• Sonuç bulunamadı

2.5 Çocuk Ġstismarı ve Ġhmalinin Sınıflandırılması

2.5.4 Ekonomik Ġstismar

Kırsal kesimlerden kentlere göçler nedeniyle ailelerin ekonomik seviyeleri düĢmektedir. Ebeveynler çocuklardan yaĢları küçük olmasına rağmen ekonomik beklenti içerisine girmektedirler. ĠĢverenler açısından daha az maliyetli olması sebebiyle çocukları tercih etmektedirler. Dolayısıyla; çocuklar çok küçük yaĢlarda kendi kapasitelerinden çok fazla iĢ yükü altına girmektedirler.

Türkiye'de II. Dünya SavaĢı'ndan sonra sanayinin geliĢmeye baĢlamasıyla kırsal kesimden kentlere göç baĢladığı görülmektedir. Cumhuriyetin kuruluĢundan bu yana Türkiye'nin toplumsal yapısında önemli değiĢmeler olmuĢ, kırsal ve kentsel yapısında dengeler hızla değiĢmektedir. Bir yandan nüfusun hızla artması, diğer yandan kentlere olan göçlerden dolayı kentlerde büyük nüfus yığılmaları meydana gelmektedir. Fakat kentler bu yoğun nüfusa istihdam barınma ve hizmet olanakları sunmak için yeterli altyapıya sahip değildir. ġehre gelen aileler için sunulan imkânların yetersiz olması sonucu ortaya çıkan koĢullar, yoksullukla birleĢtiğinde ailenin geçimini sağlamak için ailenin bütün fertlerinin çalıĢması gerekmektedir. Yani çocuğun emeğine duyulan talep artmaktadır. Günümüzde de toplumumuzun iĢ yapısı değiĢmediği ve kentlerdeki yoksulluk giderek arttığı için çocuğun emeğine talep uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalacaktır. Yapılan çalıĢmalarda çocukların çok küçük yaĢlarda çalıĢma ortamına girdikleri görülmektedir. Sayılarının çok fazla olduğu görülmektedir. Ġstismar ve ihmal edici Ģartlarda ve tehlikeli iĢlerde çalıĢtırılmaktadırlar. Sağlık, beslenme ve eğitimden yoksun olarak uzun iĢ saatlerinde çalıĢtırılmaları, üstelik bunun maddi karĢılığını alamadıkları görülmektedir (Atauz, 1991: 99).

Ülkemizdeki çalıĢma koĢullarının, karmaĢık, ekonomik ve toplumsal yapılaĢmanın bir sonucu olarak çalıĢan çocuk sayısının günden güne arttığını görmekteyiz. Ülkemizde yaĢanan sanayileĢme sürecinde görülen sorunlar arasında çalıĢan çocuk

sayısının artmasının yanında çocukların istismar ve ihmal problemleri de ortaya çıkmaktadır. Yine yapılan araĢtırmalara göre; istismar ve ihmale uğrayan çocukların büyük çoğunluğu çalıĢan çocuk kesiminden olduğu görülmektedir. Sonuç olarak; kendi istekleri dıĢında iĢe yerleĢtirilmiĢ olan ve büyük bir sorumluluk içinde iĢlerine devam eden aileler için de çalıĢmalarından dolayı saygınlık kazanan bu çocuklar “fırsat verilse okula devam etmek isterdim” dedikleri ortaya çıkmıĢtır (Kozcu, 1991: 11).

Ülkemizde kırsal kesimden kentlere göçün fazla olması nedeniyle; kentlerde aĢırı bir nüfus yoğunluğu yaĢanmakta, iĢsizlik problemini beraberinde getirmektedir. Aile üyelerinin hepsinin iĢ arayıĢına girdiği görülmektedir. ĠĢverenlerin çocukların ucuz iĢgücü olduğunu düĢünmesi ile çocuklar, diğer aile üyelerine göre daha kolay iĢe baĢlayabilmektedir. Ekonomik istismar olarak nitelendirilen çocuk iĢçiliğini oluĢturan diğer bir faktör ise; anne-babaların özellikle erkek çocuklarının küçük yaĢta çalıĢarak hayatın zorluklarını öğrenebileceği düĢüncesidir. ĠĢverenin çalıĢma ortamında çalıĢan küçük çocuklara sergilediği kötü davranıĢlar, fiziksel ve duygusal istismara neden olabilmektedir (Doğanlı ve Karaörs, 2017: 84). Ailenin kısıtlı ekonomik olanakları çocuğun aile geçimine katkıda bulunma zorunluluğu gibi nedenlerle çocuklar çalıĢmaya zorlanmıĢtır (Tekin, 1991: 81).

Çocuklara yönelik istismar ve ihmal çeĢitleri arasında sokak çocukları ve sokakta çalıĢan çocuklar sorunu yer almaktadır. Sokak çocukları günün tamamını ya da büyük bir bölümünü ailenin veya toplumun korunmasından ve gözetiminden uzak geçirmektedir. Bu çocukları dıĢarıda her türlü istismara ve ihmale müsait son derece sağlıksız ortamlar beklemektedir (Zeytinoğlu, 1991: 105).

