• Sonuç bulunamadı

2. SÜRÛR-EFZÂ’NIN ŞEKİL VE MUHTEVA HUSUSİYETLERİ

2.2. MUHTEVA HUSUSİYETLERİ

2.2.3. Deyimler, Atasözleri ve Kalıplaşmış İfadeler

2.2.3.2. Deyimler

Yâd etmek:

Eyle yād ismini her dem Çalabuñ

Ki müyesser ide hergiz šalebüñ (5)

Umaram ĥayr-ile yād eyleyeler

37

Ele girmek “ele geçmek, elde etmek”:

Ele girmez bu ġanīmet her bār

ᶜAvdet ider mi aķıcak enhār (12)

Elüñe girmeye āĥir furŝat

İdesin āh ŝaçasın ḥasret (7)

Bu ģikāyet ki didüm ķadrini bil

Ele girmez arasalar niçe yıl (1461)

Kapıdan göndermek “geri döndürmek, kabul etmemek”:

Bizi gönderme ķapuñdan maģrūm

Umarız kim olavüz heb merģūm (36)

Kendi yağıyla kavrulmak “elde bulunanlarla yetinerek kimseye muhtaç olmamak”:

Dil tenūrunda maᶜāni beresi

Kendi yaġı ile ķavruldı besi (91)

Bildiği yanıldığına yetmemek “yanlışlarının doğrularından çok olması”:

Yite mi bildigü yañıldıġuna

Ķılmıyalar meġer az ü çoġına (85)

Dilde destan olmak “herkes tarafından konuşulmak”:

Bir ķurı nām-ile ancaķ dilde olmuş dastān

38

Bel bağlamak “birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek”:

Mušrībüñ ġılman olup növbet ura şām ü seģer Ĥidmete bil baġlayup her birisi ola ĥadem (108)

Ģażrete ķarşu ķıyām oldı ķıyām

ᶜAkd-i yed ĥidmete bil baġlıya tām (324)

Gece gündüz dememek “bir işi sürekli olarak yapmak”:

Gice gündüz dimeyüp mihr-ile māh

Ṭolaşır ķulluķ içün eyle nigāh (135)

Aklı gitmek “ne yapacağını şaşırmak”:

Getirüp cāriye virdi güherin

Göricek ᶜaķlı gidüp düşdi hemīn (271)

Başı kurtarmak “canını kurtarmak”:

Gördi tācir ki ģarāmī ġālib

Başı ķurtarmaġa oldı šālib (678)

Ķalᶜa-yı tevbeye ķaçup girdüñ

39

Eser kalmamak “hiçbir belirti, iz olmamak”:

Yok mı cānuñda mahabbetden eśer

O eśerden viresin bize ĥaber (647)

Elinden kurtarmak:

Beni ķurtar bularuñ destinden

Bir sebeb vir baña ins ü cīndan (2001)

Göresi gelmek “özlemle görmek istemek”:

Šuramadım göresim geldi seni

Virmesün ķullara bu derdi Ġanī (1954)

Esen kalmak “ruhsal ve bedensel olarak sıhhatli olmak”:

Ŝaġ esen ķal diyü düşdi rāhe

Muģkem ıŝmarlayuben Allāh’a (1942)

Allah’a ısmarlamak:

Ŝaġ esen ķal diyü düşdi rāhe

Muģkem ıŝmarlayuben Allāh’a (1942)

Šutdı bir cānībe šoġrı yüzini

40

Hiçe saymak “önem vermemek”:

Hiçe ŝayma kerem it mekrin anuñ

Bilinür ŝanma ķamu fikrüñ anuñ (1934)

Başına bela açmak “kötü bir duruma düşmek”:

Ādemi ravżāda dāma düşüren

Başına niçe belālar uşıran (1931)

Başına bela getirmek:

Getüren başa belāyı dildür

Ģıfž-ı dil ġāyet-ile müşküldür (1670)

Sakalı eline vermek:

Ŝaķalın virmek eline dişinüñ

Uçarur ḥürmetin āĥir kişinüñ (1930)

Sözünün eri olmak “verilen sözü yerine getirmek”:

Sözinüñ şol kişi ki ola eri

İdine her kişi yanında yiri (1873)

Yüreğini dökmek “üzüntüyü anlatarak hafiflemek”:

Sözini bildürür āĥir gerdūn

41

Dilin ucunda olması “hatırlanacak gibi olup bir türlü hatırlanamayan söz”:

Dilim ucunda olupdur bu derd

İstimāᶜ itmeye āvāzımı ferd (1725)

Başına buyruk olmak “dilediği gibi davranmak”:

Ķanı ol dem ki yürürdüm dilşād

Başuma buyruġ oluben āzād (1713)

Yüzünü döndürmek “gösterdiği ilgiyi kesmek”:

Yüzüni döndürür andan fużalā

Ģaķ söze rāżı olagör dime lā (1617)

Yüzü kara olmak “utanılacak bir halde olmak”:

Edebi gözlemeyen masĥaradır

Masḫaranuñ yüzi dāˇim ķaradır (1623)

Bildiğini işlemek “verilen öğütleri dinlemeyerek tutumunu sürdürmek”:

Bir niçe gün geçerek geldi yine

Bildügüñ işledi ol döne döne (1535)

Diline her ne gelirse söylemek “nezaket dışı ya da gelişigüzel konuşmak”: Nār-ı miģnetde yatup āh eyler

42

Hayat memat “ölüm kalım meselesi”:

Ya ģayātın ya memātın bileler

Ķande ise anı elbet bulalar (1427)

Başından aşmak “pek çok olmak”:

Deli göñli ĥad ü ĥāle düşmüş

ᶜAşķı deryāsı başından aşmuş (1300)

Baştan geçmek “yaşanılan olaylar”:

Niçe esrār ü niçe rāz açdı

Söyleşildi ne ki başdan geçdi (1370)

Takati kalmamak “gücü kalmamak”:

Šāķati ķalmadı lāl oldı dili

Bükülüp ŝanki hlāl oldı beli (1290)

Benzi sararmak “yüzünün rengi solması”:

Nārı ḫavfıyla derūnı šoldı

Ŝararup beñzi ḫazān-veş ŝoldı (1288)

Aklını başına toplamak:

ᶜAķlını başına cemᶜ eyledi tīz

43

Kendi kazdığı kuyuya kendi düşmek “başkası için hazırladığı kötülüğe kendi uğramak”:

Kişi ķazduġı ķuyuya eger

Kendüsi düşe dimiş ĥayr-ı beşer (1189)

Yüzüne vurmak “ayıplayarak kusurunu yüzüne söylemek”:

Yüzüne ķullarınuñ urmaya Ģaķ

Ne revādur yüzüne sen urmaķ (1179)

Mutluluktan ağlamak:

Aġladı şevķ ü sürūrundan o dem

Eşidüp şeh didi hīç çekme elem (1125)

Yüreğin yağları erimesi “çok üzülmek, çok korkmak”:

Eridi yüregimüñ yaġı tamām

Yeñilendi yine dil daġı tamam (1117)

Gönül yapmak “ince bir davranış veya sözle birinin sevgisini kazanmak”:

Bir göñül yapmaġa bīn dinārı

Vire olmaġa ģabīb-i Bārī (1170)

Bize lušf ü keremüñ-ile ey Ģaķ

Sen naŝīb eyle göñüller yapmaķ (1174)

Ķalbini yapduñuz ol miskīnüñ

44

Kıssadan hisse “anlatılan olaydan ders almak”:

Ķıŝŝadan ģiŝŝe bu oldı ey yār

Kimseden kimseye irmez bed-kār (865)

Kem küm etmek “verecek cevap bulamayınca açık olmayan sözler söylemek”:

Šolaşur öte beri kem küm ider

Ġażabından yüregi ki tüm tüm ider (846)

Akıl erdirmek “ne olduğunu anlamak, sırrını çözmek”: ᶜAbde lāzım degil esrāre ire

Seyyidüñ her işine ᶜaķlı irdüre (787)

Ģikmete kimsenüñ ᶜaķlı iremez

Degme göz sırr-i ķażā-yı göremez (721)

Varına yoğuna bakmamak “elde olanların bütününü umursamamak”:

Merģamet itmedi zārına anuñ

Baķmadı yoġına varına anuñ (779)

Yerli yerinde olmak “uygun, yakışır olmak”:

Mālikü’l-mülküñ olupdur tedbīr

45

Yirlü yerinde olupdur her kār

Fehm olunmadı ise nola ey yār (756)

Dona kalmak “çok şaşırmak”:

Niçe cevr-ile cefā itdi aña

Görse her kimse ķalurlardı šoña (777)

Tir tir titremek: “çok üşümek, çok korkmak”

Ēarbeyi urdı o bed-baĥta dilīr

Yıķılup düşdi vü ditrer dir dir (693)

Hayra yormak “rüya ya da olayın iyi bir belirtisi saymak”:

Kerem ü lutfuña ķalmuşdur işim

Umaram ĥayra yorıla bu düşüm (542)

Gözünü açmak “gafil olmamak, uyanık olmak”:

Ġāfil olma gözüñ aç bīdār ol

Rāh-ı Ģaķķ içre sebük-bār ol (409)

Başına üşüşmek “başına toplanmak”:

Fāᶜide eylemez ammā o zamān

46

Baş eğmek “saygı göstermek veya direnmekten vazgeçerek buyruk altına girmek”:

Baş egüp eyledin Ģaķķ’a rūkūᶜ

Emre münķād vü mušīᶜ id ḫuzūᶜ (325)

Yüzü yere vurmak “utanmak, mahcup duruma düşmek”:

Afv umup yüz yire urdum ey şāh

Getirüp dergehüñe rūy-ı siyāh (327)

Yüzü ele almak “utanmak”:

Yine geldüm yüzümi alup ele

Nola suĥriyye olursam da ile (1960)

Kılına zarar vermek “çok küçük dahi olsa zarar görmek”:

Emr-i Ģaķ itmeye mādam ŝırrı

Bir ķılına żarar itmez ġayrı (812)

Yüreği sığmamak “coşkunluk göstermekten kendini alamamak”:

Yiregü ki sıġamaz şöyle gelür

Didüm ey Ģaķ ne ola kim ne bilür (855)

Eline yapışmak:

Eline yapışup ol dildārı

47

Nida attırmak “duyurmak, ilan etmek”:

Eşidicek bu sözi şāh-ı güzīn

Atdırup şehre nidāyı ol ģīn (1442)

Gönlün çekilmesi “sevmemek, soğumak”:

Gelmesün görmeyeyin anı ebed

Göñlüm andan çekilüp eyledi red (1643)

Sözünü bilmeye bildirmek:

Sözini bilmeyene bildürmek

Ĥūbdur her ne ķadar çekseñ emek (1859)

Can gözüyle bakmak “çok dikkatli bakmak”:

Muššalīᶜ olmaya bu sırra meger

Cān göziyle ide ta levḥa nažar (741)

Kuş olup kaçmak:

Bir yeşil cāme giyüp binmiş ata

Ķuş olup ķaçsa daĥı anı šuta (689)

Benzer Belgeler