• Sonuç bulunamadı

Türkiye Türkçesinde belli bir zamana atfedilen ekler farklı zaman dilimlerine de

atıfta bulunabilmektedir. Bu durum eklerin doğal bir işlevidir. Konu Türkiye

Türkçesinde kaynak kitaplarda farklı bölümler içinde yer almıştır. Bu çalışmada ise

konuya eklerin farklı zaman dilimlerinde kullanılması adı altında yer verilmektedir.

Demir‘e (2013: 3-4) göre dilde var olan bütün zamanlar deiktik bir yaklaşımla,

―bura ve şimdi‖ ya da ―bura ve şimdi‖yi temsil eden ikincil bir nokta referans alınarak

belirlenememektedir.

Bazı zamanlar deiktik sistemin sınırlarını zorlamakta, bu sistemle incelenmeye

uygun olmadıklarını veya sistemin dışında kaldıklarını, Türkiye Türkçesinden hareketle

zaman kayması, anlam kayması vb. kavramsal çerçevesi net olmayan terminolojilerle

adlandırılarak da ima etmektedir. Bu tür zamanlar ―bura ve şimdi‖ ya da onu temsil

eden ikinci bir noktaya atıfla konumlanamamaktadır.Bu tür yanılsamaların çoğu, bu

kullanımların oluşturduğu stilistik etkiden kaynaklanmaktadır.

Gramatikal zamanın, deiktik yöntemle açıklanamayan zamansal olguları da

içermesi, sözü edilen dilsel olguların ne tür bir yöntemle çözülebileceği sorusunu

yüzleşilmesi gereken bir durum hâline getirmektedir. Bu tür olgular, deiktik sisteme

alternatif olarak anaforik sistem çerçevesinde incelenmelidir (Demir 2013: 3-4).

33

Konu dil bilgisi kitaplarında eylemlerde zaman ve anlam kayması (Dizdaroğlu

1976: 178), eylem kiplerinde anlam kayması (Gencan 1979: 374), kiplerin birbirinin

yerine kullanılması (Koç 1996: 360) ile ders kitaplarında da fiilde anlam (zaman)

kayması (komisyon 2007: 178) biçiminde yer almaktadır.

Kullanılan bu adlandırmalar (zaman kayması gibi) bilginin öğretimi aşamasında

hem öğrenciye hem de öğreticiye büyük zorluk çıkarmaktadır.Ayrıca Karahan‘a (1999:

54) göre konunun sınıflandırılması da dil bilgisi kitaplarında eksik olarak yer

almaktadır. Yazara göre söz gelişi ―Türkçenin geçmiş zamanı karşılamak için ne gibi

imkânlar vardır?‖sorusunun cevabı dil bilgisi kitaplarında bulunmamaktadır. Eklerin

farklı zamanlara gönderimini yadsıyan klasik dil bilgisi tanımları Bull (1960) tarafından

da eleştirilmiştir (Benzer 2012: 31).

Çalışmanın dokümanını oluşturan MEB ortaöğretim dil ve anlatım ders kitapları

incelendiğinde de zamanın ele alınışında; zaman eklerinin ve bunlardaki işlev

çeşitliliğinin kavratılmasında geleneksel bakış açısından kaynaklanan eksiklikler olduğu

tespit edilmiştir. Örneğin;

Dokuzuncu sınıf dil ve anlatım ders kitabında III. üniteden (Ses Bilgisi ve

Telaffuz) sonra biçimbilgisi ve bu başlık altında yer alması gereken Türkçede ekler

konusu atlanarak V. üniteye (Cümle Bilgisine) geçilmiştir. V. ünite dâhilinde

bildirdikleri kiplere göre cümleler, (1) haber cümleleri, (2) dilek-istek cümleleri olarak

iki alt başlığa ayrılmıştır.Bunlardan birinci başlık altında (ilgili sayfalar 105-108)zaman,

haber, dün, bugün, yarın gibi kavramlar üzerinde durulmuş; öğrencilerden ―Kıskanç‖

şiirindeki ―haber kipi‖ ve ―dilek kipi‖ görevindeki eklerin bulunması istenmiştir. Burada

kip ve zaman kavramlarının karıştırıldığı görülmektedir.