Sokak çocukları; sokağı mesken edinen, aile desteğinden yoksun olan çocuklardır. Sık sık evden kaçan, evden atılan, terk edilen, ailesinin geçimini sağlamak için geç saatlere kadar çalıĢan çocuklardır. Ailenin yoksulluk, iĢsizlik, kötü barınma Ģartları, ana babanın çalıĢmak için baĢka kentlere gitmesi aile içi sorunları artırmakta, ailenin parçalanmasına neden olabilmektedir. Sokakta çalıĢan çocuklara sokağın sunduğu özgür, baĢıboĢ ve tehlikeli ortam okuldaki kaçınılmaz baĢarısızlık, okulu terk etmek zorunda kalma ailedeki sorunlarla birleĢtiğinde aile bağını koparabilmektedir. Aile bağının güçlü olması, ailenin ekonomik durumuna ve psiko-sosyal durumuna bağlı olmaktadır (Zeytinoğlu, 1991: 105).

Akt.(Yıldız,2007)‟e göre; “Sokaktaki çocuklar veya UNICEF‟in deyiĢiyle „sokakta bulunan çocuklar‟ (children on the street); aile bağları süren, gündüzleri sokakta çalıĢıp geceleri evlerine dönen çocuklardır. Sokak çocukları‟ (children of the street) ise, sorumlu yetiĢkinlerin korumasından ve yol göstericiliğinden yoksun olan, yaĢamları ve yaĢam kaynakları açısından sokağı kendilerine mesken edinen çocuklardır.”(Zeytinoğlu, 2001: 152 Akt: Öztürk, 2011).

Pala‟nın (2011) konuyla ilgili araĢtırmasına göre; ihmal kavramı dört Ģekilde karĢımıza çıkmaktadır. Bunlar; fiziksel ihmal, eğitim ile ilgili ihmal, duygusal ihmal, tıbbi ihmal olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel ihmal; terk etme, evden kovma, kaçmıĢ olanın reddi, güvenliğini sağlamama, beslenme, giyim, kazalara karĢı önlem almama, doğmamıĢ bebeğin ihmali Ģeklinde gerçekleĢmektedir. Daha çok, kalabalık ailelerde çocukların kendisine ait odalarının olmaması, ev ortamının gürültülü olmasından dolayı çocukların düzenli uyku alıĢkanlıklarının olmaması demektir. Çocuklara mevsimine göre kıyafet giydirilmemesi, eski kıyafet giydirilmesi, küçük ya da büyük ayakkabılar giydirilmesi fiziksel ihmaldir. Evlerin kirli, bakımsız, yıkık dökük olması, balkon ve merdivenlerde korkulukların olmaması fiziksel ihmal örneğidir. Eğitimle ilgili ihmal; okula gitmeyi teĢvik etmeme, okula kayıt yaptırmama, zorunlu eğitim süresine riayet etmeme, devamsızlıkları dikkate almama, ders baĢarısını dikkate almama Ģeklinde gerçekleĢmektedir.

Duygusal ihmal; eĢlerin birbirini istismar etmesi, alkol, uyuĢturucu-uyarıcı madde kullanımına müsaade, psikolojik ihtiyaçlarını karĢılamayı reddetme, sürekli aĢağılama, duygularını göstermeme vb. Ģeklinde gerçekleĢmektedir.

Tıbbi ihmal olarak; sağlık bakımını gerçekleĢtirmeme, geciktirme, aĢıların zamanında yapılmaması, çocuğun gözlük ya da iĢitme cihazı kullanması gereken durumda ihmal edip alınmaması ve ayrıca geleneksel tedaviler sayılabilir.

MEB‟e göre ihmal çeĢitleri;  Fiziksel ihmal;

 Çocuğun temel ihtiyaçlarının karĢılanmaması,  Çocuğun önlenebilir hastalıklardan korunmaması,

 Ciddi bir sağlık sorununda doğru yardım aranmaması,

 Çocuğun, bakacak kiĢiler bulunmadan ve uzun süreler boyunca yalnız bırakılması,

 Çocuğun gece geç saatlere kadar nerede olduğunun bilinmemesi,

 Çocuğa düzenli ve besleyici öğünlerin, temiz ve yeterli giysinin sağlanmaması, fiziksel ihmal kapsamında değerlendirilir.

 Eğitimsel ihmal;

 Çocuğun zorunlu yaĢa gelmesine rağmen okula gönderilmemesi,  Okula devamlılığının sağlanmaması,

 Okula devam etmediği bilinmesine rağmen müdahalede bulunulmaması,  Eğitimin baĢarısı için gerekli ihtiyaçların karĢılanmaması eğitimsel ihmal

kapsamında değerlendirilir.  Duygusal ihmal;

 Çocuğa yeterli ilgi gösterilmemesi,

 Çocuğun aile içi kötü muameleye maruz kalması,

 Çocuğun, alkol veya uyuĢturucu kullanmasına göz yumulması,

 Çocuğun suç iĢleme, aĢırı saldırganlık gibi uyumsuz davranıĢlarına izin verilmesi,

 Çocuğun duygusal veya davranıĢsal probleminde gerek duyduğu profesyonel psikolojik desteği almasına engel olunması ya da geciktirilmesi duygusal ihmal kapsamında değerlendirilmektedir.

Benzer Belgeler