• Sonuç bulunamadı

DİJİTAL AKTİVİZM VE GENÇLİK DIGITAL ACTIVISM AND YOUTH

Belgede GENÇLİK VE DİJİTAL ÇAĞ (sayfa 50-58)

Aylin Görgün Baran*

Özet: İnternet olanaklarının gelişimi karşısında yaşamın giderek dijital hale gelmesi ile karşı karşıya bulunmaktayız. 2000 yılı ve sonrası doğumlular bu teknolojinin içinde büyümeye başladıkları için internet kültürüne yatkınlıkları ile bilinmektedir. Özellikle gençlerin internete daha çok vakit geçirmeleri ve dijital konularla ilgilenmeleri onların “dijital yerli” olarak nitelenmesine yol açmıştır. Dolayısıyla dijital teknolojiler gençlerin oyun ve oyuncakları gibi düşünülebilir. Gençlerin bu teknolojileri bilmeleri ve kendi ebeveynine ve ileri kuşaklara öğretmeleri gündeme gelmiştir. Bu öğretilme durumundan kadar yetişkin nesil belli bir huzursuzluk duysa bile bu öğrenmeler hem gençleri hem de yaşlıları bir araya getirmekte, mutlu etmekte ve kuşaklararası bilgi aktarımı sayesinde bir dayanışma sağlamaktadır. Artık sosyal medya kullanımı ile eylemlilik biçimleri de değişime uğramıştır. Bireyler bulundukları mekandan sosyal medyayı kullanarak bireysel-gönüllü ya da örgütsel-kollektif olarak içeriklere katılım gösterebilmektedir. Bu açıdan yapılan eylemlilik türüne göre dijital aktivizmin çeşitleri bulunmaktadır. Bunlar hashtag, slactivism, kliktivism, vatandaş gazeteciliği, hacktivizm, smart mobs, flash mobs ve caps aktivizmi gibi farkındalık sağlamaya yönelik hareketlerdir. Genel olarak literatürde dijital teknoloji kullanımı hem bir eylemlilik hem de bir aktivizm olarak nitelenmektedir. Bu çalışmada literatür üzerinden Türkiye’de gençlerin dijital aktivizmin konusuna olan yatkınlıkları ve dijital aktivizm ile sosyal medyada aktif olmanın ne anlama geldiğine ilişkin bilgiler üzerinden tartışma ve değerlendirmeler yapılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: dijital aktivizm, slaktivizm, hacktivizm, sosyal medya, gençlik.

Abstract: We face with the digitalization of life because of advancement of internet opportunities. The individuals, who are born in 2000 and thereafter, are known as being prone to internet culture since they grow within this technology. Particularly, the young are described as “digital native” since the young spend more time on the internet and are interested in digital subjects. Hence, digital Technologies may be considered as the toys of the young. The matter at hand is that the young are acquainted with these Technologies and they teach these Technologies to their parents and future generations. Although these trainings make the adult generation feel some anxious, these trainings bring both the young and elders together, make them happy and provide solidarity thanks to intergenerational information transfer. Now, the types of agency have also been changing by using social media. Individuals can participate in the contents as individual-voluntary or organized-collective by using social media from where they are. In this respect, there are types of digital activism according to the type of agency. These are the activities for raising awareness such as hash tag, slactivism, clicktivism, citizen journalism, hacktivism, smart mobs, flash mobs and caps activism. In general, digital technology use is defined as both an agency and activism in the literature. In this study, the discussion and evaluation are made on the basis of information about the tendency of the young to digital activism and what the digital activism and being active in social media mean according to the literature.

Key words: digital activism, slactivism, hacktivism, social media, youth

GİRİŞ

21. yüzyıl internet teknolojilerinin gelişmesi ve çağı dönüştürme potansiyelini taşıması bakımından sosyologlar tarafından bilgi toplumu, ağ toplumu internet toplumu, bilişim toplumu gibi isimlerle anılmasını getirirken mühendislik açısından endüstri 4.0 ve yapay zeka çağı olarak nitelendirilmektedir.

