• Sonuç bulunamadı

2.4. BM Engelli Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Engelli Kadın Hakları

2.4.14. Eğitim Hakkı

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 26. Maddesinde, eğitimin cinsiyet, ırk, etnik yapı ve ulus gibi ayrımlar gözetilmeksizin her bireyin hakkı olduğu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca ilk ve temel eğitim aşamasının parasız olup İlköğretimin zorunlu olacağı ve teknik ve mesleksel eğitimin herkese açık olacağı belirtilmiştir.291

Engelli bireylerin eğitim hakkı BMEHS’den önce detaylı bir şekilde Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallarda yer almıştır. Burada devletlere milli eğitim programları, müfredatlar, engellilerin kullanacağı araç gereç ve eğitimciler başta olmak üzere eğitim sürecinin her safhasının engellilere hizmet edecek birleştirilmiş eğitim sistemi dahilinde ayarlanması gerektiğini savunmuştur. Bunun yanında engelli çocuklara ve engelli kadınlara özel önem verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

BMEHS eğitim hakkını farklı boyutlar ile ele almış ve öncelikle Taraf Devletleri yasal olarak engelli bireylerin zihinsel ve fiziksel becerilerinin tam gelişimlerini artıracak kaliteli ve yaşam boyu eğitime erişim için fırsat ve destek sunmakla yükümlü kılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak engelli çocukların engelleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve orta öğretimin dışında tutulmaması gerektiği belirtilmiştir. Bu da öncelikle kaynaştırma eğitimi beraberinde getirmektedir.

289 Engellilerin çalınma hayatını düzenleyen kanunlara bakıldığında, 5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun dışında 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu‘nda, 4857 Sayılı İş Kanunu‘nda ve 4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun‘da bazı hükümlerin varlığından bahsedilebilir. Engelli kadınların istihdam oranları bu kadar düşükken 2014 yılında 55.334 kadroya 34.088 atama yapılmış ve 23.545 kadro boş bırakılmıştır. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdam Edilen Engelli Memurlara İlişkin Genel Değerlendirme, file:///C:/Users/Pc/Downloads/kamu_kurum_ve_

kuruluslarinda_istihdam_edilen_engelli_memurlara_iliskin_genel_dagilim.pdf (28.10.2014).

290 Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Batman’da istihdam koşullarının düzeltilmesini talep eden görme engelli Nurullah Mehmetoğluna verdiği "Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Para kazanıyorsun değil mi?" cevabı aslında en başta algıların değiştirilmesi gerektiğinin göstergesidir.

Bakan’dan Görme Engelliye Sana İş Verdik Daha Ne Yapalım, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17793069.asp (28.10.2014).

291 Eğitim hakkı BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 13-14, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28-29, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 1 No’lu Protokol’ün 2. maddesinde garanti altına alınmıştır.

104 Kaynaştırma eğitim konusu BMEHS’nin hazırlık sürecinde uzun tartışmalara sebep olmuş ve sonunda hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak tutum sergilemesi ile Sözleşmede yer almıştır.292 Kaynaştırma eğitim;

“Özel gereksinimli öğrencilerin normal gelişim gösteren akranlarıyla, yetenek ve yeterliliklerini, gereksinimlerini ve yapabileceklerini dikkate alarak hazırlanmış programlarla, öğrencilerin özel gereksinimlerini karşılayacak destek hizmetlerle, sosyal ve eğitimsel açıdan birliktelikleri sağlanarak normal okulda, normal düzenleme içinde eğitilmeleri” şeklinde ifade edilebilir. 293

AB kaynaştırma eğitimin gerekliliğini ilk olarak 1990’da dile getirmiştir,294 2003 tarihli “Engelli Öğrencilere Eğitim ve Mesleki Eğitimde Fırsat Eşitliği Sağlanması” ilke kararı ile bu fikri desteklemiştir. İlke kararı Taraf Devletler kendi eğitim sistemlerini ve öğretim programlarını göz önünde bulundurarak; yaş, cinsiyet, ırk, dil, din, engellilik ya da cinsel yönelim gibi farklılıkları olan kişilere herhangi bir ayrım yapmayacağı konusunda gerekli düzenlemeleri yapmaları hususunu belirtmiştir. Ayrıca, eğitimde eşitlik ilkesi çerçevesinde tüm engellilere kaynaştırma eğitim vasıtasıyla özel ilgi gösterilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bunun yanında engellilerin eğitim ve mesleki eğitime erişebilirliğini arttırmak adına internet sitelerine erişimlerini kolaylaştıracak rehberlik hizmetinin verilmesini öngörmüştür.

