• Sonuç bulunamadı

2. LİTERATÜR ÇALIŞMASI

2.2 Dolgu Duvar – Taşıyıcı Sistem Etkileşimi Üzerine Yapılan Çalışmalar

2.2.1 Dolgu duvarların yapı davranışına etkisi

Dolgu duvarları, yapının yatay rijitliğini ve enerji yutma kapasitesini arttırarak dinamik yükler altındaki davranışını da önemli derecede etkilemektedirler. Yapı rijitliğine sağladıkları artım nedeniyle, yapının mod şeklini ve periyodunu değiştirmekle beraber hesaba katılmayan kesme kuvvetlerinin ve normal kuvvetlerin ortaya çıkmasına neden olurlar. Bu konuda, son yıllarda yapılan deneysel ve analitik çalışmalar dolgu duvarların taşıyıcı sistemliği sayesinde, davranışını önemli ölçüde değiştirdiği saptanmış ve çeşitli modelleme yöntemleri önerilmiştir.

Dolgu duvarların hesaplarda ihmal edilmesinin ya da dikkate alınmamasının sebepleri arasında duvar dayanımlarının birçok parametreye bağlı olması (harç ve işçilik kalitesi, malzeme, boşluk oranı, bulunduğu çerçeveyle olan etkileşimi vb.), projede farklı yerinde farklı olan imalatlar, daha sonradan kullanıma bağlı olarak yapılan değişiklikler sıralanabilir. Diğer bir neden de dolgu duvarların yatay deprem yüklerinden pay alarak, kolon-kiriş-perde gibi ana taşıyıcı sistem elemanlarına gelen iç kesit taleplerini küçültmesine ve böylece taşıyıcı sistemin gereğinden zayıf olarak tasarlanmasına izin verilmez. Bununla birlikte bina hesaplarında yalnız çerçeveden oluşan yapının periyodunun mu, yoksa dolgu duvarlarla rijitlendirilmiş yapının periyodunun mu alınması gerektiği de önemli bir sorundur. Çünkü depremin başlangıcında dolgu duvarlarında etkin olduğu rijitlik oldukça yüksek, periyotlar ise son derece azdır. Deprem etkisi boyunca dolgu duvarların çatlaması ve devre dışı

kalması sonucunda yapının periyodu çerçevelerden oluşan yapının periyoduna ulaşacaktır. Dolayısıyla son durumdaki periyot klasik deprem hesaplarında bulunan periyotlara ulaşacaktır.

Yapı analizlerinde tuğla, beton, briket vb. malzemeden yapılan bölme duvarlarının yük almadıkları kabul edilir. Ancak bu duvarların düşük yatay yükler altında önemli rijitlikleri ve yatay kuvvet taşıma güçleri vardır. Hem çerçeveyi hem de duvarı örten sıvalar duvar ve kolonun özellikle hafif depremlerde ve şiddetli bir depremin başlangıcında birlikte hareket edip ötelendikleri için yapıların depremin başlangıcında büyük rijitlikleri bulunmaktadır (Şekil 2.1) [14].

Betonarme çerçevedeki dolgu duvarlar yapının ötelenmesini betonarme perde duvarlar gibi kısıtlamaktadır. Ancak bu durum şiddetli bir depremin başlangıcında ya da hafif şiddetli depremlerde geçerlidir. Hasar görmeden önce perde duvar davranışı gösterebilen dolgu duvarlar, tıpkı perde duvarlar gibi yapı planında simetrik konumlarda yerleştirilmemişlerse ya da yapının bazı bölümlerinde yoğunlaşmış ise yapıda burulma etkileri oluştururlar [14].

Şekil 2.1 : Dolgu duvarlı çerçevenin yatay yükler altındaki davranışa etkisi [14]. Deprem etkisinde kalan yapı, başlangıçta bütün elemanları ile (toplam kütlesi , toplam yatay rijitliği ile) devrededir. Bu taşıyıcı sistemin ve duvarların oluşturdukları yatay rijitlikler esas olmak üzere dağılan yatay yükler süneklikleri farklı olan, fakat başlangıçta beraber çalışan betonarme çerçeve ile dolgu duvarları tarafından birlikte karşılanır. Ancak depremin başlangıcından bir süre sonra gevrek olan dolgu duvarlarının çatlayarak devreden çıkması olasılığı yüksektir. Bu aşamadan sonra çıplak çerçeve depreme karşı koyacak, dolgu duvarlarının etkisi ise sadece kütle yönünden sürecektir [15].

