• Sonuç bulunamadı

1.2. Evlilikle İlgili Halk İnanışları

1.2.1. Evlilik Öncesi Halk İnanışları

1.2.1.10. Dini ve Resmi Nikah

Toplumu oluşturan en önemli unsur ailedir. Aile kurumunun kurulması nikâh akdiyle oluşturulmaktadır. Nesillerin korunması da ancak nikâhla mümkündür. İslam’a göre aile sosyal bir kurumdur ve dini bir mahiyette taşır. Nikâhlanıp aile yuvası kurmak, Peygamberimizin sünneti olması hasebi ile de bir ibadettir aynı zamanda. İnsanı aile kurmaya teşvik eden pek çok ayet ve hadisler de bulunmaktadır. Bunlardan birkaç örnek ile durumu açıklamak uygun olur.

ُهّاللَو َُلَعَج مهكَل ُ نِّم ُ مهكِسهفنَأ اًجاَو زَأ َُلَعَجَو مهكَل ُ نِّم مهكِجاَو زَأ َُنيِنَب ًُةَدَفَحَو مهكَقَزَرَو َُنِّم ُِتاَبِّيَّطلا

ُِلِطاَب لاِبَفَأ َُنوهنِم ؤهي ُِتَم عِنِبَو ُِّالل ُ مهه َُنوهرهف كَي

“Hem Allah size kendi nefsinizden eşler kıldı ve eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyle iken batıla inanıp da Allah’ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar? ”( Nahl/72. ayet)

اوهحِكنَأَو ىَماَيَ لْا ُ مهكنِم َُنيِحِلاَّصلاَو ُ نِم ُ مهكِداَبِع ُ مهكِئاَمِإَو نِإ اوهنوهكَي ءاَرَقهف ُهمِهِن غهي ُهَّالل نِم ُِهِل ضَف

ُهَّاللَو ُ عِساَو ُ ميِلَع

“İçinizdeki bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyileri (nikaha müsaid olanları) evlendirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfundan onları zenginleştirir. Çünkü Allah rahmeti geniş olandır, her şeyi bilendir.” ( Nur /32. ayet)271

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, bir hadiste şöyle denmiştir: Bir gün Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber çıkmıştık. Bizler hiçbir şeye gücü yetmeyen gençlerdik, bize hitaben buyurdular ki: “Ey gençler grubu, sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin çünkü evlilik gözü harama karşı iyi korur. Irz ve namusuda daha koruyucudur. Evlenmeye gücü yetmeyenleriniz ise oruç tutsun çünkü oruç şehveti azaltır.”272

حاكنلا يتنس نمف بغر نع يتنس سيلف ُِيّنم اوهجّوزتف

269 Rahime Yıldırım, 1954, İlkokul Mezunu, Ev Hanımı, Uzungöl. 270 Edip Koçoğlu,1946, İlkokul Mezunu, Emekli, Akçapınar.

271 Kur’an-ı Kerim ve Muhtasar Meali, Hayrat Neşriyat İlmi Araştırma Merkezi Meal Heyeti, İstanbul- 2004, s. 353,

Başka bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Evlilik, benim sünnetimdir. Sünnetimi terk eden benden değildir, evleniniz.”273

İnsanın özünde var olan şeylerden biri de ölümsüz olmak ya da ölüp gittikten sonra adının sonsuza kadar yaşamasıdır. Ölürken arkasında ya elleri ile yaptığı somut bir eser ya da kendisini bu dünyada simgeleyecek bir şey bırakmak ister ki bunun da en güzel şekli evlattır. Bu ise ancak nikâh ile mümkün olur. Dini nikah ve resmi nikah evlenmenin vazgeçilmez unsurlarındandır. Tüm evliliklerde bu iki nikahta şahitler huzurunda yapılır. Görevli olan belediye başkanı veya başkanın bu işte görevlendireceği memur, köylerde de muhtarlar bu işi üstlenirler. Karşılıklı irade beyanı, evlenmenin yetkili memur önünde yapılması evlenmenin şekil şartlarındandır. Nikahın lügat mânâsı ise “bitiştirmek, bir araya getirmektir”. Erkek ve kadım bir araya getirip birleştirmesinden dolayı bu adı almıştır.

