• Sonuç bulunamadı

Edirne’nin en güneyinde yer alan ve ilin denize kıyısı bulunan tek ilçe merkezidir

Belgede Gezi Rehberi ( Türkçe ) (sayfa 78-82)

Antik çağda Ainos olarak bilinen ilçe, Meriç Nehri’nin denize döküldüğü yerde 25 m yükseklikte bir yarımada üzerine kurulmuştur. Enez Kalesi başta olmak üzere ilçede çok sayıda tarihi ve doğal turistik değer dikkat çekmektedir. Fatih Sultan Mehmet döneminde, Has Yunus Bey tarafından 1456 yılında fethedilen Enez ilçesinde; köp-rüler, yollar, kervansaray, manastır gibi çeşitli dönemlere ait birçok kalıntı görülebil-mektedir. İlçe ekonomisine büyük katkı sağlayan deniz turizmi de hızla gelişmekte-dir. Enez ilçe merkezi, İpsala’ya 21 km, Keşan’a 60 km ve Edirne’ye 173 km mesafede bulunmaktadır. Enez’e Edirne’den otobüs seferleri bulunmaktadır.

İlk yapımı Antik Çağ’a uzanan Enez Kalesi Enez Kalesi

İlk olarak Antik Çağ’da, Balkanlardan gelen saldırı-ları önlemek amacıyla ilçeye hâkim bir tepeye yapılmış, 6. yüzyılda Bizans İmpara-toru Iustinianus tarafından onartılmıştır. Kalenin ana girişi kuzeyde olup, doğu-batı doğrultusunda uzanmakta, güneyinde sur duvarı ile birleşmektedir.

Kalenin denize bakan tarafında iki tane çok köşeli kule bulunmaktadır.

Bu kulelerden sağdaki yıkıldığından günümüze ulaşamamıştır. Batıdan uzanan sur duvarı güney-den gelen duvarla birleşerek yarım kubbe biçimini almaktadır. Bu yarım kubbe Meriç Nehri’nden gelecek tehlikelere karşı savunmayı güçlendirmektedir.

Yapı malzemesi olarak kesme taş, tuğla ve antik mimari parçalar kullanılan kale çeşitli dönemlerde önemli onarımlar geçirmiş-tir. Kalenin içerisinde moza-ik döşemeli küçük bir kilise, şapel olarak kullanılmış bir mağara ve Enez Ayasofyası vardır. Kalenin anıtsal giriş kapısının yanındaki duvarda beyaz mermerden bir Trak süvarisinin tasviri dikkat çekicidir. Osmanlı döneminden de izler

taşı-yan Enez Kalesi’nde sivri kemerler görmek müm-kündür.

Enez Ayasofyası: Enez Kalesi’nin güneydoğu ucunda yer almaktadır. İlk yapım tarihi bilinmeyen Enez Ayasofyası’nın, mi-mari üslubu nedeniyle 12.

yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. Yapı, Enez’in 1456 yılında Os-manlı Devleti tarafından ele geçirilmesinden sonra cami-Tarih ve doğanın kucaklaştığı ilçelerden biri olan Enez

77

Enez Ayasofyası Kalıntıları ye çevrilerek Fatih Camisi adını almış ve l962 yılına kadar cami olarak hizmet vermiştir. Balkan Savaşı sırasında minaresi yıkılan yapı, günümüzde oldukça harap bir durumdadır. Enez Ayasofyası, kapalı Yunan haçı planında yapılmıştır.

Zengin taş ve tuğla işçiliği ve freskleri ile de Bizans döneminin önemli eserleri arasında yer almaktadır.

Yapının dış cephesindeki tuğla bezemeler Bizans mimarisinin tüm özellikle-rini yansıtmaktadır. Cami olarak kullanıldığı dönemde

üzeri kiremitli ahşap bir çatı ile kapatılan eserin kubbe eteği kalem işleri ile bezenmiştir.

Şapeller: Enez Kalesi’nde 2 adet şapel bulunmaktadır.

Yazılı kaynaklarda 1422

yılında inşa edildiği yazan 1 numaralı şapel, kalenin kuzey batısında yer almak-tadır. Thetokos Chrysopege adıyla anılan 1 numaralı şapel, tek apsis ve nevten oluşmaktadır. Kalenin orta

yerinde bulunan 2 numaralı şapel, toprak seviyesinin 1.5 metre altındadır. Tek apsisli olan bu şapel 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Duvarların-da freskler yer alan yapının apsisli odasının tabanı

mer-mer levhalarla kaplanmıştır.

2 numaralı şapelin içinde üç tane ahit yer almaktadır.

Kale Hamamı: Kalenin kuzeyinde, özel mülkiyetli bir arsanın içinde yer alan Kale Hamamı, sur duvarına yaklaşık 40 m mesafede bulunmaktadır. Dikdört-gen planlı olan hamamın girişinde mihraplı bir ibadet yeri, soyunma odası, biri dikdörtgen ikisi kare planlı üç yıkanma odası ile dikdörtgen planlı su deposu bulunmaktadır.

Yıkıntı durumda olan hamamın duvarları tonoz ve kubbe başlangıcına kadar korunmuş, üst kısımları ise yıkılmıştır. Enez’de Beylikler Dönemi’ne ait tek yapı kalıntısı olan Kale Hamamı’nda kullanılan sivri kemer ve duvarların örgüsü ilgi çekicidir.

