• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. GENEL BİLGİLER

2.4.2.8. Dispers (Palanil) boyar maddeler

Amino ve hidroksil grupları içeren, düşük molekül ağırlıklı bileşiklerdir. Sulu ortamda çözünmeyen ve noniyonik olan dispers boyar maddeler hidrofob (suyu sevmeyen) elyafları boyamada kullanılır. Elyaf içine kolay nüfuz ederler çünkü küçük moleküllü bileşiklerdir. Bu nedenle polyesterlerin boyanmasında en çok dispers boyar maddeler tercih edilmektedir. Fakat elyafa difüzyonu oldukça yavaş olması sebebiyle boyama uzun sürede gerçekleşir. Bu nedenle pratik değildir (Özcan ve Ulusoy, 1984; Demir ve Kanat, 2000).

Tekstil Endüstrisi Atıksu Kaynakları ve Özellikleri

Tekstil endüstrilerindeki yıkama, ağartma, boyama gibi oldukça farklı üretim proseslerinden dolayı (özellikle yıkama aşamalarında) yüksek debilerde su

tüketilmekte ve dolayısıyla çeşitli karakteristik özelliklere sahip olan yüksek değerlerde atıksu meydana gelmektedir (Vijayakumar ve ark., 2016; Paździor ve ark., 2017). Meydana gelen bu tip atıksular, farklı organik maddeler, ağır metaller, çözünmüş tuzlar, çeşitli sürfaktanlar gibi farklı kimyasal maddeleri ve özellikle zor ayrıştırılabilir boyar maddeleri içermekte olup yüksek pH değerleri, bulanıklıkları ve 60-70oC’ye varan sıcaklıkları ile dış ortama deşarj edilebilmektedir. Boyar madde ve pamuk, viskoz, polyester gibi (Gümüş, 2009) kumaşın türüne ve özelliklerine bağlı olarak boyama sırasında çeşitli yardımcı maddelerin eklenmesi bu tür atıksuların arıtılmasını oldukça zorlaştırmaktadır (Bahadır, 2012). Şekil 2.4.’te tekstil üretiminin farklı işlem basamaklarında oluşan atıksuyun içeriği ve özellikleri görülmektedir.

Şekil 2.4. Tekstil endüstrisi farklı işlem basamaklarında kullanılan ana kirleticiler ve atıksuyun özellikleri (Verma ve ark., 2012).

Tekstil Endüstrisi Atıksularının Alıcı Ortamlardaki Etkileri

Tekstil endüstrisi atıksuları (özellikle boyama uygulaması sonucu) güçlü renk, yüksek sıcaklık, BOİ, yüksek miktarda KOİ, çözünmüş katı madde ve alkaliniteye sahiptirler (Sevimli, 2000; Vijayakumar ve ark., 2016). Meydana gelen atıksu, çeşitli kimyasallar ve çok miktarda boyar maddeler, genellikle kompleks yapıların organik bileşikleri, gibi kanserojen olduğu bilinen bileşikleri içermesi sebebiyle tehlikeli ve toksiktir (Çalışır, 2010; GilPavas ve ark., 2018). Yüksek miktarda KOİ ve güçlü renk içermesi sebebiyle hem ışık geçirgenliğini azaltarak biyolojik aktiviteyi engeller hemde estetik açıdan nahoş görüntü oluşturur (Namal, 2017; Nidheesh ve ark., 2018). Dolayısıyla suyun çözünmüş oksijen miktarında azalma olacağı için atıksuyun arıtılması zorlaşacaktır (Samsunlu, 2005; Peker, 2007).

Boyar madde ve çeşitli kirletici parametreler içeren tekstil endüstrisi atıksularının, arıtılmaksızın direkt olarak alıcı ortama deşarj edilmesi durumunda organik maddelerin ayrışıp kötü kokulu gazlar açığa çıkarması, azot ve fosfor olan besi maddelerini içermesi, hastalık yapabilen mikroorganizmaların oluşabilmesinin yanı sıra tehlikeli maddelerin meydana gelebilmesi gibi anaerobik koşullarda toksik ve kanserojenik özellikteki bileşikler oluşturabilir. Bu da önemli çevresel etkilere neden olabilmektedir (Samsunlu, 2011; Mıdık, 2011). Dolayısıyla ekolojik açıdan renk giderim prosesleri, yüksek miktarda boyar madde ihtiva eden atıksuların arıtılmasında önemli bir rol oynamaktadır (Kocaer ve Alkan, 2002). Bu sebeplerle arıtılmasında farklı arıtma yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir (Namal, 2017). Mevcut atıksuların sektör bazlı olarak çeşitli endüstrilere ait önemli kirletici parametreleri ve deşarj limitleri 31.12.2004 tarihli ve 25687 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY)’nde, renk ölçüm metodu olan Renklilik Sayısı (RES) ise Avrupa Normu ISO 7887’de alıcı ortama deşarj limitleri beyan edilmektedir (Barlas, 1999; Ünal, 2011).

