• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.4. DOĞUM ESNASI

Kazak Türklerinde doğum yapacak olan kadının etrafında bazı ritüellerin uygulandığı, alan araştırmamız sırasında tespit edildi. Konuyla ilgili uygulanan praktikler dikkat çekicidir. Eskiden her doğum yapılacak evde hançer, kılıç, kamçı ya da boz ayı, kaplan ve kurdun derisi asılı olmalıymış. Bunlar kadının doğumunu engellemeye çalışan cinlerin/şeytanların eve girmemesi için asılır. Ayrıca kadının doğumdan önce ardıç yakıp, üç kere başından arındırılmalıdır diye inanılır (K.K.11).

Kadın hastaneye girer girmez, evine dönene kadar evinindeki dolapların, pencerelerin ve fırının tüm kapılarının açılması gerekir denilir. Doğum sırasında doğum kolay olsun diye örgülü saçlar çözülür. Aynı zamanda, üç gün boyunca evden kimseye bir şey verilmemelidir. Doğum sırasında doğum yapacak olan kadının yanında bulunan bir kadının saçlarını çiğnemesine izin verilir. Bu inanca göre doğum kolay, güvenli ve hızlı olur. Hamile kadının günü yaklaştığında “Toprak Ana güç ver, kuvvet ver” diye ayakkabısız çıplak yürütülür. (K.K.2)

Kazak Türklerinde doğum esnasında yapılan “Jarıs kazan” diye adlandırılan bir adet vardır. Doğum yapacak kişinin evine bütün köyün kadınları toplanarak ziyarette bulunurlar. Kendi kazanlarıyla gelip bahçede “kuyırdak” isimli yemeği yarışarak yaparlar. Bu yemeği yaparken hızlı yapmaya gayret ederler. Yemeği ne kadar hızlı yaparsalar o doğumun o kadar hızlı ve kolay olacağına inanılır. Bu yarışma doğumun kolay geçmesi niyeti ile yapılır. Eğer doğum yapan kadın güçlük çekmekteyse yemeği yapan kişi eline siyah bir bıçak alıp şu sözleri söyler; Kara kazan mı önce pişer, kara kadın mı önce doğurur. Bu sözleri doğum gerçekleşene kadar söylemeye devam eder. (K.K.9). Eski bir gelenek olan Jarıs Kazanı adlı yarışma günümüze kadar sürekliliğini devam ettirememiştir.

2.4.1. Doğum ve Ebe

Antik çağlardan beri, hamilelik ve bir çocuğun doğumu mucize olarak kabul edilmektedir. Doğumun en kritik noktası olan doğurma eyleminin kolay olması, gerek anneye gerekse çocuğa zarar vermemesi için de dinsel-büyüsel içerikli uygulamalar gerçekleştirilir. Eski zamanlarda doğumu yapmak için kendi işini iyi bilen her köyün bir uzmanı vardı. Doğumu yaptıracak kadın, doğum esnasında doğumu kolaylaştırmak için “El benim elim değil, Eşe Fatma ananın eli” diyerek doğum yapacak kadının karnını eliyle ovar. Bu uygulama ile doğumun kolay olacağına inanılır ve çocuk doğunca uzun ömürlü olsun diye yaşlı bir kişinin eline verilir.

“Eskiden doğumlar köyde tecrübeli kadınlar tarafından yaptırılıyordu. Ebe, doğum yapacak kadını kucağına oturtur. Hamile kadını iki eliyle göğüs altından aşağıya doğru bastırır. Doğum yaptıran kadın, kırk gün süre ile gelip, bebeği yumurta sarısı ile yıkar. Kırk günün sonunda kendisine bu hizmetleri karşılığında, ailenin gücü oranında bir bahşiş verilmektedir. Bu bahşiş sadece para değil, bazen mısır, ceviz, fasulye vb. şeyler de olabilir” (Altınkaynak, 2016, s. 50).