Kale içinde yer alan ve Enez Ayasofyası olarak anılan tarihi yapı

Enez kalesi içerisinde yer alan çeşitli kalıntılar

78

Yollar ve Köprüler Eski çağda “çifte limanlı”

olarak ün yapan Enez;

yolları ve köprüleriyle de bilinmektedir. 18. yüzyıla kadar sefere açık olan Meriç Nehri sayesinde Balkanlara ve Karadeniz’e rahatlıkla ulaşılabiliyordu. Meriç nehri alüvyon sürükleyerek ağzını doldurunca bu suyo-lu ve limanlar kullanılamaz hale geldi. Enez’de bu yollarla birlikte Eski Çağda kara yolu ağı da gelişmişti.

Bunların en önemlisi ve halen ayakta kalan bir örneği yöre halkı tarafından

“Baba Öldüren Kaldırım”

olarak bilinen, Enez-Fere arasını birleştiren, büyük blok taşlarla döşenmiş yoldur. Enez’den başlayan yol, Hisarlı Dağ’ın etekleri ile Gala Gölü arasındaki

yamaçtan kuzeye ilerle-yerek, Döken Çiftliği’nde kuzey batıya doğru devam etmektedir. Bu kesimde Gala ile Armutlu gölleri arasından geçerek Fere’de, İstanbul-Roma arasında yer alan askeri ve ticaret yolu olan Via Egnatia ile birleşen bu yol üzerinde yer yer köprüler ve istasyonlar da yer almaktadır.

Has Yunus Bey Türbesi Osmanlı döneminden kalma mezarlık alanı içinde, halk arasında Has Yunus Bey’in Türbesi olarak bi-linen küçük bir şapel yer almaktadır. Enez’in güne-yinde yer alan bu şapel, yarım yuvarlak planlı, dışa taşkın ve üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Kilise mima-risi geleneğinin egemen olduğu şapelin içi, dört kolu

hemen hemen eşit ölçülerde yapılmış bir haç biçimin-dedir. Haçın kollarının her birinin üzeri beşik tonozla örtülmüş, tam ortada ise pandantifli kubbe yüksel-mektedir. Bizans dönemi eseri özelliklerini yansıtan yapının kubbesinin yüksek-liği 1.65 metredir.

Kral Kızı Bazilikası Enez’in güney-doğusunda, Taşaltı Gölü’nün batı ya-macında, Kral Kızı olarak bilinen mevkide yer alan Kral Kızı Bazilikası 30 metre uzunluğundadır. Son yıllarda yapılan kazılar ve araştırmalar bazilikanın şu ana kadar yedi yapı safhası geçirdiğini ve en eski yapı katının Roma dönemine ait olduğunu göstermektedir.

Çataltepe Tümülüsü Enez’in doğusunda Dar-danel Salça Fabrikası’nın yanındaki tarlanın ortasın-da, 10 m yüksekliğindeki bir tepenin güneydoğu tarafında yer almaktadır.

Tümülüs’ün mezar odası kuzeybatı- güneydoğu yönünde düzenlenmiş olup kapısı güneydoğuya bakmaktadır. Tümülüste bulunan sikkeler ve keramik İstanbul-Roma arasında yer alan Via Egnatia ile birleşen bir Roma yolu

Kral Kızı Bazilikası Kalıntıları

79

kap parçaları, buranın M.Ö.

4. yüzyıla ait olduğunu göstermektedir.

Enez Plajı

Daha çok yerli turistlerin ziyaret ettiği Enez’in kıyı kesiminde yazlık sayfiye konutları dikkat çekmek-tedir. Yaz aylarında tercih edilen Enez Plajı, tertemiz denizi, sakin plaj ortamıyla ilgi çekicidir. İlçe merke-zinde ve sahilde iki otel ve dört moteli vardır. Enez plajına yürüme mesafesinde Balcı Motel, Ege Otel, Gala Motel, İnci Motel ve Murat Otel bulunmaktadır. Ayrıca sahilde İstanbul Üniversite-si ve Trakya ÜniverÜniversite-siteÜniversite-si’ne ait yazlık kamplar yer almaktadır. Balıkçılık

ama-cıyla kullanılan limanı, yaz aylarında yatlara tahsis edilmektedir.

Gala Gölü

Enez ve İpsala ilçeleri ara-sında bulunmaktadır. Gala Gölü, Meriç Deltası, Hisarlı Dağ ve Pamuklu gölleri ile çevrelenmiştir. Kuşların göç

yolu üzerinde bulunan ve 1991 yılında “Tabiat Koruma Alanı” ilan edilen Gala Gölü,

“Uluslararası Sulak Alan” sta-tüsündedir. Enez ilçesinin en önemli sulak alanlarından bir olan Gala Gölü; 163 çeşit kuş türü ile adeta bir kuş cenneti-dir. Gölde ayrıca balık ve bitki çeşitleri de görülebilir.

Çeltik tarlalarına ve çok sayıda kuş varlığına ev sahipliği yapan Yenikarpuzlu Ovası Temiz denizi, ince kum yapısı ve sakinliği ile dikkat çeken Enez Plajı

Gala Gölü

80

Belgede Gezi Rehberi ( Türkçe ) (sayfa 78-82)

Benzer Belgeler