• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: HAD CEZALARI

1.6. DİNDEN DÖNME (İRTİDAT-RİDDE)

Sözlükte “dönmek, geri çevirmek, kabul etmemek” anlamına gelen ridde bir fıkıh terimi olarak ise; Müslüman olan bir kişinin kendi hür iradesiyle dinden çıkmasıdır.156 İrtidat

153 Üsküdar Mhk. 415, 14a-3: “Üsküdar’da Gülfam mahallesinde Hüseyin bin Ali yine mahalle-i mezbûre

sakinlerinden Osman bin Kurd muvacehesinde mezbûr Osman kendi halinde olmayup ibadullahın ehl ü iyaline fi’l-i şen’i kasdıyla ta’arruz ve hetk-i ırz adet-i müstemirresi olmağla tarih-i i’lamdan dört gün mukaddem zevce-i menkuhem Ümmühani ve sulbiye kebire kızım Emine hamamdan gelürken mezbûr Osman elinde bıçak ile mezbûretanın üzerlerine sekran olduğu halde hücum ve ümmet-i Muhammed imdadlarına yetişüp mezbûrun yedinden tahlis itmişlerdir deyü ba’de’d-da’va ve’l-inkâr müdde’i-i mezbûr ber-vech-i muharrer müdde’asını udülden mahalle-i mezbûreden Mahmud ve İsmail ve Halil ve el-Hac Abdullah nam kimesneler şehadetleriyle vech-i şer’i üzre isbat itdikden sonra mahalle-i mezbûre İmamı Ahmed Efendi vesair bigaraz-i müslimin mezbûr Osman içün balade tafsil u ayan olunduğu vech üzre su-i halini ihbar ve hakkında iktiza iden diyet ve ta’ziri re’yi alilerine havale olunup mezbûr Osman i’lamıyla huzur-ı âlîlerine irsal olundu. Fi 11 Safer sene 1159.”

154 Üsküdar Mhk. 420, 47b-4.

155 Üsküdar Mhk. 466, 42b-2: “Üsküdar’da Yenimahalle’de mütemekkin basmacı Kevork veled-i Anderyas nam zimmi

mahfil-i babda basmacı kalfalarından Asvador veled-i Agop ve Manyas veled-i Gabriyel muvacehelerinde merkûman bir gün mukaddem vakt-i mağribde kapuma gelüp sekranen muvacehemde anama ve avretime cima‘ lafzıyla şetm etmeleriyle mûcebin taleb ederim deyü ba‘de’d-da‘va ve’l-inkâr müdde‘i-i merkûm ber-vech-i muharrer müdde‘asını mahalle-i mezbûre sukkanından Serkiz veled-i Toros ve bakkal Hacador veled-i Artin nam zimmiler şehadetleriyle isbat etmeğin mûcebiyle merkûman zimmilere şer‘an ta‘zir lazım geldiği bi’l-iltimas huzur-ı âlîlerine i‘lâm olundu. Fi 26 Muharrem sene 1179.”

42

eden erkeğe “mürted”, kadına ise “mürtedde” adı verilir. Bu suçu belirleyen nas Kur’an-ı Kerim’de; “…içinizden kim dinden döner ve kâfir olarak ölürse işte onlarKur’an-ın bütün

yaptıkları, dünyada da ahrette de boşa gider. Bular cehennemliktirler ve orada kalıcılardır.”157 Kişinin mürted sayılabilmesi için İslam’dan çıkması yeterlidir.158

1.6.1.1. Unsurları ve Şartları

a. İrtidat suçunun sahih olabilmesi için şartlar: Öncelikle akıl, ayık olma ve kendi iradesi ile yapma şartı vardır. İslam hukukçularının çoğunluğuna göre mümeyyiz çocuğun irtidat suçunu işlemesi halinde suç gerçekleşmiş olur. Ancak ceza ehliyeti henüz tam olmadığından çocuk buluğ çağına gelinceye kadar beklenir, buluğ çağına gelince dinine dönmesi istenir şayet dönmezse o zaman ölüm cezasıyla cezalandırılır.

b. Kişinin küfrünü açıkça beyan etmesi gerekir. Böyle bir durumdaki şahsın küfrünü açıkça beyan etmesi, küfrü gerektirecek bir söz sarf etmesi veya küfrü gerektirecek bir davranışta bulunması ile suç oluşmuş olur.

c. Dinden çıkması şarttır. Bu kimselerin başka bir dine girmesi veya bu yönde beyanlarının olmasına bakılmaz esas olan İslam’dan çıkmış olması ve söz veya fiille beyan etmesidir. 159

1.6.1.2. Cezası

Cezası sünnet ve icma ile tayin edilmiştir. Bu cezanın delili ise Hz. Peygamber’in “Kim

dinini değiştirirse onu öldürün”160 hadisine dayanır.

Hanefîler irtidat suçundan dolayı sadece erkeklerin ölüm cezasına çarptırılacağını, kadınların cezasının ise tövbe edip İslam’a dönünceye kadar hapsedilmesi olduğunu ifade eder. Hanefilerin bu ayırımı yapmalarının gerekçesi ise savaşta kadınların öldürülmemesini zikreden hadise dayanmaktadır. Buna göre irtidat eden kadın öldürülmeyip üç gün hapsedilir, Müslüman olması sağlanır. Bir başka gerekçe ise

157 Kur’an, Bakara Suresi, Ayet 218.

158 İrfan İnce, “Ridde”, DİA, 2008, c. XXXV, s. 88-91.

