, ekranlar aracılığıyla kendi işlemlerinde kullanmaktadırlar. Bu bağlamda ekran, kâğıdın yüz yıllardır insanlara sağladığı okuma ortamı görevini üzerine alarak okumada baskın bir okuma ortamı halini almakta ve bilgisayar kullanımı arttıkça ekrandan okuma davranışı da yaygınlaşmakta; hatta bir zorunluluk halini almaktadır. Aşağıda bir bilgisayar ekranının önden görünümü örnek olarak verilmiştir:

68

Şekil 3. Ekranın Önden Görünümü (www.electronics.howstuffworks.com; akt. Subbaram, 2004: 55).

Şekil 3’deki görüntü, bir bilgisayar ekranının farklı piksellerden oluştuğunu göstermektedir.

Ekrandan okumada bilgisayar ekranın sahip olduğu görüntü özellikleri-aydınlatma, çözünürlük, büyüklük, küçüklük- ekrandan okuma sürecinde oldukça önemli değişkenlerdir. Bilgisayar ekranlarına ait bu görüntü özelliklerinin kalitesi, okuyucunun bilgisayar ekranı ile etkileşime geçebilme ve ekrandan okuma sürecinin sağlıklı veya sağlıksız bir şekilde gerçekleştirebilme düzeyini etkilemektedir. Ekrandan okuma, kâğıttan okuma kadar hassas ve hızlı olabilir; önemli olan ekranda sunulan metnin görüntü kalitesidir. Ekranın görüntü kalitesi ne kadar iyi olursa ekrandan okumanın kâğıttan okumaya benzerliği o kadar fazla olacaktır (Dillon ve diğerleri, 1988).

2.4.2.1 Ekranın özellikleri

Ekrandan okuma sürecini etkileyen ekrana ait özelliklerden ilki, ekranın aydınlatma özelliğidir. Kâğıttan okurken okuyucu, tabi ki gündüz şartlarında, ekrandaki gibi ışık veya aydınlatmaya gerek duymaz. Gece şartlarında okuyor ise ışığa ihtiyaç duyar; o zaman okuma ortamının ışığı, okuyucunun kâğıttan okuma davranışını etkileyebilir; ancak kâğıt, ekran gibi doğrudan bir ışık ya da aydınlatma kaynağına sahip değildir. Onun için ekranın yaydığı ışık, ekrandan okuma sürecinde metnin bulunduğu sayfayı yeterli düzeyde aydınlatması bakımından önemlidir. Ekranın yaydığı ışık, metnin ekranda gösterildiği

69

sayfayı yeterli düzeyde aydınlatmıyor veya titrek bir şekilde aydınlatıyorsa okuyucu, ekrandan okurken sıkıntı yaşayacaktır. Sicheritz’e (2007) göre ekranın yaydığı ışık okumayı çok zor hâle getirebilir, ışığın titremesi ve ekrandaki kavisler problem oluşturabilir. Bu problemler, okuyucunun göz hareketlerini etkiler. Göz hareketlerinin performansı titrek aydınlatmadan olumsuz yönde etkilenir, görsel yorgunluk oluşur, gözün sıçrama hareketleri bozulur (A. Kennedy ve Baccino, 1995) ve titrek aydınlatma koşullarında okuma daha yavaştır (Wilkins, 1986; Wilkinson ve Robinshaw, 1987). A. Kennedy ve W. S. Murray’in (1991) yaptıkları çalışmada, titrek aydınlatma her iki gruptaki katılımcıların ilk sıçrama hareketini etkilemiş, ilk sıçrama hareketi daha kısa sürede gerçekleştirilmiş ve sıçramaların sayısı artmıştır. Wilkins’in (1986) yaptığı çalışmada titrek aydınlatma koşullarında ekrandan okurken katılımcıların sıçrama hareketlerinin hızı daha da artmıştır. Diğer bir çalışmada ise elektronik kâğıtların parlayan ışığı azaltıdığında daha az görsel yorgunluk hissedildiği ve 1500 ışık birimine (lux) sahip e-kâğıtlarda, 8000 ışık birimine sahip e-kâğıtlara göre daha iyi bir performans sergilendiği sonucuna varılmıştır (YT Lin, P. H. Lin, Hwang, Jeng ve Liao, 2009).

Ekranın titrek aydınlatmasının göz hareketlerinin kontrolünü etkilemesi (A. Kennedy ve diğerleri, 1998), titrek aydınlatma koşullarında kelimeler üzerinde meydana gelebilecek yansımalar ile ilgilidir. Kelimeler üzerindeki bu yansımalar nedeniyle gözler, sıçrama hareketlerini daha çabuk yapacak ve kelimeler üzerinde daha kısa süre odaklanacaktır. Çünkü titrek aydınlatma, gözdeki retinal “leke” üzerinde etkiler oluşturarak ekranda mekânsal istikrarsızlığa neden olur (A. Kennedy ve Baccino, 1995). Okuyucu bu durumda ekran üzerinde göz kontrolünü sağlamakta sıkıntı yaşar. Göz hareketlerinin kontrolünün zorluğu da okuma performansı üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir (A. Kennedy ve diğerleri, 1998). Ayrıca odaklanma süresinin kısa olması, gözlerin metinden anlam çıkarmasını ve bunları zihne aktarmasını zorlaştıracaktır. Zihne aktarılması zorlaşan veya tam olarak aktarılmayan bilgilerin de zihinde anlamlandırılması zordur. Y.T. Lin, P-H. Lin, Hwang, Jeng ve Y. G. Lin’in (2008) yaptıkları çalışmada, e-kâğıtların parlaklığının azaltılmasının, önemli derecede metnin okunaklılığını arttırdığı ve görsel yorgunluğu azalttığı görülmüştür.

