• Sonuç bulunamadı

a) Divanlar Hakkında Genel Bilgiler

Arapça, Farsça, Urduca ve Türkçede farklı anlamlarda kullanılan divan kelimesinin Farsça menşeili olduğu, Sasâni İmparatorluğu’nda devlet idaresine ait bir terim olarak Arapça’ya geçtiği ve aslının Ârâmîce’den geldiği bilinmektedir. Divan, devlet idaresindeki muhtelif idari, mali ve askeri hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılan defterlere (kuyûdât defterleri) bunların ve devlet memurlarının bulunduğu yere verilen isimdir.621

Bugünkü Arapça’dan “hükümet dairesi, yönetim bürosu, memurluk yeri ve sekreterlik” manalarında da kullanılan divanın arşivi, hükümdarın oturduğu şehir ve buradan batı dillerine geçen anlamıyla şarkvari kanepe; Osmanlı Devletinde birkaç köyden müteşekkil bazı bölgelerdeki küçük idari birim; mahkeme (divan-ı harb, divan-ı âli); toplantı ve kurul (divan kurmak, divan toplamak), devlet daire ve meclisi (Divan-ı Ahkam-ı Adliye); Türk halk musikisinde bir form ve saz, Mağrib Arapça’sında yabancı tacirlerin barındığı büyük han veya kervansaray gibi çok zengin ve çeşitli anlamları vardır.622

Divan, bugünkü karşılığıyla ‘‘bakanlık’’ anlamındadır.623 Başlangıçta devlet işlerine ait her türlü hesap defterlerinin adı olan divan kelimesi mefhumunu genişleterek, önce “maliye (harac) dairesi” manasını, daha sonra da bütün devlet dairelerini ve devlet teşkilatını ifade eden bir ıstılah kimliğini kazanmıştır.624 İbn Haldûn‘a göre divan, yönetim için zaruri bir unsurdur. Görevleri; vergilerin toplanmasını sağlamak, -gelir gider açısından- devletin haklarını korumak, askerlerin sayımını yapmak, yiyecek içeceklerini belirlemektir.625 Mâverdî’ye göre divan: ‘‘Ddevlet yönetimine ait mallara, yapılan işlere, bu işlerde çalıştırılan asker ve diğer memurlara ait kayıtlara tutmak, saklamak için konulan yerdir.’’626

620 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultaniye, s. 345-346

621 Dûrî, Abdülaziz,’’Dîvan’’, DİA, İstanbul 1994, IX/377-378 622 Dûrî, Abdülaziz,’’Dîvan’’, DİA, IX/378

623 Hasan İbrahim, İslâm Tarihi, II/286

624 Barthold, Vasilij Viladimiroviç, İslâm Medeniyeti Tarihi, İzah- Düzeltme ve İlaveler: M. Fuad

Köprülü, Ankara 1963, s. 115

625 İbn Haldûn, Mukaddime, s. 216

133

İslam dünyasında, ilk defa Hz. Ömer’in fey gelirlerini dağıtmak için kurduğu divan627 teşkilatıyla birlikte yaygın bir şekilde kullanılmaya başlayan divan tabiri Emeviler ve bilhassa Abbâsîler zamanında, başta askerî ve malî sahalar olmak üzere çeşitli devlet hizmetlerine bakan müesseselere isim olarak verilmiştir.628

Hz. Ömer Irak, İran, Cezîre, Suriye, Filistin ve Mısır’ın fethiyle birlikte İslam Devleti hâkimiyeti altına giren gayr-i müslimlerin verdikleri ve fey adı altında toplanan cizye, harac ve ticaret malları vergileri sonucundan artan gelirleri müslümanlara dağıtmak üzere bir teşkilat düşünmüştü. Kaynaklarda 15/636 yılı zikredilmekle birlikte güvenilir otoritelerin 20/641 tarihinde kurulduğunu ifade ettikleri divan teşkilatı muharip güçleri kaydetmek ve hazineyi düzene koymak için teşekkül etmişti.629