Dolgu duvarların taşıyıcı sisteme süneklik, enerji yutma kapasitesi ve rijitlik arttırımı gibi olumlu katkılarının yanında, olumsuz etkileri de vardır. Duvarların yatayda ve düşeydeki süreksiz ve düzensiz olmaları sistemde burulma, zayıf kat ve yumuşak kat düzensizliklerinin ortaya çıkmasına, duvarlarda açılan boşluklar ise konumuna göre kısa kolon etkisi yapmaktadır. Bu durum duvarların sisteme etkisi gözönüne alınmadığı takdirde ilave iç kuvvetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar.

Şekil 2.2 : İki çerçevesinde dolgu duvar olan yapıda eksantrisitenin artışı [16]. Dolgu duvarların planda mimari nedenlerle gelişigüzel yerleştirilmesi, sistemin rijitlik merkezi ile kütle merkezi arasındaki uzaklığı artırabilir. Böylece yapı, eksantrisitenin artmasıyla burulma etkilerine maruz kalacaktır (Şekil 2.2). Bu durum öngörülmediği takdirde yapının davranış şekli ve deprem anında oluşacak kesit hasarları önemli ölçüde değişecektir.

Kısa kolonlar, taşıyıcı sistem nedeni ile veya dolgu duvarlarında kolonlar arasında bırakılan boşluklar nedeni ile oluşabilirler (Şekil 2.3). Bu durum kolon etkili boyunun kısalmasına yol açarak kolonun daha büyük kesme kuvvetlerine maruz kalmasına sebep olmaktadır. Kısa kolon durumunda, dolgu duvarları kirişte oluşacak mafsallaşmayı önleyerek, plastik mafsalların kolon üst ucunda veya dolgu duvarın bitiş noktasına yakın bir yerde oluşmasına sebep olur. Bu duruma depremlerde hasar gören yapılarda da sıkça rastlanmaktadır.

Zayıf kat hasarının başlıca nedeni, üst katlardaki yığma dolgu duvarlarının, alt katlarda bulunmayışıdır. Bununla birlikte yatay yerdeğiştirme, dolgu duvarın az olduğu veya olmadığı katlarda yoğunlaşarak yumuşak kat düzensizliğine yol açmaktadır (Şekil 2.4 ve Şekil 2.5).

Şekil 2.3 : Kısa kolon etkisi [17].

Şekil 2.4 : Casa Micasa Binası zayıf kat hasarı, 1972 Managua-Nicaragua depremi (M6.2) [18].

Şekil 2.5 : 1999 Kocaeli depreminde zayıf kat hasarı [18].

Madem ki, deprem hasarı yığma dolgu duvarlarının bulunmayışından kaynaklanıyor, o halde yatay deplasman hesabında yığma duvarlar modellenmelidir. Ancak, bu suretle yığma duvarların üst katlarda mevcut olma ve zemin katta mevcut olmama

durumları yatay deplasman hesaplarına yansıtılabilir. Aksi halde, zayıf katlarda aşırı yatay deplasman nedeni ile meydana gelecek deprem hasarlarının nedeni izah edilemez [18].

Semih Tezcan ve diğ. (2007), yaptıkları çalışmada DBYBHY2007’de yumuşak kat ve zayıf kat ile ilgili tanımlamaların ve önlemlerin yetersiz kaldığını ortaya koymuşlardır. DBYBHY2007, yumuşak kat düzensizliği bulunan binalarda sadece, bina yüksekliği H > 25m, (8 kattan fazla) ise dinamik analiz yapılması şeklinde bir yaptırım getirmektedir. Esasen bu yaptırım bir cezalandırma değil adeta, bir mükâfatlandırmadır. Çünkü, genelde dinamik analiz, statik eşdeğer yönteme göre daha küçük deprem kuvvetleri vermektedir. Yazarlar, komşu katlar arasında B2 rijitlik düzensizliği (yumuşak kat)’nin varlığını tayin eden ηk’nın hesabında tüm yığma dolgu duvarların eşdeğer çapraz çubuklar veya sonlu elemanlar yöntemi ile taşıyıcı sistemin matematik modeline dahil edilmesi gerektiğini önermişlerdir [18]. 2.2.2 Dolgu duvarların modellenmesi (Al-Chaar yöntemi)