Ekrandan okuma sürecini etkileyen diğer bir ekran özelliği çözünürlüktür. “Çözünürlük genel hatlarıyla ekran üzerindeki piksellerin nitelik ve yoğunluğu

70

ve ekranda gösterilen piksellerin toplam sayısı olarak adlandırılır” (Subbaram 2004: 36-37). Ekranın çözünürlüğünün düşük olması, yine okuyucunun göz hareketlerini etkilemektedir; hatta “düşük çözünürlük, okuyucuların ekrandan okumadan hoşlanmamalarının en dikkate değer nedenlerinden biridir” (Lemken 1999: 1). Ekranların bu bakımdan yüksek çözünürlüğe sahip olması gerekir. Ziefle (1998) yaptığı araştırmanın birinci deneyinde, 60 ve 120 piksel çözünürlük noktasına sahip iki ekran ile 255 çözünürlük noktasına sahip kâğıt şartlarında katılımcılara okuma yaptırmıştır. Birinci deney, her iki çözünürlük özelliğine sahip ekranlara göre kâğıttan okumanın önemli derecede daha iyi olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır. İkinci deneyde ise 62, 69 ve 89 piksel çözünürlük noktasına sahip ekranlardan bir arama işlemi yaparken katılımcıların göz hareketlerini incelemiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların odaklanma süreleri, düşük çözünürlüklü (60 piksel) ekranlarda yüksek çözünürlüklü (89 piksel) ekranlara kıyasla önemli derecede artmıştır. Ayrıca ikinci deneyde düşük çözünürlüklü ekranlarda katılımcıların göz yorgunluklarının daha fazla arttığı görülmüştür. Bunlar dâhilinde Ziefle görsel performans, ekrana uzun süreli bakma ve göz yorgunluğunu önlemede 90 piksel ve üzerindeki çözünürlük özelliklerine sahip ekranların kullanılmasını önermektedir. Nielsen (1998) düşük çözünürlüklü ekranların okunabilirlik noktasında zayıf kaldığını, 300 piksel çözünürlüğe sahip ekranlardan okuma hızının kâğıttan okuma hızıyla aynı olabileceğini belirtmektedir. Ekranın çözünürlük kalitesi arttıkça ekrandan okuma oranı artar (Weisenmiller 1999). Çözünürlüğün yüksek olması göz hareketlerinin daha sağlıklı yapılmasını sağlayarak ekrandan daha hızlı ve anlayarak okumaya katkıda bulunur.

Ekrandan okuma sürecinde etkili olan ekrana ait son özellik, ekranın büyüklüğü ve küçüklüğüdür. Günümüzde farklı ekran büyüklüklerine sahip bilgisayarlar, ibooks, elektronik okuyucular, ipad vb. bulunmaktadır. Bunların her birinde ekrandaki metin, farklı bir büyüklükteki pencereden okuyucuya sunulmaktadır. Ekranın büyüklüğü veya küçüklüğü bu noktada öncelikle okuyucunun farkındalık düzeyini etkilemektedir. “Küçük ekran, büyük ekranlardan daha düşük farkındalığa sahiptir. En azından menü ögelerinin yarısı, küçük ekranda herhangi bir zamanda görülenden daha gizli olduğu için büyük ekrandan daha düşük farkındalıktadır” (Findlater ve McGrenere, 2008: 1251).

Okuyucu küçük ekrandan okurken metni yönlendirecek ekran dinamiklerini ve diğer ögeleri kullanmakta sıkıntı yaşabilir ya da okuma esnasında küçük

71

ekranlar, daha fazla dikkat gerektirdiği için gözleri daha fazla yorabilir. Ayrıca Marshall ve Ruotolo’ya (2002) göre küçük ekranlarda bazen uzun cümleler tek sayfada görüntülenemeyebilir, hatta kısa bir makale dahi birçok uzun sayfada görüntülenebilir. Oysa büyük ekranlarda metinlerin gösterim miktarı ve okuyucunun görebildiği ekran büyüklüğü daha fazladır. “Okumada büyük ekran kullanmanın bir avantajı, büyük ekranların normal bir kitap sayfasına uygun metin yerleşimine izin vermesidir” (Frenckner 1993: 7). Ek olarak büyük/geniş ekranlar, kullanıcılara elektronik kitapların okunması için küçük ekranlardan daha iyi bir kullanım ortamı ve e-kitap içerisinde kullanıcıların arama yaparken kullandıkları gelişmiş bir arayüzü imkânı sağlamaktadır (Hwank, Park ve Han, 2012). Onun için okuyucunun büyük ekranlardan daha rahat okuduğu söylenebilir. Doğrudan performans ve kullanıcı memnuniyetine etkilerinin yanı sıra ekran büyüklüğü, kullanıcı davranışını da etkilemektedir (Findlater ve McGrenere, 2008) ve ekrandan okumada büyük ekranlar daha ilgi çekici gelmektedir denilebilir.

Ekrandan okumada en büyük etkiye sahip olan ekran görüntü özellikleri, teknolojinin ilerlemesiyle her geçen gün gelişmekte ve bu görüntü özelliklerinin ekrandan okumayı olumsuz etkileyebilecek dezavantajları ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Özellikle elektronik okuyucular, okuyucunun ekrandan okuma sürecinde yaşayabileceği problemleri en aza indirecek ekran görüntü özelliklerine sahiptir. Bu bağlamda bilgisayar ekranları gelişmeye devam ettikçe ekrandan okumada yaşanan ekran temelli sıkıntılar daha da azalacak ve bu da ekrandan okuma davranışının daha da artmasını sağlayacak gibi görünmektedir.

Benzer Belgeler