• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

2.3. Değerler Eğitiminde Roller

2.3.4. Dijital Çağda Değişen Değerler

Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğu düsturunca, her zaman dilimi kendisini ve içerisindeki olanakların potansiyelini çözümleme ihtiyacına sahiptir. Öyle ki geleceğe dair yapılacak tüm stratejik hamleler, içinde bulunulan zaman diliminin şartlarına göre şekillenecektir. Dolayısıyla bugün, yarının inşasının temelidir. Eğitim kurumları ise değişen dünya şartlarına uyum sağlayacak yeni değerlerin üretilmesinde rol sahibidir. Zamanında yanlış olarak nitelenen bazı durumlar bir müddet sonra dönüşüme uğrayarak normalleşebilir. Günümüz dünyası da teknoloji öncesi dönemlere kıyasla hayati öneme sahip değer değişikliklerine sahne olmuştur. Birçok bilgi, sistem, kurum, meslek, ilişki ve toplumsal değer de bu değişikliklerden etkilenmiştir. Bu dönüşümleri zarar görmeden uyarlamak ise, toplumun huzur ve düzeninin sağlanması için doğru ve yanlışı ayırt edebilecek etik bilince sahip insanlar ile sağlanacaktır.

Ataerkil Türk toplumunda annenin çalışma hayatına girmesi, geleneksel yapıda değişiklere sebep olmuştur. Çekirdek aile kavramı yerini bireyselliğe bırakmıştır. Ailede her bireyin kendi kişisel bilgisayarı veya akıllı telefonu hatta evin farklı odalarında birden fazla televizyon bulunabilmektedir. Bu durum aile içi iletişimi yeniden şekillendirmiştir. Çocuklar ve ebeveyn arasında kuşak çatışmalarının oranı artmıştır.

18

Yeni nesil hız, çoklu görev, eğlence ve sürekli iletişim temelli dijital bir hayat sürerken, ebeveynler bu duruma uyum sorunu yaşayabilmektedir. Ebeveynlerin, çocuklarının internette geçirdikleri süre, iletişim kurdukları kişiler, kullandıkları dil ve ziyaret ettikleri siteleri kontrol altına alma çabaları, farklı değer yargılarına sahip iki farklı kuşağın çatışma yaşamasına sebep olabilmektedir. Ayrıca internette uzun süre vakit geçiren çocukların sanal dünya ile gerçek dünyayı ayırt etmekte zorlanmaları, beslenme problemleri, duruş bozuklukları, yalnızlık gibi çeşitli fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklarla karşılaşmalarını tetiklemektedir (Çoklar, 2010).

21.yy ile beraber dünya sanayi tarzı üretimden, yenilikçi bilgi üretimine doğru bir geçiş izlemektedir. Teknolojide görülen hızlı değişimler sosyal, kültürel, ekonomik birçok değerde dönüşüme sebep olmuştur. Küreselleşme, uluslararası ticaret, tüketim artışı, iletişimin hızlanması, yaşam standartlarındaki artış, toplumu kendisini ayakta tutabilecek, rekabet edebilecek, yeni bilgi üreten insan arayışına itmektedir (Erişti, 2010). Bu dönüşümler sonucunda maddi birikimin yerini bilgi birikimi, makinelerin yerini bilgisayarlar, kas gücü ise yerini akıl yürütme gücüne bırakmıştır (Şahin ve Kuzu, 2010). Bu noktada insanların eğitiminde değişimi takip eden, yeniliğe öncülük eden bir yaklaşımın başlatılması eğitim kurumlarının sorumluluğundadır (Uline, Miller ve

Tschannen-Moran, 1998).

Bilgi toplumları eskiden olduğu gibi iletişime kapalı bir dünyada aynı bilgilerin nesilden nesile aktarılması ile varlığını devam ettiremeyeceği için yeni durumlara adapte olabilecek, eleştirel ve yaratıcı düşünme becerileri gelişmiş öğrenciler yetiştirmelidir. Öğrencilerin ders zili ile hareket edip, sınıfta yapay, mekanik ve pasif yaşantılarla kontrol altında geçirdiği bir eğitim anlayışı artık çağın gerisinde kalmıştır. Bunun yerine aktif öğrenen, analiz eden, keşfeden, deneyen ve üreten, işbirliği yapan, problem çözen öğrencilerin yetiştirilmesi için otantik öğrenmeyi destekleyen öğrenci merkezli öğretim tasarımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. İletişim becerileri yüksek, öğrencileri tanıyan, onlarla beraber öğrenmeye açık, yeni teknolojileri takip edip uygulayan, demokratik ilkelerle hareket eden öğretmenlere gereksinim duyulmaktadır (Şahin ve Kuzu, 2010). Dolayısıyla öğrencilerin küresel bir vatandaş olma yolunda gereksinimleri artmıştır. Sanal öğrenme ortamları ve öğrenci değişim programları bu noktada öğrencilere farklılıkları tanıma ve ihtiyaçları belirleme yolunda önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu yüzden öğretmen yetiştirme konusunda da bu yeni değerler dikkate

19 alınmalıdır.