159 İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, c. VI, s. 358-359; İnce, “Ridde”, DİA, c. XXXV, s. 88-91.

43

kadının muharip olmaması erkeğin muharip olmasıdır. Kadının bu anlamda dine zarar veremezken erkek o zararı verebilir. 161

İrtidatta diğer bir mesele ise verilen ölüm cezasının gerekçenin sadece dinden çıkma olmayıp savaşçı olup toplumu tehdit edecek hal ve hareketlerde bulunmak olduğu kabul edilmektedir. Özellikle Hanefiler bu hususta kadına ölüm cezası değil de hapis cezasını verirken kadının savaşmamasıyla ilişkilendirip hatta irtidat meselesine dair mürtedin malının, nikahının vs durumların savaş şartlarına göre değerlendirilmesi de bu suçun tek başına dinden çıkma olmayıp kollektif ve toplum zararına fiiller teşkil etmesi ve bunun neticesinde de toplum maslahatı gereği ölümüne hükmedilmesi gerekmektedir.162

1.6.2. Şer‘iyye Sicillerinde İrtidat

Meselenin Osmanlı uygulamasına baktığımızda incelediğimiz sicillerde irtidat suçu ile ilgili olarak değerlendirebileceğimiz dava yoktur. Ancak sadece iki kayıtta davacı, bir kişi hakkında dini durumu ile ilgili iddiada bulunmuştur. Bu davalarda irtidat suçu olmayıp davacınında asıl gayesi irtidat suçunu ispat etmek değildir.

Bunlardan ilkinde kendisine “dinsiz” ve “ben dinsize selam vermem” şeklinde hakarette bulunan kişi hakkında mahkemeye başvurulmuştur. İlgili belgede alenen dinsiz denmesinden rahatsız olan kişi, davada bulunmuş ve neticesinde suçlu şer‘an ta‘zir ile cezalandırılmıştır. Burada irtidat suçu söz konusu olmayıp sadece Müslüman olmadığını söyleyen kimseye karşı kendini temize çıkarma, aklama söz konusudur. Ayrıca yapılan hakareti cezalandırma talebide söz konusudur. Sonuç itibarı ile Müslüman olan bir kimseye dinsiz demek ciddi bir itham olup bunun cezalandırılması ile ilgili olarak ta‘zirin verilmesi de fiilin cezasız kalmadığının delilidir.

Diğer belgede ise bir zimmi, Müslüman kıyafetiyle dolaştığı ve beş vakit namaz kıldığı iddiası ile dava edilmiştir. Mezkûr zimmi, Müslüman olmayıp hala zimmi olduğunu ve “malikane için taraf-ı miri ile hesabı olduğundan” böyle giyindiğini ikrar etmiştir. Bu

161 Halebi, Mülteka, c. I, s. 375; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, c. VI, s. 359-361/388-389; İnce, “Ridde”, DİA, c. XXXV, s.

88-91.

162 Nihat Dalgın, “İrtidat ve Cezası”, Kur’an Mesajı İlmi Araştırmaları Dergisi, 98, sy. 10-11-12, s. 189; İnce, “Ridde”,

44

kayıtta da kişi Müslüman olmayıp irtidat etmemiştir. Muhtemeldir ki kendisini dava eden kişi, onun namaz kıldığını ve Müslüman erkekler gibi giyindiğini görünce onu Müslüman zannetmiştir. Zimmi ise bazı maddi menfaatler için böyle giyindiğini ifade etmiştir. Mahkemede özellikle namaz kıldığı ikrar edilmiştir. Ancak ne olursa olsun zimmi, irtidatın şartlarını taşımadığından kendisine irtidat cezası verilemez. Bu meselede irtidat fiili yoktur sadece bir şahsı Müslüman zannetme vardır. Davanın açılış gayesi, gerekçesi kayıtlarda mevcut olmadığından bu hususta gerekli açıklama ve yorumları yapamamaktayız.163

163 Üsküdar Mhk. 415, 17b-1: “Üsküdar’da Valide-i Atik vakfının subaşı Halil mübaşeretiyle Üsküdar’da hudud-ı

vakfda müteveffa Kürd Veli’nin zevcesi Fatıma’nın hıdmetinde ehl-i İslam kıyafetle ahz ve meclis-i şer‘a ihzar eylediği Abraham zimmi içün mezbûre Fatıma huzur-ı müsliminde zimmi mesfur beş vakit namazını benim menzilimde kılar ve Müslümandır didiğine ahali-i sukdan Osman ve Ali ve Mustafa ve Halil nam kimesneler haber verüp zimmi mesfurdan istintak olundukda hala zimmi olup sekiz buçuk kise malikane içün taraf-ı miri ile hesabım olduğuna binaen bu kıyafet ile gezerim deyü takriri Üsküdar’da ba‘de’t-tescil subaşı merkûm ile ma‘an zimmi mesfur i‘lamıyla huzur-ı âlîlerine irsal olundu baki ferman men lehü’l-emrindir. Fi 20 min Rebi’ülevvel sene 1159.”

45

BÖLÜM 2: KISAS CEZASI VE DİYET

Benzer Belgeler