Castells’in (2008) ve Van Djik’in (2016) ağ toplumu teorileri, internet ağlarının gelişmesiyle ve birbirine bağlantılı olarak işlemesiyle hem ekonomik hem de kültürel anlamda yeni davranışların gelişmesine ortam hazırladığını açıklamaktadır. Gelişmiş teknoloji aracılığıyla dijital kültürün hızı karşısında insanların birbirleriyle iletişimlerinin artması ve dijital ortamda yeni uğraşı alanlarının oluşması bakımından gençlerin bu mecralara ilgisi artmıştır. Ağ ekonomisi ve yeni kimlik biçimleri özellikle gençlerin bu teknolojiyi kullanmalarını bir

*Prof. Dr. Hacettepe Üniversitesi Gençlik Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, abaran@hacettepe.edu.tr

gösterge değerine dönüştürmüş olduğundan gençlerin daha çok ilgisini çekmektedir. Ağ toplumunda, Bell’e (1973, s.64) göre, enformasyona çabuk erişme, iletme ve depolama konusunda kolaylıklar yaşanmakta ve bilgisayar büyük imkanlar sunmaktadır. Teknolojik gelişmeler McLuhan’ın (2003) ifadesiyle dünyanın küresel bir köye dönüşerek kültürlerarası homojenleşmenin artmasını, Harvey’e göre (1997, s.74) zamansallığın ve buna bağlı olarak derinliğin yitirilmesi karşısında mekânın da önemsizleşmesini getirmiş, sonuçta her şeye anında erişildiği için zaman-mekan sıkışması söz konusu olmuştur. Bu iki görüş birbirinden farklı dursa da birbirine benzemektedir de. Bilgisayar aracılığı ile internet üzerinden insanlar, aynı anda çok farklı mecralara ulaşarak istedikleri bilgileri elde etmek ve kendi içeriklerini oluşturmak bakımından büyük avantajlar sağlar hale gelmiştir. Bu durum, Gates’in (Akt. Kırık ve Özcan, 2014, s.63) ifadesiyle, artık “web tarzı yaşam” sürme anlamında bireylerin dijital teknolojiyi kullanmalarına yol açmıştır. Hızlılık bu tarz yaşamın en önemli özelliği olmakta ve Virillio (1986) bu çağa hız toplumu adını vermektedir. Hız toplumu anlayışı çerçevesinde WEB tarzı yaşam, özellikle gençlerin sosyal medya üzerinden hızlı hareket etmelerini, her nesne ve konuyu kolayca tüketmelerini getirmiştir. Bu tarz bir yaşam deyim yerindeyse gündelik yaşamların bir gerçeği haline gelmiştir.

Bu durum gençlerin bir yere sabitlenmemeyi, bağlanmamayı, hareket halinde olmayı ve sürekli anlık ve hızlı değişimleri takip etmeyi getirmiş ve uzamda dolaşma anlayışını yaygınlaştırmıştır. Yeygel-Çakır’a göre (2017, s.756), sosyal medyanın imza kampanyalarıyla ideal bir ortam yarattığını böylelikle yalnızca politik amaçlarla değil aynı zamanda yardım, bağış toplama gibi etkinliklerle kamuoyunda bir farklılık oluşturmaktadırlar. Bu bağlamda sosyal medyayı kullanmada aktif olan gençler sosyal ağ siteleri ve bloglar gibi yeni medya mecralarından zaman ve mekan sınırlaması olmadan amaçları doğrultusunda kamuoyunu etkileme kabiliyetine gösterebilmişlerdir. Sosyal medya yeni bir teknolojik araç olarak toplumsal pratiklerimizin değişmesine yol açmıştır. Dijital ortamda gerçekleşen toplumsal hareketler sıra dışı olmaktan çıkmış, gençlerin kullanmayı çok iyi bildikleri sosyal medya mecraları olarak onlara yeni eylemlilik alanı açmıştır. Böylelikle bireyler yeni toplumsal hareketler açısından sosyal medya üzerinden bir kamuoyu yaratmayı gerçekleştirebilmektedirler.

