• Sonuç bulunamadı

Mustafa Bakırcı

8. Dinî Değerlere Yönelik Tutum ve Davranışlar

8.6. Dinî Yasaklar

Dinî yasaklar konusunda sadece küfürlü ifade (sövme) ve alkollü içki kullanma oranları tespit edilmeye çalışılmıştır. Katılımcıların %60’a yakını konuşmalarında küfürlü ifadeler kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Konuşmalarında sürekli küfürlü ifadeler kullandıklarını belirtenlerin oranı ise %6 civarındadır. “Her zaman” küfürlü ifadeler kullandığını söyleyenlerin birinci nesildeki oranı %9,7; ikinci nesildeki oranı %3,4; üçüncü nesildeki oranı ise %5,4’tür. Dolayısıyla nesil ile küfürlü ifade kullanımı arasında anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır (P=0,005). Mülakatlarda, “toplumumuzda küfürlü ifadeler kullanımının yaygın olduğunu düşünüyor musunuz?” şeklinde yönelttiğimiz soruya birçok katılımcı “evet” cevabı vermiştir. Gözlemler de bu durumu doğrulamaktadır. Ancak bu ifadeleri kullandığını belirten birçok katılımcı, söz konusu ifadelerin birçok insan için bir ağız alışkanlığından yani “sövemden” ibaret olduğunu ifade etmiştir. Bu yüzden birçok kişinin

183

kaba, argo ve küfürlü ifadeleri farkında olmadan kullandığı görülmektedir. Katılımcıların çoğunluğu küfürlü ifade kullanımını, karşıdaki insana kızarak ve gerçek bir husumet içerisinde, bilerek hakaret etme isteğiyle sarf edilen kötü söz anlamında anladığını ifade etmiştir. Bir kısmına göre ise küfürlü ifadelerden kasıt, karşı tarafın namusuna dil uzatmaktır.

Alkol tüketimi oranlarına gelince, katılımcıların %78,6’sı “hiçbir zaman” içki kullanmadığını ifade edenlerken, “her zaman” içki kullandığını ifade edenlerin oranı %4,7, “ara sıra” diyenlerin oranı ise

%16,7’dir. Nesillerin içki kullanma sıklığı “çoğu zaman” seçeneği üzerinde değerlendirildiğinde, birinci nesildeki oranın %6,1, ikinci nesildeki oranın %2,9, üçüncü nesildeki oranın ise %5,5 olduğu görülmektedir (P=0,063).

Sonuç

Evlenilecek kişinin zengin ve varlıklı olması, güzel veya yakışıklı olması, ahlâklı ve huyunun güzel olması, soy-sop sahibi olması ve meslek sahibi olması ile nesil arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.

Ancak evlenilecek kişinin “dindar” olması konusunda nesiller arasında anlamlı bir farklılık mevcut olup, evlenilecek kişinin “dindar” olmasına yönelik tercih üçüncü nesilde düşmektedir. Evlenme şekli bakımından görücü usulü evliliklerde birinci nesilden üçüncü nesle doğru dikkat çekici bir azalma görülürken, kişilerin kendi tercihleri ve ailelerin onayıyla yapılan evlilik oranlarında ise birinci nesilden üçüncü nesle doğru güçlü bir artış söz konusudur. En fazla artış birinci ve ikinci nesil arasındadır. Yakın akraba evliliklerinde birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir azalma görülürken, Giresun dışından yapılan evlilik sayılarında ise birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir artış söz konusudur. Giresun toplumunun hem resmî hem de dinî nikâhın yapılmasına yönelik bir hassasiyetinin olduğu görülmektedir. Nikâh şekli bakımından nesiller arasında bir tutum farklılığı yoktur. Çalgılı ve içkili düğün yapma oranı birinci ve üçüncü nesilde yüksek çıkmaktadır. Mülakatlarda, her üç neslin de aile kurumunun kutsallığı ve korunması gerektiğine dair olumlu bir tutum içerisinde olduğu görülmüştür. Birçok görüşmeci toplumsal problemlerin büyük oranda aileden kaynaklandığını söylemiş ve dolayısıyla toplumun düzelmesinin aile kurumunun düzelmesine bağlı olduğu yönünde görüş bildirmiştir.

