• Sonuç bulunamadı

Hicri 654 senesinde93 Şevval ayının sonlarına doğru (1256 Kasım ortaları) Gırnata’ya bağlı Matahşareş kasabasında dünyaya geldi.94 Lakabı Esîruddîn95 olup Nahvî96, Gırnâtî97, Ceyyânî98 nisbeleriyle de anılır.

Çocukluğunu ve gençlik yıllarını Gırnata’da geçiren Ebû Hayyân, burada

‘Abdulhakk b. ‘Alî el-Ensârî’den ifrad ve cem’ yoluyla kıraat-i seb’a okudu. Bu ilimde Ebû Ca’fer b.Tabba’ ve Ebû Ca’fer Ahmed b. İbrâhîm b. Zubeyr gibi üstatlardan da faydalandı. Hasan el-Ubbezî, Ebû Ca’fer Ahmed b. İbrâhîm b. Zubeyr, İbn Ebû’l-Ahvas gibi hocalardan Arapça dersleri aldı.99 Kendisini sarf, nahiv, dil, tefsir, hadis, usul-i fıkıh ve kelam konularında çok iyi yetiştirdi. Tahsilini tamamlayarak 674 (1275) yılından itibaren daha hocaları hayatta iken ders vermeye başladı.100

677 (1278) yılında bilgisini arttırmak ve bazı hocaları ile aralarında çıkan anlaşmazlıkların meydana getirdiği huzursuz ortamdan uzaklaşmak için Endülüs’ten ayrılan101 Ebû Hayyân önce Kuzey Afrika’ya gitti; oradan İskenderiye, Kâhire, Mekke, Medine, Bağdat ve Dımaşk’a geçti; bu arada hac farîzasını yerine getirdi. Bu merkezlerde kendilerinden istifade ettiği âlimlerle hocaların sayısı dört yüz elliye ulaşmaktadır.

Aralarında Abdunnâsır b. ’Alî el-Meryûtî, İsmail b. Hibetullâh el-Melîcî, Ebû’l-‘Îzz Abdulazîz el-Harrani, Bahâuddîn Muhammmed b.İbrâhîm İbnu’n-Nehhâs, Alemuddîn Abdulkerîm b.’Alî el-‘Irakî gibi âlimlerin bulunduğu birçok hocadan faydalanması yanında

93 İbn Kâdı Şuhbe, a.g.e., III, ss. 67-68.

94 el-Huseynî, a.g.e., s. 23; el- İsnevî, ‘Abdurrahîm, Tabakâtu’ş-şâfî‘iyye, C. I, thk. Kemâl Yûsuf el-Hût, Beyrût, Dâru’l- Kutubi’l ‘İlmiyye, 1987, s. 219; İbnu’l- Cezerî, Ebu’l-Hayr Şemsuddîn Muhammed b.

Muhammed, Ğâyetu’n- nihâye fî tabakâti’l-kurrâ’, C. II, Beyrût, Dâru’l- Kutubi’l- ‘İlmiyye 1982, s.

285; el-Yemânî, ‘Abdulbâkî b. ‘Abdulmecîd, İşâratu’t-ta‘yîn fî terâcimi’n-nuhât ve’l-luğaviyyîn, thk.

‘Abdulmecîd Diyâb, Riyâd, Dirâsâtu’l- İslâmiyye, 1986, s. 291.

95 el- Kutubî, Muhammed b. Şâkir, Fevâtu’l-vefeyât, C. IV, thk. İhsân Abbâs, Beyrût, Dâru Sâdır, 1974, s.

71; İbnu’l-Hatîb, Lisânuddîn, el-Kitâbetu’l-kâmine fî men legaynâ bi’l-Endelus min şu‘arâi’l-mieti’s-sâmine, thk. İhsân Abbâs, Beyrût, Dâru’s-Sekâfe, 1983, s. 81.

96 ez-Zehebî, Şemsuddîn Muhammed b. Ahmed b. ‘Usmân, Ma‘rifetu’l-kurrâi’l-kibâr ‘ale’t-tabakât ve’l-âsâr, C. III, thk. Tayyar Altıkulaç, İSAM Yay, İstanbul, 1995, s. 1471; İbnu’l-Verdî, Zeynuddîn

‘Umer, Tetimmetu’l-muhtasar fî ahbâri’l-beşer: târîhu İbnu’l-Verdî, C. II, thk. Ahmed Rıfat el- Bedrâvî, Dâru’l- Ma‘rife, Beyrût, 1970, s. 482.

97 el-Hamevî, Şihâbuddîn Ebû ‘Abdullâh Yâkût b. ‘Abdullâh er- Rûmî el- Bağdâdî, Mu‘cemu’l-Buldân, C. IV, thk. Ferîd ‘Abdul‘azîz el-Cundî, Dâru’l- Kutubi’l- ‘İlmiyye, Beyrût, 1990, s. 221.

