• Sonuç bulunamadı

2.3. Halk Eğitimi

2.3.4. Halk Eğitiminin Faydaları

Halk eğitiminin en önemli özelliğinin, yukarıdaki tanımlarda ve burada yer almayan başka tanımlarda da vurgulandığı gibi örgün öğretim yaşını geçmiş ya da bir örgün öğretim kurumuyla bağı bulunmayan bireylere verilmesi ifade edilmektedir. Hali hazırda bir işi olan, geçim yükümlüğü olan bu kişilere verilen halk eğitimin diğer bir özelliğinin de gönüllü bireylere verilmesi olduğu belirtilmekdir (Demirel ve Kaya, 2003: 11). Bunun dışında halk eğitimi bireylere aşağıdaki faydaları sağlamaktadır.

Halk eğitiminin sağladığı yararlar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Erdem, 2005: 38-39):

-Bilinçli Vatandaş Yetiştirmek: Toplumu oluşturan bireylerin bilinçli vatandaşlar olarak yetiştirilmeleri bir eğitim sorunudur. Bunu sadece örgün eğitimle çözmek mümkün değildir. Her şeyden önce bilinçli vatandaş kavramının içeriğini doldurmak gerekmektedir. Bilinçli vatandaş, ödev ve haklarını bilen vatandaştır. Ödevlerini bilen, benimseyen ve yerine getiren; haklarını bilen ve kullanan; kendi haklarını çiğnetmeyen ve başkalarının da haklarını çiğnemeyendir. Bilinçli vatandaş aynı zamanda başkalarının ödevlerini bilen ve yerine getirmesinde kolaylık sağlayan ve yerine göre yapmadığında da uyarıcı görevini yerine getirendir. Diğer yandan başkalarının haklarına karşı da saygılı, başkalarının hakkını kendi hakları gibi kutsal sayıp, başkalarının hakkı çiğnendiğinde kendi hakkı çiğnenmiş gibi tepki gösteren ve mücadele edendir. Bilinçli vatandaş “onurlu insan” dır. Sokrates’in dediği gibi “onur eğilmemeyi, dimdik durmayı ve güven duygusunu üretkenlikle donatmayı gerektirir. Başkalarının haklarına sadece saygılı olmak değil, o haklar için savaşımı göze almaktır. Güçlüklere karşı gelmek ve güçlükleri yendikten sonra da onu bir başarıymış gibi yorumlamamaktır.” İşte halk eğitimi, böylesi bilinçli vatandaş tipinin yetiştirilmesi için örgün eğitimi desteklemede gereklidir (Erdem, 2005: 38).

-Demokrasiyi Benimsetmek ve Yaşatmak: Demokrasi bir yaşam ve düşünce biçimidir. Demokrasi bir gelenektir, süreçtir. Demokrasi ve halk eğitimi birbirine bağlıdır. Demokrasi için halk eğitimi, halk eğitimi için demokrasi. Demokrasinin bir yaşam ve düşünce tarzı olarak önce benimsetilmesi gerekmektedir. Eğer benimsetilemezse tepeden irime demokrasi olmaz, yaşamaz. Demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yaşaması ve yaşatılması isteniyorsa, önce halka demokrasinin tüm kural ve kurumları bir yaşam ve düşünce tarzı olarak benimsetilmelidir. Benimsetildikten sonra demokrasi bir yaşam ve düşünce tarzı olarak yaşayacaktır. Örgün eğitimin yanı sıra halk eğitimi de bu amacı gerçekleştirmek için gereklidir (Erdem, 2005: 38).

-Toplumsal Değişme ve Gelişmelere Ayak Uydurmak: Günümüzde toplumsal değişme ve gelişmeler, diğer toplumlarda olduğu gibi toplumumuzda da

baş döndürücü bir hızla devam etmektedir. Bilimsel ve teknolojideki hızlı değişmelere paralel olarak toplumda da hızlı değişmeler meydana gelmektedir. Toplumsal değerler, normlar değişen ve gelişen şartlara göre hızla değişmekte, bireyler bu değişen şartlara ayak uydurmada zorlanmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin toplumsal değişme ve gelişmelere ayak uydurmasında halk eğitiminin rolü büyüktür. Halk eğitimiyle toplumu oluşturan bireylerin, toplumsal değişme ve gelişmelere ayak uydurabilmesi daha kolay olacaktır. Böylece daha mutlu ve toplumla barışık bir insan ortaya çıkacaktır (Erdem, 2005: 38).

