• Sonuç bulunamadı

2.4. Thomas Hobbes’un Siyaset Felsefesi ve Leviathan

2.4.1. Doğa Durumu

Doğa durumu birçok filozof tarafından incelenmiş bir konudur. Çünkü insan haklarına dair birçok belge, doğal hak ve hukuk anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Hobbes ile birlikte devletin dayandırıldığı temel olan sözleşme kavramı da yine doğa durumuna dayandırılır.128

Doğa durumuna ilk işaret edenler Antik Yunan’daki Sofistler olmuştur. Onlara göre ahlak kuralları ve yasaların farklı yerlerde ve zamanlarda değişiklik gösterebilir. Çünkü bunlar insan eliyle oluşturulan düzenlerdir. Her zaman ve her yerde bağlayıcı olan yasalar ise ancak doğanın koyduğu yasalardır. Antiphon; doğal hukuk ve pozitif hukuk arasında yaptığı karşılaştırma sonucunda pozitif hukukun güçsüzlüğünü işaret eder ve insanların doğadan kaynaklı olarak eşit olduğunu söyler. Sofistlere göre doğal olan sosyal olana her zaman baskın gelir.129

Çalışmamız için önem taşıyan toplum sözleşmesinin diğer temsilcileri arasında yer alan Locke ve Rousseau’da doğa durumu üzerine düşünmüşlerdir. Locke’da doğa durumu bir eşitlik durumudur. Bu durumda kimse daha fazla iktidar ve yetkiye sahip değildir. Doğa durumu bir özgürlük durumu olmasına rağmen bir başıbozukluk hali değildir. Onun doğa yasası tüm bireyleri bağlar. Doğa yasasının kendisini oluşturan “akıl” hiç kimsenin diğer bir kimsenin; yaşamına, sağlığına, özgürlüğüne ve sahipliğine zarar vermemesi gerektiği öğretir. Amaç, bir suçluya adalet uygulamak değilse bu eylemlerin hiç biri bir başkasına uygulanamaz. Ayrıca doğa yasasının çiğnenmesi diğer insanlarca engellenebilir. Buradaki meşruiyet ölçütü ise yaptırımın suç ile orantılı olmasıdır.130

Rousseau ise doğa durumu konusunda Hobbes ve Locke’dan farklı bir çizgide ilerlemiştir. O doğa durumuna daha eleştirel yaklaşmış ve diğer düşünürler gibi

127 Hobbes, a. g. e., 2018, s. 196.

128 Yavuz Kılıç, “Hobbes, Locke Ve Rousseau’da “Doğa Durumu” Düşüncesi”, Temaşa Erciyes

Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, 2014, Sayı: 2, 2015, s. 99. 129 Gökberk, a. g. e., ss. 45-46.

kurgusal bir doğa durumunu değil uygarlık öncesi dönemdeki ilkel insanın durumunu incelemiş ve modeline hayvanları da katmıştır. Ona göre hayvanlar, zekâ ve hürriyet sahibi olmadığı için doğa kanununu algılayamasa bile duyarlılık sahibi canlılar oldukları için doğa kanunlarına dâhil edilmeleri gerekir.131

Rousseau öncülleri gibi tüm insanların doğada eşit olduğu fikrine de katılmaz. Ona göre doğa durumunda iki çeşit eşitsizlik bulunmaktadır. Birincisi Rousseau’nun doğal eşitsizlik olarak adlandırdığı ve doğanın oluşturduğu fiziksel özelliklerden kaynaklı eşitsizliktir. Diğeri ise ahlaki ya da siyasi eşitsizlik olarak adlandırdığı töreye dayalı olarak ve bireyin onayı ile oluşmuş olan eşitsizliktir.132

Hobbes’un doğa durumu tasvirine gelecek olursak, doğa durumunda tüm insanlar tüm özellikleri bakımından eşittir. Çünkü herkes sahip olduğu dezavantajı başka bir avantajı ile kapatabilecek kadar güçlüdür. Eşitlik durumunu gösterir bir diğer durum ise bireylerin zekâlarına olan güvenleridir. Şöyle ki; herkes başka birçok kişinin zekâsına olan inançlarını teslim etse de kendisini çoğu insandan daha zeki görürler. Yani kişiler kendilerine düşen paydan memnundurlar. Bu memnuniyet ise mutlak eşitliğin bir göstergesi olarak görülecektir.133