Emevîler, Râşid halifelerden daha çok İran ve Bizans’la yüz yüze gelme fırsatını bulmuşlardır. Onların zamanında devletin kurumları çoğalmış, idaresini düzenleyen ve gelişmesiyle paralel yürüyen yeni divanlara ihtiyaç duyulmuştur. Buna rağmen divanlar yine de tekâmül döneminden geçmiştir. İstikrar bulmamış ve ancak Abbâsîler devrinde son şeklini almıştır.630

Abbâsîler devrinde divanlar, hem çeşit, hem sayı olarak çoğalmıştır. Düzenlemede ve yetkilerin genişletilmesinde Abbâsîler, İranlılar’ın idarî bilgisinden faydalanmış ve divanları geliştirmişlerdir. Divanlarda ve devlet dairelerinde Emevîler’in bazı teşkilatlarını devam ettirdikleri gibi, eskiden devraldıkları şeylerin eksikliklerini tamamlamayı da ihmal etmemişlerdir. Divanların pek çok içeriğini, şeklini ve onlara bakan yetkililerin yetkilerini yeni baştan düzenlemişlerdir.631

b) Bu Dönemdeki Divanlar

ba) Dîvânü’l-Cünd, Dîvânü’l-Ceyş

Abbâsîler dönemi idari teşkilatından divan adı ile anılan birçok hükümet daireleri bulunmaktadır. Dîvânü’l-Ceyş de bu dairelerden biri olup, devletin askeri dairesinin adıdır. Devletin, hükümet merkezinde, vilayetlerde ve hudut garnizonlarında ordular vardı. Dîvânü’l-Ceyş bu orduların idar, malî, kazâî ve diğer işlerinin yönetimini üzerine

627 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultâniyye, s. 337; Ebû Ya’lâ, el-Ahkâmu’s-Sultâniye, s. 221; Subhi Salih,

İslâm Kurumları, s. 191

628 Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 81 629 Dûrî, Abdülaziz,’’Dîvan’’, DİA, IX/378

630 Subhi Salih, İslâm Kurumları, s. 191 631 Subhi Salih, İslâm Kurumları, s. 192

134

almaktadır. Dîvânü’l-Ceyş’in merkezi Bağdat, daha sonra Sâmerrâ’da olup taşrada şubeleri bulunmaktadır.632

Dîvânü’l-Cünd sekiz bölümden oluşmaktadır:

1) Meclisü’l-İnşâ

Ceyş divanı ile ilgili yazı işlerini yöneten meclislerden biridir. Bu birim, Sahibu Dîvâni’l-Çeyş’e takdir edilecek olan resmi yazı ve mektupları hazırlar. Sahibu’d-divan kendi görüşüne yahut halife veya vezirin emrine uygun bir şekilde bu yazılar üzerinde tasarrufta bulunur. Bu işlemden sonra bu yazılar tahrir meclisine verilir.633 İnşa meclisinin görevini ise Harizmî şu şekilde açıklamaktadır: ‘‘Divanü’l-Ceyş ile ilgili tüm yazışmalara bakarak bu yazıları sahibu’d-divana arz etmek inşa meclisinin vazifesidir.’’ Sahibü’d-divan bu yazıların eksiklerini ikmal eder; lüzumsuz fazlalıklarını atar yahut hali üzere onaylar.634

2) Meclisü’t-Tahrîr

Yazı işlerini yöneten meclislerden ikinci merhaleyi teşkil eden birimdir. İnşâ meclisinden çıkan evrak bu şubeye gelir. Buradan divan mütevellisinin takririnden geçtikten sonra temize çekilen metinler, üst yazıları eklenerek istinsah meclisine gönderilir.635

3) Meclisü’n-Nüsah

Ceyş divanının üçüncü yazı işleri meclisidir. Bu şubenin görevi ise, tahrir meclisinden gelen metinleri asıl nüshaya uygun şekilde çoğaltarak bir adedini kendi arşivinde bırakıp, diğer nüshaları, ilgili yerlere ulaştırması için esküdâr meclisine göndermektir. İstinsah meclisinde mütehasis kâtipler çalışmaktadır. Bu kâtiplerin en önemli vasfı güzel yazı (hüsnü hat ) sahibi olmalarıdır. Burada bu vasıflara sahip birden fazla kâtibe ihtiyaç duyulmaktadır.636 Bu bölümde yönetilen diğer bir işte gelen