2.4.2. Göbek Kordonunun Kesilmesiyle İlgili Gelenekler

Doğum esnasında en önemli kültürel işlem, çocuk doğar doğmaz göbek kardonunun kesilmesidir. Kazak Türklerinde bu işleme “kindik kesu” denilir. Kindik kesu çok önemlidir. Yaşlı olan büyükannenin kararı ile anneye bir "kuzu" verilecektir. En önemli rol "kindik şeşe" tarafından uygulanmaktadır. Kindi şeşe, artık çocuğa ikinci anne gibidir. Çocuğun hayatının ilk kırk gününde en önemli rolü oynamaktadır ve en kıymetli misafirdir. Vaftiz annesi mutlaka enerjik, iyi yetiştirilmiş, dürüst olmalıdır. Çünkü Kazak Türklerinin büyülü inanışlarına göre vaftiz annenin nitelikleri çocuğa geçer. Kazak Türklerinin Jas Alaş gazetesinde çocuğun göbek bağı ile ilgili şu haber dikkat çekicidir: “Erkek çocuk, ülkenin koruyucusu olsun diye çocuğun göbek kordonunu (kindiğin) evine yakın yerde gömerler. “Kız, evin desteği” olsun diye, kapı girişine gömerler. Çocuğun göbek bağı, eşi nereye gömülürse çocuğun o mesleğe, meziyete sahip olacağı düşünülür” (Jas Alaş gazete, 2017, s. 7).

Zeyneş ve İsmail’in çalışmalarında ise çocuğun göbek bağınıın uzaklara gömülmesine özellikle dikkat edildiği görünmektedir:

Bazı yerlerde çocuğun göbeği, her zaman kendi evinin etrafında dolaşmasın, uzaklara gidip dünyayı görsün diye dağın belinden aşırarak gömülür. Okumuş aydın bir insan olsun diye kitabın içine saklanır. Kız çocuğun göbeği; “evin kutu” olsun diye ocağın altına gömülür. Dilimizde “kindik kesken jer” (göbeğin kesildiği toprak), “kindik kanı tamgan jer” (göbeğin kanının damladığı toprak) gibi kıymetli sözler bu gelenekle ilişkidir (Zeyneş ve İsmail, 2002, s.182).

Çok eskiden ebelerin doğum yaptırması şöyledir: Bebeğin göbek kordonu yeni, henüz kullanılmayan bir balta ile kesilir. Sonra kordon temiz bir iplikle bağlanır ve cerrahi prosedürle tamamlanırdı. Ritüellerde baltayı günlük yaşamda kullanılmasına izin verilmezdi, çocukların ulaşamayacağı şekilde sarılı bir biçimde saklanırdı (K.K.9).

2.4.3. Müjdeci

Sevinç haberi söyleyen kişi müjdecidir. Müjde, (Suyinşi) sevindirici haber verileceği zaman söylenen sözdür. İyi haberi söyleyenin hediyesidir. Yeni doğmuş bebeği, gelin geldiğinde, uzaktan çok bekleyen misafir geldiğinde, birisi ödül aldığında vb. gibi mutlu anları haberdar eden kişi müjde isteyecektir.

Kazak Türklerinde müjde pratiği ile ilgili bazı uygulamalar görülmektedir: Çocuğun dünyaya gelmesi bütün aile üyelerine, ebeveynine, dede ve ninelerine, akrabalarına ve arkadaşlarına büyük mutluluk getirir. Eskiden babası ve dedesi ava gittiğinde ya da hayvan avından sonra iyi haberi hemen yetiştirmek için müjdeci gönderiyordu. “Suyinşi-suyinşi” diye gelen müjdeciye ev sahibi “istediğini al” der ya da para verir. Bu da sevindiğinin razılığının işaretidir (K.K.3).

Müjdeci ne istiyorsa onu alıyormuş. Kıyafetlerini, zırhlarını hatta atlarını bile hediye eden bahadırlar da varmış. Böyle bir gelenek çocuk sahibi olamayanların, erkek çocuk olacağını duymasının kıymetine yapılıyormuş. Kazak kızı şair Fariza Ongarsınova “Babam Kazakh” adlı şiirinde bu geleneği anlatıyor:

Бабам қазақ қаншама бала сүйген, Babam qazaq qanshama bala súıgen Мұрагерім болса деп мақсат қылып. Muragerim bolsa dep maqsat qylyp. Ұл дауысы шыққанда қараша үйден Ul daýysy shyqqanda qarasha úıden

Атан сойып той қылған, ат шаптырып. Atan soıyp toı qylǵan, at shaptyryp. Сүйіншіге ұл туса бермегі көп, Súıinshige ul týsa bermegi kóp, Әзер болса астында аты қалған. Ázer bolsa astynda aty qalǵan. Қыз туғанда "қырсықтың келгені!" Qyz týǵanda "qyrsyqtyń kelgeni!" Қырын қарап еркегі жатып алған... - Qyryn qarap erkegi jatyp alǵan...- diye açıklıyor. (Ongarsınova, 1978, 98)

Benzer Belgeler