292 Ancak engelli bireylerin eğitimi konusunda uluslararası toplumun kaynaştırma eğitim konusunda hemfikir olması daha eski bir zamana rastlamaktadır. “Herkes için eğitim” anlayışı ile yola çıkan uluslararası toplum özel eğitim gerektiren çocukların engeli olmayan çocuklar ile eğitilmesi adına ilk kez 1994 yılında Salamanca’da toplanmıştır. Konferansın sonunda kabul edilen “Özel Eğitim Hakkında Salamanca Bildirisi” özel gereksinimli öğrencilerin kaliteli eğitime erişimi konusunda erişilmesi gereken hedefin sadece eğitim sistemine dahil edilmeleri değil, eğitim sisteminin tüm öğrencileri kapsayacak bir yapıya kavuşturulması olduğunu uluslararası anlamda tanıyan ilk belge olmuştur. Salamanca’da alınan kararın uygulanabilirliğini ölçmek adına 2000 yılında Dakar’da Dünya Eğitim Forumu düzenlenmiştir. Forumda “herkes için eğitim” hedefine istenilen ölçüde erişilemediği saptanmış, bu hedefe erişmek için yapılması gerekenleri içeren Dakar Eylem Çerçevesi kabul edilmiştir. Çerçeve hükümetleri 2015 yılına kadar herkes için kaliteli temel eğitimi sağlamakla yükümlü kılmıştır. Tohum Otizm Vakfı (TOHUM) ve Eğitim Reformu Girişimi Projesi, Kaynaştırma / Bütünleştirmenin Etikliğini Artırmak İçin Politika Ve Uygulama Önerileri Projesi Kaynaştırma / Bütünleştirme Yoluyla Eğitimde Dünyadan Ve Türkiye’den İyi Örnekler, İstanbul, 2011, s. 10. Ayrıca Özel Eğitim Hakkında Salamanca Bildirisi için BKZ. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/39/45/387.pdf (15.10.2014).

293 Tevhide Kargın, Berrin Baydık, “Kaynaştırma Ortamındaki İşiten Öğrencilerin İşitme Engelli Akranlarına Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, Cilt 3, Sayı 2, 2002, s.28..

294 “Engelli Çocuk Ve Gençlerin Genel Öğretim Sistemine Katılımı”, Avrupa Konseyi, No:

90/C/162/02, 31 Mayıs 1990.

105 Özel eğitim veren öğretmenlerin her türlü materyal ve teknik konuda desteklenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.295

Kaynaştırma eğitimin en iyi uygulandığı ülke Finlandiya olarak bilinmektedir. Burada özel gereksinimli öğrenciler de dahil olmak üzere bütün öğrenciler aynı temel eğitim sisteminde yer almakta ve neredeyse tüm çocuklar (%99,7) temel eğitimi tamamlamaktadır. Tüm çocukların sadece %2’sinden azına, özel eğitim okullarında eğitim yöntemlerini ve materyallerini seçme konusunda özgürlükler tanınmıştır. Başka bir İskandinav ülkesi olan İsveç’te engelli bireyler arasında ortaöğretime gidenlerin oranı, engelli olmayanlara göre daha fazladır.