632 Terzi, Abbâsîler Döneminde Akeri Teşkilat, s. 81

633 Kudame b. Ca’fer el- Bağdâdî, el-Harâc ve Sınâtü’l-Kitâbe, thk. Muhammed Hüseyin ez-Zebîdî,

Bağdat 1979, s. 21; Sâmerrâî, Hüsamüddin, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, Kahire 1403, s. 196,255; Hattâmile, Abdülkerim Abduh, el-Binyetü’l-İdariyye li’d-Devleti’l-Abbâsiyyefi’l- Kani’s-Salisi’l-Hicri, Amman 1406/1985, s. 66; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 138

634 Harizmî, Muhammed b. Ahmed, Mefâtîhu’l-Ülûm, KAhire 1342, s. 69; Sellûmî, Abdülaziz Abdullah,

Dîvânü’l-Cünd: Neşetühû ve tatavvuruhû fi’d-Devleti’l-İslâmiyye hatta asri’l-Me’mûn, Mekke 1406/1986 s. 211; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 138

635 Harizmî, Mefâtîhu’l-Ülûm, s. 69; Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’dd-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 255;

Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 138

636 Sellûmî, Dîvânü’l-Cünd: Neşetühû ve Tatavvuruhû fi’d-Devleti’l-İslâmiyye hatta asri’l-Me’mûn, s.

135

yazıların aynısını divan evrak defterine kaydedip evrakın mahiyeti ve özelliği hakkın kısa raporlar tutmaktır.637

4) Meclisü’l-Esküdâr

Esküdâr meclisi bugünkü resmi literatürde devlet dairelerindeki birimler arasında irtibatı temin eden bir bölüm şeklinde çalışmaktadır. Ceyş divanında tanzim işlerini tutmak, alınan karar metinlerini, gelen giden evrakı kayıt ve tasnif ederek muhafaza etmek, bütün bu yayınların özel listelerini yaparak halife, vali ve sahibü’d-divan’dan her hangi birisi istedikleri zaman takdir etmek, esküdâr şubesinin görevidir.638

Görüldüğü gibi, bundan önceki üç meclis yazışma işlerini yürütürken esküdâr meclisi de temel idari görevlerden koordinasyon ve arşivleme işini yerine getirmektedir.639

5) Meclisü’t-Takrîr

Ceyş divanın iki önemli şubesinden biridir. Askerlerin maaş ve ücretlerinin miktarlarını ve bunların ödeme zamanlarını tayin ve tespit eder. Ücret bordRolarını hazırlar. Bu bordRolara ilave edilecek ve çıkarılacak isimleri belirler. Dîvânü’l-Harâc’ta ayrıca “Meclisü’l-Ceyş” adında bir şube vardır ki bunun ordu dairesinin maliye dairesinde bulunan bir irtibat bürosu olduğu söylenebilir.640 Netice olarak, Ceyş Divanı’nın bütün malî işleri ve harcamaları bu meclis tarafından yürütülmektedir.641

6) Meclisü’l-Mükabele

Mukabele şubesi askere alınanların kayıtlarını tutar.642 Bu kayıt da askerin ismi, yaşı, tanınmasını ve diğer askerlerden ayırt edilmesini sağlayan yüz şekil özellikleri ve rengi belirtilmektedir. Bu bilgilerin hepsine birden “hila’r-ricâl” (kişilerin şekilleri, vasıfları ve dış görünüşleri) denmektedir. Ayrıca her askerin bindiği atın rengi ve

637 Harizmî, Mefâtîhu’l-Ülûm, s. 69; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s.

138

638 Kudame b. Ca’fer, el-Harâc ve Sınâ’atü’l-Kitâbe, s. 23; Cehşiyârî, Kitâbü’l-Vüzerâ, s. 199; Hattâmile,

el-Binyetü’l-İdariyye li’d-Devleti’l-Abbâsiyyefi’l-Kani’s-Salisi’l-Hicri, s. 66,68; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 139