Castells’e göre (2000), ağlardan oluşan bu yeni toplum, yirminci yüzyılın son çeyreğinde, zamanla kesişecek olan bağımsız üç süreçle üretilmiştir: Birincisi bilgi teknolojisindeki devrim; ikincisi hem kapitalizmin hem de devletçiliğin sosyo-ekonomik yeniden yapılandırılması; üçüncüsü ise Batı’da 1960’larda ortaya çıkan kültürel ve toplumsal hareketlerdir. Bu noktada internet, bilgisayar ağlarının ifade etmektedir. İnternet, küresel/yerel bağlantıda farklı medyaya bağlanan elektronik üstün metin iletişim ağlarından (yani yapım stüdyoları, haber odaları, bilgisayarlı bilgi sistemleri, mobil ileti birimleri ve gitgide artan interaktif göndericiler ve alıcılar) oluşmaktadır. Bu noktada en dinamik toplumsal hareketler kente, ülkeye, bölgeye ve dünyaya internet yoluyla bağlanmaktadır.

Bu bağlamda birçok sosyal medya platformlarının, bir kamusal alan oluşturmasından söz edilmekle birlikte bu alanın pratikte çatışma noktaları oluşturacağına da değinilmektedir. Sosyolojik açıdan gençlerin bu mecralar üzerinden bireysel olarak her sosyal soruna katılımı, onların sosyal medyada aktif olduklarını göstermekte ve sorunların çözümünü sağlamak adına yürüttükleri mücadele ise bir aktivist harekete dönüşebilmektedir. Bu konuda Habermas’ın ileri sürdüğü gibi geleneksel sınıf temelli hareketlerin yerini günümüzde ağlar aracılığı ile örgütlenen toplumsal temelli küresel hareketler almıştır. Dijital ağlarda örgütlenen bireyler yaşam kalitesi, çevre hareketleri, insan hakları, internet özgürlüğü, demokratik katılım gibi konuları gündeme getirerek sosyal medya üzerinden yeni toplumsal hareketleri gündeme getirmiştir (Habermas 2001,s.850-851). Dolayısıyla bulunduğumuz mekandan zahmetsiz bir şekilde tıkladığınız düğmeler üzerinden her olaydan, bilgiden haberdar olma ve her bilgiyi kamuya duyurma olanağına sahibiz. Bu eylemlilik halini nasıl değerlendirebiliriz, sorusunu sormak gerekmektedir.

Bu çalışmanın amacı, gençlerin interneti daha çok kullandıklarını ve dijital aktivizme daha yatkın olduklarını ortaya koymaktır. Literatür üzerinden gençler üzerine yapılan araştırmalar ele alınmakta ve gençlerin web tarzı yaşam sürdürme alışkanlıkları konu edilmektedir. Ayrıca sosyal medyada aktif olmak ile dijital aktivizmin ne olduğu üzerinden durulmakta ve dijital aktivizmin çeşitlerinden söz edilerek değerlendirmeler yapılmaktadır.

Türkiye’de Gençlerin Dijital Teknoloji Kullanma Durumları

Sosyal medya veya yeni medya olarak nitelenen dijital iletişim bloğlar, sosyal ağ siteleri, mikrobloglar, wikiler ve içerik paylaşım siteleri gibi çeşitli mecralar üzerinden gerçekleştirilmekte ve yeni bir eylem biçiminin öncülüğünü yapmaktadır. Hatta bu alan bireysel ve kollektif, özel ve tüzel olmak üzere her kesim için büyülü bir dünya sunmakta ve bu büyülü dünya Kar ve Kesim (2015, s.137) tarafından postmodern agora olarak nitelendirilmektedir. Bu noktada postmodern agora olarak nitelenen sosyal medyanın gençlere web tarzı bir yaşam sunuduğu ortadaır. Bu bağlamda Prensky’in (2001) dijital yerli olarak ifade ettiği çağımızın gençlerini internete hakimiyetleriyle tanınmaktadırlar. Sosyal medya siteleri olarak facebook, you tube, twitter, instagram ve my-space gibi mecralar üzerinden içerikler göndererek iletişim kuran bu gençler belirli olay ve konu hakkında eyleme geçebilmekte ya da protesto edebilmektedir. Bu sitelerde genellikle gençler sorun, istek ve beklentilerini duyurmakta hatta kendi içeriklerini oluşturmakta ve böylece iletişim kanallarıyla farkındalık

