• Sonuç bulunamadı

DİYALOG SÜRECİNDE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ

Bilindiği üzere dinler arası diyalog faaliyetleri 1960’lı yıllarda Roma Katolik Kilisesinin bünyesinde düzenlenen II. Vatikan konsiliyle başlamıştır. Dünya Kiliseler Birliği de diyalog faaliyetlerine devam etmiştir. Hıristiyan batı her zaman kendi konumunu ve durumunu birinci planda tutmuş bunun sonucunda da bu güne kadar yaşanan süreç Hıristiyan aleminin yararına olmuştur.

İslam dini geçmişte ve günümüzde dinler arası diyalogu devamlı teşvik etmiştir. Kamusal platformda çalışmalarını yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı da bu konudaki çalışmaları bütün yoğunluğuyla devam ettirmektedir.

Başkanlık tarafından 23-27 Kasım 1998 tarihleri arasında düzenlenen II. Din Şurasında ele alınan 3 temel konudan birisi dinler arası diyalogdur. Şurada alınan kararlar daha ziyade dinler arası diyalogun imkanı ve zorunluluğu konusundadır. Yine Şurada Dinler Arası Diyalog Genel Sekreterliği kurulması ve bu sekreteryaya bağlı olarak “Dünya Dinleri Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi” oluşturulması teklif edilmiştir. Somut olarak II. Din Şurasının neticesinde Dış İlişkiler Daire Başkanlığına bağlı Dinler Arası Diyalog Şubesi Müdürlüğü kurulmuştur.

3-7 Mayıs 2000 tarihleri arasında düzenlenen Uluslar Arası Avrupa Birliği Şurasında sırasıyla, “Avrupa Birliği Sürecinde Diyanet işleri Başkanlığının Hedef ve Politikaları, Üçüncü Bin yıla Girerken Dini Arayışlar ve Dinin Anlatım Metodu, Din ve Siyaset İlişkileri ve Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinin Dini Alanda Doğurabileceği Problemler ve Kazanımlar” konuları görüşülmüştür.

20-24 Eylül 2004 tarihleri arasında düzenlenen “AB Sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığının Yurtdışı Din Hizmetleri ve Din Eğitimi” konulu III. Din Şurasında, “AB Sürecinde Dinin Yeri ve Din Hizmetleri, Din Eğitimi ile Sosyal Hayat ve Din” konuları görüşülmüştür.

Dinler arası diyalog konusundaki uzmanlara göre diyalog; bir defa başladığında terk edilmesi mümkün olmayan bir süreçtir. Fakat günümüzde Papa II. Jean Paul’ün vefatıyla Roma Katolik Kilisesi kendi başlattığı diyalog faaliyetlerini ikinci plana itmiştir. Bunda diyalog konusunda II Jean Paul’den farklı düşüncelere sahip olan Alman Ratzinger’in Papa

seçilmesi etken olmuştur. Hatta Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı taziye mesajında bu durum dile getirilmiştir.233

Hıristiyan batı aleminde Roma Katolik Kilisesi ve Dünya Kiliseler Birliği tarafından yürütülen dinler arası diyalog faaliyetinde misyon kaygısı kendini hissettirirken Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerinde tebliğden ziyade kendi dindaşlarına hizmet düşüncesi vardır. Türkiye’nin Avrupa Birliğine girişi sürecinde Başkanlık, işin din hizmeti boyutunu göz önünde bulundurmuştur. Yapılan çalışmaların ana teması; Avrupa Birliği’ne uyum ve diyalogun geliştirilmesidir.

Türkiye dışında yaşayan soydaşlarımıza din hizmetleri sunan ve dinler arası diyalog faaliyetlerinin tek temsilcisi olan Diyanet İşleri Başkanlığının bu konudaki etkin olan hizmetlerini daha da geliştirebilmesi için din şuraları ve sempozyumlarda alınan kararların tekrarına düşmeden şunlar tavsiye edilebilir.