Polyakov (1960) (çalışmaları 1950’nin başlarına dayanır), Stafford-Smith (1962, 1966, 1969), Main-stone (1971), Klingner and Bertero (1976, 1978) yaptıkları çalışmalar dolgu duvarlı çerçevelerin davranışlarını tahmin etmek ve anlamak için günümüzde kullanılan metodların temelini oluşturmaktadır.

Numunelerin testleri sırasında, duvarın merkezinde diyagonal çatlaklar gözlenir ve modelin karşılıklı çapraz yüklenmemiş köşelerinde çerçeveyle dolgu arasında boşluklar oluşur, bu arada da yüklenmiş iki çapraz köşede de tam bir temas gözlenir. Bu davranış ilk olarak Polyakov tarafından gözlemlenmiştir ve dolgu duvarlı çerçevelerin analizinde duvarı eşdeğer basınç çubuğu olarak basitleştirerek temsil etme fikrine öncülük etmiştir (Şekil 2.6).

Şekil 2.6 : a)Dolgu duvarlı çerçevenin yatay yük etkisindeki davranışı b)Eşdeğer basınç çubuğu [19].

Eşdeğer duvar çubuklarının kalınlığı, a, dolgunun kendi net kalınlığı ve mekanik özellikleri (elastisite modülü gibi) aynıdır ve çerçeve tarafından kuşatılmış kabul edilir. Eşdeğer kalınlığı a’nın belirlenmesi araştırmacıların yaptıkları kabuller doğrultusunda değişim göstermektedir.

Dolgu duvar davranışını temsil eden a genişliğinde ve t kalınlığındaki bir eşdeğer basınç çubuğu aşağıdaki eşitlikler kullanılarak modellenmiştir (Şekil 2.7). DBYBHY-2007’de de aynı yöntem ve formüller verilmiştir.

Şekil 2.7 : Dolgu duvarın diyagonaller ile modellenmesi [19].

1/ 4 1 sin 2 4 d c c E t H H E I h     (2.1) 0.4 1 0.175 ( ) aD H(2.2)

Burada λ1 eşdeğer basınç çubuğu katsayısı, H kolon boyu, Ed ve Ec dolgu duvarı ve çerçeve betonunun elastisite modülü, h ve t dolgu duvar yüksekliği ve kalınlığı, Ic kolonun atalet momenti, D dolgu duvarı köşegen uzunluğu, θ köşegenin yatay ile olan açısı, a eşdeğer basınç çubuğunun genişliğidir.

Eğer dolgu duvarda boşluk ve/veya hasar var ise, eşdeğer basınç çubuğu genişliği Denklem (2.3) ile azaltılmalıdır.

1 2

( ) ( )

red i i

aa R R (2.3)

Burada R1 , dolgu duvarda boşluk olması halinde kullanılacak azaltma katsayısı, R2 ise duvarda hasar olduğu durumda kullanılması gereken azaltma katsayısıdır.

DBYBHY2007, duvar yüzey alanına oranı %10’u geçmeyen duvarların yapı modeline katılmasına izin vermiştir. Ancak Al-Chaar boşluk oranı %60 veya daha fazla olan duvarlarda dolgu duvarın katkısını ihmal etmiştir.

Boşluklu dolgu duvarların olduğu durumda eşdeğer basınç çubuğu boşluksuz duvarlarla aynı davranışı gösterdiği kabul edilebilir (Şekil 2.8). Eşdeğer basınç çubuğunun genişliği a, boşluktan doğan dayanım kaybının hesaba katılması amacıyla bir R1 azaltma katsayısı ile çarpılmalıdır. Eğer duvardaki boşluk alanının bütün duvar alanına oranı %60’tan büyük veya eşit ise bu duvarın etkisi ihmal edilebilir, diğer bir deyişle bu durumda azaltma katsayısı R1=0 alınmalıdır [19].