Çocukların eğitimi için özel eğitim veren okullar olsa da engelli çocukların büyük bir kısmı kaynaştırma eğitim ile öğrenim görmektedir.296

Türkiye’de eğitim konusundaki en önemli sorunların başında kaynaştırma eğitimi gelmektedir. Engelliler Kanunu engelli çocukların bütünleştirilmiş ortamlarda ve engelli olmayan bireylerle eşit eğitim imkanı dahilinde eğitim almaları gerektiğini savunmaktadır. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulaması herhangi bir yetersizlik nedeniyle özel gereksinimleri olan öğrencilerin genel eğitim okullarında akranlarıyla birlikte eğitim almalarını tanımlamaktadır.297 Ülkemizde 1983 tarihli Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu’yla ilk olarak özel gereksinimli çocuklar için kaynaştırma yoluyla eğitimin gerekli olduğu vurgulanmıştır.298

Tahminlere göre gelişmekte olan ülkelerde yaşayan engelli çocukların %98’i okula gidememektedir. Asya’da görme engelli çocukların %90’ı eğitime

295 “Engelli Öğrencilere Eğitim Ve Mesleki Eğitimde Fırsat Eşitliği Sağlanması”, Avrupa Konseyi, No: 2003/C/134/04, 5 Mayıs 2003.

296 Eğitim ve Kültür: Hayatboyu Öğrenme Programı (2007-2013) Leonardo Da Vinci Projesi, Engelli Bireylere Yönelik Serbest Zaman Aktivitelerinin Organizasyonu”,

http://members.comu.edu.tr/ozerd/isvecproje.pdf (29.10.2014).

297 T.C. Anayasası’nın 42. maddesi, devletin özel eğitime gereksinimi olanları topluma yararlı kılacak önlemleri almakla yükümlü olduğunu belirtir. 2010 yılında pozitif ayrımcılığa ilişkin yapılan anayasa değişikliğinde engelliler de yer almıştır. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun (METK) 8.

maddesi, “özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocuklar” için özel önlemler alınacağını, İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 12. maddesi de ilköğretim çağındaki engelli çocuklara özel eğitim ve öğretim olanakları sunulacağını ifade eder. Mesleki Eğitim Kanunu Madde 39 ise, özel gereksinimli çocuklar için iş yaşamında geçerliliği olan mesleklere hazırlayıcı özel meslek kursları düzenleneceğini belirtir. “Kaynaştırma / Bütünleştirmenin Etikliğini Artırmak İçin Politika Ve Uygulama Önerileri Projesi…”, s.20.

298 12.10.1983 Tarih ve 2916 Sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu 15.10.1983 Tarih ve 18192 Sayı İle Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

106 erişememektedir.299 Engelli bireylerin eğitimi konusundaki engellerin aşılması adına atılacak en önemli adım “makul uyumlaştırma” olmalıdır. Makul uyumlaştırma ile kastedilen eğitim kurumlarında yaşanacak erişim ve ulaşım sorunlarını ortadan kaldırmak, Braille alfabesinde yazılı ya da sesli levha ve panoları kullanmak, bilgisayarları tüm engelli gruplarının kullanımına açmak için yeni programlarla donatmak, eğitim-öğretim programını kişiye göre farklılaştırmak, öğrenci gruplarını küçültmek, alternatif değerlendirme metotları ya da özel sınav düzenlemeleri geliştirmek gibi önlemler ve eylemler olarak kabul edilmektedir.300 Tüm bunlar hem engelli öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak hem de herkes gibi eğitim hakkından tam ve eşit olarak yararlanmalarının önünü açacaktır.

Sözleşme’nin 26. Maddesinin 3/a ve b paragraflarında engelli olanlar dahil olmak üzere işaret dilini ve Braille alfabesini bilen öğretmenlerin işe alınması ve eğitimin her düzeyinde çalışan uzmanların ve personelin eğitilmesi için uygun tedbirlerin alınması gerektiği özellikle belirtilmiştir. Engelli bireyi eğitecek öğretmenin engellilik konusunda yeterli donanıma sahip olmaması ve engellilik konusunda bir eğitim almamış olması istenen düzeyde bir eğitim-öğretim akışının sağlanmasına engel olacaktır. Bu nedenle eğitmenlerin kaliteli bir akademik eğitim alarak profesyonel gelişimini sağlamış olmaları gerekir. Ayrıca, engelli öğrencilerin ilgisini çekebilecek ve onların daha kolay anlamalarını sağlayacak materyal, araç, gereç kullanmalıdır.