yaratmaktadırlar. Bu konuda Türkiye’deki istatistiklere bakıldığında gençlerin internet kullanma oranlarının diğer yaş kategorilerindekine göre önde olduğu göstermektedir. TUİK’in 2019 Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırmasının verilerine göre, Türkiye’de 16-24 yaş kategorisinde bulunanların %90.8’i internet kullanmaktadır. Bu oranı %91.7 ile 25-34 yaş kategorisi takip etmektedir. 35-44 yaş arasında bulunanlar %85, 45-54 yaş arasındakiler %68.5, 55-64 yaşında bulunanlar %42.6 ve 65-74 yaş arasındakiler ise %19.8’dir. Genç yaş olarak 16-34 yaş aralığındaki gençleri toplam olarak internet kullanım oranına bakılırsa bu oranın çok yüksek olduğunu anlaşılır. 35-44 yaş aralığından sonra internet kullanım oran giderek azalmaktaadır.

Dolayısıyla gençlerin bilgisayar ve internet kullanım oranının yüksek olması onların dijital teknolojiye olan hakimiyetine ve aktivist hareketlere daha çok eğilim gösterdiğine işaret etmektedir.

Bu teknolojilerin gelişmesi karşısında artık tüm insanların bazı eşitsizlikler söz konusu olsada, dijital bilgeliliğe doğru yol aldığı görülmektedir. Gerek dijital bölünme/eşitsizlik gerekse bilgisel kara delikler olarak ifade edilen terimler (Van Deursen&Van Djik 2011) sahneden yavaş yavaş silinmekte birlikte yerine Prensky’in (2009) geliştirdiği “homo sapiens dijital” yani “dijital insan” kavramı giderek kullanımda yaygınlık kazanmaktadır.

Böylelikle Prensky (2009)’in “dijital bilgelik” (digital wisdom) kavramının kullanımı tüm insanlık için geçerli olacak bir düzeye gelmektedir/gelecektir. Çünkü 2000 yılından itibaren doğanların bu teknolojinin kültürü ile yetiştikleri dikkate alınırsa günümüzün 15-19 yaş aralığındaki gençler olduğu görülür. Keza Türkiye’de dijital teknoloji kullanımı konusunda yapılan araştırmalarda gençlerin bu teknoloji ile olan ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Şimdi Türkiye’deki bu çalışmalardan söz etmeye devam edelim.

Habitat Derneğinin (2019, s.31-34) yılında yaptığı “Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali” araştırmasında internet kullanan gençler arasındaki en yaygın sosyal medya uygulamaları %95 ile Whatsapp olarak ön plana çıkmaktadır Youtube’u ve Instagram’ı sık kullanan gençlerin oranı %88’ken, Facebook kullanımı %70’tir.

Gençlerin İnternete erişmek için en sık kullandıkları cihaz akıllı telefonlarıdır (%96). Kendilerine ait bilgisayarla internete erişenlerin oranı %42 olarak ikinci sırada gelmektedir. Okuldaki, işyerindeki ve evdeki ortak bilgisayarları kullananların oranı %21’dir. Gençler interneti %44 oranında en çok “film/ dizi seyretmek”

için kullanmaktadır. İnterneti “müzik indirmek” için kullananların oranı %40’ken, film/dizi indirmek ya da kitap indirmek gibi alışkanlıklar daha az yaygındır. Gençlerin üçte ikisi bulundukları mekandaki wifi hattına akıllı telefonlarıyla bağlanmaktadır. %56’lık bir kesim internette bulduğu fotoğraf ve bilgileri bilgisayarına ya da telefonuna kaydederken, gençlerin %12’sinin internette buldukları bilgileri indirmek için başkalarından yardım aldıklarıifade edilmektedir. Bu sonuçlara göre gençler özellikle 16-34 yaş aralığında bulunanlar sosyal medyada aktiflerdir ve kullanma becerileri yüksektir.