Şekil 2.8 : Boşluklu dolgu duvarlarda yapılan basitleştirilmiş davranış kabulü [19].

2 1 ( )i 0.6 open 1.6 open 1 panel panel A A R A A             (2.4)

Basınç çubuğu genişliğinin azaltılması meydana gelebilecek olası gerilme dağılımlarını temsil etmez. Bu metod duvarın bütün yapısal kapasitesini hesaplayabilmek için basitleştirilmiş bir yöntemdir. Duvardaki açıklığa bağlı yerel etkiler, boşluklu duvarın sonlu elemanlar ile modellenmesi ile ya da eşdeğer basınç çubuklarının Şekil 2.9‘da gösterildiği gibi davranışı daha doğru temsil eden muhtemel gerilme alanlarında kullanılması ile gösterilebilir [19].

Şekil 2.9 : Boşluklu dolgu duvarlarda oluşacak gerçek gerilme dağılımları [19]. Eğer dolgu duvarda mevcut bir hasar varsa, bu hasarın dikkate alınacağı azaltma katsayısı (R2)i Çizelge 2.1‘de verilmiştir.

Çizelge 2.1 : Dolgu duvarlarda hasar varsa kullanılan azaltma katsayısı. Hasar Durumuna Göre (R2)i

h/t orta ağır

≤ 21 0.7 0.4

>21 onarım gerekli

Kısmi dolgulu duvar olması durumunda azaltılmış kolon boyu lkolon Şekil 2.10‘da görüldüğü gibi desteklenmeyen açıklık boyuna eşit olmalıdır.

Şekil 2.10 : Kısmi dolgu duvar olması durumunda kolon ve duvar yükseklikleri [19]. DBYBHY-2007’ye göre dolgu duvarın kesme dayanımı, köşegen çubuğun eşdeğer basınç kuvveti dayanımının yatay bileşeni olarak kabul edilebilir. Yatay kesit alanı Aduvar, basınç dayanımı fduvar ve kayma dayanımı τduvar olan dolgu duvarın kesme kuvveti dayanımı Vduvar , (2.5) ile hesaplanacaktır.

duvar duvar duvar 0.22 duvar duvar

3. DBYBHY 2007’YE GÖRE MEVCUT BİNALARIN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

3.1 Giriş

Performansa dayalı tasarım ve değerlendirme konusu özellikle son yıllarda yaşanan depremler sonrasında sıklıkla anılmaya başlanmıştır. Performansa dayalı tasarımın amacı yapısal elemanlarda hedeflenen şekildeğiştirme ya da kuvvet talebi ile eleman kapasitelerini kıyaslayarak, yapının depremdeki hedeflenen performansını, güvenliğini, göçme şeklini (sünek, gevrek), hasar durumunu ve yapı içerisindeki en kritik kesitleri belirlemektir.

Deprem bölgelerinde bulunan mevcut binaların ve bina türündeki yapıların deprem etkileri altındaki davranışlarının değerlendirilmesinde uygulanacak hesap kuralları, güçlendirme kararlarında esas alınacak ilkeler ve güçlendirilmesine karar verilen binaların güçlendirme tasarımı ilkeleri DBYBHY-2007 Bölüm 7’ de verilmiştir. Ülkemizde ilk defa bu yönetmelikte mevcut binaların değerlendirilmesi konusuna değinilmiştir ve bu değerlendirmeyle ilgili hesap yöntemleri sunulmaktadır. Ayrıca, değerlendirme sonucu yetersiz gözüken yapılar ve yapı elemanları için güçlendirme yöntemleri de açıklanmaktadır.