Var olan bu eşitlik durumu ise amaca ulaşma konusunda da eşit bir umuda sahip olma durumunu doğurur. Arzu edilen şeye iki kişi birden sahip olamayacaksa, böyle bir arzu durumunda kimse isteğinden fedakârlık yapmayacağı için bir kavga durumu doğar. Artık taraflar amaçları için birbirlerini yok etmeye hazırdırlar. Kavga sonucu bir taraf galip gelir ve amacına ulaşır. Ancak galip kişiye karşı mutlaka yeni bir tehdit doğacaktır. Yani kişi kendisini devamlı bir güvensizlik hali içerisinde bulacaktır.134

Oluşan güvensizlik hali savaşı doğurur. Şöyle ki; bir kimse başkalarına karşı olan güvensizlik halinin son bulması için kendisine tehdit oluşturacak kimse kalmayıncaya kadar olabildiğince çok insanı hâkimiyet altına almaya çalışacaktır. Ayrıca; gücünü, güvenliğinin gerekli kıldığından daha fazla artırmak isteyenler de

131 Jean Jacques Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliği Kökeni, 1. Baskı, Yeryüzü Yayınevi, Ankara, 2003, s. 24.

132 a. g. e., s. 26.

133 Hobbes, a. g. e., 2020, ss. 99-100.

bulunacağı için yeterli güvenliği sağlayan kişilerin durabileceği bir nokta olmayacaktır. Çünkü bu kişiler bir müddet sonra savunma yapmak zorunda kalacak ve devamlı savunma yaparak uzun süre dayanamayacaktır.135

Hobbes’un düşüncesine göre devlet yoksa herkes herkese karşı savaş halindedir. Herkesi korkutacak bir gücün yokluğunda insanlar sürekli bir savaş halinde olacaktır. Savaş dışındaki tüm zamanları ise barış olarak nitelendirir. Böyle bir savaş ortamında ise hiçbir çalışmaya yer yoktur. Bu ortamda sadece şiddetli ölüm korkusu mevcuttur. Çünkü çalışma sonucu alınacak olan karşılık her an ellerinden kayıp gidebilir. Bu ortamda insan; yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa bir ömre sahiptir.136

Hobbes; doğa durumu tasvirini yaparken bazı tanımlamalara ihtiyaç duyar. Ona göre “doğal hak”; bireyin kendi hayatını korurken kendi gücünü dilediği şekilde kullanmak ve amacı için en uygun yöntemi seçme özgürlüğüdür. Buradan hareketle “özgürlüğü” dış engellerin yokluğu şeklinde tanımlar. “Doğa yasası” ise; akılla bulunan ve bireyin kendi yaşamı için zararlı olanı veya yaşamını koruma yollarını azaltan şeyleri yasaklayan ilke şeklinde tanımlar.137 Tüm bunlardan hareketle doğa yasasına şu şekilde ulaşılabilir: Ona göre her insan kendisi için iyiyi arzularken kötüden kaçar. İnsan için en kötü şey ise ölümdür. Bu doğal akla uygun olan hakka göre yapılır. Doğal hakkın temelinde ise herkesin başarabildiği ölçüde hayatını ve uzuvlarını koruması vardır. Ve kişi bunun için her aracı kullanıp her türlü edimde bulunabilir.138

Hobbes’un doğa yasalarını özetlemek gerekirse; 1. Doğa yasası, savaş durumundaki insanı uzun bir ömür beklemediği için insanın barışı kovalaması ve barışı elde edemiyorsa yardım araması şeklindedir. Buradan türeyen ilk doğa yasası ise; herkesin her şeye hakkının devam etmemesi için bazı hakların devri ya da terkinin gerektiğidir. Bunu yapmayan kişi barışa ve doğa yasasına aykırı davranıyordur.139 135 a. g. e. , ss. 100-101. 136 a. g. e., s. 101. 137 a. g. e., ss. 103-104. 138 Hobbes, a. g. e., 2018, s. 28. 139 a. g. e., s. 34.

Hobbes’un doğa durumu tasvirini şu şekilde toparlayabiliriz; insanlar doğuştan eşittir, bu eşitlikten güvensizlik doğar, güvensizlik ise savaşı doğurur ve devlet yoksa herkes herkesle bitmeyen bir savaştadır. Bu savaş hali sürekli olarak sıkıntılar doğurur, bu savaşta her şey mübahtır ve adil olmayan hiç bir şey yoktur.