98 İbnu’l-Esîr, Ebu’l-Hasan ‘İzzuddîn ‘Alî b. Muhammed, el-Lubâb fî tehzîbi’l-ensâb, C. I, thk. İhsân Abbâs, Dâru Sâdır, Beyrût, 1994, s. 320.

99 ez-Zehebî, Ma‘rifetu’l-kurrâ, a.g.e., III, ss. 1471-1472; İbnu’l-Cezerî, a.g.e., II, s. 285.

100 el-Huseynî, a.g.e., s. 23.

101 Ebû Hayyân, Muhammed b. Yûsuf b. ‘Alî b. Yûsuf el- Endelusî, Takrîbu’l-mukarrab, thk. ‘Afîf

‘Abdurrahmân, Dâru’l- Museyyera, Beyrût, 1982, s. 13.

Şamiyye bintu’l-Hafız Ebû ‘Alî Hasan b.Muhammed et-Temimiyye, Munise bintu’s-Sultan el-Meliku’l-‘Âdil Ebû Bekir b. Eyyub ve Zeyneb bint Abdullatîf b.Yûsuf gibi kadın hocalardan da ders aldı.102 Hac dönüşü İskenderiye’ye geçen Ebû Hayyân burada büyük bir nahiv âlimi olan Bahâuddîn İbnu’n-Nehhâs’tan (ö. 698/1298) Sîbeveyh’in nahivle ilgili yazmış olduğu büyük eseri el-Kitâb’ı okumaya başladı; aynı zamanda ondan edebiyat dersleri aldı.103

Ebû Hayyân daha sonra Mısır’a dönerek Kâhire’de ders verdi ve telifle meşgul oldu. Müderrislik vazifesini ölünceye kadar sürdüren Ebû Hayyân’ın derslerinden pek çok âlim faydalanmış olup Tâcuddîn es-Subkî ile babası Takiyyuddîn es-Subkî, Cemaleddîn el-İsnevî, Selahaddîn es-Sâfedî, Bahâuddîn İbn ‘Âkil, Sefâkusi, Siraceddîn el-Bulkinî ve İbnu’l-Lebbân bunlardan bazılarıdır.104

Türkçe, Farsça, Habeşçe ve Hımyeri dilini de bilen, bu dillere dair eserleri olan Ebû Hayyân daha çok Arap dili ve grameri alanında ün yapmış, nahivde Basra mektebinin görüşlerini benimsemiş ve bu mektebin öncülerinden Sibeveyh’in güçlü bir savunucusu olmuştur. Hatta çağdaşı ve çok sevip takdir ettiği Takiyyuddîn İbn Teymiyye’nin Sibeveyh’i tenkit etmesi üzerine araları açılmıştır. Ebû Hayyân vaktinin çoğunu okuyup yazmak ve talebe yetiştirmekle geçirir, zeki ve çalışkan öğrencilerine özel ilgi gösterirdi.105 Derslerinde Sibeveyhi’nin el-Kitab’ını, kendi eserleri yanında İbn Malik et-Tâi’nin gramerle ilgili eserlerini de okuturdu.106 Dil ve edebîyattaki geniş ve köklü bilgisinden dolayı Huccetu’l-‘Arab, Şeyhu’n-nuhât, Şeyhu’z-zaman, el-‘Âlim, Ferîdu’l-‘asr, İmâmu’n-nuhât, Tercumânu’l-‘Arab, Lisânu ehli’l-edeb, Sibeveyhi’z-zaman, Sâdıku’l-lehçe, İmâmu sınâati’n-nahv, İmâmu’l-mufessirîn gibi takdir ifadeleriyle anılmıştır.107

Ebû Hayyân’ın Türk dili bakımından ayrı bir önemi vardır. O dönemde Türk dilinin Mısır’da sahip olduğu itibar onu Türkçe üzerinde çalışmaya yöneltmiş, Türk dilinin en eski

102 el-Huseynî, a.g.e., s. 24.

103 Şevkî Dayf, el-Medârisu’n-nahviyye, Kâhire, Dâru’l-Ma‘ârif, 1968, s. 320.

104 Mahmut Kafes, “Ebû Hayyân el-Endelusî”, T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, I-XXXX (devam ediyor), C.

X, İstanbul, 1994, s. 152.

105 el-Kutubî, a.g.e., IV, s. 72.

106 el-Kutubî, a.g.e., IV, s. 72; el-Makrîzî, Kitâbu’l-mukaffa’l-kebîr, C. VII, thk. Muhammed el-Ya‘lâvî, Dâru’l-Ğarbi’l-İslâmî, Beyrût, 1991, s. 505; ed-Dâvûdî, Şemsuddîn Muhammed bin ‘Âlî b. Ahmed, Tabakâtu’l-mufessirîn, C. II, Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrût, t.s., s. 288.

