• Sonuç bulunamadı

1.2. DEMOKRASİ NE DEĞİLDİR?

2.1.1. Doğrudan Demokrasinin Kurumları:

Demokratik rejimlerde seçimlerin dışında halkın katılımını sağlayan doğrudan demokrasi kurumları da işlevseldir. Bu kurumlardan en çok devreye sokulanlardan biri de halkoylaması (referandum) olarak bilinir. Halkoylaması kurumu çerçevesinde halk girişimi, halkın vetosu, plebisit gibi yöntemler kullanılmaktadır.

Referandum, İsviçre’de sıkça başvurulan bir yöntemdir. Hükümetin bir konuda referanduma gitmesini sağlamak için vatandaşların 50 bin imza toplaması yeterlidir.

Ancak bu yöntemin de bazen karışık sonuçları ortaya çıkmaktadır. Aralık 2018 tarihinde çıkan bir yasayla, vatandaşa homofobiye karşı dava açma hakkı tanınır. Ancak çıkan bu yasaya karşı olan aşırı sağcı parti ve gruplar, yasanın iptalini isterler ve referandum düzenlenmesini sağlayabilmek için 70 bin imza toplarlar. Hükümet bu talep karşısında yeniden referandum düzenlenmesi için tarih belirleme çalışmasına başlar (Romy, 2019).

Homofobiyi önlemek için çıkarılan bir yasa ile elde edilen demokratik LGBTİ hakları kazanımı, 70 bin imza ile uygulamaya sokulacak olan yeni bir referandum ile tehlike altına girmektedir. Söz konusu örnek, halkın katılımı için önemli kurumlardan biri olan referandumun yol açabileceği karışıklığı anlatabilmek için verilmiştir. Referandumlardan her zaman doğru sonuçlar çıkmayabilir.

Halk girişimi: Vatandaşların yeni yasa düzenlemeleri veya yürürlükteki yasalarda değişiklik yapabilecekleri metinleri hazırlayarak halkın oylamasına sunabilmelerine olanak sağlayan doğrudan demokrasi kurumunun adıdır.

Halkın vetosu: Yasama Meclisi’nde kabul edilen ama daha yürürlüğe girmeyen bir yasayı kabul etmeyen vatandaşların ilgili yasanın reddedilmesi için belirli bir sürede halkoyu kurumunu devreye sokmasıdır. Yasa reddetme hakkının yanı sıra halkın kamu görevlilerini görevlerinden geri çağırma hakkı da olabilir. “Seçimle gelen kamu görevlilerinin azledilmesinde de (recall) halkoylamasına başvurulur” (Uygun, 2017:

199).

Plebisit: Plebisit aşağıdan yukarı doğru değil, yukarıdan aşağı doğru işleyen bir sistemdir, vatandaşların girişimiyle değil, karar mekanizmalarının tercihiyle uygulamaya konulur. “Fransızcada olumsuz bir anlama sahip olan plebisit, otoriter yönetimlerin, iktidarlarına demokratik bir görünüm kazandırmak için halkoyuna başvurmasıdır.

Plebisitler daha çok, gerçek bir tartışma yaratmadan, bir anayasa metninin ya da devlet başkanının görev süresinin uzatılması talebinin onaylanması gibi konular için yapılan güdümlü halkoylamalarıdır. Halkoyuna başvurulması ihtiyari ya da zorunlu olabilir.

Örneğin, Delaware dışında bütün ABD eyaletleri, Avusturalya, İrlanda ve İsviçre’de anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması zorunludur” (Uygun, 2014: 199).

Amerika’da üç tür doğrudan demokrasi kurumu vardır: (1) Referandum (2) Girişimler (initiatives) (3) Geri çağırma (recall). Bu kurumlar seçmenlerin yasa hazırlamalarına, anayasayı düzeltmelerine, siyasileri geri çağırmalarına (azletmelerine) olanak sağlamaktadır. Ancak Amerika’da bazı eyaletler doğrudan demokrasiye izin verir, bazı eyaletler izin vermez. Hepsinin üzerindeki Amerikan hükümeti de doğrudan demokrasi uygulamalarına izin vermez. Eyaletler ve Amerikan hükümeti uygulamaları arasında böyle bir çelişki vardır. Amerika’daki doğrudan demokrasi kurumlarından referandumun işleyişi vatandaşın hükümetin aldığı bir kararı onaylaması ya da geri çevirmesi şeklinde olur. Girişim (initiative) en çok kullanılan doğrudan demokrasi formudur. Girişim için hazırlanan dilekçelerde gerekli imza sayısı eyaletten eyalete göre değişir. Örneğin Kaliforniya’da bir yasa çıkartmak için son valilik seçimlerinde oy

kullananların sayısının %5’inin imzası, anayasal bir düzeltme için ise %8’inin imzası gerekir. 2018 yılı için rakamlar şöyledir: bir yasa geçirmek için 365.880 imza, anayasal bir düzeltme için ise 585.407 imza gerekmektedir. Dilekçe yeter imzaya ulaşınca, devlet kurumu tarafından onaylanır ve oylama için hazır hale gelir. Kaliforniya’da imza toplama süresi 150 gündür, Arizona’da ise 2 yıldır. Devlet imza toplayanları ve dilekçe gezdirenleri sınırlayabilir. Oregon’da imza toplayanlara para ödenmesi yasaklanmıştır.

