• Sonuç bulunamadı

Bu tapınak, eski tarihte Yunanistan da bulunan Delfi Kehanet merkezinden sonra ikinci bir kehanet merkezi olarak belirlenmiş ve eski Yunan ve Roma Mitoloji efsanelerinde adı geçen güneş ve ışık tanrısı Apollon için yaptırılmıştır.

Tapınak M.Ö.494 de Milet şehrine saldıran Persler tarafından yıkılmıştır.

Tapınağın yeniden yapımı ise Büyük İskender’in Pers zaferinden sonra gerçekleştirilmiştir. M.Ö.300’lerde yapımına başlanan tapınakta çalışmalar uzun yıllar boyunca sürmüştür. Ölçüleri çok büyük tutulduğu için yapımı M.S. 2. yüzyılın ortalarına dek süren yine de mermer eksikliğinden bitirilemeyen tapınak, önceki tapınaklardan çok daha büyüktü. Efes teki Artemis ile Samos’taki Heraiondan sonra dünyanın en büyük tapınaklar sınıfında adını yazdırılmış oldu. Şimdiki tapınak 109x51m.dış, 53x21m. iç ölçülerinde, dört tarafı yedi basamaklı merdivenle çevrili bir podyum üzerinde yapılmış ve ilk yapılışta toplam 124 sütunlu olduğu, tarih kitaplarda yazmaktadır.

PRIENE

Söke ilçe merkezine 15 km. uzaklıktaki Güllübahçe beldesi yakınındadır. Miletli ünlü mimar Hippodamos’un planına göre kurulmuş olan şehir, surlarla çevrili olup, üç girişlidir. Priene kelime anlamıyla “Hisar Yurdu” anlamına gelmekte olup, eski deniz kenarın kentlerden biri olarak biliniyordu. M.Ö. 494 de İon-Pers (Lade Deniz) Savaşı’nda Priene İonlar ile birlikte 12 gemiyle Perslere karşı savaştı ve Milet antik

kenti gibi savaşı kaybedip, yakılıp yıkıldı. M.Ö.350 Yılında kent tekrar inşa edildi ve

“Naulokhos”adlı bir limana sahip idi. Çevredeki törenleri Priene’liler yönetirdi. Bu da kentin önemini artırdı.

Burada M.Ö.6.Yüzyılda Filozof ve Hukukçu “Bias” yaşadı. “Çoğunluk Kötü”

veya “Kaba kuvvet ile değil, ikna ederek kazanın” sözleri çok ünlüdür. Buranın yeni kuruluşunda B.İskender tarafından yardım edildiğinden, B.İskender’e ait oturduğu ev de bulunmaktadır. Ayrıca Athena Tapınağı, Kutsal Stoa, Agora denilen Pazar yeri Tiyatro ve kent planlaması görülmeye değerdir.

HARPASA

Nazilli ilçesi Esenköy (Arpaz) sınırları içindedir. Köyün sırtını dayadığı Asar tepenin üzerinde yer alır. Arkaik devirden kalma surlarının kuzey yönündekiler hemen hemen büyük ölçüde ayakta kalmışlardır. Şehirde kesintisiz olarak oturulmuştur.

Tiyatro, Helenistik Dönem özellikleri gösterir. Kent teraslar üzerinde kurulmuştur.

Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı Dönemleri’nde iskan gördüğü buluntulardan anlaşılmaktadır. Bizans Dönemi’nde küçülüp surlarını tepeye çeken kentte; daha sonra da oturulmuştur. Osmanlı Dönemi’nde Âyandan Arpaz Beyleri burada yaptıkları;

konak, kule, hamam, depo ve diğer müştemilat birimleriyle küçük kale görünümlü yapılarda yaşamıştır.

Harpasa kenti çevresindeki tepelerin üzerinde yer alan ve arkeolojide tepe üstü Tümülüsler (mezar tipi) olarak bilinen Tümülüslerde (mezar tipi), kentte yaşamış önemli kişilerin mezarları yer almaktadır. Bu tümülüsler Lidya etkisiyle yapılmıştır.

ANTIOKHEIA

Literatürde Menderes Antiokheia’sı olarak bilinmektedir. Kuyucak ilçesi,Çiftlik Köyü’nün 500 m. doğusundadır. Çul Dağı’nın eteklerinde ve Dandalos Çayı’nın kıyısında Asartepe de kurulmuş bir antik kenttir. Kent hakkında Strabon’dan bilgi almaktayız. Strabon Antiokheialıların ülkesindeki Men Tapınağı’ndan ve kentte çok kaliteli incir üretildiğinden de bahseder. Bu kent Seleukid Kralı Antiokhos Soter’in (M.Ö.281-261) zamanında birleştirilmesiyle kurulduğundan dolayı kent onun adına taşımaktadır. Strabon ünlü filozof Diotrephes’in burada doğduğunu söyler. Kent üzerinde muhtemelen bir stadion kalıntısı bulunmaktadır. Ören yeri üzerinde Aydın Oğulları Beyliği döneminden kalan 14.yüzyıl yapısı Hafsa Hatun Türbesi yer almaktadır.

