• Sonuç bulunamadı

Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Belgede Gezi Rehberi ( Türkçe ) (sayfa 34-37)

Edirne Arkeoloji ve Etnog-rafya Müzesi ilk olarak Atatürk’ün emriyle 1925 yılında Selimiye Camisi Dar-ül Hadis Medresesi’nde Arkeoloji Müzesi olarak kurulmuştur. 1936 yılında Dar-ül Sıbyan Medresesi restore ettirilerek “Etnog-rafya” adı altında ikinci bir

bölüm açılmıştır.

Müzeye, Anka-ra EtnogAnka-rafya

ve Topkapı müzelerinden bazı değerli eserler takviye edilmiştir.

II. Dünya Savaşı yıllarında Edirne müzelerindeki

eserlerin birçoğu savaş tehdidi nedeniyle İstanbul ve Anadolu’da yer alan diğer müzelere gönderilmiştir.

Savaşın ardından Edirne’de kalan eserler bir süre Dar-ül Tedris Medresesi’nde sergilenmiştir. Dar-ül Tedris Medresesi’nde sergilenen eserler, 13 Haziran 1971 yı-lında yeni binasına taşınmış ve “Arkeoloji ve Etnografya Müzesi” adı ile ziyarete açılmıştır.

Günümüzde Selimiye Cami ve Külliyesi’nin hemen gü-neyinde, modern binasında hizmet veren müze, arkeoloji ve etnografya bölümü olmak üzere iki bölümden oluş-maktadır.

Arkeoloji Bölümü Arkeoloji bölümü fosiller, sikkeler, taş eserler, metal eserler, kemik eserler, pişmiş toprak eserler şeklinde sınıflandırılmıştır. Arkeoloji bölümünün girişinde, yörede ilk defa yapılan tümülüs kazılarını gösteren fotoğraf

6

Enez kazılarından çıkartılan M.Ö.

5. yüzyıla ait bir

amfora Bahçesinde taş

eserlerin sergilendiği Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Roma ve Yunan dönemi mermer heykel başları

Mermer Orpheus kabartması (Roma dönemi)

Gerekli Notlar Meydan Mahallesi Kadir-paşa Mektep Sokak No: 7 Pazartesi hariç her gün 08.30-12.30 / 13.30-17.00 Belediye otobüsü çalışır Müze Müdürlüğü +90 284 225 11 20

33

Bronz Serapis heykelciği panosu, solda ise Trakya’nın antik yerleşim yerlerini gös-teren harita yer almaktadır.

Duvar boyunca yazıtlar, mimari parçalar ve steller sergilenmektedir.

Antik çağdan günümüze değin kadın saç modellerini gösteren, pişmiş taştan yapılmış kadın başları ilgi çekicidir. Trakya kült belgesi vitrininde Trakya süvarileri-nin betimlendiği steller yer almaktadır. Duvar boyunca yine Roma dönemine ait heykeller sıralanmaktadır.

Dört adet fosil vitrininde 30-35 milyon yıl öncesine kadar değişik dönemlere tarihlenen çeşitli hayvanlara ait fosil

parçaları yer almaktadır.

Prehistorik döneme ait taş baltalar, elle yapılmış kaba hamurlu çentik bezemeli çömlek parçaları, taç el değirmeni salonun ortasında bulunan yatay vitrinde sergilenmektedir. Hacılar ve Aralık dolmeni kazılarından çıkarılan mezar hediyeleri kendi adları ile anılan vitrinlerde sergilenmektedir.

Ortada yatay iki vitrinden bi-rinde Hellenistik krallara ait Trakya sikkeleri, diğerinde ise beylikler devrine ait sikkeler, dikey iki vitrinde kronolojik sıraya göre Roma ve Bizans sikkeleri bulunmaktadır.

Müzenin bahçesinde Ion, Aiol, Korinth, Bizans sütun başlıkları, çeşitli mimari parçalar görülebilir.

Bahçede Roma dönemine

ait lahitler, dolmen ve men-hirler, Osmanlı dönemine ait mezar taşları ile Yeniçeri mezar taşları sergilenmek-tedir. Sultan II. Mahmud’un Yeniçeri Ocağı’nı kapattığı ve tarihe Vakayi Hayriye olarak geçen büyük ıslahattan sonra İstanbul’da bulunan Yeniçeri mezarlıkları yıktırılmış ve mezartaşları parçalanmıştır.

Sadece Edirne’de bulunan birkaç mezarlık bu yıkımdan kurtulabilmiştir. Bu nedenle müzede sergilenen bu mezar taşları oldukça nadir ve kıymetlidir.