Katılımcıların neredeyse tamamı kadınların iş ve meslek hayatında erkeklerle aynı haklara sahip olmasına; kızların okumasına yönelik olumlu bir tutum ortaya koymuştur. Nesiller bakımından da kadınların çalışma hayatında erkeklerle aynı haklara sahip olmaları ve kızların

184 eğitim görmeleri konusunda bir tutum farklılığı görülmemiştir. Yine katılımcıların çoğunluğunun doğum kontrolünün çağımızda gerekli olduğunu düşündüğü ve bu konuda nesiller arası bir tutum farklılığı olmadığı görülmüştür. Anket verilerinde miras paylaşımında kadın ve erkeğin eşit olmasına yönelik nesiller arasında dikkat çekici bir tutum farklılığı görülmezken, mülakatlarda birinci nesil erkeklerin çoğunun ve ikinci nesilden erkeklerin bir kısmının, kadın-erkek arasındaki miras paylaşımının eşit olması gerektiği yönündeki kanaati paylaşmadığı, eşitlikten yarı yarıya bir bölüşümü değil, kadının mirastan mahrum edilmemesini anladığı anlaşılmıştır. Genç kız ve erkeklerin arkadaşlık yapmalarında herhangi bir sakınca görmeyenlerin birinci ve ikinci nesildeki oranı yarı yarıya iken, bu oran üçüncü nesilde artmaktadır.

Katılımcıların çoğu evlilik öncesi cinsel birlikteliğe yönelik olumsuz tutum bildirmiştir. Nesillerde evlilik öncesi cinsel birliktelikte sakınca görmeme oranı birinci ve ikinci nesilde birbirine yakınken, üçüncü nesilde artmaktadır.

Katılımcıların çoğu televizyon yayınlarının dinî, ahlâkî ve kültürel değerler üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünmektedir. Nesiller bakımından anket verilerinde belirgin bir tutum farklılığı görülmezken, mülakatlarda televizyon yayınlarının olumsuz etkisine yönelik tutumda birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir azalma söz konusudur.

Teknolojik alet ve imkânların dinî ve kültürel hayat üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu düşünen katılımcıların oranı yarı yarıyadır.

Teknolojik alet ve imkânların dinî ve kültürel değerler üzerinde olumsuz etki yaptığına dair kanaat her üç nesilde de benzerlik göstermektedir.

Ancak yapılan mülakatlarda konuya dair olumsuz bakışın birinci nesilden üçüncü nesle doğru azaldığı görülmüştür.

Katılımcıların büyük bir kısmının toplum tarafından benimsenen değerleri dikkate aldığı görülmektedir. Bu değerlerin kendisini ilgilendirmediğini söyleyenlerin oranı birinci nesilden üçüncü nesle doğru artmaktadır. Genç neslin toplum tarafından benimsenen değerlere gittikçe kayıtsız kaldığını düşünenlerin oranı ise her üç nesilde ve özellikle üçüncü nesilde oldukça yüksektir. Dolayısıyla bu konuda üçüncü neslin de kendisiyle ilgili olumsuz bir tutuma sahip olduğu görülmektedir.

İşyerleri ve birçok nesnenin isimlerinin yabancı dilde olmasının doğru olmadığına dair yargı birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir miktar azalma gösterse de nesiller arasında dikkat çekici bir farklılık görülmemektedir. Katılımcıların nerdeyse tamamı, Türkçenin korunup geliştirilmesinin Türk milletinin geleceği için çok önemli olduğunu düşünmektedir. Bu konuda nesiller arasında bir tutum farklılığı mevcut

185

değildir. Modaya uygun giyinmeyi medeni olmakla ilişkilendirenlerin oranı birinci nesilden üçüncü nesle doğru artış göstermektedir.