3.2 Binalardan Bilgi Toplanması

Mevcut binaların taşıyıcı sistem elemanlarının kapasitelerinin hesaplanmasında ve deprem dayanımlarının değerlendirilmesinde kullanılacak eleman detayları ve boyutları, taşıyıcı sistem geometrisine ve malzeme özelliklerine ilişkin bilgiler, binaların projelerinden ve raporlarından, binada yapılacak gözlem ve ölçümlerden, binadan alınacak malzeme örneklerine uygulanacak deneylerden elde edilecektir. Binalardan bilgi toplanması kapsamında yapılacak işlemler, yapısal sistemin tanımlanması, bina geometrisinin, temel sisteminin ve zemin özelliklerinin belirlenmesi, varsa mevcut hasarın ve evvelce yapılmış olan değişiklik ve/veya onarımların belirlenmesi, eleman boyutlarının ölçülmesi, malzeme özelliklerinin

saptanması, sahada derlenen tüm bu bilgilerin binanın varsa projesine uygunluğunun kontrolüdür.

Binalardan bilgi toplanması kapsamında tanımlanan inceleme, veri toplama, derleme, değerlendirme, malzeme örneği alma ve deney yapma işlemleri inşaat mühendislerinin sorumluluğu altında yapılacaktır.

3.3 Bilgi Düzeyleri

İncelenmesi tamamlanan binalara ait mevcut bilgi durumlarına göre bilgi düzeyleri tanımlanmıştır. Belirlenen bilgi düzeyine göre elde edilen katsayılar (Çizelge 3.1) eleman kapasitelerine uygulanırlar.

Sınırlı Bilgi Düzeyi: Sınırlı bilgi düzeyine sahip binalarda taşıyıcı sisteme ait projeler

mevcut değildir fakat taşıyıcı sistem özellikleri binadaki ölçümlerle belirlenir.

Orta Bilgi Düzeyi: Taşıyıcı sistem projesinin mevcudiyetine göre belirilenir. Taşıyıcı

sistem projesi mevcut ise sınırlı bilgi düzeyinde belirtilen ölçümler yapılır; projeler mevcut değilse daha fazla ölçüm yapılır.

Kapsamlı bilgi düzeyi: Taşıyıcı sistem projeleri mevcut olup yeterli düzeyde

ölçümlerin yapılması uygun olacaktır.

Çizelge 3.1 : Binalar için bilgi düzeyi katsayıları. Bilgi Düzeyi Bilgi Düzeyi Katsayısı

Sınırlı 0.75

Orta 0.90

Kapsamlı 1.00

3.3.1 Betonarme binalarda sınırlı bilgi düzeyi

Bina Geometrisi : Saha çalışması ile binanın taşıyıcı sistem plan rölövesi

çıkarılacaktır. Mimari projeler mevcut ise, rölöve çalışmalarına yardımcı olarak kullanılır. Elde edilen bilgiler tüm betonarme elemanların ve dolgu duvarlarının her kattaki yerini, eksen açıklıklarını, yüksekliklerini ve boyutlarını içermelidir ve binanın hesap modelinin oluşturulması için yeterli olmalıdır. Temel sistemi bina içinde veya dışında açılacak yeterli sayıda inceleme çukuru ile belirlenecektir. Binadaki kısa kolonlar ve benzeri olumsuzluklar kat planına ve kesitlere işlenecektir. Binanın komşu binalarla olan ilişkisi (ayrık, bitişik, derz var/yok) belirlenecektir.

Eleman Detayları : Betonarme projeler veya uygulama çizimleri mevcut değildir.

Betonarme elemanlardaki donatı miktarı ve detaylarının binanın yapıldığı tarihteki minimum donatı koşullarını sağladığı varsayılır. Bu varsayımın doğrulanması veya hangi oranda gerçekleştiğinin belirlenmesi için her katta en az birer adet olmak üzere perde ve kolonların %10’unun ve kirişlerin %5’inin pas payları sıyrılarak donatı ve donatı bindirme boyu tespiti yapılacaktır. Sıyırma işlemi kolonların ve kirişlerin uzunluğunun açıklık ortasındaki üçte birlik bölümde yapılmalı, ancak donate bindirme boyunun tespiti amacıyla en az üç kolonda bindirme bölgelerinde yapılmalıdır. Sıyrılan yüzeyler daha sonra yüksek dayanımlı tamir harcı ile kapatılacaktır. Ayrıca pas payı sıyrılmayan elemanların %20’sinde enine ve boyuna donatı sayısı ve yerleşimi donatı tespit cihazları ile belirlenecektir. Donatı tespiti yapılan betonarme kolon ve kirişlerde bulunan mevcut donatının minimum donatıya oranını ifade eden donatı gerçekleşme katsayısı, kolonlar ve kirişler için ayrı ayrı belirlenecektir. Bu katsayı donatı tespiti yapılmayan diğer tüm elemanlara uygulanarak olası donatı miktarları belirlenecektir.