639 Sellûmî, Dîvânü’l-Cünd: Neşetühû ve Tatavvuruhû fi’d-Devleti’l-İslâmiyye hatta asri’l-Me’mûn, s.

213; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 139

640 Kudame b. Ca’fer, el-Harâc ve Sınâtü’l-Kitâbe, s. 24; Harizmî, Mefâtîhu’l-Ülûm, s. 60; Sâmerrâî, el-

Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 256; Hattâmile, el-Binyetü’l-İdariyye li’d-Devleti’l- Abbâsiyyefi’l-Kani’s-Salisi’l-Hicri, s. 66,81; Terzi, Abbâsîler Döneminde Akeri Teşkilat, s. 81

641 Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 256; Sellûmî, Dîvânü’l-Cünd: Neşetühû

ve tatavvuruhû fi’d-Devleti’l-İslâmiyye hatta asri’l-Me’mûn, s. 215; Aykaç, Abbâsî Devleti’nin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 139

642 Kudame b. Ca’fer, el-Harâc ve Sınâ’atü’l-Kitâbe, s. 26; Mez, Adam, el-Hadâratü’l-İslâmiyye fî’l-Kar

136

alametlerinin (nişanlarının) de yazıldığı görülmektedir.643 Bu meclisin görevi, askere alınanları kaydetmekle sona ermemekte, kayıttan sonra çeşitli şekillerde onları kontrole devam etmektedir. Askerin, bu mesleğe uygunluğu ve yatkınlık derecesine göre kendisine bir maaş takdir edilmesi, zamanla askerin devamında meydana gelen değişikliklerin maaşına yansıtılması ile ilgili işlerdir.644

7) Meclisü’l-Arz

Arz meclisi, askeri denetime hazırlar. Mukabele meclisi ile ilgili olarak anlatılan; bir meydandan halifenin askerleri imtihan etmesinde de arz meclisinin görevi vardır.645 Halife, vezir, vali, divan reisi yahut ordu komutanının, askeri teftiş etmek istemesiyle bu meclis, orduyu teftişe hazırlar.646

8) Meclisü’l-Atâ ve’t-Tefrîka

Farklı statülere sahip bütün askerlerin maaş ve tahsisatlarını ödemektedir.647Tercih edilen görüşe göre bu işin uygulaması şu şekildedir: Askeri birliklere ait sicil defterlerinden vezir veya sahibü’d-divan tarafından mukabelesi (karşılaştırılması) ve tetkikatı tamamlananlar ata meclisine havale edilir. Buradan, beytülmal mütevellisine gerekli tahsisatın yapılması için yazı yazılır. Beytülmal’den ödenek gelince askerin sicil ve not defterinden yoklama yapılarak hak sahiplerinin bizzat kendilerine maaş ve diğer ödenmesi gereken şeyler (erzak) ödenir. Ödeme zamanında hazır bulunmayan, sicil defteri tanzim edilmemiş olan ve hayatta olmayanlara ödeme yapılmaz. Maaş dağıtımı işlemi tamamlanınca, meclis sorumlusu yapmış olduğu ödemenin miktarını gösteren bir zaptı sahibü divânü’l-ceyş’e takdir eder. Bu zapta “ricat” adı verilmektedir. Dîvânü’l- Ceyş sahibi kendisine takdim edilen bu ric’atleri topluca vezire sunar, bunun adı da “er- ric’atü’l-câmia” dır.648

643 Kudame b. Ca’fer, el-Harâc ve Sınâ’atü’l-Kitâbe, s. 27; Mahzûmî, Ebû’l-Hasan Ali b. Osman, el-

Müntekâ min Kitâbi’l-Minhâc fî İlmi Harâc Mısır, nşr: Claude cohen- Yusuf Ragıp, Kâhire 1986, s. 64- 66, 70-71; Terzi, Abbâsîler Döneminde Akeri Teşkilat, s. 82-86; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 140

644Harizmî, Mefâtîhu’l-Ulûm, s. 59-60; Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 257;

Hattâmile, el-Binyetü’l-İdariyye li’d-Devleti’l-Abbâsiyyefi’l-Kani’s-Salisi’l-Hicri, s. 67; Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 140