Yeni öğrenci profilinin basılı kaynaklardan ziyade dijital kaynaklarla etkileşim kurmayı tercih etmeleri çoklu ortamların değerini arttırmıştır. Bilginin bilgisayarlarda üretildiği, saklandığı ve internetle paylaşıldığı günümüzde, üretilen bilginin muhafazası ve gizliliği yazılımların güvenlik konusuna eğilmesine sebep olmuştur. Yine internetin ceplere kadar girmesi ile dünyayla iletişim oranı artmış, özellikle anlık iletişim araçları ve sosyal ağlar yoluyla etkileşim imkanı çoğalmıştır. Hatta gençlerin zamandan kazanmak için oluşturdukları yeni yazı dili, iletişimde de dönüşümlere sahne olmuştur. Bu dönüşümlerde kişisel bilgisayarların büyük rolü vardır. Dolayısıyla teknoloji ve bilgisayarlar ile neler yapılabileceği konusunda öğrencilerin farkındalığının arttırılması gerekmektedir. Öğrenciler karşılaştıkları dijital materyalleri anlamlandırma ve bilgisayar kullanarak problem çözme becerilerine sahip olmalıdır. Bu anlamda öğrencilerin dijital ortamları analiz etme, kavrama, üretme ve yorumlama yoluyla farkındalık kazanması, çağın teknolojik okuryazarlık değerleri arasındadır. Ayrıca bu değerler bilginin kişisel bazda yapılandırılması için de gereklidir. Özellikle teknolojinin eğitim süreçlerine entegrasyonu öğretmenleri de bu konuda sorumlu kılmaktadır. İçeriklerin dijital materyaller ile sunulması, iletişimde teknoloji kullanımı, değerlendirmenin akıllı ya da çevrim içi sistemlerle yapılması ve raporlanması günümüz koşullarında elzem bir öneme sahip olmuştur. Bu noktada öğrencilere araştırma, doğru bilgiyi seçme, elektronik haberleşme ortamlarını kullanabilme, blog ve sosyal ağlarda paylaşım yapma, dijital ses ve görselleri anlamlandırma ve bilgi üretiminde bunlardan faydalanma noktasında bilinç kazandırılmalıdır. İnternet ve televizyon aracılığıyla iletilen medyaların gücünün farkına varan, bunları eleştiri süzgecinden geçiren, insanların değer, inanç ve tutumları üzerindeki etkilerini izleyebilen öğrenciler yetiştirilmelidir (Kurt, 2010).

Bilgisayar yazılımlarından geçim sağlayanların haklarının ihlal edilmemesi, aksi takdirde sonuçlarının neler olacağı konusunda bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. İnternet ve bilgisayar üzerinden insanların fikri mülkiyet, gizlilik, bilgiye erişim ve doğruluk (Mason, 1986) değerlerine saygı ve duyarlılık göstermesi yeni çağın etik değerleri arasında yer almaktadır.

Özellikle ülkemizde ve işbirliği içinde çalışan birçok grupta çokkültürlülüğün değeri artmıştır. Çağımızda insanlar kendi kültürleri ile diğerlerinin gelenek, kültür ve

20

inanışları arasındaki benzerlik ve farklılıkları yorumlama becerisine de sahip olacak şekilde eğitilmelidir. Bu yönde yapılan bir eğitim farklılıklara değer vermeyi, geçmişten gelen klişe ve önyargılara duyarlı olmayı, teknolojinin bu değişimleri nasıl etkilediğini gözlemlemeyi sağlamalıdır (Lemke, Coughlin, Thadani ve Martin, 2003).

Teknoloji ve tüketim çağı her zaman olumlu durumlar yaratmamış ve içinde yaşadığımız dünyayı hızla ve bilinçsizce tahrip etmemize neden olmuştur. Bu anlamda organik olarak nitelenebilecek birçok yaşam kaynağı da tehlike altına girmiştir. Doğa ve çevre hakkında yeterli bilgi aktarımı ve duyarlılığın sağlanmaması dolayısıyla hayatımızı doğrudan etkileyen su, toprak, hava, bitki, hayvan ve kişisel sağlığa yönelik bilinç sahibi olmak artık eskisinden çok daha önemli bir değere sahip olmuştur.

Benzer Belgeler