Türkiye’de bir başka benzer araştırma Brithis Council tarafından yapılmıştır. Brithis Council’ın 2018 yılında Türkiye’de gençler üzerine yaptığı Next Generation araştırmasında, gençlerin yaygın olarak günlük vakit geçirme (günde 2 saatten fazla olmak üzere) işlerinin başında %51 ile WhatsApp’da sohbet etmek geldiği bunu yine %51 ile sosyal medya gönderilerini kontrol etmek yanıtının takip ettiği görülmektedir.bu oranlara bakıldığında Habitat Derneğinin (2019) yaptığı araştırmanın sonuçlarıyla örtüştüğü görülmektedir. Gençlerin internet, tv, gazete olarak gündemi takip etmek ise %40 dolayındadır. Gençlerin %39’unun televizyon izlemekte, kitap, gazete, dergi okumak ise %28 civarında olduğu anlaşılmaktadır Bilgisayar ve internette oyun oynamak %26, spor yapmak %19, sanat ve kültür faaliyetlerine katılmak ise %13 olarak tespit edilmiştir. Bu oranlar gençlerin dijital alandaki becerilerini ortaya koymakla birlikte çağın teknolojisinin onların uğraşı alanlarını oluşturması bakımından anlamlı olduğunu ortaya koymaktadır (Brithis Council, 2018, s.17-20) Bu araştırmada gençlerin en çok kullandıkları sosyal medya kanalları nelerdir, diye sorulduğunda cevapların %29’u instagram, %27’si WhatsApp, %26’sı facebook, %12’si twitter, %9’u you tube, %7’si snapchat, %3’ü swarm-foursquare olduğu görülmektedir. Gençler sosyal medyayı kendileri için faydalı ve değerli görmektedirler, tüm gençlerin %67’sinin sosyal medyanın kendileri için dünyaya açılan bir pencere olduğunu ve güncel gelişmelere ilişkin farkındalık sağladığını belirtmektedirler. Gençlerin %60’ı ise sosyal medyanın kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırdığını, %55’i ise sosyal medyanın toplumun geneli ile daha güçlü ilişkiler kurmasını sağladığını ifade etmiştir (Brithis Council, 2018, s.21). Gençler sosyal medyanın iyi bir gelecek kurmanın hayallerini desteklediklerini, kendilerini geliştirmeleri ve hobi kazanmaları için teşvik ettiğini söylemektedirler.

Gençlerin sosyal medya açısından güvendikleri kaynakların başında %31 oranıyla facebook gelmekte onu %35 ile twitter, %18 ile instagram, %9 ile youtube izlemektedir (Brithis Council, 2018, s.60). Bu noktada sosyal medyanın güvenilir bir kaynak olduğuna gençlerin inandığı anlaşılmaktadır. Gençlerin hoşuna gitmeyen bir olayla karşılaştıklarında verdikleri tepkilerine bakıldığında en yüksek oranla %54 ile sosyal medyada gönderi paylaşmak ve %30 ile ilgili kurumlara e-posta ve tweet atmak geldiği görülmektedir. Gençlerin %35’i ise izinli gösterilere katılmayı öncelediğini söylemiştir. Bu oranlar gençlerin dijital aktivist olma potansiyeli taşıdıklarına işaret etmekle birlikte halen izinli gösteriye katılma gibi fiziki anlamda biraraya gelme anlayışında olduklarını da ortaya koymaktadır. Gençler, yeni medya araçlarıyla kendilerini daha iyi ifade ettiklerini, sosyal ortamlarda olumsuz temsil edime biçimlerine karşı çıktıklarını ve kendileriyle yetişkinler arasında kurulan hiyerarşiyi

yıkabildiklerini belirtmişlerdir (Brithis Council, 2018 s.70). Bu araştırmanın sonuçlarına göre gençlerin sosyal medya ile olan ilişkilerinin beklenilenden daha fazla dijital olduğunu, dijital aktivist olma potansiyelini ve kaabiliyetini taşıdıklarına ve bu alanda etkili olabileceklerine işaret etmektedir.