Etnografya Bölümü Etnografya bölümü cam, metal, ahşap ve tekstil eserler şeklinde dört bölümden oluşmaktadır. 94 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik eden Edirne, 17.

Demir Çağı’na ait kil maşrapalar M.Ö. 5. yüzyıla ait Oinokhoe amforası

Müzenin bahçesinde sergilenen Osmanlı mezar taşları

34

yüzyılda dünyanın dördün-cü büyük kenti olarak bilin-mektedir. Sergilemede bu özgün kültürün yansımaları dikkat çekmektedir. Gelin ve sünnet odasında bulunan halılar, işlemeler, Edirnekari işlemeli yüklükler devrin

sanat değeri yüksek önemli eserleridir. Hamam Köşesi, Edirne Oturma Odası Köşesi, Edirne evleri keten sıva örnekleri, çeşitli işleme ve kıyafetler ile takılar, oyalar ve Topkapı Sarayı Müzesi tarafından hediye edilen tombak ibrikler, buhurdan-lıklar, güllebdanlar dikkati çekmektedir.

Balkanlara has yöresel kıyafetler kentin etnogra-fik kimliğine ışık tutacak niteliktedir. Hat sanatının değişik örnekleriyle temsil edildiği salonda ayrıca, Ulu Önder Atatürk’ün Edirne’ye yaptığı seyahat sırasında kullandığı bazı özel eşyaları da sergilenmektedir.

Müzede yer alan Osmanlı dönemi Edirne oturma odası

Hıdır Ağa Camisi

Müze bahçesinde sergilenen bir Trak dolmeni Osmanlı dönemi Edirne yöresel kıyafetleri

Müzede sergilenen Kırklareli Kofçaz yöresine ait gelin kıyafetleri

Hıdır Ağa Camisi

7

Kilerci Yakup Mahallesi Her gün +90 284 225 10 43

Selimiye Camisi’nin güneyin-de yer alan Hıdırağa Camisi, Küçük Selimiye olarak da anılmaktadır. Kitabesi bulun-mayan caminin mimari üslu-bundan 16. yüzyılın ortala-rında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami, 1866 yılında, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşın-dan sonra ve son olarak 1993 yılında onarım görmüştür.

Kare planlı cami, kesme taş-tan yapılmıştır. Üzeri tromp-lu bir kubbe ile örtülen ya-pının son cemaat yeri, iki köşedeki paye ve ortadaki bir sütunun yuvarlak kemerle

birbirine bağlanmasıyla oluş-muştur. Caminin yan duvar-ları iki sıra halinde ikişer pen-cere ve trompların arasında da birer pencere ile aydınla-tılmıştır. Mihrabı yedi köşeli olan caminin iç mekânında orijinal süsleme bulunma-maktadır.

Arasta (Çarşı)

8

Meydan Mahallesi Her gün +90 284 213 02 32

Sultan III. Murat tarafından Selimiye Camisi’ne gelir sağla-mak amacıyla Mimar Davut Ağa’ya yaptırılan çarşı, 225 metre uzunluğundadır.

Çarşı-35

Çoğunlukla turistik eşya satan dükkanların yer aldığı arasta

Edirne Bahai Evi

Tarihi Hafız Ağa Konağı’nda hizmet veren Edirne Kent Müzesi nın 73 kemerli, tonozlarla

ör-tülü holünün iki tarafına 124 dükkân sıralanmıştır. 4 kapısı bulunan çarşı, savaş dönem-lerinde tahribata uğramış, zaman içerisinde çeşitli ona-rımlardan geçirilmiştir. Aras-tanın yapıldığı ilk dönemlerde, üstünün tümüyle kurşun kaplı olduğu bilinmektedir.

Binanın ortasında bulunan kubbe “Dua Kubbesi” olarak anılmaktadır. Geçmişte dükkân sahipleri her sabah doğru ve dürüst iş yapacak-larına dair burada yemin ve dua ederlerdi.

Evliya Çelebi bu çarşının ka-vaflara (ayakkabı, kemer

cüz-dan satan esnaf) ayrıldığını yazmaktadır. Bu nedenle za-manla Kavaflar Çarşısı adıy-la da anılmıştır. Günümüz-de Edirne’nin önemli turis-tik bölgelerinden birisi olan Arastada turistik eşya satan dükkânlar çoğunluktadır.

Belgede Gezi Rehberi ( Türkçe ) (sayfa 34-37)

Benzer Belgeler