-Meslek Sahibi Yapmak, Mesleğindeki Değişmeleri Takip Etmek: Bireyin toplum içerisinde kendisiyle barışık ve topluma faydalı olabilmesi için bir meslek sahibi olması gerekmektedir. Birey bu mesleğiyle mal, hizmet ve fikir üretebilmelidir. Bunları yapabildiği sürece toplum içerisinde saygın bir yeri olacaktır. Birey bir meslek yoluyla üretimde bulunduğu sürece de emeğe gereken saygıyı gösterecektir. Bireyin sahip olduğu meslekte de bilim ve teknolojideki değişmelere paralel olarak değişmeler meydana gelmektedir. Geçerli olan meslekler teknolojideki değişmeler sonucu geçersiz hale gelebilmektedir. Bu durumda olan bireylere de yeni bir meslek öğretmek gereklidir. Ayrıca mesleği yerine getirirken kullanılan yöntem ve teknolojiler de teknolojiye bağlı olarak değişmektedir. Bir mesleği yerine getiren bireylerin, mesleğindeki yeni gelişmeleri takip etmesi ve uygulaması gerekmektedir. Tüm bunların yerine getirilmesinde halk eğitiminin rolü büyüktür (Erdem, 2005: 39).

-Kuşak Çatışmalarının En Aza İndirgenmesi: Toplumu oluşturan bireyler kuşaklardan oluşmaktadır. “Yeni yetişen kuşak”, “genç kuşak”, “orta kuşak”, “yaşlı kuşak”. Bu kuşaklar arasında bazen çok büyük çatışmalar meydana gelebilmektedir. Bunun temeli araştırıldığında kuşaklar arasında bir bağlantının çok zayıf olduğu veya hiç olmadığı görülmektedir. Kuşaklar arası çatışmaların en aza indirgenebilmesi için kuşakların birbirlerini anlamaları gerekmektedir. Birbirlerini anlamayan kuşaklardan oluşan toplumlarda gerginlik ve çatışma kaçınılmaz olacaktır. Kuşakların birbirlerini anlamalarında ve anlama çabalarının oluşturulmasında, devam ettirilmesinde ve geliştirilmesinde halk eğitiminin yeri ve önemi büyüktür (Erdem, 2005: 39).

-Hızlı Nüfus Artışını Engellemek: Birçok gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkede hızlı nüfus artışı bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü hızlı nüfus artışına paralel olarak eğitim, sağlık, ekonomik büyüme, kentleşme, işsizlik vb. alanlarda mevcut sorunlar ağırlaşmakta ve yeni sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Eğitimin, hızlı nüfus artışı üzerindeki olumlu etkisini devamlı kılmada halk eğitiminin yeri büyüktür (Erdem, 2005: 39).

-Kırsal Kesimden-Kente Göçte Uyum Sorununu En Aza İndirgemek: Ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de kırsal kesimden kente göç bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumdaki, bilimdeki, teknolojideki, kültürdeki, ekonomideki değişmelere paralel olarak kırsal kesimden kente göç olmaktadır. Kentten kırsal kesime tersine göç bugünkü şartlarda zordur. Her şeyden önce var olan olayın yarattığı uyum sorununun çözülmesi gerekmektedir. Kırsal kesimden kente göç etmiş insanların kent kültürüne uyum sağlamalarına yardımcı olunması ge- rekmektedir. Aksi halde göç alan kentteki “toplumsal barış” tehlikeye girecektir. Birçok istenmeyen yeni problemler ortaya çıkacaktır. Kırsal kesimden kente gelen insanların uyum sorunlarım en aza indirgemek için halk eğitiminden yararlanmak gerekmektedir. Bunun yanı sıra uzun vadede kırsal kesimden kente göçün altında yatan sebepleri ortadan kaldırıcı tedbirleri de almak gerekmektedir (Erdem, 2005: 39).

-Dünyayla Bütünleşme: Dünyayla bütünleşme olarak tanımlayabileceğimiz “küreselleşme”yle birlikte, normların, değer yargılarının ve kurumsal yapıların dünya ölçeğinde ortak hale gelmesi süreci yaşanmaktadır. Toplumun hem kendi kültürel yapısını koruması ve geliştirmesi hem de tüm toplumlar tarafından benimsenen ortak norm, değer yargıları ve kurumları kültürel yapısına katması gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilmesinde halk eğitimi önemli bir mihenk taşıdır (Erdem, 2005: 39).