Bilinen bir başka çalışma Konda’nın 2011 yılında yaptığı araştırmadır. Bu araştırmada gençlerin %69’u facebook, %57.1’i MSN, %18’i youtube, %14.9 Mynet, %9.7’si twitter kullanmaktadır. Gençlerin interneti en çok (% 52.1) arkadaşlarıyla sohbet etmek için kullandıkları %38.3’ü haberleşmek, mailleşmek için %34.4’ü video izlemek, müzik dinlemek ve oyun oynamak için, %18’i haber okumak ve dinlemek için, %14’ü ders çalışmak, %3.4’ü siyasi içerikli siteleri takip etmek için kullandığını ifade etmiştir. Gençlerin %23.9’u haberleri internetten takip ettiğini belirtmiştir.

Konda’nın 2011 araştırması diğer iki araştırma göre yıl olarak daha önce yapıldığı için oranlar düşük kalmakta ve dijital aktivizm konusunda fazla bir bilgi vermemektedir. Buna rağmen Konda 2011, Brithis Concul’ın 2018 ve Habitat’ın 2019 yıllarında yaptıkları araştırmanın sonuçları bazı yönlerden birbirine benzer özellikler göstermektedir. Yıllar itibari ile giderek artış gösteren gençler arasındaki sosyal medya kullanımları onların dijital aktivizm konusundaki yetkinlikleri hakkında yorum yapmamızı kolaylaştırmaktadır. Böylelikle gençler arasında İnternet kullanımı aktivizm için yeni bir alan açmıştır. İnternete erişimi olan herkesin bu mecralarda yer edinebildiği ve sokağa çıkmadan da sesini duyurabildiği bir yeri alan (agora) teşkil etmektedir. Çünkü internete erişim, sosyal medya üyelikleri gibi yüzdelerin gençler arasında yüksek olması, onların aktivizme sağlanacak katkılarının önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Bu durum bilginin kolektif üretimini ve küresel paylaşımını ortaya çıkarmaktadır. Dijital aktivizm özellikle, gençlerin de kendilerini rahatça ifade edebildiği ve çevrimiçi sivil örgütlenme oluşturabildikleri bir alandır. Dolayısıyla bu yeni teknoloji fiziki anlamda kitleleri belirli bir mekana yığmak yerine –ki bazen sosyal medyadan duyumlarla fiziki olarak bir araya gelmeleri de söz konusudur- oturduğu yerden işbirliğini ve yurttaş katılımını getirerek sosyo-kültürel değişime zemin hazırlamaktadır. Aynı zamanda sosyal medyayı kullanarak kamusal alan olma özelliğini kazandırmakta ve belli konularda kamuoyu oluşturarak yurttaş katılımcılığını gerçekleştirmektedir.

İnternet, gerek ulusal gerekse uluslararası açıdan genel olarak iletişim kurmak için çok önemli rol oynamaktadır.

İnternet, bir bakıma siyasilerle iletişime geçmek ve onları harekete geçirmek için yeni bir aktivizm biçimini uygulamaya koymaktadır. Bu çalışmada vurgusu yapılan sosyal medya /dijital aktivizmi+gençlik ikilisi dikkate alındığında Arap baharı, Tunus İsyanı, Mısır-Tahrir Meydanı ve Gezi Parkı gibi olayların gençlerin sosyal medyayı kullanarak bir dijital aktivizim biçimini yaşama geçirdikleri ve etkili oldukları örnekleri teşkil etmektedir.

