• Sonuç bulunamadı

1.24. EKONOMİK BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1.24.2. Ekonomik Büyüme’yi Etkileyen Ekonomik Olmayan Faktörler

Bir ülkenin iktisadi büyüme sürecini etkileyen iki ana iktisadi ve iktisadi olmayan faktör önemli rol oynamaktadır. Son dönemlerde bilim adamlar taraftan yapılmış ampirik ve teorik çalışmalarda ekonomik büyüme sürecini etkileyen unsurlar burada iktisadi olmayan faktörler olarak tanımlanacaktır. Örneğin, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültürel ve politik faktörler, tıpkı ekonomik faktörler gibi, ekonomik kalkınmayı ve büyümeyi etkilemektedir.

1.24.2.1. Siyasi Faktör

Üçüncü Dünya ülkelerinin temel özelliklerinden biri olan siyasi bağımlılık ekonomik büyümenin, ekonomik olmayan bir faktörü olarak tanımlamaktadır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, sömürgecilik döneminin sona ermesine rağmen, zayıf ülkelerin güçlü ülkelere siyasi bağımlılığı devam ettmiş, ancak farklı bir şekilde. Az gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülkeler tarafından sömürülmesinin yanı sıra, bu ülkeler arasındaki ilişkide üçüncü dünya ülkelerinin uygun ekonomik kalkınmaya ve büyümeye ulaşmasını engelleyen en az iki unsur vardır. Birincisi, gelişmiş ülkeler ve hâkim oldukları uluslararası örgütler (Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası vb.) Gelişmekte olan

57

ülkeleri kendi ekonomik çıkarlarına hizmet edecek şekilde politik ve ekonomik olarak kontrol etme eğilimindedir. İkincisi, siyasi bağımlılık az gelişmiş ülkelerde istikrarsızlığa neden olmuş, bu da onlardan gelişmiş ülkelere sermaye kaçışına neden olmaktadır (Afghah, 1998: 55-56).

1.24.2.2. Dini Faktör

Din, ekonomik kalkınmada ve büyümede ikinci önemli ekonomik olmayan faktördür, bunun kesin etkisi tam olarak bilinmemektedir. Bazı sosyal bilimciler Birleşik Krallık'taki ekonomik büyümeyi Protestan Reformuyla ilişki ilendirmektedirler. Aslında, bu olayın dini kişisel ve bireysel bir mesele haline getirdiği görüşülmektedir. Açıkça görüldüğü gibi, laiklik kapitalizmin ekonomik ilerlemesinde en etkili faktördür. Her ne kadar dini inançlar genellikle daha yavaş bir ekonomik büyüme oranı ile ilişkili gibi görünse de, bu tüm dinlerin ekonomik kalkınma ve büyüme üzerinde aynı etkiye sahip olduğu anlamına gelmez. Bazı dinler her ne kadar bir amaçtan ziyade ruhsal gelişim için bir araç olsalar da, ekonomik faaliyetleri yaşamın önemli bir yönü olarak görmüştür. Din ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişkiyi etkileyen önemli bir nokta, insanların dinlerine bağlılık derecesidir. Bu nedenle, din ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemek için, dinin kendisi ile dindar insanlar arasında bir ayrım yapılmalıdır. Sonuç olarak, dinin zorunlu olarak ekonomik kalkınmanın ve büyümenin önünde bir engel olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur, ancak dolaylı olarak dini dünya görüşlerine ve ekonomik kalkınmaya ve büyümeye nasıl değer verdiklerine bağlıdır (Furmoly, 2015: 47-48).

1.24.2.3. Sosyal ve Kültürel Faktör

Günümüzde, iletişim ve ulaşım teknolojilerinin hızla yayılması gelişmiş ülkelerde birçok sosyal ve kültürel değerin az gelişmiş ülkelere aktarılmasına neden olmuştur. Bu değerler üçüncü ekonomik olmayan bir faktördür. Böylece, sadece teknoloji değil, Batı sosyokültürel değerleri de ithal edilmiştir. Siyasi bağımlılıkta olduğu gibi, bu değerler az gelişmiş ülkeler sosyal ve ekonomik kapasiteleri için uygun değildir. Bu sosyo-kültürel dönüşümün en belirgin işareti, özellikle ithal edilen lüks malların kitlesel tüketim eğilimi olmuştur. Sonuç olarak kitlesel tüketimin yayılması, reklamlar ve emülasyon toplumlar arasında yanlış bir talebe yol açan temel sebeptir. Bu da ulusal sermaye israfına ve nihayetinde geriye dönük ağırlaşmaya yol açmaktadır. Birleşmiş milletlerin az gelişmiş

58

ülkeler hakkında hazırlanan raporuna göre, bu tip ülkelerde acı ve incitici ayarlamalar yapılmaksızın hızlı ve uygun ekonomik büyüme sağlayabilmek zordur (Afghah, 1998:56-57).