Çemişgezek’te, resmi nikah nişan döneminde yapılabildiği gibi, düğün günü de yapılabilir. Dini nikahta hoca uygun bir zamanda eve çağrılır. Evde uygun bir oda nikah için seçilir ve yabancıların içeri girmesine izin verilmez. Sadece hoca ve nikahı kıyılacak kişiler veya vekaletlerini verdikleri kişilerin o odada bulunması istenir. Nikah “bıçak kapatma” durumu olmasın diye gizli yapılır. Bıçak kapatma yani kısmetin kapatılması, başlanılan düğün hazırlıklarının hasetçi kişiler tarafından durdurulması durumudur.274 Nikah iki şekilde yapılır. Birincisinde kızın yerine nikahta onun vekili

bulunur, ikincisinde ise kızın bizzat kendisi bulunur. Yörede eskiden birinci şekli uygulanırken şimdilerde ise ikinci şekli uygulanmaktadır. Birinci nikah şekli şöyledir: Gelin hanım başka bir odada iken gelin ve damat için birer vekil belirlenir. Ve kapıya gelen yakının “falanca kişi ile nikahın kıyılacak, beni vekil eder misin?” diye üç kez sorduğu soruya, kız da üç kez “evet” der. Damattan da aynı şekilde vekalet alınır. Vekiller gelip hocanın önünde diz çökerler. Şahitlerde orada hazır bulunur. Hoca, tövbe istiğfardan sonra Euzu Besmele ve küçük bir aşır okur. Zevcenin vekiline dönüp “falancanın oğlunu zevceliğe kabul ettin mi?” der, evet sözünden sonra oğlanın vekiline dönüp “falancanın kızını şu kadar mehr-i müeccel ve aralarında bulunan mehr-i muaccel ile zevceliğe kabul ettin mi?” diye sorar. Evet cevabından sonra, şahitlere dönüp şahitlik edip etmedikleri sorulur. Onaydan sonra “ben akt-i nikah ettim” der ve nikah duasını okur, orada bulunanlarda “amin” der. Bu arada mehir miktarı da belirlenir. Belirlenen

273 İbn Mâce, Nikah,1

bu miktar kağıda yazılır. Evlilikle ilgili tavsiyelerden sonra orada bulunanlara şerbet ikram edilir ve misafirler evden ayrılır.275 Mehir; evlenme sözleşmesine bağlı olarak

kadına ödemek üzere belirlenen ve nikahın şartından olan mal, mülk, altın, para gibi şeylerdir.276 Yöredeki Alevilerde nikaha düşkünler veya herhangi bir günahı olanlar

katılamazlar.277

İki bayram arasında nikah kıyılmaz düşüncesi eskiden yörede de uygulanan ve günah sayılan bir durum iken günümüzde halkın bilinçlenmesi ile bu anlayış ortadan kalkmıştır. Şimdilerde halk, bayram günü aynı zamanda Cuma gününe denk gelirse müslüman için bayram kabul edilen bu iki vakit arası, telaşında çok olacağı dolayısı ile nikahın kıyılmamasının daha doğru olacağı inanır.278

Çemişgezek’te de resmi nikahta eski zamanlara göre oldukça önemlidir. Özellikle gençler arasında resmi nikah kıymak daha yaygındır. Çünkü çocuğun nüfus cüzdanının çıkarılması, okula kayıt ettirilebilmesi, mirastan hak iddia edebilmesi kısacası insanca yaşayabilmesi için resmi nikah gerekli tutulmaktadır. Resmi nikah kıyılmadan dini nikah kıyılmaz, cezası 6 aydır. Nikah kesilirken hoca tarafından evlenecek çiftin evraklarına bakılır resmi nikah varsa dini nikah kıyılır.279 Yörede günümüze kadar da süre gelen bir diğer uygulama ise nikah kıyılırken yeni çiftin kısmetleri bağlanmasın diye o evde bulunan ve nikahtan haberdar olan kişilerin, ellerini göğüs hizasında bağlanması istenmez.280

Yörede eski zamanlarda boşanma hoş karşılanmazdı ve “babanın adı yere düşer” düşüncesi hüküm sürerdi. Hatta kız evden gelinliği ile çıkar kefeni ile döner inancı görülürdü ancak son yıllarda bu adet yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştır. Günümüzde boşanma oranlarının artması yöre halkı tarafından ve boşanacak çiftlerin aileleri tarafından pek tasvip edilmese de maalesef giderek artan bir uygulamadır.281