645 Sellûmî, Dîvânü’l-Cünd: Neşetühû ve Tatavvuruhû fi’d-Devleti’l-İslâmiyye hatta asri’l-Me’mûn, s.

219-220

646 Tenûhî, Ebû Ali Muhsin b. Ebî’l-Kâsım, Câmiu’t-Tevârih: Nişvâru’l-Muhâdara ve Ahbâru’l-

Müzâkere, Beyrut 1973, VIII/182

647 Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 257; Hattâmile, el-Binyetü’l-İdariyye

li’d-Devleti’l-Abbâsiyyefi’l-Kani’s-Salisi’l-Hicri, s. 67

648 Harizmî, Mefâtîhu’l-Ulûm, s. 43; Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-Abbâsiyye, s. 258;

137

bb) Dîvânü’l-Harâc

Dîvânü beytü’l-mal de denilen dîvânü’l-harâc devletin çeşitli mali işlerine bakardı.649 Bugünkü karşılığı Maliye Bakanlığıdır.650 Harâc divanı, iktisadî yapısı tarıma dayalı Abbâsîler’de en önemli divandı.651 Abbâsîler idaresi zamanında hükümet mekanizması, daha önce olduğundan daha da karmaşık ve birbiri içine girmiş bir durumdaydı; bununla beraber devlet işlerinde, bilhassa “vergi sistemi” ile “adli idare” de daha büyük bir nizam ve intizam hakim kılınmıştır. Mali meseleler hükümetlerin ilgilendikleri ana konulardan biri olması dolayısıyladır ki “vergi dairesi” (Dîvânü’l- Harâc) yahut diğer bir deyimle maliye dairesi “beytü’l-mâl, Emevîler devrinde de olduğu gibi en önemli devlet dairelerinden biri olarak muhafaza edilmiştir. Bu dairenin başkanı umumiyetle “Sâhibu’l-Harâc” şeklinde adlandırılarak, Hilafet Hükümetinde göze çarpan önemli bir sima olmaya devam etmiştir.652

Beytülmal teşkilatının Abbâsîler döneminde en gelişmiş düzeyine ulaştığı görülmektedir. Beytülmale giren ve çıkanların kayıt ve idaresiyle sorumlu olamak üzere müstakil bir divân (dîvânü beyti’l-mâl) bulunduğu gibi dîvânü’l-harâc, dîvânü’s-sadaka, dîvânü’l-cünd ve dîvânü’n-nafakât gibi divanların da beytülmal idaresiyle yakın ilişkisi söz konusudur. Özellikle vilayetlerdeki dîvânü’l-harâclar devlet hazinesi yerine kaimdi. O bölgedeki memurların maaşları ve ordunun giderleri bu divandan karşılanırdı. Artanlar nakit para veya mal olarak Bağdat’taki merkez beytülmaline gönderilirdi. Dîvânü beyti’l-mâl’de her gurup için müstakil bir sicil tutarlardı.653

Harac divanı beldelerde, devlet gelirlerini tahsil eder, bu gelirleri beldenin ihtiyaçlarına sarf eder, artan para ve malları merkezdeki divana gönderir. Gelir tahsil ettiği için haraç arazilerinin ölçümünü yapar ve bu arazilerdeki mahsul çeşitlerini belirler. Ayrıca haraç çeşidine göre vergi mükelleflerini ve vergi nispetlerini kayda geçirir ve buna göre vergileri toplar.654

Emevîler devrinde, idarede merkeziyetçilikten bir hayli uzaklaşılmış ve âdem-i merkeziyetçi bir idare anlayışı hâkim olmuştur. Valilere geniş yetki verilmiş, bölge valilikleri ihdas edilmiştir.655 Bu valiler halifenin kendilerine verdiği salahiyeti kullanarak gelir ve giderleri takdir eder, bölge hakkında karar verirlerdi. Abbâsîler ise

649 Yıldız,’’Abbâsîler’’, DİA, I/38-39 650 Hasan İbrahim, Târîhu’l-İslâm, II/277 651 Barthold, İslam Medeniyeti, s. 118 652 Hitti, İslam Tarihi, II/491

653 Erkal Mehmet, ‘’Beytülmâl’’, DİA, İstanbul 1992, IV/92

654 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultâniyye, s. 336-337; Ebû Ya’lâ, el-Ahkâmu’s-Sultâniye, s. 228 655 Hasan İbrahim Hasan- Ali İbrahim Hasan, en-Nuzûmü’l-İslâmiyye, Kahire tsz. S. 160-161