Engelli kadınların eğitim hakkına erişmesi konusundaki en önemli engel ailelerin korumacı tavrı ve kadınlara atfedilen ev içi rollerdir. Engelli yetişkinler arasında okuma-yazma oranı yüzde 3’lere kadar düşmekte ve hatta bazı ülkelerde bu oran engelli kadınlarda % 1’e kadar inmektedir.301

2002 Türkiye Özürlüler Araştırması engellilerin eğitimine ilişkin veriler açısından incelendiğinde, eğitim durumunun, okuryazarlık ve tamamlanmış eğitim

299 Disability Awareness in Action Disabled Women Resource Kit No. 6, s.3. Gerçekten de Asya’da engelli çocukların eğitim durumu hakkında bilgiye Sabriye Tenberkenîn kitabında da rastlamak mümkündür. Tenberken Tibet’te deneyimlediklerini anlattığı kitabında genel olarak şu bilgilere yer vermiştir: Tibet’te yükseklik ve aşırı ışık nedeniyle her 70 kişiden biri görme engellidir ve burada görme engellilere uygun bir eğitim sistemi yoktur. Dolayısıyla görme engelli çocuklar okula gidememekte, dilendirilmekte, sokaklarda şarkı söylettirilmekte ve sosyal hayata katılmalarının gereksiz olduğu düşünülerek yataklara bağlanmaktadır. Sabriye Tenberken, Yolum Tibet’e Düştü, İstanbul, Parantez Yayınları, 2001.

300 Çağlar, “Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuk Sisteminde…”, s.206.

301“Dışlanmadan Eşitliğe: Engelli Bireylerin Haklarını Hayata Geçirmek” s.1.

107 olarak iki açıdan ele alındığı tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre genel nüfusun %12,9’u okuma yazma bilmezken, engellilerde bu oran 3 kat daha fazladır (%36,3). Toplam nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin oranı engelli erkeklerde

%6.89, engelli kadınlarda ise %18.83’tür. Engelli kadınların okuma yazma bilmeme oranı engelli erkeklerin 3 katı kadardır ve her engel grubundaki engelli kadınlar için bu durum geçerlidir. Diğer yandan okuma yazma bilmeyen ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ve zihinsel engelli kadınların oranı %51.26 iken yüksekokul mezunu kadınların oranı %1.45’tir. Aradaki farktan da anlaşılacağı üzere engelli kadınların büyük bir kısmının eğitim seviyesi oldukça düşüktür ve doğal olarak engelli kadınlar eğitim hizmet ve olanaklarından yararlanamamaktadır.302

Başbakanlık Özürlüler İdaresi tarafından Türkiye genelinde yapılan “Toplum Özürlülüğü Nasıl Anlıyor?” araştırmasında engelli bireylerin eğitim almaları gerektiğine inanılmakla birlikte, ruhsal ve zihinsel engelli bireylerin kaynaştırma ortamlarında eğitim almaları uygun görülmemiştir.303

Türkiye’de engelli çocukları kabul eden kaynaştırma okullarının sayısı oldukça azdır. Aileler engelli çocuklar ile birlikte kendi çocuklarının aynı sıraları paylaşmasını istememektedir. İdari personel kaynaştırma eğitim hakkında bilgisizdir ve eğitmenler engelli çocuğa nasıl eğitim vereceklerini bilmemektedir. Bu bağlamda Türkiye’de bu denli özel eğitim faaliyetlerinin kabul görmesi de gayet yerindedir.

Çünkü engellilerin menfaatlerini koruyacak daha iyi bir sistem henüz mevcut değildir. Diğer yandan eğitim, kadının ekonomik kalkınmadaki rolünü ve istihdama katılımını belirleyecek olan faktördür. Dolayısıyla toplumun gelişmişlik seviyesinin belirlenmesi için kilit role sahip kadının eğitimi ön planda tutulmalıdır.

2.4.15. İşkence ve Diğer Biçimlerde İstismara Maruz Kalmama