107 el-Kutubî, a.g.e., IV, s. 71; el-Huseynî, a.g.e., s. 23; el-Yemânî, a.g.e., s. 290.

gramer kitaplarından biri olan ve daha sonra Doğu’da yazılan benzeri eserlere kaynaklık eden Kitabu’l-idrak li-lisani’l-Etrâk’i kaleme almıştır.108

Aile fertleri hakkında yeterli bilgi bulunmayan Ebû Hayyân’ın kaynaklarda Nudar adından bir kızı, Hayyân adında bir oğlu, oğlundan Muhammed adında bir torunu ile künyesi Ümmü Hayyân olan bir hanımından bahsedilir.109 Hayyân’ın kendisi gibi ilme düşkün olan kızı Nudâr genç yaşta vefat etmiş; onun ölümünden büyük üzüntü duyan Ebû Hayyân dönemin sultanı Melik en-Nâsır’ın huzuruna çıkıp kızını kendi evinin bahçesine defnetmesine izin verilmesi için talepte bulunmuştur.110 Ayrıca kızına ithâfen en-Nudâr fi’l-meslâti an Nudâr isminde bir eser yazmış ve bu eserinde kızından övgü ile bahsetmiştir. Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeden Hayyân 28 Safer 745’te (11 Temmuz 1344) Kâhire’de vefat etmiş ve Sufiyye Mezarlığına defnedilmiştir.111

Ebû Hayyân başlangıçta Maliki112 iken o dönemde Endülüs’te çok yaygın olan Zahiriyye Mezhebine geçmiş113, Mısır’a gittikten sonra çoğunluğu Şafii olan halkın mezhebini benimseyerek Şafii olmuştur.114 Ancak Zahiriyye’nin görüşlerine daima yakınlık duymuş, zaman zaman da bunu açığa vurmuştur. Hz. ‘Alî’ye karşı aşırı sevgisi olan Ebû Hayyân, Mu’tezile ve Mucessime’ye ait görüşlerle felsefeden uzak bir hayat sürmüş, Mısır’da devlet adamlarıyla samimi ilişkiler kurmuştur.115 Çok yer gezip çeşitli insanlarla karşılaştığı için herkese ihtiyatla ve şüpheyle yaklaşır, kimsenin aleyhinde konuşmazdı. Cömertlikten hoşlanmadığı, cimriliğiyle övündüğü rivayet edilir. Kitap satın alanları kınar, ihtiyaç duyduğu kitapları kütüphanelerden ödünç alıp okuduğunu söylerdi.

108 Ebû Hayyân, Muhammed b. Yûsuf b. ‘Alî b. Yûsuf el-Endelusî, Kitâbu’l-idrâk li lisâni’l-Etrâk, trc.

Ahmet Caferoğlu, İstanbul, Evkaf Matbaası, 1931, s. 7.

109 el-Huseynî, a.g.e., II, s. 560.

110 es-Safedî, Ebu’s-Safâ Selâhuddîn Halîl b. Aybek b. ‘Abdullah, Nektu’l-himyân fî nuketi’l-‘umyân, thk. Ahmed Zekî, Matbaatu’l-Cemâliyye, Kâhire, 1911, s. 281.

111 ez-Zehebî, Ma‘rifetu’l-kurrâ, a.g.e., III, s. 1474; es-Safedî, Nektu’l-himyân, a.g.e., s. 284; İbn Habîb, Ebû Muhammed Hasen b. ‘Umer, Tezkiretu’n-nebîh fî eyyâmi’l-Mansûr ve benîh, C. III, thk.

Muhammed Muhammed Emîn - Saîd ‘Abdulfettâh ‘Âşûr, Hey’etu’l- Mısriyyeti’l- ‘Âmme, Kâhire, 1986, s. 68.

112 el-Meşînî, Mustafâ İbrâhim, Medresetu’t-tefsîr fî’l-Endelus, Muessesetu’r- Risâle, Beyrût, 1986, s.

105.

113 es- Safedî, Nektu’l-himyân, a.g.e., s. 283; aynı müel., A‘yânu’l-‘asr, a.g.e., V, s. 346; el-Kutubî, a.g.e., IV, 78; el-Yemânî, a.g.e., s. 291.

114 es- Safedî, Nektu’l-himyân, a.g.e., s. 281; aynı müel., A‘yânu’l-‘asr, a.g.e., V, s. 332.

115 es-Safedî, A‘yânu’l-‘asr, a.g.e., V, s. 333; ‘Abbâs el- Kummî, el-Kunâ ve’l-elkâb, C. I, Muessesetu’l-Vefâ, Beyrût, 1983, 60; Mahmut Kafes, Ebû Hayyân el-Endelusî’nin Hayatı ve el-Bahru’l-Muhît İsimli Tefsirindeki Metodu, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Konya, 1994, s. 6.

Talebelerinden es- Sâfedî, Ebû Hayyân’ın bu derece tutumluluğuna rağmen, uzun bir ömür yaşadığını, pek çok yer gezdiği halde zengin bir kişi olamadığını; aksine ulaştığı bütün mevkilere birçok sıkıntı çekerek geldiğini zikretmektedir.116

Benzer Belgeler