138

Emevîler’in aksine, idarede sıkı bir merkeziyetçi anlayışı benimsemişler, valilere bağımsızlıklarını ilana kadar götüren geniş yetkilerden arındırmışlardır. Bu sebeple, merkez harac divanı, devletin gelirleri ile ilgili bütün mahalle kayıtları ve işlerini takip eden çok geniş bir teşkilata sahipti.656

Harâc divanı, Abbâsî Devleti’nin en önemli teşkilatından sayılmaktaydı. Beytülmalin ana kaynağı kabul edilen haracın toplanması ve diğer işler, ayrıca harac dışındaki vergileri tahsili bu divan tarafından yürütülmekteydi. Abbâsî halifeleri harac divanının tanzimine büyük önem vermişlerdir.657

Harâc divanının sorumluluğu bizzat vezire aittir. Ayrıca vezire bağlı sorumlular kâtipler ve diğer görevliler vardı. Sâbi, bu divanın önemini: ‘‘Abbâsî Veziri İbnü’l- Furât’ın (312/924) “harac divanını yönetmeye muktedir olan bir kişi, vezirlik yapabilecek bir olgunluğa erişmiştir.” sözüyle anlatmaktadır.658

Bağdat’ta bulunan merkez harac divanı mülkî, öşrî, harâcî ve muşa gibi çeşitli kurumlara ayrılan arazilerin kayıtlarını tutmaktaydı. Aynı zamanda da bu divanının taşradaki şubesi tarafından da mahalli arazi kayıtları yapılmaktaydı.659

Taşradaki harac divanları, kendi asli görevlerinin yanı sıra dîvânü beyti’l-mâl ve dîvânü’n-nafakâtın uhdesinde bulunan işleri de yürütmüşlerdir. Taşra harac divanı yetkilisi, beldesinde bulunan asker ve diğer memurların atiye ve ücretlerini öder, gerekli harcamaları yapar ve artan geliri merkezdeki harac divanına gönderirdi. Ayrıca kendi bölgesindeki gelirlerin takdiri, tescili ve muhafazası, zekatın toplanması da görevleri arasındadır.660

Harâc divanı, bütün yerleşim birimlerinin sınırlarını kayda geçer, arazi gelirleri ile ilgili hükümleri belirler. Sınır anlaşmazlıklarında ve ihtilaflarda merkezdeki bu kayıtlara başvurulurdu. Ayrıca her beldenin İslam toprağı oluş şeklini; sulh yoluyla mı yoksa savaşla mı? alındığını kaydeder. Arazinin öşrî mi, harâcî mi olduğunu yahut bir kısmının öşrî, bir kısmının harâcî olması durumunda kayıtları tafsilatlı bir şekilde tutar. Sadece harâcî arazileri ve harac miktarlarını, özellikle ekili olan ürüne göre değişen

656 Aykaç, Abbâsî Devleti’nin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 209-210 657 Aykaç, Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 210 658 Sâbî, Rusûm Dâri’l-Hılâfe, s. 28

659 Cahşiyârî, el-Vüzerâ, s. 124; Aykaç, Abbâsî Devleti’nin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 210 660 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultâniyye, s. 346-347; Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-Devleti’l-

139

miktarı belirler. Şayet harâc, mükâseme usulü alınacaksa, ürünlere göre nispetleri açıklar.661

Harâc divanının bir görevi de, kendi bölgesindeki ehli zimmetin isimlerini tespit edip, haklarında belirlenen cizye miktarlarını kayda geçmektir. İsim listeleri her yıl gözden geçirilerek buluğ çağına gelen kendisinden cizye alınması gereken kimseler listeye dahil edilir, ölenler veya müslüman olanlar listeden çıkarılır.662 Ordugahlarda bulunan harâc divanı, zimmet ehliyle yapılan sulh anlaşmalarını ve bu antlaşmanın leh ve aleyhindeki şartları tespit etmektedir. Devlet görevlilerine, görevleri karşılığı ikta olarak verilen toprakların kaydını, sahiplerinin tespitini de harac divanı yapardı.663 Merkezi harac divanı sekiz bölümden oluşmaktadır:

1) Meclisü’l-İnşâ ve’t-Tahrîr

Harâc divanından gönderilecek olan mektupları müsveddesini hazırlayan ve diğer birimlere geçmeden önce bu mektupların tahkik ve temize çekilmesini yapan birimdir. Bu kısımda çalışacak olan kâtibin, Arap dili ve edebiyatına vakıf, aynı zamanda dikkatli biri olması gerekmektedir.664

2) Meclisü’n-Nusah

Bu birim, inşâ ve tahrîr şubesinde kaleme alınman yazıları aslına uygun bir şekilde gerekli sayıda çoğaltır. Bir nüshasını arşivine koyar, asıl nüshayı iade eder, geri kalan nüshaları ilgili divanlara gönderir.665

3) Meclisü’l Esküdâr

Hârûn er-Reşîd zamanında uygulamaya konulan bu meclisin666 görevi ise, harac divanına gelen ve oradan giden evrak ve mal cinsinden her şeyi ilgili cetvellere kaydetmektir. Bu kayıtta, gelen şeyin nereden geldiği ve cinsi belirtilir. Kaydını girdi ve çıktıları divan reisine arz ettikten sonra ilgili meclise ulaştırır.667

661 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultâniyye, s. 346-347; Ebû Ya’lâ, el-Ahkâmu’s-Sulatniye, s. 244; Aykaç,

Abbâsî Devletinin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 211

662 Mâverdî, el-Ahkâmu’s-Sultâniyye, s. 347 663 Ebû Ya’lâ, el-Ahkâmu’s-Sulatniye, s. 160

664 Harizmî, Mefâtîhu’l-Ülûm, s. 50; Hattâmile, el-Binyetü’l-İdariyye li’d-Devleti’l-Abbâsiyyefi’l-

Karni’s-Salisi’l-Hicri, s. 15; Hıyârî, Mustafa, ed-Devâvîn min Kitâbi’l-Harâc ve Sınâ’ati’l-Kitâbe li Kudâme b. Ca’fer, Amman 1986, s. 23; Aykaç, Abbâsî Devleti’nin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 212

665 Aykaç, Abbâsî Devleti’nin İlk Dönemi İdari Teşkilatında Dîvanlar, s. 212 666 Cahşiyârî, el-Vüzerâ, s. 199

667 Kudame b. Ca’fer, el-Harâc ve Sınâ’atü’l-Kitabe, s.30; Sâmerrâî, el-Müessetü’l-İdariyye fi’d-

140

4) Meclisü’l-Hisâb

Harâc divanına gelen malları teslim alır, tasnifini yapar. Daha sonra tasnif edilen bu malları ilgili cetvellere kaydeder. Bilindiği gibi harac divanı; harac, cizye, zekat, uşur, humus ve diğer gelirleri aynı veya nakdi olarak toplamaktadır. Böylece hesap meclisinin görevi, mali gelirleri zapta geçmektir.668

5) Meclisü’l-Cehbeze

Cehbeze şubesi, hesap meclisinin tuttuğu cetvelleri kontrol eder, depolarda mevcut bulunan malların idaresini yürütür. Aylık olarak merkez harac divanına gelen sarf edilen ve geride kalan mallar hakkında rapor hazırlar ve bunu beytülmal divanına sunar. Bu işleri yürüten görevliye “Cehbez” denilmektedir.669 Cehbez’in kendisine yardım eden özel kâtibi bulunmaktadır. Cehbez bizzat, gelen malların günlük listesini yapar. Aynı şekilde kâtibi de liste tutar. Bu iki liste birbiriyle karşılaştırıldığı gibi, aynı listeler esküdâr şubesinin tanzim ettiği kayıtlarla da karşılaştırılır. Yine Cehbez “el-hatme” denilen aylık, “el-hatmetü’l-câmia” denilen yıllık hesap cetvellerini de hazırlar.670 Ali b. İsa 315/927 yılında haftalık bilançolar istemekteydi.671

Netice olarak Cehbez şubesinin en önemli görevi, taşra harac divanlarından, düzenli olarak merkez ulaştırılan malların kontrol ve tespitidir. Cehbez, bu hizmetlerin karşılığında, ilk defa göreve tayin olurken miktarı tespit edilen ve “hakku’l-cehbez” ismiyle toplanan vergiden ücretini alır.672

6) Meclisü’l-Ceyş

Benzer Belgeler