Kolorado’da ise imza toplayanların kazançları sınırlanmıştır. Geri çağırmak/ azletmek (recall) ise doğrudan demokrasinin sıra dışı formlarından biridir. En bilinen örneklerinden biri 2003 yılında Kaliforniya Valisi Gray Davis’in geri çağrılması ve yerine Arnold Scharzenegger’in geçmesidir (Lumen, 2020).

Doğrudan demokrasinin kurumları üzerinde dururken Fransız Devrimi’nin evrensel bildirgesini de referans olarak alabileceğimizi belirtmek isteriz. 1789 Fransız Devrimi sürecinde ilan edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 15.maddesinde, toplumun kendisini yöneten kamu görevlilerinden hesap sormaya hakkı bulunduğu açıkça belirtilir. “Fransa’da devrimci çalkantı uzun yıllar sürer ama yönetimin yönetilenlerin onayına dayanması gerektiği ilkesi, kendilerini onaylatmak için plebisitler yapma zorunluğu duyan imparatorlar zamanında bile yürürlükte kalır” (Eroğul, 1991: 25,26).

Yukarıda anlatılan demokrasi kurumlarının yanı sıra alternatif demokrasi uygulamaları da görülmektedir. Bunlar; yurttaş jürisi, yurttaş panelleri, internet üzerinden danışmalar ve kasaba meydanı toplantıları olarak sıralanabilir. Yerel hükümetin, merkezi hükümete göre daha iyi olduğu yolundaki görüşler de, merkezileşmiş hiyerarşik yönetimlerin demokrasinin hayata geçirilmesi açısından sorunlu olduğunu dile getirmektedir (Coleman, 2005: 10). Coleman’ın değindiği kasaba meydan toplantıları, Antik Yunan agorası formunun benzeri olarak değerlendirilebilir.

Coleman’ın verdiği bir örneğe göre: İngiltere’de Parlamento, belirli konularda deneyimli bir grup vatandaşa bir ay süresince internet üzerinden danışma uygulaması

gerçekleştirir. Vatandaşlar birbirleriyle ve milletvekilleri ile fikir alışverişi yaparlar. Bu uygulama hem vatandaşların düşüncelerini dile getirmelerine olanak sağlayan bir ortam oluşturmuştur hem de milletvekillerinin gündemini geliştirmiştir. BBC’nin Politik Tartışma Forumlarına, Irak Savaşı sürecinde her ay insanların fikirlerini bildirdiği 350 bin e-mail gelmiştir. Ancak bu kişiler görüşlerini bildirmelerine karşın, temsilcilerle fikirlerini tartışma olanağı bulamamışlardır.

Verilen örneklerden görüldüğü üzere siyasi karar alma süreçlerinde siyasetçilerin oy verenlere danışmaları, oy verenlerin görüşlerini almaları için pek çok teknolojik form ve olanak bulunmaktadır. Sorun, olanakların yetersizliğinde değil siyasetçilerin demokrasiyi özümsememelerinde ve uygulama konusunda istekli olmamalarında yatmaktadır. Alacağı karar, parlamentoda vereceği oy konusunda seçmenin düşüncelerini merak eden, önemseyen, seçmenleri ile iletişim kurmaya çalışan, yatay demokrasiye değer veren politikacılar için teknoloji çağının olanakları yarı-doğrudan demokrasiye giden yolu kolaylaştırmaktadır. Yönetim erkini paylaşmak istemeyen, katılımın ve müzakerenin temsili demokrasi modelinin içerisinde hayat bulmakta zorlandığı ve hiyerarşinin madunlar yarattığı gerçeğine yüz çeviren politikacıların, doğrudan demokrasinin günümüzde uygulanamayacağı savı ancak bir bahanedir. Yarı-doğrudan demokrasi modeli, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımıyla, coğrafi ve demografik engelleri aşabilmektedir ve modelin hayata geçirildiği demokrasi kurumları, hareketler, kampanyalar ve farklı ülkelerdeki siyasi partiler çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak incelenecektir. Zizek’in savının aksine, doğrudan demokrasi artık bir efsane değildir ve yarı-doğrudan demokrasinin teknoloji çağı olarak nitelenen çağımızın koşullarında uygulanabileceği teknik alanlar gelişmiştir ve gelişmeye devam etmektedir.

Ayrıca İsviçre’nin bazı kantonlarında hala uygulanabilir olması, küçük ölçekli yerleşimlerde mutlak doğrudan demokrasinin yaşadığını göstermektedir. Bu yüzden bir sonraki bölümde İsviçre’deki yarı-doğrudan demokrasi uygulamaları incelenecektir.

2.2. İSVİÇRE USULÜ YARI DOĞRUDAN DEMOKRASİ YARI DOĞRUDAN