Malzeme Özellikleri : Her katta kolonlardan veya perdelerden TS-10465’de belirtilen

koşullara uygun şekilde en az iki adet beton örneği (karot) alınarak deney yapılacak ve örneklerden elde edilen en düşük basınç dayanımı mevcut beton dayanımı olarak alınacaktır. Donatı sınıfı, yukarıdaki paragrafta açıklandığı şekilde sıyrılan yüzeylerde yapılan görsel inceleme ile tespit edilecek, bu sınıftaki çeliğin karakteristik akma dayanımı mevcut çelik dayanımı olarak alınacaktır. Bu incelemede, donatısında korozyon gözlenen elemanlar planda işaretlenecek ve bu durum eleman kapasite hesaplarında dikkate alınacaktır.

3.3.2 Betonarme binalarda orta bilgi düzeyi

Bina Geometrisi : Binanın betonarme projeleri mevcut ise, binada yapılacak

ölçümlerle mevcut geometrinin projesine uygunluğu kontrol edilir. Proje yoksa, saha çalışması ile binanın taşıyıcı sistem rölövesi çıkarılacaktır. Elde edilen bilgiler tüm betonarme elemanların ve dolgu duvarlarının her kattaki yerini, açıklıklarını, yüksekliklerini ve boyutlarını içermelidir. Bina geometrisi bilgileri, bina kütlesinin hassas biçimde tanımlanması için gerekli ayrıntıları içermelidir. Binadaki kısa kolonlar ve benzeri olumsuzluklar kat planına ve kesitlere işlenecektir. Binanın komşu binalarla olan ilişkisi (ayrık, bitişik, derz var/yok) belirlenecektir. Temel

sistemi bina içinde veya dışında açılacak yeterli sayıda inceleme çukuru ile belirlenecektir.

Eleman Detayları : Betonarme projeler veya imalat çizimleri mevcut değil ise sınırlı

bilgi düzeyi malzeme özelliklerindeki koşulları geçerlidir, ancak pas payları sıyrılarak donatı kontrolü yapılacak, perde, kolon ve kirişlerin sayısı her katta en az ikişer adet olmak üzere o kattaki toplam kolon sayısının %20’sinden ve kiriş sayısının %10’undan az olmayacaktır. Betonarme projeler veya imalat çizimleri mevcut ise donatı kontrolü için sınırlı bilgi düzeyi malzeme özelliklerinde belirtilen işlemler, aynı miktardaki betonarme elemanda uygulanacaktır. Ayrıca pas payı sıyrılmayan elemanların %20’sinde enine ve boyuna donatı sayısı ve yerleşimi donatı tespit cihazları ile belirlenecektir. Proje ile uygulama arasında uyumsuzluk bulunması halinde, betonarme elemanlardaki mevcut donatının projede öngörülen donatıya oranını ifade eden donatı gerçekleşme katsayısı kolonlar ve kirişler için ayrı ayrı belirlenecektir. Eleman kapasitelerinin belirlenmesinde kullanılan bu katsayı 1’den büyük olamaz. Bu katsayı donatı tespiti yapılmayan diğer tüm elemanlara uygulanarak olası donatı miktarları belirlenecektir.

Malzeme Özellikleri : Her kattaki kolonlardan veya perdelerden toplam üç adetten az

olmamak üzere ve binada toplam 9 adetten az olmamak üzere, her 400 m2’den bir adet beton örneği (karot) TS-10465’de belirtilen koşullara uygun şekilde alınarak deney yapılacaktır. Elemanların kapasitelerinin hesaplanmasında örneklerden elde edilen (ortalama-standart sapma) değerleri mevcut beton dayanımı olarak alınacaktır. Beton dayanımının binadaki dağılımı, karot deney sonuçları ile uyarlanmış beton çekici okumaları veya benzeri hasarsız inceleme araçları ile kontrol edilebilir. Donatı sınıfı, yukarıdaki paragrafta açıklandığı şekilde sıyrılan yüzeylerde yapılan görsel inceleme ile tespit edilecek, bu sınıftaki çeliğin karakteristik dayanımı eleman kapasite hesaplarında mevcut çelik dayanımı olarak alınacaktır. Bu incelemede, donatısında korozyon gözlenen elemanlar planda işaretlenecek ve bu durum eleman kapasite hesaplarında dikkate alınacaktır.