Türkçede fiile gelen basit çekim ekleri konusunun MEB‘in onuncu, on birinci ve

on ikinci sınıflar için yayımladığı dil ve anlatım ders kitaplarında yer almadığı tespit

edilmiştir. Dokuzuncu sınıf dil ve anlatım ders kitabında üstte anlatıldığı üzere yanlış

bir şekilde ve toplamda sadece yedi sayfada işlenen bu konuya, üst sınıflar için

yayımlanan dil ve anlatım ders kitaplarında hiç yer verilmemesi, bir yandan milli

eğitimin―Türkçenin doğru, güzel ve etkili kullanımı‖ hedefine ulaşılma ihtimalini

zayıflatıyorken öbür yandan da günümüz eğitim anlayışları açısından bir eksiklik

oluşturmaktadır. Olması gereken, spiral eğitim desenine göre alt sınıflarda değinilen bir

konuya sonraki yıllarda eklemeler ve açıklamalar getirmektir.

Zaman ve kip yalnız belli kalıp ve eklerle sınırlanmaz. Dil, mantığa bağlı olarak

―yapılmış bitmiş‖ bir varlık değil, psikolojiye bağlı bir "etkinlik" olduğu, yapı ekleri tek

34

bir işe uygun birer alet sayılamadığı ve bir ek birçok görevle yüklenebildiği için, dil

bilgisinde şekillere kölecesine bağlı kalmak, dilin ruha bağlı kıvraklığını anlamamış

olmak demektir (Dilaçar 1973: 171).

2011 yılında yayımlanan ―Dil ve Anlatım Dersi 9, 10, 11 ve 12. Sınıflar Öğretim

Programı‖nda, 73‘ü 9. sınıf, 124‘ü 10. sınıf, 113‘ü 11. sınıf, 135‘i 12. sınıf için olmak

üzere 445 kazanım, üniteler dâhilinde ve tablolar halinde verilmiş; izah edilmiştir. 9.

sınıf dil ve anlatım ders kitabının V. ünitesindeki (Cümle Bilgisi) kazanım sayısı ise

16‘dır. ―Bildirdikleri Kiplere Göre Cümleler‖ başlığı için 11 kazanım yazılmış; bunların

altısı ―haber ve dilek kiplerinde soru, olumluluk-olumsuzluk‖ konusu dâhilindedir. Bizi

ilgilendiren kısım ise ―Haber Cümleleri ve Dilek-İstek Cümleleri‖ başlığı altındadır ve

Türkçe için önemi yukarıda ifade edilen bu konu için yazılmış kazanım sayısı yalnızca

beştir. Yani 445‘te 5. Bu basit oran bile mevzunun öneminin program yazarlarınca

anlaşılmadığını ortaya koymaktadır.

Çalışmanın konularından birini teşkil eden görünüş hususuna dil ve anlatım

kitaplarında hiç yer verilmemesi ise ancak bu konunun öneminin tam olarak

bilinmemesi gerçeğiyle açıklanabilir. Çalışmanın amaçlarından biri de görünüş

konusuna akademik düzeyde ilgi çekmek ve en azından sonraki yıllarda okutulacak olan

ders kitaplarında ve öğretim programlarında bu konuya yer verilmesini sağlamaktır.

Yeniden zaman kayması hususuna dönecek olursak; bu konu, kullanımda iki

farklı sebebe bağlı olabildiğini görürüz. Bunlardan birincisi kullanım bilgisi

(pragmatics) olup mevcut dünya bilgisi ile okuyucunun ya da dinleyicinin ekin farklı

zaman dilimine atıfta bulunduğunu anlaması ile gerçekleşir. İkincisi ise bağlam olup

cümlenin öncesinde verilen bilgi ışığında konuşucu ya da dinleyicinin vakanın geçmişte

şimdide ya da gelecekte olabileceğini yorumlanmasıdır mevcut cümlenin zamanı bir

önceki cümlenin anlamından hareketle yorumlanır (Benzer 2012: 32).

Eklerin farklı zamanlarda kullanımı Türkiye Türkçesi için bir zenginlik olarak

görülmelidir. Konuşucu bir ek ile zamanın yanında kip ve görünüş gibi bilgileri de

dinleyiciye aktarabilir.

Benzer Belgeler