1- Diyanet İşleri Başkanlığı, dinler arası diyalog konusunda farklıların farkına vararak ve farklılıkları abartmadan ve bunları fazla sorun etmeden, bu ortamda en iyi ve güzeli yakalamayı, ötekiyle de barış içinde bir arada yaşamayı amaç edinerek, “dinler arası barışı temin etmeden dünya barışı hayaldir” sloganını hizmet prensibi edinmeye devam etmelidir.

2- Önce Danimarka’da daha sonra diğer Avrupa ülkelerinde Peygamberimizi terörist olarak betimleyen karikatürlerin yayınlanmasıyla oluşan krizde görüldüğü gibi Diyanet İşleri Başkanlığı haklı tepkisini ortaya koymalı fakat medeniyetler arasında köprü olma işlevinden vazgeçmemelidir.

3- Zamanımızda, genelde bütün hizmetlerde özelde yurtdışı ve dinler arası diyalog hizmetlerinde yabancı dil konusunun önemi açıktır. Özellikle Batı dilleri konusunda yetişmiş nitelikli eleman yetiştirilmesi için imkanlar seferber edilmelidir.

4- Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde, halen mevcut olan Dinler Arası Diyalog Şube Müdürlüğü yanında, “Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Sekreteryası" da kurulmalıdır. Bu birimin bir de akademik danışma kurulu olmalıdır. Avrupa ve diğer ülkelerdeki Türklerin problemleriyle ilgilenen, araştırmalar yapan ve projeler geliştiren "alt birimler" oluşturulmalı, arşiv ve dokümantasyon merkezi oluşturulmalı, bilimsel yayınlarla halkımızı aydınlatmalıdır. Bu konularda İlahiyat Fakülteleri ile işbirliği yapılmalıdır.

5- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın koordinasyonu ile Dinler Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi vb. alanlarda yetişmiş ilim adamlarından oluşturulacak komisyonlar, dinler arası diyalog konusunda bilimsel yayınlar hazırlamalıdır. Yapılacak araştırmaların sonuçları önce ilmi çevrelerde tartışıldıktan sonra, il ve ilçelerde düzenlenecek seminer, sempozyum ve konferans gibi etkinlikler ile vatandaşa aktarılmalıdır.

6- Diyalog faaliyetlerinde inisiyatifi elinde bulunduran her zaman bir adım öndedir. Diyanet İşleri Başkanlığının bu alanla ilgili birikimi de göz önünde tutularak, “dinler arası diyalog” kavramına Türk-İslam boyutu ve tecrübesi ile daha evrensel bir içerik kazandırılmalı ve Diyanet İşleri Başkanlığı periyodik olarak diyalog faaliyetlerine devam edip, bu konularda İlahiyat Fakülteleriyle işbirliği içerisinde olmalıdır.

7- Diyanet İşleri Başkanlığı elemanları, başta yurtdışında soydaşlarımıza din hizmeti götüren din görevlileri olmak üzere Türkiye’de özellikle müftü, vaiz ve imamlar yurtiçinde ve yurtdışında diğer dinler konusunda hizmet içi eğitim kurslarına tabi tutulmalı ve bu konuda seminerler düzenlenmelidir.

8- Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde ve İlahiyat Fakültelerindeki dinler arası diyalog konusunda çalışan elemanlarının Avrupa ülkelerindeki Teoloji Fakülteleriyle işbirliği organizesi yapılmalıdır.

9- Yaşanan karikatür krizi gibi diyalog faaliyetlerini olumsuz etkileyen olaylar karşısında temkinli davranılmalı, bu tür olaylar karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı meşru ve haklı tepkisini göstermenin yanında arabuluculuk vazifesi yapmalıdır. 10- Diyanet İşleri Başkanlığının Internet sitesinde dinler arası diyalog çalışmalarına

yönelik özel bir bölüm açılmalı, konuyla ilgili yürütülen faaliyetler, düzenlenen şura, sempozyum ve konferanslar bütün içerikleriyle birlikte yayınlanmalıdır.

11- İstanbul, Diyarbakır, Mardin, Hatay gibi farklı dini inançlara sahip vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı bölgelerde dinler arası diyalog konusu önemle ele alınmalı, İl Müftülülükleri bünyesinde diyalog faaliyetleriyle bire bir ilgilenen birimler oluşturulmalıdır.