Katılımcıların nerdeyse tamamı Allah’a inandıklarını belirtmiştir.

Bu konuda nesiller arasında bir farklılık söz konusu değildir.

Katılımcıların çoğunun kendisini “dindar” olarak tanımladığı, “çok dindar” ve “dinle az ilgili” seçeneklerinin ise aynı düşük orana sahip olduğu görülmektedir. Allah inancı bakımından nesiller arasında bir tutum farklılığı olmadığı ancak öznel dindarlık algısı ve dinî ibadetler konusunda nesiller arasında tutum farklılığının olduğu görülmektedir. Bu konuda birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir azalma söz konusudur.

Her üç nesil de kazançta helâl ve harama dikkat edilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirmiştir. Bir işe başlarken besmele çekme ve dua etme alışkanlığında birinci nesilden üçüncü nesle doğru bir azalma görülmektedir. Beş vakit namaz kılma alışkanlığında birinci nesilden üçüncü nesle doğru dikkat çekici bir azalma görülmektedir. Erkek katılımcıların çoğunun cuma namazını kıldığı; nesiller bakımından ise, birinci ve ikinci nesilde cuma namazı kılma oranının birbirine yakın olduğu ancak bu oranın üçüncü nesilde ciddi bir düşüş gösterdiği görülmektedir. Katılımcıların çoğu Ramazan orucunu tuttuğunu ifade etmiştir.

Katılımcıların yarısından fazlası konuşmalarında küfürlü sözler kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Ancak mülakatlarda birçok kişi toplumda küfürlü ifade kullanımının yaygın olduğu yönünde kanaat bildirmiştir. Yaptığımız gözlemler de bunu doğrulamıştır. Ancak küfürlü ifade kullanan birçok insan, bu tür ifadeleri gerçekten küfretmek için değil, ağız alışkanlığı olarak kullanıldığını belirtmiştir. Bu yüzden birçok kişinin gündelik konuşmaları içerisinde bile bu tür kaba ve küfürlü ifadeleri farkında olmadan kullandığı görülebilmektedir. Nesillerin küfürlü ifadeler kullanma sıklığında birinci nesilden ikinci nesle doğru bir azalma, fakat ikinci nesilden üçüncü nesle doğru tekrar bir artış olduğu göze çarpmaktadır. Katılımcıların çoğunluğu içki kullanmadığını ifade etmiştir. Bu konuda da birinci nesilden ikinci nesle doğru bir düşüş görülmekle birlikte, ikinci nesilden üçüncü nesle doğru tekrar bir artış olduğu da dikkat çekmektedir. Anket verilerinde içki içme ve küfürlü ifade kullanımı düşük çıkmakla birlikte, mülakatlarda içki ve küfürlü ifade kullanımının her üç nesilde de yaygın olduğuna yönelik bir kanaat ortaya çıkmıştır.

186

Kaynakça

Aktay, Aydın. Yeni Türkiye'de Yeni Kuşaklar. Sakarya: Değişim Yayınları, 2019.

Akyüz, Niyazi & Çapçıoğlu, İhsan (ed.). Ana Başlıklarıyla Din Sosyolojisi. 4. Baskı. Ankara:

Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, 2012.

Bakırcı, Mustafa. Dini ve Kültürel Değerlerin Taşıyıcısı Olarak Üç Nesil (Giresun Örneği).

İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2010.

Bakırcı, Mustafa. Üç Nesil Üç Hayat (Dinî ve Kültürel Değişim). İstanbul: Bir yayıncılık, 2019.

Çelik, Celalettin. “Dindarlık Tipolojilerine Metodolojik Bir Yaklaşım”. İslâmîyat Dergisi 8/2 (2005): 71- 90.

Doğan, İsmail. Sosyoloji, Kavramlar ve Sorunlar. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık, 6. Baskı, 2004.

