• Sonuç bulunamadı

Dişi Kurdun Rüyaları

4.3. Aytmatov Romanlarında Kurt Motiflerinin Tespiti

4.3.4. Dişi Kurdun Rüyaları

Sovyetlerin dağılmasından henüz bir sene önce, müellifi tarafından 1990 yılında yayımlanan DiĢi Kurdun Rüyaları, Gün Olur Asra Bedel ile birlikte Aytmatov’un en uzun romanlarından birisidir. Tek bir romanda iki farklı olay örgüsü kurgulayarak ve bu iki olay örgüsünü vak’a zamanı içerisinde geri dönüĢler yapmak suretiyle ortak bir noktada buluĢturarak modern roman anlayıĢının bütün imkânlarından faydalanılmıĢtır.

Aytmatov romanlarının ve diğer bütün tahkiyeli eserlerinin hemen hemen hepsinde görülen en belirgin nitelik, karakterlerin Kırgız yahut Kazaklardan seçilmiĢ olmaları ve olay örgüsünün kurgulandığı itibarî âlemin, özellikle Aytmatov’un

114

çocukluğunun geçtiği yerlere ait birçok izi barındırıyor olmasıdır. Aytmatov’un mensubu bulunduğu Kırgız milletinin, Kırgızistan topraklarının romanlarda yer almasının haricinde yazarın yine kendi milletine ait bir takım mitsel kavramlar, inanıĢlar, masallar vb. de yüksek lisans tezinin incelediği romanlardaki yerini almıĢtır. Bunda Ģüphesiz Sovyet idaresinin uzun bir süre baskı ile bünyesindeki halkların folklorunu ve öz kültürünü sindirmesi etkili olmuĢtur. Sonuçta edebiyatçılar kan bağı ile bağlı bulundukları milletlere yol göstermeyi kendilerine görev addedegelmiĢlerdir. Edebiyatın bilinen en eski tartıĢması, belki de, “sanat toplum için mi, yoksa sanat için mi?”dir. Toplum için sanat yapan bir edebiyatçının toplumunun kaygılarına, ümitlerine, hayal kırıklıklarına, öfkesine bigâne kalabilmesi düĢünülemez. Aytmatov da iĢte bu yüzden sanatını toplumu için icra etmiĢtir. YaĢadığı dönemde Sovyet sanatında etkili olan sosyalist realizm akımının, yazarın sanatını icra ediĢi üzerindeki etkisi yadsınamaz.

DiĢi Kurdun Rüyaları’nda Kırgızların ve doğal olarak tüm Türklerin büyük önem verdikleri kurt motifi, romanda yer almanın da ötesinde romanın baĢkahramanı olmuĢtur. Burada ayrı bir parantez açmak gerekmektedir. Kurt bir motif olarak yalnız Türk menĢeli destan veya masallarda yer almaz, örneğin Romalılar189

yahut Moğollar190

da kurdu bir motif olarak kullanırlar. Bu noktada motiflerin evrenselliği kavramı ortaya çıkar ki bu son derece normal bir durumdur. Sonuçta doğada yer alan her Ģey o doğanın bir parçası olan insan tarafından anlamlandırılabilir ve ona bir kutsiyet de atfedilebilir; fakat bir motifin millileĢmesi için bundan biraz daha fazlası gerekir. Motifi millileĢtiren o motifte bir millete ait bazı karakteristik özelliklerin tezahürüdür. Bu yüzden Türklerin kurt motifi, özele indirgenerek bozkurt olmuĢtur. Bozkurt da DiĢi Kurdun Rüyaları’nda Akbar191 ve TaĢçaynar192 isimleri ile bir motif olarak yerini almıĢtır:

Bir yıl öncesine kadar, boz yeleli bu kurtları bu dağlarda bilen yoktu. Buraya gelişlerinden sonra da ortalıkta pek görünmemeye, uzak durmaya devam ettiler.

189 Roma’nın kurucuları Romus ve Romulus’un Tiber Nehri kıyısında diĢi bir kurt tarafından emzirilmesi.

190

Bazı Moğol kabilelerinin Börteçine adlı bir erkek kurdun ataları olduğuna inanması. 191 Arapça ekber.