Doğal çevreyi koruyabilmek maksadıyla mevcut atıksuların arıtılıp alıcı ortama verilmesi çevresel sorunlara sebep olmamak adına zorunludur. SKKY ve Avrupa

Normu ISO 7887’ye göre arıtılacak atıksudaki kirletici parametrelerin ne kadar arıtılması gerektiği alıcı ortam olan havza, yöre ya da deşarj edilecek yüzeysel suyun durumuna göre değişmektedir (Samsunlu, 2011; Vijayakumar ve ark., 2016).

Renk Parametresi

Elektromanyetik spektrum; Vakum-UV (100-200 nm), ultraviyole (200-400 nm aralığında olan UV-A, UV-B, UV-C), görünür (400-700 nm) ve infrared (700-1000 nm) olmak üzere 4 farklı bölgeye ayrılmaktadır (Tanattı, 2015). Maddenin görünür ışık bölgesinde belli bir dalga boyundaki ortamda kısmen yakalanmasına (yutulmasına) absorplanan renk; geri kalan dalga boylarını yansıtmasına ise yansıyana da komplementer renk denilmektedir. Dahası ışık absorpsiyonu sadece doymamış molekülde meydana gelebilmektedir. Tablo 2.2.’de görünür spektrum bölgesindeki ışığın belli dalga boylarında oluşan absorplanan ve yansıyan renk dağılımı ayrıntılı olarak görülmektedir (Bahadır, 2012).

Tablo 2.2. Görünür ışık bölgesinde absorblanan ve komplementer (yansıyan) renk dağılımı (Gümüş, 2009).

Dalga boyu aralığı (nm) Absorplanan renk Komplementer renk

400-435 Mor Yeşil-Sarı 435-480 Mavi Sarı 480-490 Mavi-Yeşil Turuncu 490-500 Yeşil-Mavi Kırmızı 500-560 Yeşil Kırmızı-Mavi 560-580 Yeşil-Sarı Mor 580-595 Sarı Mavi 595-605 Turuncu Mavi-Yeşil 605-700 Kırmızı Yeşil-Mavi

Su kaynaklarındaki renklenme; demir, mangan gibi doğal metalik iyonları ve humik maddelerin varlığı gibi tabii olayların yanı sıra boya ve pigmentlerin deşarjı gibi yapay olayların neticesinde de meydana gelebilmektedir. Su kaynaklarına deşarj edilebilen renklenmiş atıksuların büyük miktarı; kimya, eczacılık ve tekstil gibi endüstriyel sektörlerden açığa çıkmaktadır.

- Gerçek renk; 0,45 μm’lik membran filtre ile su numunesi filtre edildikten sonra (ön arıtımdan sonra) sadece çözünmüş maddelerden dolayı olan renktir. - Görünür (Zahiri) renk; filtrasyon ya da santrifüj olmaksızın orijinal su

numunesinde bulunan çözünmüş maddeler ve çözünmemiş askıdaki maddelerden dolayı olan renktir (APHA, 1999; Santos ve ark., 2007).

Yaklaşık olarak bütün içme suyu numunelerine uygulanabilen görsel karşılaştırma metodu ve bazı endüstrilerin faaliyetleri sonucu açığa çıkan ekstrem renkli atıksularda uygulanabilen spektrofotometre gibi cihaza dayalı (enstrümental) metotlar ile renk tayini yapılabilmektedir. Renk tayini için kullanılmakta olan metotlar aşağıda yer alan 5 başlıkta ayrıntılı olarak incelenmektedir (Pinheiro ve ark., 2004).

Renk ölçüm metotları

Benzer Belgeler