59

İKİNCİ BÖLÜM

GELİRLERİNE GÖRE SEÇİLMİŞ ÜLKELERİN AYRIMI VE ÜLKE PROFİLLER

Dünya Bankasına üye olan tüm ülkeler ve ekonomiler majör üç grupa (bölgeye, gelire ve kredilendirmeye göre) ayrılmıştır. Çalışmanın bu kısmında ülkelerin ve ekonomilerin gelirlerine göre ayrımından ve profilinden behsedilmiştir. Dünya Bankası, dünya ekonomilerini dört gelir grubuna (yüksek, üst-orta, alt-orta ve düşük) ayrılmıştır. Dolayısıyla çalışmada yüksek ev üst-orta gelirli ekonomileri bir grup olarak ve alt-orta ve düşük gelirli ekonomileri bir grup olarak ele alınmıştır. Dünya Bankası bu gruplamayı Atlas Yöntemini kullanılarak hesaplanan kişi başına Gayri Safi Milli Gelire (cari ABD doları) göre gruplanmıştır.

2.1. DÜŞÜK VE YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER (EKONOMİLER) KAVRAMI Dünya Kalkınma Göstergeleri veri tabanında (zaman serisi veri tabanında), tüm 189 Dünya Bankası üyesi ülkeler ve ayrıca 30.000'den fazla nüfusa sahip diğer 28 ekonomi sınıflandırılmıştır. Böylece veri kullanıcıları ilgilenilen istatistiksel verileri toplayabilir, gruplandırabilir ve karşılaştırabilir ve temel istatistiklerin sunumunu yapabilir. Dünya bankası tarafından ülkelerin sınıflandırmaları üç ana kısmında yani coğrafi bölgeye, gelir grubuna ve Dünya Bankası Grubunun operasyonel borç verme kategorilerine göre bölünmüştür. Ancak bu gruplama zaman zaman değişebilir. Ekonomi ile birbirinin yerine kullanılan ülke terimi, siyasi bağımsızlık anlamına gelmemekte, ancak yetkililerin ayrı sosyal veya ekonomik istatistikleri rapor ettiği herhangi bir bölgeyi ifade etmektedir. (worldbank, agis, 2020).

Dünya bankasına göre ülkeleri (ekonomileri) gelir açısından dört: düşük, alt-orta, üst-orta ve yüksek gruba ayrılmıştır. Gelir, Dünya Bankası Atlas yöntemi (Atlas yöntemi,

ekonomilerin büyüklüğünü ABD doları cinsinden gayri safi milli gelir açısından tahmin etmek için 1993 yılından bu yana Dünya Bankası tarafından kullanılan bir yöntemdir.)

kullanılarak yerel para biriminden dönüştürülen ABD doları olarak kişi başına gayri safi milli gelir kullanılarak ölçülmüştür. GSMG tahminleri Dünya Bankası ülke birimlerindeki ekonomistlerden elde edilmiştir. Dolayısıyla nüfusun büyüklüğü, Dünya

60

Bankası demografların tarafından çeşitli kaynaklardan ve hem birleşmiş milletlerin iki yıllık Dünya Nüfus Beklentileri de dâhil olmak üzere tahmin edilmektedir. Ülkeler, önceki takvim yılı için kişi başına GSMG tahminlerine göre, her yıl 1 Temmuz’da yeniden tespit edilir. Kişi başına GSMG tahminleri revize edilmiş olsa bile, gelir gruplamaları tüm mali yıl boyunca (yani bir sonraki yılın 1 Temmuz'una kadar) sabit kalır (Fantom, ve Serajuddin, 2016: 5-6).

Tablo 4: Dünya Bankasına Göre Ülkelerin (ekonomilerin) Ana Gruplanması.

Bölgeye Göre Gelire Göre Kredilendirmeye Göre Doğu Asya ve Pasifik Düşük gelirli ekonomiler IDA

Avrupa ve Orta Asya Düşük-orta gelirli ekonomiler Blend (Harman) Latin Amerika ve Karayipler Üst-orta gelirli ekonomiler IBRD

Orta Doğu ve Kuzey Afrika Yüksek gelirli ekonomiler Kuzey Amerika

Güney Asya Sahra-altı Afrika

Kaynak: Dünya Bankası