3.3.3 Betonarme binalarda kapsamlı bilgi düzeyi

Bina Geometrisi : Binanın betonarme projeleri mevcuttur. Binada yapılacak

ölçümlerle mevcut geometrinin projelere uygunluğu kontrol edilir. Projeler ölçümler ile önemli farklılıklar gösteriyor ise proje yok sayılacak ve bina orta bilgi düzeyine

uygun olarak incelenecektir. Binadaki kısa kolonlar ve benzeri olumsuzluklar kat planına ve kesitlere işlenecektir. Komşu binalarla ilişkisi (ayrık, bitişik, derz var/yok) belirlenecektir. Bina geometrisi bilgileri, bina kütlesinin hassas biçimde tanımlanması için gerekli ayrıntıları içermelidir. Temel sistemi bina içinde veya dışında açılacak yeterli sayıda inceleme çukuru ile belirlenecektir.

Eleman Detayları : Binanın betonarme detay projeleri mevcuttur. Donatının projeye

uygunluğunun kontrolü için orta bilgi düzeyi eleman detaylarında belirtilen işlemler, aynı miktardaki betonarme elemanda uygulanacaktır. Ayrıca pas payı sıyrılmayan elemanların %20’sinde enine ve boyuna donatı sayısı ve yerleşimi donatı tespit cihazları ile belirlenecektir. Proje ile uygulama arasında uyumsuzluk bulunması halinde, betonarme elemanlardaki mevcut donatının projede öngörülen donatıya oranını ifade eden donatı gerçekleşme katsayısı kolonlar ve kirişler için ayrı ayrı belirlenecektir. Eleman kapasitelerinin belirlenmesinde kullanılan bu katsayı 1’den büyük olamaz. Bu katsayı donatı tespiti yapılmayan diğer tüm elemanlara uygulanarak olası donatı miktarları belirlenecektir.

Malzeme Özellikleri : Her kattaki kolonlardan veya perdelerden toplam üç adetten az

olmamak üzere ve binada toplam 9 adetten az olmamak üzere, her 200 m2’den bir adet beton örneği (karot) TS-10465’de belirtilen koşullara uygun şekilde alınarak deney yapılacaktır. Elemanların kapasitelerinin hesaplanmasında, örneklerden elde edilen (ortalama-standart sapma) değerleri mevcut beton dayanımı (fck) olarak alınacaktır. Beton dayanımının binadaki dağılımı, karot deney sonuçları ile uyarlanmış beton çekici okumaları veya benzeri hasarsız inceleme araçları ile control edilebilir. Donatı sınıfı, yukarıdaki paragrafta açıklandığı şekilde sıyrılan yüzeylerde yapılan inceleme ile tespit edilecek, her sınıftaki çelik için (S220, S420, vb.) birer adet örnek alınarak deney yapılacak, çeliğin akma ve kopma dayanımları ve şekildeğiştirme özellikleri belirlenerek projeye uygunluğu saptanacaktır. Projesine uygun ise, eleman kapasite hesaplarında projede kullanılan çeliğin karakteristik akma dayanımı mevcut çelik dayanımı olarak alınacaktır. Uygun değil ise, en az üç adet örnek daha alınarak deney yapılacak, elde edilen en elverişsiz değer eleman kapasite hesaplarında mevcut çelik dayanımı olarak alınacaktır. Bu incelemede, donatısında korozyon gözlenen elemanlar planda işaretlenecek ve bu durum eleman kapasite hesaplarında dikkate alınacaktır.

3.4 Yapı Elemanlarında Hasar Sınırları ve Hasar Bölgeleri

Benzer Belgeler