Duman, M. Zeki. Kuşak Çatışması X ve Z Kuşağı Üzerine Sosyolojik Bir Çalışma. Ankara: Nobel Yayıncılık, 2019.

Eisenstadt, Shmuel Noah, Modernleşme: Başkaldırı ve Değişim. çev. Ufuk Coşkun. Ankara:

Doğu Batı yayınları, 2007.

Fichter, Joseph. Sosyoloji Nedir?. çev. Nilgün Çelebi. Ankara: Atilla Kitabevi, 1996.

Giddens, Anthony. Modernliğin Sonuçları. çev. Ersin Kuşdil. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1994.

Günay, Ünver. “Dindarlığın Sosyolojisi”, Dindarlığın Sosyo-Psikolojisi. ed. Ünver Günay &

Celalettin Çelik. 1-59. Adana: Karahan Yayınları, 2006.

Inglehart, Ronald. Modernization and Postmodernization: Cultural, Economic and Political Change in 43 Societies. Princeton University Press, 1997.

Karp, David R. “Values Theory and Research”. Encyclopedia of Sociology. Second Edition. Ed.

Edgar F. Borgatta & Rhonda J. V. Montgomery. 5/3212-3226. Macmillan, 2000.

Kayıklık, Hasan. “Değişen Dünyada Birey, Din ve Dindarlık”. Dindarlığın Sosyo-Psikolojisi. Ed.

Ünver Günay, Celalettin Çelik. 157-174. Adana: Karahan Kitabevi, 2006.

Kıllıoğlu, İsmail. “Değer”. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi. 1/305-310. İstanbul: Risale Yayınları, 1990.

Kirman, Mehmet Ali. Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Rağbet Yayınları, 2004.

Onay, Ahmet. “Dindarlık Ölçme Çalışmaları: Dindarlık Ölçümünde Üç Farklı Yaklaşım ve Ölçmenin Esasları”. İslami Araştırmalar Dergisi 14/3-4 (2001): 439-449.

Özensel, Ertan. “Sosyolojik Bir Olgu Olarak Değer”. Değerler Eğitimi Dergisi 1/3 (2003): 217-240.

Özlem, Doğan. “Açış Konuşması”. Bilgi ve Değer. Ed. Şahabettin Yalçın. 11-14. Ankara: Vadi Yayınları, 2002.

Rokeach, Milton. The Nature of Human Values. Free Press, 1973.

Roof, Wade Clark. “Generations and Religion”. The Oxford Handbook of the Sociology of Religion (Oxford Handbooks in Religion and Theology). Ed. Peter Clarke. 616-634.

Oxford University Press, 2009.

Sezal, İhsan. “Toplum ve Aile”. Sosyolojiye Giriş. Ed. İhsan Sezal. 5: 134-165. Ankara: Martı Yayınevi, 2. Baskı, 2003.

Sosyoloji Divanı 13. Sayı Dosya: Kuşaklar Sosyolojisi. Konya: Çizgi Yayınevi, 2019.

Subaşı, Necdet. “Türkiye Dindarlığı, Yeni Tipolojiler”. İslamiyât Dergisi 5/4 (2002): 17-40.

Şavran, Gönç. “Toplum, Bilim ve Yöntem”. Sosyolojiye Giriş. Ed. Nadir Suğur. 2-34. Eskişehir:

Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2009.

Taylor, Charles. Modernliğin Sıkıntıları. Çev. Uğur Canbilen. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2011.

Tezcan, Mahmut. Kuşaklar Çatışması Kuşaklararası İlişkiler Eğitimi ve Sosyolojisi. Ankara:

Anı Yayıncılık, 2017.

Tolan, Barlas. Sosyoloji. Ankara: Gazi Kitabevi, 2005.

Yapıcı, Asım. Ruh Sağlığı ve Din (Psiko-Sosyal Uyum ve Dindarlık). Adana: Karahan Kitabevi, 2007.