MASTAURA

Nazilli ilçesi Bozyurt Köyü’nün hemen kuzeyinde yer almaktadır. Nysa Kentinin doğu komşusu konumundadır. Mastaura hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Kent ticaret güzergahında olup, para basma ayrıcalığına sahipti. Strabon Orthosia ile birlikte Mastaura’dan da söz etmiştir. Hıristiyanlık Döneminde Piskoposluk merkezi olup, Ephesos Khalkedon konsillerine katılmıştır. Bugün halk arasında

“Mastavra Kale” denilen mevkide bu kente ait yazıt ve sikkeler bulunmuştur.

Mastaura’da kısmen ayakta kalmış tek yapı tiyatrosudur.

PİGİNDA

Bozdoğan ilçesi, Çamlıdere Köyü’nün yaklaşık 7 km. güneyinde yer alan kent Byzantion’lu Stephanos’un bildirdiğine göre, Karia’da yer alan küçük bir yerleşmedir.

Kentle ilgili bilgilerimiz hiç araştırma yapılmamış bir yerleşim olması nedeniyle sınırlıdır. Üç akropolden oluşan kent üzerinde Helenistik Döneme ait surlar bugün rahatlıkla görülebilmektedir. Tiyatro ve olasılıkla Heraion olarak adlandırabileceğimiz kutsal yapı önemlidir. Kare planlı yapıda ele geçen yazıttan öğrendiğimize göre kent üzerinde Zeus Pigindenos (Pigindalı Zeus) kültü ve bu külte bağlı Zeus Tapınağı yer almaktadır. Bu tapınağın yeri henüz saptanmış değildir. Ancak bunun Piginda’da olduğu sanılmaktadır.

ORTHOSIA

Yenipazar ilçesi, Donduran köyü sınırları içinde yer almaktadır. Antik Çağ yazarlarından Strabon Orthosia’dan Karia yerleşmesi olarak söz etmektedir. M.Ö.7.

Yüzyılda Kimmerlerın saldırısına uğrayan kent, Lydia Kralı Alyattes’in Kimmerleri yenmesi sonucu bu egemenlikten kurtulup Lydialıların eline geçer. M.Ö.6.y.y’da ise ion Birliği’ne katılır ve birçok Anadolu kenti gibi Perslerin egemenliğine girer. Kentteki önemli yapılar arasında yer alan tiyatro ve Bizans yapısı bugün de ayaktadır. Nekropol üzerinde ise iyi korunmuş durumda lahitler ve oda mezarlar kaliteli işçilik göstermektedir.

MYUS

Bafa Gölü kıyısında, Miletos’un 15 km. kuzeydoğusunda, Avşar Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Strabon Myus’un Atina Kralı Kodros’un oğlu Kydrelos tarafından kurulduğunu bildirmektedir. Yine Strabon’un anlattığına göre Panionion birliğine dahil kentlerden birisidir. Heredotos, M.Ö.499’da Pers donanmasının Myus kenti açıklarına demirlediğini bildirmektedir. Ancak Heredotos, Myus’un M.Ö.494’teki Lade Deniz Savaşı’na sadece üç gemi ile katıldığını bildirmektedir. Yapılan kazılarda antik kaynaklarda adı geçen ve beyaz mermerden yapıldığı bilinen Dionysos Tapınağı ortaya çıkarılmıştır. Kent üzerinde bugün Dionysos Tapınağı’na ait parçalar, Arkaik Döneme ait sur duvarları ve Bizans Kalesi kalıntıları görülmektedir.

GERGA

Çine ilçesi Deliktaş mevkiinde yer alan kent Alabanda antik kentinin 13 km.

güneybatısında bulunmaktadır. Kentin tarihinin Arkaik Döneme kadar gittiğini gösteren izler vardır. Halen kent içinde görülen kalıntılar Arkaik Dönem ve Roma Dönemine aittir. Gerga, Karia kültürünü yansıtan önemli bir merkezdir. Dağlar arasında kurulmuş bir kent olması nedeniyle Karia karakterini korumuş olan kentlerden biri olarak nitelendirilmektedir. Sur duvarları tipik Karia stilindedir. Gerga adı kaynaklarda bir kent olarak belirtildiği gibi yerel bir tanrıya ait olabileceği de belirtilmektedir. En önemli yapı, halen ayakta olan ve tapınak olarak adlandırılabilecek özelliklere sahip yapıdır.

Büyük kesme taşlardan yapılmış, yapının üçgen alınlığında yazı vardır. Yapının hemen altında yere düşmüş dev heykelin Kybele’ye ait olabileceği düşünülmektedir.

Müzeler:

Benzer Belgeler