192

115

Önceleri şurada burada dolaşıyor, daha çok bölge kurtlarının hâkim olduğu arazinin berisinde, tarafsız bir bölgede konaklıyorlar...193

Yazarın boz yeleli kurt diye bahsettiği Akbar ve TaĢçaynar, romanda hem milli özellikleri hem de evrensel özellikleri bünyelerinde barındırır Ģekilde kurgulanmıĢlardır. Ġlk olarak ikisinin de ismi kurdun gücüne atıfta bulunmak amacıyla özenle seçilmiĢtir. Ululuk ve taĢı çiğneyecek kadar büyük bir kudreti bulundurması ile bu iki kurt, Abdias’ın günahkâr ruhları kurtarmaya azmettiği bir dünyada yaĢamaktadır. Aslında Abdias’ın hayat hikâyesinin bir ayna ile yansıtıldığı izlenimi uyandıran bölüm, kurtların hikâyesinin bulunduğu bölümdür. Aynı mücadele azmi, aynı sıkıntılar, aynı yalnızlık ve yine bütün bunlara rağmen aynı asalet her iki hikâyede de kendisini göstermektedir.

Akbar’dan, hür ve bağımsız olmayı her şeyden üstün tutardı.194 diye

bahsedilmektedir. Bu kurdun ifade ettiği en belirgin özellik esaret altında yaĢayamamaktır. Aslında bu, Türklerin esaret altında yaĢayamıyor olmasıyla doğrudan alakalıdır. Sovyet idaresinin hüküm sürdüğü Kırgız ülkesinin bağımsızlığa hasretini Aytmatov, bazı sebeplerden ötürü, direkt olarak dile getiremediği için bir kurdu, özellikle de Türkleri sembolize eden bozkurdu, motif olarak tercih ederek dile getirmiĢtir. Türk destan ve masallarında da kurt asaletli ve kudretli bir hayvan olarak tasvir edilmiĢtir. Böylece bozkurdun romana, Türk bozkurt mitinin birebir yansıması olarak dâhil edildiği ortaya çıkar.

Romanda diĢi kurt Akbar’ın ilk doğan yavrularına, her ne kadar büyümüĢ ve güçlenmiĢ de olsalar, bir isim veremediğinden bahsedilir. Tanrı‟nın takdirinin

tersine195 kurdun yavrularına bir isim veremiyor oluĢu, Dede Korkut hikâyelerinden

Dirse Han Oğlu Boğaç Han’da yetiĢmiĢ erkek Türk gencine, bir kahramanlık

göstermedikçe isim verilmemesiyle tamamen aynıdır.196

Bu anlayıĢın kurt motifinin bir parçası olduğunu tahmin etmek zor olmaz; zira bozkurdun Orta Asya Türk geleneğini ve inanç sistemini etkilemiĢ olması bilinen bir gerçektir.

193 Aytmatov 13. 194 Aytmatov 13. 195 Aytmatov 29. 196 http://www.bilgicik.com/yazi/dirse-han-oglu-bogac-han-destani-dede-korkut-destanlari/ (EriĢim Tarihi: 18.03.2012)

116

DiĢi Kurdun Rüyaları’nda kurtların, Abdias’ın ve Hz. Ġsa’nın hikâyeleri birbirleri ile paralellik göstermektedir. Aslında bu romanın ana karakteri Abdias’tır ve romanın ana olay örgüsü Abdias’ın günahkârlarla olan mücadelesidir. Bu noktada Hz. Ġsa’nın yaptıkları ve çarmıha geriliĢinin anlatılması Abdias’ın da tıpkı Hz. Ġsa’nın mücadelesine benzer bir çaba içerisinde olduğunu gösterir. Bu noktada kader vurgusu ön plana çıkar. Her üç hikâyede de kahramanların büyük bir çaba sarf ettikleri görülmektedir; fakat ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemedikleri yegâne Ģey kaderleridir.

Benzer Belgeler