Ey gönül tutmuşsun bir köşe başı Mülkün gibi kurumlan dur bakalım Üstüste yığıp da toprağı taşı Nemrut gibi böbürlen dur bakalım
Sanırsın ki sana meftun etrafın Acaba onları nasıl tavladın Dalkavuk mu sallabaş mı anladın Peşin ücret alkışlan dur bakalım
Yanlışım yok der durursun nasılsa En büyük yanlış da bu imiş oysa Çıkınca karşına Harun’la Musa Fir'avn gibi homurdan dur bakalım
Çiftlik çubuk helalindir sürersin Hasılatı malım dersin derersin Ne kıymet bilirsin ne şükredersin Mal mülk içre yuvarlan dur bakalım
42 Mavi boncuk dağıtırsın herkese Ayak uydurursun her kim ne dese Nifak çıkarırsın verip vesvese Yenisine hazırlan dur bakalım
Bilirsin de dünya sadece üç gün Biri dündü geçti gitti gördüğün Biri yarın belirsiz tek gün bu gün Tadını al yararlan dur bakalım
Sana inananlar hep kaldı yaya Hesaplar kalıyor hep de ukba’ya Sende o kaygı yok gel doya doya Dünya için kaygılan dur bakalım
43
Eyleme
Gel ey gönül burda karar eyleme Kalıp da kendine zarar eyleme Madem geldin buralara nasılsa Kalkıp gitmekten de hazer eyleme
Burda herkes düşman olmuş herkese Kavga döğüş eksik olmaz nedense Her oyun var tırpan künde el-ense Kesb-i kısbet aba şalvar eyleme
Herkes âlim olmuş kulakdan dolma Koyu bir lâkaydi haksıza zulme Hak güçlüye sanki atadan kalma Sen de keyfe göre kantar eyleme
Alıcı kuş nasıl geçer avından İddiacı vaz geçemez tavrından İsbatlara bakmaz dönmez savından Mücadele etme ısrar eyleme
44 Pes etsen de koyuvermez yakanı Eli bırak öpsen bile tabanı Yıkmak ister otağını obanı En iyisi baştan pazar eyleme
Anla artık bilmek yetmez doğruyu Ayırmak gerekir yaşla kuruyu Ard niyetle sorarlarsa soruyu Sözüne imsak ver iftar eyleme
Sen seni bil fayda umma nizadan Cidal varsa sen uzak dur oradan Pişman olmaktansa aman sonradan Yâri incitip de ağyar eyleme
45
Ne Sandın
Ey gönül işin ne senin yüksekte Yoksa sen kendini uçar mı sandın Günahlarla yüklü bu ağır gövde Yükselip sınavdan geçer mi sandın
Çekmesin içine seni de niza Getiremezsin ya âleme hiza Getirsen de belki bir gün faraza Biri sana bir kürk biçer mi sandın
Hep aynı yerde ya saman uğrusu Herkesin dilinde kendi doğrusu Bir gün ayrılır da yaşı kurusu Tek doğru yüzünü açar mı sandın
Her telden çalarlar kalın ve ince Her lafa girerler bitmeden cümle Farkeder mi gerçek ile hurafe Herkes hakikati seçer mi sandın
46 Meziyetlerinden bahseder durur Sanki övünmezse kabında kurur Haddin bilmez zirvelerden dem vurur Sen onu inciler saçar mı sandın
Karışma herkesin tasavvuruna Nasılsa vazgeçmez zoru zoruna İki kelimeyle senin uğruna Kendi diyarından göçer mi sandın
Konuşmakla alim arif olunmaz Bir yol bulunur da lafla bulunmaz Dergâha destursuz çıkıp gelinmez Yolu göstereni nâçâr mı sandın
Ey gönül yetişir artık kısa kes Aymaza nadana tüketme nefes Eliyle kurduğu kaleyi herkes Kolayca terkedip kaçar mı sandın
47
Mizan
Ey gönül gel in oradan Duman tuta seni duman Nasıl etsin de ulaşsın Senden biraz çare uman
Lain düşmanına bir bak Kibri etti onu helak Gururlanmak bize yasak Nemiz varsa hep Huda'dan
Kibirden gelir hiddet Lâkin dengeye dikkat et Tevazuun çoğu Zillet Hem de nimete küfran
İltifata da ölçü bul Şımarmasın uşak oğul Zayıftır bilirsin kul Böyle söylüyor Yezdan
48 Namerd köprüsünden geçme Tefahür zehrini içme
Karayı kızılı seçme Sonra şehrin olur talan
Hak hukuk nedir iyi bil Zulme değil Hakka eğil Düşmanlığı defterden sil Bilinmez ki kimdir yaman
İltifata kulak verme Sermayeni yere serme Elin bağından gül derme Hoş görür mü ya bahçıvan
Harama asla yanaşma Her nizaya da bulaşma Sakın ölçüyü şaşma Elinden düşmesin mizan
Bilmez misin dünya yalan Kanadın kadar havalan Teni toprak sitr edince Neye yarar geri kalan
49
Ne Çıkar?
Ey gönül gözün aç aman uyuma Rüya hem cin hem de peri çıkarır Korkuyla uyanmak istemezsin ya Ya batırır ya ileri çıkarır
Doğru bildiğini söyle saklama Cahilin sözüne sözler ekleme Hayırsız topraktan mahsul bekleme Buğday ekersin de darı çıkarır
Gölet görmemişe sorma denizden Yolak bilmeyene dem vurma izden Hayır umma kadir kıymet bilmezden Hayal edemediğin şerri çıkarır
Ne değirmen görmüş ne kepek ne un Bilip anladığı ancak bir somun Ömür boyu emek verip kurduğun Kovandan yabani arı çıkarır
50 Kıymetli taşları ucuza satma Uzak dur ahmaktan bir şey anlatma Nadanın önüne sert kemik atma Hazmedemeyince geri çıkarır
Elifle merteği güçbelâ seçer Mestanı geçse de Elest'de çöker Herkese her zaman yüksekten bakar Kendini kusurdan beri çıkarır
Ey gönül hayının sakın şerrinden Aldırma alınma kem sözlerinden Seni de vurur da hassas yerinden Cebinden sürüyle Nuri çıkarır
51
Sorarlar
Tövbe kapın açık da tam nedamet sorarlar Temizlenmiş kalp ile samimiyet sorarlar
Zannetme ki geçersin üç beş süslü cümleyle Orda kuru lâf geçmez müktesebat sorarlar
Bir post bir dost derim de geçirirler belleme Post'a tapu dostuna da hüviyet sorarlar
Ateşe yandım deme daha alev görmeden Yanık taban yanık ten yanık kisvet sorarlar
Dergâha uğramadan pîr'den himmet bekleme Karşılıksız nimet yok orda hizmet sorarlar
Yaptım ettim çalıştım düzgün odun taşıdım Diye yüksekten atma halis niyet sorarlar
Emir ve yasaklara akıl süzgeci koyma Kayıtsız ve de şartsız teslimiyet sorarlar
Geçemezsin bu ağır böyle hantal gövdeyle İçi oyulmuş kemik hem de kanat sorarlar Uluorta anlatma her şeyi böyle Nuri Sonra senden de kürsü ve cemaat sorarlar
52