Dijital Aktivizm Nedir ve Çeşitleri Melerdir?

Sosyal medyada aktif olmak ile dijital aktivizim terimleri ayrı anlamlara gelmektedir. Literatürde karıştırılan bu iki kavram halen netlik kazanmamakla birlikte bana göre farklı içeriklere sahiptir. Sosyal medyayı kullanmak demek aktivizim yapmak demek değildir, aksine “aktif olma” durumunu nitelemektedir. Çünkü aktivizm belirli bir politik ve ideolojik duruşa göndermede bulunmaktadır. Şimdi bu konu üzerindeki literatür açıklamalarını görmeye çalışalım.

Online aktivizmi de denilen dijital aktivizm 1970’li yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. Tarihin ve toplumun internet üzerinden online olarak hatta dünyanın değişebileceğini ve biçimlenebileceğini ifade eden bu kavram Bourdieu’nun ifadesiyle düşünümsel olarak insanın eylemlilik gücünü ön plana çıkarmaktadır. Geleceğin oluşturulmasında insanın eylemlilik/harekete geçme gücünü ön plana çıkaran ve böylelikle toplumların geleceklerinin inşa edilmesinde yeni mücadele pratiklerinin önemine vurgu yapan bu kavram, sosyal değişme teorileriyle yakından ilgilidir. Fakat bu alanda mücadele pratiklerinin yenilikçi ve ilerlemeci olabileceğinden söz edilmekle birlikte, tutucu yönelim ve amaçlar taşıyabileceğini de akıldan çıkarmamak gerekmektedir. Çünkü bu araçlar istenilen değişmeleri bir kazanıma dönüştürebilir de dönüştürmeyebilir de. Dolayısıyla kamusal yarar kavramı kime göre, ne için sorularının sorulmasını gerekli kılmaktadır (Yeygel-Çakır 2017, s.759).

Turhan’a göre (2017, s.26) geleneksel aktivist hareketler ile dijital aktivizmi birbirinden ayrı düşünmek gerekir.

Çünkü dijital aktivizm çağımıza özgü olması nedeniyle hem teknolojiyi hem de eylemlilik halini birlikte ele almayı gerektirir. Bu durumda dijital aktivizmi özğün kılan yön, onu kullanan dijital yerlilerin önceki kuşaklardan çok farklı bir noktada bulunmalarıyla alakalıdır. olmasında saklıdır. Narmanoğlu’na göre (2016, s.438), belli bir grubun çıkarlarını korumak ve sesini duyurmak amacıyla gerçekleştirilen bir eylemlilik halidir ve biri alt diğeri ileri olmak üzere iki seviyesi bulunmaktadır. Alt düzeyi toplumsal sorunların gündeme alınmasını, ileri düzeyi ise kanun koyucu ve yöneticilere sorunu çözmek için üzerlerinde baskı oluşturulmasını içermektedir. Aslında alt ve ileri düzey meselesi birbiriyle ilişkili olarak bir taraftan bir sorunun kamuoyuna duyurulmasını getirinken öte taraftan çözümün gerçekleştirilmesini sağlama amacını taşımaktadır. Bu süreç

demokratik katılımın varlığını ortaya koymaktadır. Böylelikle sosyal medya, demokratik bir misyon üstlenerek toplumsal bir eylem biçimi olan aktivizmi internet ortamına taşımıştır. Özetlersek, facebook, you tube, twitter, instagram ve my-space gibi sosyal medya alanlarından yapılan dijital aktivizm, internet üzerinden yalnızca

demokratik katılımın varlığını ortaya koymaktadır. Böylelikle sosyal medya, demokratik bir misyon üstlenerek toplumsal bir eylem biçimi olan aktivizmi internet ortamına taşımıştır. Özetlersek, facebook, you tube, twitter, instagram ve my-space gibi sosyal medya alanlarından yapılan dijital aktivizm, internet üzerinden yalnızca

Belgede GENÇLİK VE DİJİTAL ÇAĞ (sayfa 50-58)